Pot

Dün oynanan Wolverhampton-Liverpool maçının yan hakemlerinden biri bayanmış. Sian Massey. Bizde olmasa da Avrupa futbolunda ara ara görülen hoş da bir durum bana göre.

Sian Massey’i buraya taşımamızın sebebi ise dün bu maçı Sky Sports’da yorumlayan iki isim Richards Keys ve Andy Gray’in mikrofonlarını kapalı zannettikleri anda kırdıkları pot;

Richard Keys: Birisi aşağı inmeli ve ona ofsayt nedir anlatmalı. Andy Gray: İnanabiliyor musun? Bayan yardımcı hakem? Kadınlar ofsayt kuralını bilmiyor.

Aşağıdaki linke tıklayarak ses kaydını da dinleyebilirsiniz. İngiltere’de bu ikiliye özellikle bayanlardan büyük tepki var.

Keys and Grey @ Sky

Ryan Babel Hoffenheim’da

Liverpool’un profesyonel Twitter’cısı Ryan Babel 5.8 milyon pound bonservis bedeliyle Almanya’nın yolunu tuttu. Livepool’a hiçbirşey katmadan, yetenekli genç; ha oldu ha olacak derken 2007’de 11.5 milyon pounda geldiği Liverpool ayrıldı.

Daha geçen hafta Twitter’dan Howard Webb’e salladığı için 10.000 pound ceza ve uyarı almıştı Babel. Uyarıyı fazla ciddiye almış anlaşılan ülkeyi terk ediyor. İsabet olmuş. Evet yetenekli ama aklı orada değil.

Bu arada Babel’in gelişi ve gidişi son senelerde Liverpool’daki zarar edilen transferler listesine eklendi diyebiliriz;

• El Hadji Diouf: Alış: £10m, Satış: £3.5m • Salif Diao: Alış: £4.7m, Satış: bedava • Christian Ziege: Alış: £5.5m, Satış: £4m • Djibril Cisse: Alış: £14.5m, Satış: £6m • Jermaine Pennant: Alış: £6.7m, Satış: bedava • Ryan Babel: Alış: £11.5m, Satış: £5.8m • Robbie Keane: Alış £19m, Satış £16m • Alberto Aquilani: Alış £17.1m, Satış £13m (Sezon sonu Juventus opsiyon kullanırsa)

Robert-Enke-Strasse

Bundan yaklaşık 14 ay önce 10 Kasım 2009 tarihinde arabasını tren raylarına sürerek intihar eden, kısa bir dönem Fenerbahçe’de de forma giyen Hannover kalecisi Robert Enke’nin adı Hannover stadına yakın bir caddeye verildi.

Şehir valisi Stephan Weil, normal şartlarda vefat eden bir kişinin ardından bu kadar kısa sürede caddelere isim vermedilerini ancak Enke’nin Hannover için çok özel olduğunu açıkladı.

Huzur içinde yatsın.

FIFA’ya göre 2011 yılında dikkat edilmesi gereken isimler

Luc Castaignos – Forvet, 18 yaşında, Feyenoord

Oyun stiliyle Thierry Henry’i andıran Hollanda’lı özellikle Inter’in takibinde. Hollanda U17 milli takımında 17 maçta 13 gol atarak rekor kıran Castaignos’a takım arkadaşları Henry diyorlarmış. Sadece yetenekleriyle değil tipi de andırdığı için… Bu sezon Feyenoord formasıyla 21 maçta 6 golü bulunuyor.

David de Gea – Kaleci, 20 yaşında, Atletico Madrid

Daha geçen gün bahsettim. Casillas futbolu bıraktığı gün İspanya’nın 1 numarasıdır bana göre. Atletico’da kalır mı? Zor. Sezon sonunda ciddi bir bonservis bedeliyle kaleci sıkıntısı yaşayan büyüklerden birine gidebilir. Mesela Manchester United.

