Torres + Villa + Messi

Katalan basınından bir transfer dedikodusu. Hatta dedikodu da demeyelim gerçekleşmesi çok güç bir rüya. Yeni başkan Rosell’in Fabregas’a olan ilgisinin yanı sıra Torres’i de istediğini ileri sürüyorlar.

Transferin gerçekleşmesi için öne sürdükleri gerekçeler; Torres’in İspanya’yı özlemesi, Liverpool’un yaşadığı finansal problemler, Henry’nin kesin olarak ayrılacak olması ve beklentilerin altında kalan Ibra’ya gelen transfer teklifleri. Hatta 2003 yılında Rosell Laporta’nın yardımcısıyken Torres’i Atletico’dan almak istemiş ama o dönem transfer gerçekleşmemiş. Şimdi ise 50 milyon euroyu gözden çıkarmış.

Bu 3’lünün aynı takımda oynaması ayıp olur. Geçen sezonu 45 golle tamamlayan Messi, 28 golle tamamlayan Villa ve 22 golle tamamlayan Torres…

2. turda görüşmek üzere; Arjantin:4 Güney Kore:1

Arjantin Güney Kore karşısında Nijerya maçına oranla daha derli topluydu. Erken gelen gol Maradona ve öğrencilerini rahatlattı. Güney Kore ise 45’de bulduğu golle ümitlense de maçı çeviremeyeceği belliydi.

Kore’nin golünde Demichelis büyük çuvalladı. Zaten Arjantin’e güvenemememizin sebebi de bu. Defans çok fena. Sağda Gutierrez’i hala aklım almıyor. Forvet hattı ise tam tersine Higuain, Tevez ve Messi oynuyor onların yedekleri Milito ve Agüero. Biri tutmazsa öbürünü dene kesin tutar. Gerçi Tevez’in 2 maçtır vasatı aşamamasına rağmen ilk maçın tamamında bu maçın ise 75. dakikasına kadar sahada kalması enteresan. Bu arada Messi’nin ara pasını da atlamayalım şapkamızı çıkaralım.

Arjantin 6 puanla gruptan çıkmayı garantiledi. Son maç Yunanistan karşısında test maçı olur. Milito, Agüero ve Palermo gibi isimleri ilk 11’de görürüz. Gerçi Higuain bugünkü hat trick’i ile 2. turda kesin ilk 11.

Luca Toni serbest

Normal şartlarda sözleşmesi önümüzdeki sezon sonunda biten Luca Toni, Bayern Münich tarafından bugün serbest bırakıldı. Van Gaal göreve geldikten sonra Almanya’da problemler yaşayan Toni, geçen sezonun ikinci yarısını Roma’da kiralık geçirmişti. Toni yine Serie A’ya geri dönmek istiyor ancak bu yaz ismi bir çok takımla anılacaktır.

Bizim basında affetmez güzel hikayeler yazar. Mesela yarın Fener iknaya gider Galatasaray Stoch’un intikamını almak için devreye girer vs.

Bu arada Van Gaal’ın Toni’yi sezon başında silme hikayesi oldukça ilginç. Bir antreman sonrası tüm takım akşam yemeğine gidilmiş. Van Gaal konuşma yaparken Toni’nin yemek masasında uykusuzluktan gözleri kapanıyormuş. Durumu fark eden Van Gaal o gün takmış kafayı Toni’ye bir daha da affetmemiş.

Yan yana oynarlar mı?

Dengesizliğini sevdiğimin memleketi. Antep’ten Tabata’yı alıyorsun 8 milyon euro, Inter’den Quaresma’yı alıyorsun 7.3 milyon euro.

Tabii Tabata’ya verilen bonservis için Beşiktaş yönetiminin mantıksız işlerinden biri de diyebilirsiniz ama bizim ligimizde futbolcular için yaratılan anlamsız suni bir değer var. Geçen sezonki Topuz transferi, Tabata transferi ve Sercan için istenen paralar bunun en güzel örnekleri. Bu futbolcuların hepsi yetenekli olabilir ama bu paraları hak edecek kadar değil. Sanki Premier League, La liga’da oynayan über yetenekler…

Kendilerine verilen rakamlardan bahsetmiyorum. Kulüplerin istedikleri bonservis rakamları takıldığım nokta. Tabii bu rakamları gözü kapalı veren İstanbul takımlarında da suç var.

