Robinho Milan’da

2 sene önce yine böyle bir son dakika transferiyle rekor ücrete Manchester City’nin yolunu tutmuştu Robinho. İngiltere günleri beklediği geçmedi hatta bir ara memlekete dönerek Santos’ta kiralık olarak forma giydi.

Ağustos ayının başında Manchester’a geri dönünce takımdan ayrılmak istediğini söyledi. Zaten Mancini’nin planlarında da yoktu. Katalanlar Barcelona diye bastırırken İngiliz ve Türk medyası el ele verdi; hergün Robinho’nun kafasına sponsor şapkası takıp İstanbul’a yolladılar.

O dönemde ortaya atılan bonservis bedeli 20 milyon+16 milyon pounddu. Üzerinden günler geçti. Robinho o arada Türkiye’yi düşünmediğini açıkladı ve bugüne geldik. Ibra transferiyle gazı alan Milan 2 günde işi bitirerek Robinho’ya 4 yıllık imza attırdı. Ödedikleri bonservis ise 18+3 milyon pound.

San Siro sirki hayırlı olsun. Bu arada bir not; Serie A’nın ülkemizdeki yayın haklarını da Fox Tv aldı.

Misimovic&Insua; peki şimdi ne olacak?

Galatasaray’dan beklenen resmi açıklamalar da geldi. Insua satın alma opsiyonuyla kiralık, Misimovic ise bonservisiyle Galatasaray’da. Transferlerin finansal detaylarına şuradan ulaşabilirsiniz. Misimovic’den daha önce bahsetmiştik. Hatırlamak isteyenler buraya. Çikletten çıkar misali bir anda İstanbul’a gelen Insua’dan kısaca bahsedelim.

Arjantin’li Insua henüz 21 yaşında. Geçen sezon Fabio Aurelio’nun sakatlığı sebebiyle sık sık Liverpool ilk 11’inde yer aldı. Mevkii sol bek ancak hücum yönü oldukça güçlü. Bindir babam bindir bir durum var. Yanlız defasif yönü için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Oldukça pozisyon hatası yapıyor. Hatta bir Manchester United maçı sonrası “Match of the day” programında üzerine analiz yapılıp yerden yere vurulmuştu. Gerçi buna rağmen Premier League temposu ve ileri git gelleri Spor Toto Süper Lig için yeterli olacaktır. Hem Milli sol bekimiz Hakan Balta’nın defansif yönü güçlü de ne oluyor?

Bu arada Balta demişken; Rijkaard’ın onu bu saatten sonra stoperde oynatacağını tahmin ediyorum. Neill ve Balta; oyun kurabilen ayağı düzgün iki stoper. Balta’nın bundan önceki stoper performansları da oldukça başarılı bana göre ancak şu ara biraz mental olarak toparlanmaya ihtiyacı var. Servet’e de geçmiş olsun bol bol çekirdek çitler artık kenarda…

Bir de Misimovic’in gelişiyle aklıma gelen başka bir soru var. Geldiği günden beri 4-3-3 sistemin bozmayan ve bu uğurda Ayhan-Sarp-Barış 3’lüsüne tahamül eden Rijkaard’ın ne yapacağı… Bu sistemde Misimovic’in %100 verimle oynaması zor. Baros’un arkasında yani 4-2-3-1 gibi bir sistemde oynaması lazım. Şimdi bunların hepsi aynı 4-5-1’in değişik versiyonları denmesin. Kanatlar için belki doğru olabilir ama ortadaki bölge için değil.

Transferin bu kadar gecikmesinde de kızdığım nokta bu. Bu adamların daha erken gelip mümkünse takımla sezon öncesi kampına katılması ve takıma en kısa zamanda adapte olması gerekirdi. Ona göre oynayacağın sistem cart curtta belli olur böylece son dakikaya kadar can çekişmezdik. Yoksa Karpaty’e transferler gelmediği için elendiğimizi düşünmüyorum. Yanlış anlaşılmasın. Elimizdeki şu kadroyla da iki maçı rahat kazanmamız gerekirdi.

