Nazar boncuğu

2 gün önce “Gurur” diyerek basket Milli takımımızla birlikte bloga kısa bir ara vermiştik. 2 günlük bir Gaziantep gezisi ve asker ziyareti yapıp geldik. Yediklerimizden içtiklerimizden bahsetmiyorum; “Allah ıslah etsin” dersiniz.

Dönüşümüz de basket Milli takımımızla olsun. Tartışmasız her türlü övgüyü hakediyorlar… Slovenya’yı da 95-68 ile geçtik. Şimdi sırada Cumartesi günü Sırbistan var. Rakip güçlüdür değildir bilmem. Onlar düşünsün. Ev sahibiyle ve muhteşem inançlı bir takıma karşı oynayacaklar!

Yolunuz açık olsun bütün nazar boncukları sizlerle olsun 12 dev adam…

*Herkesin de şeker bayramını kutlarız! İyi bayramlar…

Gurur

Basketbol’dan teknik taktik olarak pek anlamam ama bu ara Milli takımımız için hep ekranda başındayız. Dün akşam da Fransa’yı farklı geçtik. Fransa iyidir kötüdür onu da bilmem ama gruplar sonrası bu kadar rahat maç kazanmak büyük iş olsa gerek. Hidayet tecrübesiyle ön plana çıkarken maçın adamı Sinan Güler desem hata yapmış olmam heralde.

Çarşamba günü sırada Slovenya var. Yolumuz açık olsun. Bu mücadele bu inançla kupaya kadar gideriz umarım.

Bu arada söylemeden edemeyeceğim. Dünkü maçta saha kenarında olan futbol milli takımımızdan Selçuk Şahin’i sık sık görmek; priceless…

Bu isme dikkat

Romelo Lukaku henüz 17 yaşında. Anderlecht’de forma giyiyor ve Belçika Milli takımının yeni silahı. Cuma günü Almanya karşısında ilk defa Milli oldu.

Geçen sezon henüz 16 yaşındayken Anderlecht formasıyla gol kralı olarak dikkatleri üzerine çekti. Oyun stili ve fiziksel yapısı olarak Drogba’yı andırıyor. Sezon başında Mourinho’nun Real Madrid kadrosuna katmak istediği isimlerden biriydi ancak ailesi transfer için henüz erken olduğunu düşünerek en az 1 sezon daha Belçika’da kalmasını istedi. Mourinho da karara saygı duyduğunu belirterek bu transferi fazla zorlamadı.

Yarın Milli takımımız karşısında Belçika’nın en önemli silahlarından biri olacak. 17 yaşında olmasına rağmen gücüyle Servet ve Ömer Erdoğan’ı çok zorlayacak. Hem onlar bu isme dikkat etsin hem de daha önce izlemeyenler varsa Lukaku’ya özellikle dikkat etsin. Uzun seneler çok üst düzey yerlerde bu çocuğu görecekler.

19 Eylül’de yeni protesto

Glazer ailesinden rahatsız olan Manchester United taraftarları 19 Eylül’de Old Trafford’da oynanacak olan Liverpool maçında yeni bir protestoya hazırlanıyorlar.

Geçen sezonu sarı-yeşil atkılarla geçiren United taraftarı, bu sezonu da eski Manchester United formalarıyla geçirecek ve bunun için ilk adımı Liverpool maçında atacaklar. 2005 yılında Glazer ailesi yönetime gelmeden takımın giydiği formaları giyerek yeni forma satışının önüne geçmek istiyorlar.

Yönetimi protesto edeceğim derken kulübü daha da zor duruma sokacak bir karar. Ne kadar etkili olur bilemiyorum. Sezon başı kombine almayın protesto edelim duyuruları da yapılmıştı ancak yönetim tarafından 54.000 olarak hedeflenen kombine satışı 51.000’e kadar ulaşmıştı.

