Aldo De Nigris

Meksika Açılış Ligi play-off finalinde Cruz Azul’u ilk maçta 4-3 yenen Monterrey, ikinci maçı da 2-1 kazanarak şampiyonlunu ilan etti. Geçtiğimiz ay kalp krizi geçirerek vefat eden Antonio de Nigris‘in kardeşi Aldo De Nigris, 54. dakikada attığı golden sonra formasının altından abisinin resmi bulunan tişörtünü çıkartarak golü ve şampiyonluğu ona adadı…

Akılcı transfer hamlesi: Alejandro Dominguez Valencia’da

Yaşadığı mali kriz sebebiyle yaz aylarında transferde sessiz kalan hatta yıldızları Villa ve Silva‘yı elinde tutmak için çok uğraş veren ve bunu başaran Valencia, Rubin Kazan’ın Arjantinli forveti Alejandro Dominguez’i bonservis bedelsiz transfer etti. Valencia ile 3 yıllık anlaşma imzalayan 28 yaşındaki Dominguez senelik 1.5 milyon euro kazanacak ve Ocak ayından itibaren La Liga’da forma giymeye başlayacak.

Forvet hattında Villa’nın hem alternatifi hem de partneri olarak çok iş yapacağını düşünüyorum. Mali krizle boğuşan Valencia’da çaktırmadan aradan çok iyi adam kaptı. Ders çıkarmak lazım…

Topla pılını pırtını; Liverpool:1 – Arsenal:2

Olmuyor arkadaş olmuyor… Rafa Benitez’in Liverpool’daki süresi artık doldu. Anfield’ın yeni bir heyecana ihtiyacı var. Arsenal karşısında Kuyt’un golüyle 1-0 öne geçilmesine rağmen 1-2 kaybedilmesi son noktadır. Maç öncesi Wenger‘in çocukları yenik duruma düşerlerse dağılıyor demiştim ancak Glen Johnson‘ın kendi kalesine golü ve bücür Arshavin’in kalenin en köşesine vurduğu top galibiyeti getirdi. Beni de sinek ettiler. Başka da pozisyon yok zaten…

Arshavin de Anfield’ı ayrı bir seviyor. Geçen sezonki 4-4 biten maçtaki performansı ve bu akşamki golü her zamanki performansının çok üstündeydi.

Torres ve Gerrard Ekim ayının ilk haftasından beri ilk kez aynı anda ilk 11’deydi, kötü gidişe son vermek, ilk 4’e girip Şampiyonlar Ligine gidebilmek için yeni bir umut da bu akşam son buldu. Liverpool’un Amerikalı sahipleri Benitez’in arkasında daha ne kadar duracaklar bilemiyorum. Belki onların arkasında durmasına gerek kalmaz Rafa kendi bırakır diyorum ama ona da niyeti yok. Devam ettikçe batıyor, batırıyor…

Benitez’in ipini çeken Wenger olabilir mi?

Akşam Liverpool-Arsenal maçı var. Liverpool’un bu sezonki durumundan, taraftara yaşattığı hayal kırıklığından defalarca bahsettik. Sakatlıklar, finansal problemler ve Rafa Benitez’in artık tutmayan taktikleri. Arsenal ise her zamanki gibi. Wenger’in çocukları oynadı mı tıkır tıkır oynuyor, rakibi dağıtıyor ancak tecrübesizlik yine en büyük problemleri. Özellikle iyi oynadıkları dakikalarda golü yerlerse maç o anda bitiyor Arsenal için.