Alan Dzagoev – Ofansif orta saha, 20 yaşında, CSKA Moscow

Guus Hiddink’in yeri çok ayrı Dzagoev’de. 2008 yılında Rusya’nın başındayken Dzagoev’e şans vererek Rusya tarihinin en genç milli oyuncusu olmasını sağladı. Özellikle öldürücü pasları ve hep dikine oynamasıyla dikkat çekiyor. Bu sezon Rusya liginin en iyi genç oyuncusu seçildi. Avrupa’da peşinde olan çok.

Youssef El-Arabi – Forvet, 23 yaşında, Caen

Caen’nin bu sezon ligden düşmeme mücadelesindeki en önemli ismi. Fransa doğumlu Fas’lı forvet Afrika Uluslar kupasında da dikkatleri çekmişti. Bugün ikinci yarısı başlayacak olan Fransa Ligue 1’de 16 maçta 10 golle gol kralı.

Shinji Kagawa – Ofansif orta saha, 21 yaşında, Borussia Dortmund

Bundesliga izleyip de Dortmund fırtınasını bilen herkes Kagawa’yı biliyordur zaten. Sezon başında sadece 350.000 euro bonservis bedeliyle Dortmund’a geldi. Şimdi para versen alamazsın. Müthiş hızlı, hareketli ve bir orta saha için fazla golcü! Şu an Japonya Milli takımıyla Asya Kupasında. Dortmund eksikliğini hisseder.

Jordan Henderson – Orta saha, 20 yaşında, Sunderland

Sunderland hocası Steve Bruce’a göre son dönemlerin en iyi genç İngilizi. Soğukkanlı, atletik ve güçlü. Capello da takipte. Kasımı ayında Milli takım kadrosuna çağırdı. Sezon sonu ise Sir Alex Ferguson’nun bir teklifi olabileceği konuşuluyor.

Mats Hummels – Defans, 22 yaşında, Borussia Dortmund

Dortmund’un bu seneki başarısında göze çarpan genç isimlerden biri daha. 2 sezon önce Bayern Munich’den geldi. Şimdi Bayern kafasını yerlere vuruyordur. Zeki, soğukkanlı ve çok güçlü. Adam adamalarda oldukça başarılı. Müthiş bir kariyer onu bekliyor. Milli takımın da değişmezi olur.

Koo Ja-Cheol – Ofansif orta saha, 21 yaşında, Jeju United

Geçen senenin başında Premier League ekiplerinden Blackburn’e transferi söz konusuydu ama olmadı kulübünde kaldı. Şu an Asya Kupasında Güney Kore formasıyla Ki Sung-Yueng ile iyi işler yapıyor. Oyun kurucu olarak görev yapan Koo, bu sene patlayabilir.

Erik Lamela – Ofansif orta saha, 18 yaşında, River Plate

Bundan tam 6 yıl önce 12 yaşındayken Barcelona tarafından denendi ancak daha erken olduğu düşünülerek Bounes Aires’te kaldı. İnce pasları, genç yaşına rağmen vizyonu ve oyunu okuması ön plana çıkarılıyor. Yeni sezonda izlemek lazım.

Lucas Piazon – Ofansif orta saha, 18 yaşında, Sao Paulo

Müthiş yetenekli ve yaratıcı bir isim. Brezilya’nın en önemli yıldızlarından biri olacağı söyleniyor ve Kaka’ya benzetiliyor. Şu anda 20 yaşaltı Güney Amerika şampiyonasında esiyor. Bu sene düzenlenecek olan 20 yaşaltı Dünya şampiyonasında herkesin onu takip edeceği konuşuluyor.

Romelu Lukaku – Forvet, 17 yaşında, Anderlecht

Drogba’nın varisi Lukaku. Hem oyun yapısı hem de fiziksel özellikleriyle çok benziyorlar. Belçika liginde şimdiden üst düzey performans sergiliyor. Belçika Milli takımının da değişmezi. Sezon başında Madrid’e transferi gündemdeydi Mourinho çok istemişti ancak ailesi daha erken dedi göndermedi. Bu sezon sonu parayı basan alır.

Andrea Ranocchia – Defans, 22 yaşında, Inter Milan

Daha geçen hafta 12.5 milyon euro bonservis bedeliyle Genoa’dan Inter’e transfer oldu. Inter’e gider gitmez de formayı kaptı. Uzun seneler Inter ve Milli takıma hizmet edebilecek bir isim. Nesta ve Cannavaro’yu andıracak bir isim. Bu arada boy 1.92.