Bitirmeden bir de yabancı kontenjanı yüzünden ne yapacağımıza kafa yoralım. Kural 6 yabancı sahada 2’si kulübe de 2’si tribünde. Kafamda değişik varyasyonlar yapıyorum devamlı 7 yabancı kullanmak istiyorum tabii haliyle olmuyor. Rotasyon durumunda 1 hafta oynayan yabancı bir daha 15 gün sonra sahada. Avrupa zaten yok. Bu da ayrı bir dert bakalım nasıl bir çözüm bulunacak? Gerçi devamlı birileri sakat olacağı için belli isimlere fit olabiliriz.

Morientes bıraktı…

Geçen sezon son olarak Marsilya forması giyen ve oynadığı 12 maçta sadece 1 gol atarak çok da göze batmayan Fernando Morientes futbolu bırakma kararı almış.

Sporting Lisbon’un yanı sıra Meksika, Katar ve Dubai’den gelen transfer tekliflerini reddettiğini açıklayan Morientes, televizyonda yorumculuk yapmayı planladığını açıklamış.

Morientes demek Real Madrid ve Raul demek benim için. Güzel ikiliydiler. 3 Şampiyonlar Ligi Kupası, 2 La Liga kupası ve 2 Dünya Kulüpler Kupası da bunun göstergesi. Sonra bir de 2004 senesinde Monaco’nun Deschamps yönetiminde Şampiyonlar Ligi finaline kadar yürüyüşünde büyük katkısı var. Her maç ya atar ya da attırırdı. İkinci baharın böylesi…

Ardından sırasıyla başarısız Liverpool, Valencia, Marsilya günleri ve 34 yaşında veda…

Gecenin bir vakti

Misimovic zaten tamamdı, sol beke Liverpool’dan Insua da piyango oldu. Gecenin bir vakti ikisi birden İstanbul’a geldi. Yerinde transferler ama çok kızıyorum. Bu işler bu dakikaya mı kalmalıydı? Twitter’dan dostum Mert’in söylediği olayı çok güzel özetliyor;

“Galatasaray; öğrencilik günlerimi hatırlattı, bütün dönem çalışma son gün sabahla ve sınava gir…”

Neyse resmi açıklamalar da bir gelsin üzerine daha konuşuruz. Sevinemiyorum geçen Perşembe hala aklımda.

Revir Madrid

Sezona 1 puanla başlayan Mourinho’nun Real’inde çok ciddi sakatlık problemleri var. La Liga’nın ilk maçı dahil Mourinho yönetiminde 7 maç yapan Real kadrosunda sakat 8 futbolcu bulunuyor.

Amerika turunda Kaka ile başlayan sakatlıklar Pepe ve Garay ile devam etti. Özellikle Garay’ın durumu ciddi. 2010 sonuna kadar yok. Bu isimlere Standart Liege ile oynanan hazırlık maçında Raul Albiol ve Penarol maçında sakatlanan Gago eklendi.

Yeni sezonun ilk maçında ise 3 isim birden Mourinho’yu şoke etti. Lass, Benzema ve Ronaldo. Bileğinden sakatlanan Ronaldo 2 hafta yok ama Mourinho’yu en çok endişelendiren isim Benzema. Çünkü Higuain’den başka alternatifi yok. O da sakatlanırsa forvetsiz kalacak.

Bu haftaki Milli takım arası da Real’e iyi gelecek gibi değil. Geri dönüşte bir tek Lass ve Benzema’nın hazır olması bekleniyor. Jose oyunculara çok mu yükleniyor ne?

Hollanda Ruud ile daha güzel

En son Euro 2008’de Hollanda Milli takımında forma giyen 34’lük Ruud Van Nistelrooy, San Marino ve Finlandiya maçları için yeniden aday kadroya çağrıldı.

Aslına bakarsanız yine ilk olarak açıklanan aday kadroda yer almayan Van Nistelrooy, Van Persie’nin sakatlığı sebebiyle sonradan kadroya dahil edilmiş. Bu sezon Hamburg ile 3 maçta attığı 6 gol var. Bay gol lakabı yeniden zirvede. Milli takım kariyeri ise 64 maçta 33 gol.

Hollanda’nın eleme grubunda karşılaşacağı Finlandiya’ya da San Marino’ya da fındık fıstık gibi gol atar. Takipteyiz!