Zamanında Serkan Aykut, Bülent Akın’larla başladı Topuz, Tabata ile devam etti, şimdi sıra Sercan ve Volkan’larda… Ona 5 ver buna 8 ver nasılsa veriyorlar bu sefer 10 iste başkan.

Quaresma Beşiktaş’ta

Beşiktaş aylardır ikna etmek için uğraştığı Quaresma’yı sonunda renklerine bağladı. Defalarca gelmek istemediğini söyleyen bir adamı nasıl ikna ettiler devreye ne girdi bilmiyoruz ama öyle ya da böyle iyi transfer yaptı Beşiktaş.

İşin öyle ya da böylesi Quaresma’nın ülkesi dışında dikiş tutturamamış olması ve oynadığı takımlarda hep sorun isim olması. Barcelona’ya gidip şans bulamayan, Inter’de taraftarla ters giden ve kiralık gittiği Chelsea’de formayı sırtına sadece 4 defa geçirebilen bir isim Quaresma. Ancak o müthiş ayak dışı ve tartışılmaz yetenekleri bir Galatasaray’lı olarak beni bile heyecanladırıyor. Hele ki Beşiktaş taraftarı gibi oyuncuyu ekstra motive eden bir grubu da arkasına alırsa İnönü’de tek başına şov yaparak alacağı maçların sayısı hiç de az olmaz.

Tabii yine sorun isim olma ve jöle reklamlarının yıldız ismi olma gibi riskler var bu transferde. Sezon sonu gelmeden ülkeyi terk de edebilir ya da taraftarın en sevdiği omuzlarda taşıdığı bir isim de olabilir.

Bu karizma transfer için ödenen bonservis bedeli 7.3 milyon euro. 3 yıllık sözleşme yapılan Quaresma’nın alacağı net rakam henüz açıklanmasa da senelik 3.5 milyondan aşağı alacağını zannetmiyorum. Yani Beşiktaş pahalı bir kumara girdi. Tutarsa yönetim son dönemde yitirdiği kredisini geri kazanır tutmazsa bu sefer işleri çok zor.

Galatasaray istedi Fenerbahçe aldı

Yaklaşık 1 ay önce Galatasaray’ın Stoch’a olan ilgisinden bahsetmiştik. O zaman Galatasaray ile adı anılırken alınırsa iyi bir transfer olacağını da söylemiştim. Galatasaray haftalardır Chelsea ile pazarlıktaydı ama Fenerbahçe geldi neyse parası verdi ve Stoch’u aldı. Muhtemelen Stoch da UEFA’da oynamaktansa Şampiyonlar Liginde oynamayı tercih etti. Fenerbahçe’ye hayırlı olsun. Çok iyi transfer yaptılar ve hayrını görecekler. Galatasaray ise önümüzdeki sezon içinde keşke 3 kuruş daha verseydik de Fener’e kaptırmasaydık diye kafasını sağa sola vurur.

Sezon bitmeden söylediğim tek bir şey vardı. Ben şampiyon olamayacaksam kim olursa olsun. Ben en azından 2. olayım da Şampiyonlar Ligi gelirlerinden eksik kalmayayım. Bursa şampiyon oldu sanki Galatasaray olmuş gibi sevindi bazı taraftarlarımız. Halimiz ağlanacakken başkalarına güldük. Şimdi o gelirler olmadığı için hedeflediğimiz transferleri başkalarına kaptırıyoruz.

Bu arada taş atmak için söylemiyorum ama Fenerbahçe’de transferler kimin isteğiyle yapılıyor? Daum kalıyor da o mu istedi Stoch’u yoksa yeni hoca mı istedi? Yeni hoca istediğiyse kim o hoca? Yoksa bu transfer sırf sezona ezeli rakip karşısında 1-0 önde başlamak için mi yapıldı? Eğer öyleyse bile tekrar söylüyorum çok iyi transfer.