Villa & Ribery & Messi

mbv

Hızlı mı? Hızlı. Teknik mi? Acayip. Şut mu? Her yerden. Pas mı? Kralı var. Barcelona’nın önümüzdeki sezon için ileri uçta hayal ettiği 3’lü. Eto’o ile sözleşme yenilenmediğini, Valencia’nın yaşadığı kriz nedeniyle Villa’yı kesin satacak olmasını, Ribery’nin oynadığı takımı para için her an satabilecek yapıda olmasını ve Henry‘nin de ilerleyen yaşını da düşünüsek, bu hayalin olabiliritesi oldukça yüksek…

Tek yol Barça

2600219441_31689e32e3_o

Valencia‘nın içinde bulunduğu mali kriz malumunuz. Haziran ayında ödenmesi gereken borç miktarı 75 milyon euro. Bu parayı ödemenin tek yolu da oyuncu satmak. Takımın en gözde ismi hiç kuşkusuz David Villa. Bu haftaiçinde Arapların sahip olduğu Manchester City ile Valencia görüşmüşler, ancak anlaşma sağlanamamış. David Villa ise yaptığı açıklamada, İspanya dışında bir ülkede oynamayacağını söylemiş. Valencia’dan sonra İspanya’da oynayacağı iki kulüp var. Ya Barça ya da Real Madrid. Eto’o ile hala sözleşme yenilemeyen ve sezon sonu sağlam bir forvet alacağına kesin gözüyle bakılan Barcelona’nın sezon sonu bu transferi bitireceğini düşünüyorum. Barça forması da David Villa’ya yakışır be…

Tutmayan maya

PORTUGAL SOCCER WC QUALIFIER

Galatasaray’a transferi kesinleştiği günlerde Meira için ”kötü transfer dedim” diyen biri varsa kesin yalan söylüyordur. Portekiz Milli takımında ve Avrupa’da formasını giydiği takımlarda kendisini kanıtlamıştı Meira. Ama olmadı, Galatasaray’da bekleneni veremedi, yani kısacası maya tutmadı ve 6 milyon euro transfer bedeli ile Zenit’e transfer oldu. Bu ekonomik krizde 6 milyon euroluk teklif gerçekten ilaç gibi ancak takımda bu kadar eksik varken ve hedef UEFA finaliyken bu karar ne kadar doğru bilemedim. Gerçi resmi siteden yapılan açıklamada Meira’nın profesyonel hayatta reddedemeyeceği cazip bir teklifle karşılaştığı ve ayrılmak istediği belirtilmiş.

Bu saatten sonra bunları tartışmanın bir anlamı yok. Yarın Galatasaray’ın Hamburg ile çok önemli bir maçı var. Meira’nın yerine kim oynayacaksa elinden gelenin en iyisini yapacak ve üzerindeki formanın hakkını verecektir. Bu isim genç Semih de olabilir, Volkan Yaman da… Bunun kararını en iyi teknik ekip verecek, bekleyelim ve görelim.

Çeyrek finalistler #1

juventus-v-chelsea-essien-009

Şampiyonlar liginin ilk 4 çeyrek finalisti dün gece oynanan maçlarla belli oldu.

Liverpool, Anfield’ı Real Madrid’e dar etti. Maçın 1. dakikasından itibaren beklenenin aksine oyunu Real kalesine yıktı. Bu tip maçlarda genelde temkinli oynamayı tercih eden Rafa Benitez beni de şaşırttı açıkcası. İlk maçta aldıkları 1-0’lık galibiyetten sonra bu maçta da Real’e 4 atarak, daha önce Anfied’a gelmemiş olan Juande Ramos‘a güzel bir tanıtım yaptılar. Real’de ayakta kalan iki isim Ocak ayında kadroya kattıkları Lassana Diarra ve cok daha büyük bir farkı önleyen kaleci Casillas’dı. Liverpool takım olarak çok iyiydi ancak kaptan Gerrard oynayınca bir başka oluyor bu takım. Her ne kadar erken gelen gol ve üstüne hakemin verdiği hatalı penaltı kararı olsa da, Madrid’in dün gece kazanma şansı hiç yoktu.

Bir diğer İngiliz takımı Chelsea ise Delle Alpi’de girdiği pozisyonları affetmeyerek 2-2’lik skorla Londra’ya turla döndü. Maçın büyük kısmı Juve’nin kontrolü altında geçti. İtalyanlar ilk yarıyı tam önde kapadık derken 45. dakikada gelen golle soyunma odasına tatsız gittiler. İkinci yarıda 10 kişi kalmalarına rağmen 2. golü de bulan ve ümitlenen Juve’nin hayallerini 82. dakikada Drogba yıktı. Yazık oldu Juve’ye, beğeniyorum oynadıkları futbolu ama Hiddink Chelsea’ye yaramış ne yalan söyleyeyim. Bu maçtan aklımda kalanlar; müthiş Juve taraftarı, Del Piero’nun klas ötesi penaltısı, Essien’in golle geri dönüşü ve en etkileyici olanı, sezon sonu futbolu bırakacağını açıklayan Nedved’in 10. dakikada sakatlık nedeniyle oyundan çıkarken gözlerinin dolu dolu dolması…