Bu akşamki maça Liverpool uzun zamandır sakatlık problemi olmadan ideal bir 11 ile çıkıyor diyebiliriz. Arsenal’de ise en büyük eksik Milli takımda sakatlanan Van Persie. Dün Manchester’ın Aston Villa’ya yenilmesi ve Chelsea’nin Everton’la berabere kalması maçı daha da ilginç bir hale getirdi. Arsenal yarışa tekrar dahil olabilir miyim diyecek, Liverpool ise beyaz sayfa açıyoruz neden olmasın diyecek. Tempolu ve iyi maç olacağı kesin. Arsenal Liverpool’dan daha iyi top oynuyor ancak Liverpool Anfield‘da maçı daha çok isteyen taraf olursa bu maçı kazanabilir. Daha önce Manchester United maçında bunu görmüştük.

Eğer Arsene Wenger ve çocukları Anfield’dan galibiyetle çıkarlarsa Rafa Benitez bu akşam ya da yarın sabah İspanya’ya tek yön bilet alabilir. İngiliz basını Benitez yerine Klinsmann demeye başladı bile.

Milli Takımda sakatlanan Van Persie için 20 milyon euro

Arsene Wenger Milli takımda sakatlanan oyuncusu Van Persie için Hollanda futbol federasyonundan 20 milyon euro tazminat istiyor. Konuyla ilgili İngiliz basınına konuşan Wenger söyle demiş;

“Hem şampiyonluk mücadelemizi etkileyecek hem de oynayamayacak oyuncuya para ödeyeceğiz. Sezon içinde Milli takım hazırlık maçları oynanmamalı. Bu sistem çok saçma. Davannın sonuna kadar peşindeyiz.”

Wenger hem olamayacakları şampiyonluk için kılıf hazırlıyor hem de ocak ayında Van Persie yerine almak istediği forvet oyuncusunun parasını Hollanda’nın hesabından ödemek istiyor gibi geldi bana.

2009’un en iyi Afrikalı futbolcusu

Afrika Futbol federasyonu 2009 yılının en iyisi için adaylarını belirlemiş;

Samuel Eto’o, Didier Drogba, Michael Essien, Seydou Keita ve Yaya Toure.

Afrika kıtasından 53 ülkenin oylarıyla belirlenecek ilk 3’e ödülleri 25 Şubat’ta verilecek. Çok sevmem ama benim oyum bu ödülü daha önce 2003, 2004 ve 2005 yıllarında kazanan Eto’o’ya. Geçen sezon Barcelona formasıyla büyük esti…

Kabustan uyanış: Antalyaspor 2 – 3 Galatasaray

Kabus gibi başlayan 90 dakika güzel bitti. 2-0’dan maçı çevirmenin yanı sıra Elano’yu ve Keita’yı kazanmak takım için ciddi bir bonustur. Elano üst üste gelen kötü sonuçlarla beraber sertçe eleştirilmesine rağmen her hafta performansının üstüne koyuyordu ve takıma adapte olma yolunda ilerliyordu. Bunu daha önce de belirtmiştim. Keita’nın ise Fenerbahçe maçından sonra kendini tekrar ispatlaması gerektiğini Rijkaard da söylemişti. Bugünkü Keita gösterdi ki sakat ya da cezalı değilse bu adam bu takımın banko oyuncusudur.

Maçın başında gelen 2 Antalya golüne dönelim. Goller gerçekten amatör küme takımının bile yemeyeceği tarzdan. Duran topta öyle ofsayt taktiğimi olurmuş. Hadi bi’ tane yedin, hiç mi akıllanmadın ikinciyi de yiyiyorsun. İlk yarı 2-1’i bulmamıza rağmen büyük hayal kırıklığıydı. Servet’in attığı anlamsız uzun toplar ve Barış’ın tekte vermesi gereken toplarla fazla oynama sevdası beni en çok delirten şeylerdi.