Xherdan Shaqiri – Kanat/Ofansif orta saha, 19 yaşında, Basel

Ottmar Hitzfeld’in sürpriz şekilde Güney Afrika Dünya Kupasına götürdüğü İsviçre’li bu şansı çok iyi değerlendirdi. Üst düzey turnuvada üst düzey bir performansla akıllarda kaldı. Oldukça hırslı ve nefis sol ayağı var. Hatırlatmak gerekirse; Dünya Kupası sonrası Euro 2012 elemelerinde ceza yayının biraz gerisinden solla İngiltere’ye attığı muhteşem gol?

18 maçta 22 gol

Magandanın hakkı magandaya. La Liga’da oynanan 18 haftada 22 gol attı. Daha önce Real Madrid tarihinde kimsenin yapamadığı bir iş. 1960-61 sezonunda Puskas 21 yapmış 18 haftada ama onu da bir golle geçmiş Ronaldo. Bu ikilinin takipçileri ise 19’ar golle kulübün diğer efsane isimleri Rubio, Alday, Di Stefano ve Hugo Sanchez.

Ronaldo’nun 47 maçlık La Liga kariyerinde ise toplam 48 golü bulunuyor. 50. gole ulaştı ulaşacak hatta bu haftaki Almeira maçında ulaşıp 48 maçta 50 gol yapar. Kulüp tarihinde 50. golüne en çabuk ulaşan isim de yine Puskas. 54 maçta 50 gol ama Ronaldo bu rekoru da kırdı kıracak.

Ruud Van Nistelrooy mu!?

Hollanda televizyon kanalı RTL 7’nin iddiasına göre sakat Higuain’nin yerine 6 aylığına forvet arayan Real Madrid, 34 yaşındaki Van Nistelrooy’u Hamburg’dan geri getirmek istiyor. Hatta bay golün Hamburg’a resti çektiği ve bugünkü antremana çıkmadığı söyleniyor. Ancak Hamburg’un da işi zor. Petric ve Guerrero sakat. Haliyle Ruud’u bırakmak istemiyorlar.

Bu sezon Hamburg formasıyla 15, Hollanda Milli takım formasıyla 3 maça çıkan Van Nistelrooy’un 9 golü bulunuyor. Yarın Hamburg’un Schalke ile maçı var. Eğer iddia doğruysa Van Nistelrooy oynayacak mı? Sakatlara rağmen oynamazsa kesin bir teklif olduğunu anlayacağız. Bakalım beklemedeyiz.

Yanlız yaş 34 filan ama oyun sıkıştı mı girer bir yere ayağını sokar Bernabeu’yu yıkar bu güzel insan. Demedi demeyin.

Eleştirenlere…

“Orada Türkçe konuşmak ben de isterdim ancak çeviri için gerekli hazırlık yapılmamıştı. Ya Almanca ya da İngilizce konuşmam gerekiyordu. Ben de Almanca’yı seçtim. Beni bu konuda eleştirenlere ben de birşey sormak istiyorum. Onca dünya yıldızının arasında bir Türk ödül alıyor neden sadece bir Türk gazeteci töreni yerinde takip ediyor?”

Hamit Altıntop

Rooney

Yok bu bildiğiniz Rooney değil. Kardeşi John Rooney. Henüz 20 yaşında. Abisi Wayne gibi hem forvet hem de forvet arkası gibi dolaşarak oynayabiliyor.

Peki nerede oynuyor? O da kariyerine Everton da başladı ama 2002’de Maclessfield’a transfer oldu. Orada geçen 8 yılın ardından dün MLS takımlarından New York Red Bulls’a imza atarak Henry ve Marquez’in yeni takım arkadaşı oldu.

Abisinin gölgesinde kalmış kardeşlerden birisi daha. O küçük kardeşlerin en bombası da Sabin Ilie’ydi. Hatırlar mısınız? 🙂

9

Bugün Madrid’de derbi var ama gündemde daha çok yer işgal eden bir başka konu var. O da 2 gün önce Chicago’da ameliyat olan ve 4 ay sahalardan uzak kalacak olan Higuain’nin yerine Real Madrid’in kimi alacağı.