Bir garip Önder Turacı meselesi

Transfer döneminin son günlerinde Fenerbahçe’den Kayserispor’a transfer olan Önder Turacı’yla ilgili enteresan bir durum söz konusu. Bilmeyenler için kısaca özetleyelim;

Transfer sonrası imzalar atıldıktan sonra Fenerbahçe’nin Kayseri’den ricası olmuş; Önder’i bize karşı oynatmayın diye. Etik delisi Kayserispor da Fenerbahçe bu transferde bize çok kolaylık sağladı diyerek jest yapmış ve tamam oynatmayız demiş.

Genelde bu tip anlaşmalar kiralık giden futbolcularda oluyor (onu da anlamıyorum ya neyse) ancak bonservisiyle sattığın futbolcudan sana ne? Madem Önder’den bu kadar çekiniyorsun o zaman neden sattın? Hayır işin komik kısmı sokağa çıkıp 10 tane Fener’liye sorsam; abi Önder bize karşı oynasın daha rahat kazanırız der.

Bir de maç başına anlaşan Önder’in suçu ne? Adam profesyonel o maçtan hakedeceğiyle belki ödemeleri yapacak edecek.

Önümüzdeki haftaya kadar kararda bir değişiklik olacak mı merakla bekliyorum. Kayseri etiktir ama ya en doğrusu neyse onu yapar. Gerekirse ayağına kadar getirip ders verir.

Euro 2012’ye doğru…

Euro 2012 elemeleri dün akşamki maçlarla start aldı. Öncelikle maçların cumartesi-çarşamba oynanmasındansa cuma-salı oynanması isabetli bir karar olmuş. Salı günü oynanan maçların ardından kulüplerine dönecek olan futbolcular daha fazla dinlenme şansı bulacak.

Milli takımımıza gelirsek Kazakistan maçı sonrası ciddi bir değerlendirme yapmak doğru değil gibi. Rakibimiz olmayacak seviyedeler. Duran toplar tek tehlikeli yönleriydi ama zaman zaman o bile sıkıntı verdi. Üst üste gelen 2 gol bizi çok rahatlattı ve maçı erken bitirdik. Özellikle Arda’nın milli takım performansı yine bir farklıydı. Emre iyiydi. İlk kez milli olan genç(!) Ömer Erdoğan hiç sırıtmadı. Tuncay’ın sırtı dönük tek forvet gibi oynaması pek olmadı. Olamaz da zaten olayı o değil. Bir de maçı izlerken söylenip durduğum Aurelio vardı. Performansıyla alakalı değil ama hala ona şans verilmesi beni rahatsız ediyor. Aday kadroya çağrılmayan Topal, Necip ve kulübede oturan Nuri’yi görmek isterdim.

Salı günü rakip Saraçoğlu’nda Belçika. Çok daha ciddi bir sınav olacaktır. Dün akşam Almanya’ya tek golle mağlup oldular. Takım savunmasını iyi yapan bir ekip. Sabırlı olmamız ve disiplinden kopmamamız gerek. Dakikalar ilerledikçe arkada vereceğimiz açıklar bizi üzebilir.

2012 yolunda diğer gruplardan da biraz bahsedelim. İtalya Estonia deplasmanında Cassano faktörüyle gülmüş. 1-0’dan 1-2’ye çevirmişler maçı. Fransa yine hüsran olmaya devam ediyor. Blanc yönetimindeki ilk resmi maçlarında kendi sahalarında Belarus’a 0-1 yenildiler. Anelka gülmeye devam ediyordur heralde. Hollanda San Marino’yu 5’lemiş ama burada önemli olan Van Nİstelrooy’un 2 sene aradan sonra golle dönmesi. Huntelaar’dan da hat trick var. Bir diğer hat trick hero da Defoe. İngiltere’nin Bulgaristan’ı 4-0 geçmesinde payı büyük. Son şampiyon İspanya ise bildiğimiz gibi. Liechtenstein deplasmanında Torres, Villa, Torres, Silva yapmışlar; 4-0.