Galatasaray’a hiç yakışmayan bu başlangıç ve ilk yarının ardından ikinci yarıda oynanan pozitif futbol ise göz ardı edilmemeli. Uzun haftalardır bunu göremiyorduk. Daha önce Baros yoksa ne olursa olsun Nonda bu takımda oynamalı lafımı da geri almak istiyorum izninizle. İleri uçta oynayan Kewell hem geriye çıkıp yaptığı toplarla çok faydalı oldu hem de Nonda oyuna girdikten sonra takım adına artı yönde hiçbir şey yapamadı. Baros sakatlanınca Nonda formayı garanti görüp çalışmayı bıraktı galiba. Bir diğer hoşuma giden isim sol bekte görev yapan Caner’di. Belki defansif anlamda hatalar yaptı ancak ileri baskı adına iyi işler yaptı. Bir kaç tane attığı ters topla da beni şaşırttı açıkcası.

Rijkaard’ın da geçen hafta yenilen son dakika golünden ders aldığı çok belli olmuyor muydu? 2-0’dan 2-3 yapmış takım bir ara Topal, Arda, Elano, Keita, Kewell ve Nonda ile sahadaydı. Psikolojik olarak takıma geri çekilmeyeceğiz mesajı verildikten sonra Arda-Ayhan ve Keita-Aydın değişiklikleri geldi. Keita büyük ihtimal sakatlık nedeniyle çıktı ancak neden Aydın? Ben anlamıyorum ve anlayamayacağım bu Aydın işini.

Başta da söylediğim gibi Antalya gibi ligin kalburüstü takımlarından bile olmayan bir takımdan yenilen goller ciddi uyarıdır. Ofansif anlamda iyiyiz, güzeliz. Keita sağdan, Arda soldan esiyor, Kewell bulduğu zaman köşeye koyuyor ancak oyunu hala tek yönlü oynuyoruz. Defansif anlamda çok çalışmamız lazım çok…

Bitirmeden içimden geçen son bir şeyi daha ekleyeyim. Yenilen gollerde belki Neo Leo Franco’nun bir hatası yoktu ancak bir tane gol olacak topu da çıkar be arkadaş… Sezon başından beri kaleye gelen gol olması gereken bütün toplar gol oldu…

Koeman’ın yerine Advocaat

Koeman ile yollarını ayıran AZ Alkmaar’ın yeni teknik direktörü Dick Advocaat oldu. Daha önce Hollanda Milli Takımı, PSV Eindhoven, Glasgow Rangers, Mönchengladbach, Birleşik Arap Emirlikleri Milli Takımı, Güney Kore Milli Takımı ve Zenit gibi takımları çalıştıran Advocaat aynı zamanda Belçika Milli takım teknik direktörlük görevine de devam edecek.

Advocaat’la dün anlaşılmış ancak imzayı yarın atacağı ve Cumartesi günü PSV maçında takımın başında olacağı açıklanmış. Bugün AZ’nin bir Belçika takımı Standard Liege ile maçı var. N’olur n’olmaz Belçika Milli Takım teknik direktörü bir Belçika takımını saf dışı bırakmasın denilmiş heralde;)

Sol Campbell Old Trafford’a?

Manchester United’da nereseyse bütün defans hattı sakat. Rio Ferdinand, Nemanja Vidic, Wes Brown, Gary Neville, Jonny Evans ve John O’Shea. Dünkü Wolfsburg maçında Carrick ve Fletcher stoper oynadı.

Sir Alex Ferguson, sezon başında Notts County transfer olan ancak 2 hafta sonra sözleşmesini fesh edip serbest kalan 35’lik Sol Campbell’i geçici çözüm olarak düşünüyor. Sir bu vardır bi’ bildiği. Yanlış da bilmiyorsam İngiltere’de 1 Aralık itibariyle bonservissiz oyuncu transfer edebilme dönemi başladı.

Vassell’in dünyası

Sezon başı Ankaragücü’ne transferi olay olan Darius Vassell blog yazmaya başlamış. Kendisinin son yazdığı postu okudum. Türkiye günlerinden pek memnun olmadığı çok belli ancak benden daha kötü durumda olan insanlar da vardır, buna da şükür diyerek yazısını bitirmiş.

Vassell’in blogunu ziyaret etmek için buyrun tıklayın.