Öncelikle Higuain’in 4 ay sonra sahalara dönecek olmasına rağmen %100 performasına 1 sene sonra kavuşabileceğinin açıklandığını belirtelim. Jose’nin sıkıntısı büyük. Daha önce ocak ayındaki tek transferimiz sakatlıktan dönen Kaka olacak demişti ancak dün yaptığı basın toplantısında herkesin ileri uçta 4-5 alternatifi var benim elimde ise sadece Benzema var diyerek başkan Perez’e işaret fişeğini çaktı.

Benzema da tek başına Real’i taşıyamaz. Bu çok net. Bir tutukluğu var ve taraftara saç baş yoldurtuyor bu sezon. Bu gelişmelerin ardından bir “9” numara transferi olması çok muhtemel. Real Madrid yarı resmi yayın organı Marca da hemen adayları belirlemiş; Adebayor, Klose, Lisandro Lopez ve Mario Gomez.

Bir kere Lisandro hariç bu isimler hiç biri Real Madrid’e uymaz bana göre. Ağır kalırlar. Lyon’da sezon ortası Lisandro’yu Real’e satıp Gomis’e kalmaz. Adebayor kiralık olabilir. Dzeko’nun da City’e gitmesiyle ayrılması çok muhtemel. Klose’nin ise sezon sonu Bayern’de sözleşmesi bitiyor. Sembolik bir bonservis bedeliyle Madrid’e gidebilir. Mario Gomes’i Van Gaal’ın bırakacağını sanmıyorum. Gerçi bıraksa da güzel olur. Overrated diye tabir edilen arkadaşların en önde gidenlerinden bana göre.

Adebayor kiralık ya da cüzzi bonservis bedeliyle Klose Madrid’e yakın isimler. Higuain’in yerini elbet kapatamazlar ama kısa süreli yama olurlar. Hiç yoktan sırf Benzema’ya kalmaktan iyidir.

FIFA Ballon d’Or Messi

Ödül töreni öncesi bu sene kimin kazandığı önemli değil kazanan Barcelona sistemidir demiştik. Bu son 3’lü arasında Messi haketmedi diyemem ama gönlüm Xavi’den yanaydı açıkcası.

2009’dan sonra 2010’un da en iyisi seçilen Messi de ödülü aldıktan sonra yaptığı açıklamada sürpriz olduğunu söylemiş. Güzel sürpriz allah için. Hatta Sneijder’in yerine ilk 3’te olması bile büyük sürprizdi bana göre ama 54 maçta 58 gol atan Messi’den bahsediyoruz burada…

Bu arada Guardiola’nın da gurura gel. Ödülü kendi verecek bütün adaylar kendi öğrencileri…

Guardiola demişken yılın teknik direktörü ödülünü ezeli rakibi Jose Mourinho’ya kaptırdı ki Jose’nin sonuna kadar hakkıydı. Del Bosque alır filan diyenler vardı ama Mourinho’nun geçen sezon Inter ile yaptıkları çok büyüktü. Rahatsız, bozuk filan diye takılıyoruz ama tekrar söylüyoruz çok büyük hoca.

FIFA yılın 11’ine ise yine Barcelona damga vurdu. Tam 6 Barca’lı yılın takımında yer aldı. Casillas, Maicon, Pique, Puyol, Lucio, Iniesta, Xavi, Sneijder, C.Ronaldo, Messi, Villa. Ben kalede Julio Cesar’ı beklerdim ama Casillas’a da pek itirazım yok.

FIFA Puskas yılın golü ise bize geldi gururlandık. Hamit Altıntop’un Milli takım formasıyla Kazakistan’a attığı gol yılın golü seçildi. Gol hakkında söylenecek tek kelime var; mükemmel. Yanlız Hamit’in ödülü aldıktan sonraki mütevazi açıklaması da pek hoş;

“Benim zaten çoğu golüm spekteküler!”

Ee haksız da değil hani… Oturdu mu acayip birşeyler oluyor.