Her inişin bir çıkışı..?

henry

Hayatta kapanmaz denilen 12 puan fark göz açıp kapayana kadar 4 puana indi. Takım olarak hırsını sahaya yansıtan Atletico Madrid maç başında attığı goller verilmemesine rağmen dönüp maçı kazanmayı bildi. Özellikle Aguero’nun birşeyler kanıtlamak üzere sahaya çıktığı her halinden belliydi.

Barcelona ise iki kez öne geçip skoru koruyamadı. Rijkaard zamanındaki kendine güvenini kaybetmiş bir takım görüntüsü çiziyorlar. Çarşamba akşamı kupada Mallorca deplasmanında ne olacağını açıkçası çok merak ediyorum.

Maçın ilk üç golü de jeneriklik. Valdes‘in yediği goller zaten evlere şenlik. Kendisi de en zayıf halka olduğunu çok iyi farkında artık. Sıra Pinto‘ya gelir mi göreceğiz..

Klasik…

lyon4

Dün akşamki Lyon – Barcelona maçında Juninho yine öyle bir frikik golü attı ki… Başkası vurmuş olsa orta yaptı gol oldu diyeceğim ama bu adam bunu hep yapıyor. Barcelona teknik direktörü Guardiola da maç sonunda ”kalede 7 tane kaleci olsa bile o top çıkmazdı” demiş.

[flv]http://img.footballove.com/video/juninho.flv[/flv]

Salihovic ayakkabısını kaybetti

jenslehmannthrowsshoe

Cumartesi günü Stuttgart ile Hoffenheim arasında oynanan 3-3’lük maçın 86. dakikasında Stuttgart ceza sahasına giren Hoffenheimlı Salihovic bir anda ayakkabıyı kaybediyor. Pozisyon geçince başlıyor aranmaya ama Stuttgart kalecisi Lehmann ayakkabıyı alıp Salihovic’e vermek yerine arkasına fırlatmış bile.

Alttaki videoda Salihovic’in nasıl fellik fellik ayakkabıyı aradığına kesin bakın.

[flv]http://img.footballove.com/2009/02/salihovic_ayakkabi.flv[/flv]

Roberto Baggio

0102 NIGERIA V ITALY

Bu aksam hepimizin merakla bekledigi Italya – Brezilya maci var. Bu 2 ulkenin isimleri yan yana gectigi anda aklima direk Roberto Baggio geliyor. 1990’larin tartismasiz en efsane oyuncularindan biri olan Baggio’yu izleyerek buyumenin keyfini yasamis biri olarak kendimi cok sansli hissediyorum. O donem aldigim Baggio formalari hala dolabimdaki yerini korur. Hatta kucukken arkadaslarla top oynarken herkes bir futbolcu secerdi, ben hep Baggio olmak isterdim.

1993 yilinda hem Fifa yilin futbolcusu, hem de Avrupa yilin futbolcusu secilen Baggio, ulkesi adina 3 Dunya kupasinda gorev yapti ve hepsinde de gol atarak tarihe gecti. 1994 Dunya kupasi finalinde penalti kacirmasina ve Italya’nin kupayi Brezilya’ya kaybetmesine ragmen kupanin en iyi oyuncusu secilmisti. Fiorentina, Juventus, Milan, Inter, Bologna ve Brescia formalarini giyen efsane, altin yillarini 1990-1995 yillari arasinda Juventus’ta yasadi. 201 macta 116 gol atan Baggio’ya Torino’da insanlar adeta tapiyordu. Hatta anlatilanlara gore; trafikte Baggio’yu goren polisler butun trafigi durdurup Baggio’ya yol acarmis, o derece yani…

1995 yilinda Juventus ile yeni kontrat icin anlasamayan ve Juve yonetiminin “bizim genc Del Piero’muz var, sana ihtiyacimiz yok” demesinden sonra ezeli rakip Milan’a gitmesi Italya’da buyuk olay yaratmisti. Milan’da ve daha sonra oynadigi diger kuluplerde de hep cok sevilen ve 11’lerin degismez ismi olan Baggio 2004 yilinda Brescia formasiyla futbola son noktayi koydu. Futbolu biraktiktan sonra “A Goal in the Sky” isimli bir kitap yazan Roberto, futbol dunyasina bir daha donmeyecegini acikladi…

Video’yu izledim ve tuylerim diken diken oldu valla ne yalan soyleyeyim, o nasil bir ayak ici kullanmaktir be kardesim…