Hani madara olmak diye bir laf vardır. Bayern Münich karşısında 2 maçta toplam 12 gol yiyen Sporting Lisbon için söylenebilecek tek laf bu olsa gerek. Zamanında Avrupa’ya gidip dağılan Türk takımlarına benzediler. Gerçi rekor 8-0’la hala Beşiktaş’ta ama olsun. Bayern, Ribery ve Toni gibi en etkili isimlerini riske etmeden Allianz Arena‘da Sporting’e güle oynaya 7 gol attı. Önümüzdeki sezon Köln’e geri dönecek olan Podolski’nin erken gelen 2 golü, farklı galibiyetin habercisi oldu. 2 maçta 12 gol yiyen bir takım için söylenecek çok fazla şey var ama nereden başlasam bilemedim. Merak ettiğim bir şey var. Eğer Sporting bu deplasmana gelmeseydi hükmen hangi skorla mağlup sayılacaklardı?

Şampiyonlar liginin sürpriz ekiplerinin mücadelesinde ise Villarreal Atina’dan galibiyetle çıkarak beni oldukça şaşırttı. Panathinaikos yenilmeyecek bir takım değil ama daha önce de söylediğim gibi kendi sahasında taraftarları ile çok etkili olabiliyorlar. Skor 1-1 olduğunda ”bu maçın penaltılara kadar yolu var” diye düşünürken Nihat’ın yerine oyuna giren Llorente İspanyollara turu getirdi. Bu turdan sonra Villarreal’in işi çok zor, çeyrek finaldeki rakipler ile aralarında siklet farkı olduğu çok açık…

Rövanş zamanı #1

785574_biglandscape

Şampiyonlar ligi 2. tur rövanş maçlarından 4 tanesi bu akşam sahne alıyor.

Liverpool ilk maçta 1-0 yendiği Real Madrid’i Anfield‘da ağırlıyor. Real Madrid maç öncesi oldukça ümitli ancak bu tip maçları çok iyi kilitleyen Rafa Benitez, bu maçta da aynı şeyi yapacak bence. Topa sahip olup, bol bol pas yaparak riske girmeden sıkıcı bir futbol bekliyorum Liverpool’dan. Real’de oyunu değiştirebilecek, bir şeyler yaratabilecek tek oyuncu Robben. O da tek başına ne kadar etkili olabilir bilemiyorum. Liverpool bu maçı 0-0’a kilitler, hatta son dakikalarda kontradan bir tane gol de sıkıştırabilir ve turu geçer gibime geliyor.

Bir diğer İngiliz temsilcisi Chelsea ise, Londra’da 1-0 yendiği Juventus ile Torino’da karşılaşıyor. Hiddink geldiğinden beri işler iyi gidiyor Chelsea’da. Anelka ve Drogba iyi bir ikili oluşturdu ancak bu maçta Anelka sakatlığı nedeniyle yok. Juventus ise haftasonunda aldığı derbi galibiyeti ile morallendi ancak Sissoko‘nun sakatlığıyla sarsıldı. Bu maçta orta sahada Sissoko gibi mücadeleci bir futbolcuyu çok arayacakları kesin. Bu maçta iki takımdan da temkinli bir futbol bekliyorum. Juventus’un 1 gol bulması ve işin penaltılara kadar gitmesi yüksek ihtimal bence.

Şampiyonlar liginin 2 sürpriz ekibi Panathinaikos ile Villarreal ise 1-1’in rövanşında Atina’da karşılaşıyor. İlk maçta aldığı avantajlı skor ve saha, seyirci avantajı ile Yunanlılar favori. 1 Şubat’tan beri yenilmeyen Villarreal, bu maçta erken gol bulabilmek için bütün silahlarını kullanacak. Gönlüm Nihatlı Villarreal’den yana ama Panathinaikos evinde yenilmesi çok zor bir ekip. Taraftar desteğini çok iyi kullanıyorlar. Bol gol görürüz ve turu Yunanlılar geçer gibime geliyor.

Gecenin en anlamsız maçında, Bayern deplasmanda 5 attığı Sporting Lisbon ile Allianz Arena‘da karşılaşıyor. Lisbon bu deplasmana gelmese bile olurmuş yani. Şampiyonlar ligi 2. turunda kendi sahanda 5 yemek çok acı olsa gerek. Herneyse, Klinsmann bu maçta fazla şans vermediği isimlere ilk 11’de yer verir büyük olasılıkla. 2-3 tane de Münih’de atıp, Portekiz temsilcisini evlerine yollarlar.

Nazar değdi

sissoko

Bu sezon gösterdiği performans ile en beğendiğim futbolcuydu Sissoko… Her maç Patrick Vieira‘nın gençlik yıllarını hatırlatıyordu bana. Daha dün çok yakın bir arkadaşımla konuşuyorduk, bu adamın kendini ne kadar geliştirdiğini Liverpool sonrası. Dün oynanan Torini derbisinde darbe aldığı sol ayağının ”metatarsal” kemiği kırılan Sissoko, sezonu kapatmış. Nazarımız değdi heralde…

Bir de Hoffenheimlı İbisevic‘in sakatlığına çok üzülmüştüm; 17 maçta 18 gol atıp, çapraz bağları kopmuştu Bosnalı forvetin. Sakatlanmasa Gerd Müller‘in rekorunu kırabilirdi belki…