Jô!

Bugün Blackburn ile karşılaşacak olan City, forvette tek alternatif bizim alemci Jo’ya kaldı. Tevez ve Adebayor sakatlıkları sebebiyle yok. Yeni transfer Balotelli de dün Milano’da ameliyat oldu.

Jo hazırlık döneminde oldukça iyiydi. Mancini bir çok kez şans verdi ve golleri yazdı. Ancak Jo neredeyse 1 senedir Premier League’de forma giymiyor. Bu da taraftarı biraz olsun endişelendiriyor. Mancini yine de umutlu. Jo’nun bu yükü kaldırabileceğini ve henüz kendini geliştirebilecek zamanı olduğunu söylemiş.

Bu arada Santa Cruz da kadroda ama Mancini’nin umrunda değil. Forvetlerden bahsederken adına ağzına bile almamış. İlginç. Santa Cruz’u her türlü tercih ederim. Tekrar Jo’ya dönecek olursak; Manchester’da alem de yapsa kimsenin umrunda değil yeter ki sahada istenileni versin. Sağında solunda arkasında oynayan adamları da düşününce e bi’ zahmet versin.

Bonjour Houllier

Martin O’Neill’ın istifasından sonra Aston Villa’da 30 gündür süren teknik direktör arayışı sona erdi ve Gérard Houllier Villa’nın yeni teknik direktörü oldu.

Son olarak 2005-2007 arasında Lyon’u çalıştıran Houllier, Villa’ya UEFA teknik komitesindeki görevini bırakarak geliyor. Premier League’e çok da yabancı olmayan 63 yaşındaki Fransız, 1998’den 2004’e kadar Liverpool’u çalıştırarak 1 UEFA kupası, 1 Süper kupa, 1 FA Cup ve 1 Community Shield kupası kazanmıştı. Özellikle 2000-2001 sezonunda Liverpool’a güzel ve heyecanlı günler yaşatmıştı. Hatta sonrasında Benitez ile Avrupa’da gelen  başarıların altyapısında Houllier’nin payı da az değildir. Yanlışım yoksa Liverpool’dan ayrılması da sağlık problemlerinden ötürü zoraki olmuştu.

Villa-Houllier birlikteliğini konuşmak için henüz erken. Lige 2 galibiyet 1 beraberlikle başlayan Villa hocasız kaldığı dönemde UEFA Avrupa Liginden elendi. Kadro kaliteli. Ashley Young gibi genç ve yetenekli isimlerin yanı sıra Heskey gibi tecrübeli isimler de var. Houllier karışımı yapacak ama tutar mı? Zaman gerek. Sezon başladıktan sonra takımın başına gelmesi büyük dezavantaj.

Bu isme dikkat

Romelo Lukaku henüz 17 yaşında. Anderlecht’de forma giyiyor ve Belçika Milli takımının yeni silahı. Cuma günü Almanya karşısında ilk defa Milli oldu.

Geçen sezon henüz 16 yaşındayken Anderlecht formasıyla gol kralı olarak dikkatleri üzerine çekti. Oyun stili ve fiziksel yapısı olarak Drogba’yı andırıyor. Sezon başında Mourinho’nun Real Madrid kadrosuna katmak istediği isimlerden biriydi ancak ailesi transfer için henüz erken olduğunu düşünerek en az 1 sezon daha Belçika’da kalmasını istedi. Mourinho da karara saygı duyduğunu belirterek bu transferi fazla zorlamadı.

Yarın Milli takımımız karşısında Belçika’nın en önemli silahlarından biri olacak. 17 yaşında olmasına rağmen gücüyle Servet ve Ömer Erdoğan’ı çok zorlayacak. Hem onlar bu isme dikkat etsin hem de daha önce izlemeyenler varsa Lukaku’ya özellikle dikkat etsin. Uzun seneler çok üst düzey yerlerde bu çocuğu görecekler.

Euro 2012’ye doğru…

Euro 2012 elemeleri dün akşamki maçlarla start aldı. Öncelikle maçların cumartesi-çarşamba oynanmasındansa cuma-salı oynanması isabetli bir karar olmuş. Salı günü oynanan maçların ardından kulüplerine dönecek olan futbolcular daha fazla dinlenme şansı bulacak.

Milli takımımıza gelirsek Kazakistan maçı sonrası ciddi bir değerlendirme yapmak doğru değil gibi. Rakibimiz olmayacak seviyedeler. Duran toplar tek tehlikeli yönleriydi ama zaman zaman o bile sıkıntı verdi. Üst üste gelen 2 gol bizi çok rahatlattı ve maçı erken bitirdik. Özellikle Arda’nın milli takım performansı yine bir farklıydı. Emre iyiydi. İlk kez milli olan genç(!) Ömer Erdoğan hiç sırıtmadı. Tuncay’ın sırtı dönük tek forvet gibi oynaması pek olmadı. Olamaz da zaten olayı o değil. Bir de maçı izlerken söylenip durduğum Aurelio vardı. Performansıyla alakalı değil ama hala ona şans verilmesi beni rahatsız ediyor. Aday kadroya çağrılmayan Topal, Necip ve kulübede oturan Nuri’yi görmek isterdim.

Salı günü rakip Saraçoğlu’nda Belçika. Çok daha ciddi bir sınav olacaktır. Dün akşam Almanya’ya tek golle mağlup oldular. Takım savunmasını iyi yapan bir ekip. Sabırlı olmamız ve disiplinden kopmamamız gerek. Dakikalar ilerledikçe arkada vereceğimiz açıklar bizi üzebilir.

2012 yolunda diğer gruplardan da biraz bahsedelim. İtalya Estonia deplasmanında Cassano faktörüyle gülmüş. 1-0’dan 1-2’ye çevirmişler maçı. Fransa yine hüsran olmaya devam ediyor. Blanc yönetimindeki ilk resmi maçlarında kendi sahalarında Belarus’a 0-1 yenildiler. Anelka gülmeye devam ediyordur heralde. Hollanda San Marino’yu 5’lemiş ama burada önemli olan Van Nİstelrooy’un 2 sene aradan sonra golle dönmesi. Huntelaar’dan da hat trick var. Bir diğer hat trick hero da Defoe. İngiltere’nin Bulgaristan’ı 4-0 geçmesinde payı büyük. Son şampiyon İspanya ise bildiğimiz gibi. Liechtenstein deplasmanında Torres, Villa, Torres, Silva yapmışlar; 4-0.

Terimcilere gelsin

“Ben geçen Nisan ayında Rijkaard’a 2 senelik sözleşme uzatmayı teklif ettim. Bana cevabı şu oldu; ‘Ben önce şu aldığım parayı hak etmem lazım, bunu kazanmam lazım ki, sizle bu sözleşmeyi uzatmayı konuşabileyim’. Bu da demek oluyor ki, her şartta ne olursa olsun bu sezon sonuna kadar Rijkaard bizle beraber. Eğer kabul ederse de Nisan ya da Mayıs’ta ona ben yeni sözleşme teklif edeceğim, sözleşmesini uzatacağım.”

Adnan Polat

Katakulli

Sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim onun üzerinden devam edelim. Atletico Madrid kulübünden Arda Turan’a teklif filan yok. Transferin bitmesine 24 saat kala kulübe ulaşan teklif tamamen bir düzmece. Zaten dün önce Milliyet Gazetesi bu iddiayı ortaya attı ardından da Adnan Polat Ntvspor’da böyle bir duyum aldıklarını ve konunun takipçisi olacaklarını söyledi.

Bir kulübün başkanı da çıkıp milyonların izlediği canlı yayında böyle birşey olabileceğini dile getiriyorsa bilin ki orada mide bulandırıcı bir durum var demektir.

Benim konuyla ilgili ulaşabildiğim bilgi ise Arda Turan’ın ısrarla gitmek istediği hatta bu konuda defalarca Adnan Sezgin’den yardım istediği. Ancak Arda’ya yaz transfer dönemi boyunca ciddi bir teklif bile gelmedi. Arda Turan da bu konudan menajerini sorumlu tuttu ve kendisine onunla çalışmak konusunda artık emin olmadığını söyledi. Bunun üzerine de hepinizin bildiği gibi; Türk menajer İspanyol menajerden ricada bulundu ve aslı astarı olmayan bir teklif Galatasaray kulübüne ulaştı.

Menajer dediğin futbolcu üzerinden para kazanan ama bunu futbolcuyu ve onun kariyerini düşünerek yapması gereken adam. Bu işi profesyonelce ve tamamen futbolcu çıkarlı yapanlara lafımız yok ama böyle kendi çıkarları için düzmece işlere giren koskoca kulüpleri karşı karşıya getirip futbolcunun kafasını karıştıranların üzerine gidilmeli, hesap sorulmalı ve rezil edilmeli.

Umarım Adnan Polat dün canlı yayında da dediği gibi yakın dostu olan Atletico Madrid başkanından bu konunun teyitini alır ve gereken yaptırımların uygulanması sağlar. Arda da bu iddialara adını karıştıran bir menajerle çalışıp çalışmamak konusunda artık emin olur.

Elitler

1999 yılından beri düzenlenen Elit teknik adamlar forumunun 12.si dün akşamüstü İsviçre’nin Nyon kentinde düzenlendi. Üst düzey futbolda yaşanan sıkıntıların ve önerilerin değerlendirildiği foruma şu isimler katıldı;

José Mourinho (Real Madrid CF), Josep Guardiola (FC Barcelona), Sir Alex Ferguson (Manchester United FC), Carlo Ancelotti (Chelsea FC), Roy Hodgson (Liverpool FC), Claude Puel (Olympique Lyonnais), Didier Deschamps (Olympique de Marseille), Massimiliano Allegri (AC Milan), Claudio Ranieri (AS Roma), Felix Magath (FC Schalke 04), Thomas Schaaf (SV Werder Bremen), Martin Jol (AFC Ajax), Jorge Jesus (SL Benfica), Jesualdo Ferreira (Málaga CF), Nikos Nioplias (Panathinaikos FC), Jean Fernandez (AJ Auxerre), Thorsten Fink (FC Basel 1893).