Arda Turan…
Genç yaşta Galatasaray’ın büyük kaptanı, taraftarın sevgilisi ve herşeyden öte sarı kırmızı parçalının aşığı…
Sezon başından beri oynadığı maçlarda farkı yaratan, takıma itici güç sağlayan ve Galatasaraylılık ruhunu sahaya en net biçimde yansıtan Arda’nın dünkü Fenerbahçe derbisinde sakatlığı sebebiyle acı çekmesine rağmen oynamak istemesi her yerde konuşuluyor. Rijkaard bile maç sonrası “Arda’yı çok istediği için oyuna aldık ama yanlış oldu” itirafında bulundu. Peki bu yanlışta en büyük pay kimde?
Oynayabilir diyen doktorlarda mı? Doktorlardan oynayabilir yanıtını alıp bütün hafta sadece bir antremanda yer alan Arda’yı sahaya süren Rijkaard’da mı? Yoksa “acılarıma rağmen oynamak istiyorum çünkü bu Fenerbahçe maçı” diyen Arda’da mı?
Benim cevabım ne yazik ki son yazdığımdan yana. Arda tam hazır olmamasına ve acılarına rağmen sahaya çıkmak isteyerek yerine oynayabilecek ve belki de takıma daha yararlı olabilecek sağlam ve antremanlı bir arkadaşının kenarda kalmasına sebep olmuştur. Tabii ki Arda’nın bunu tamamen Galatasaray aşkından ve takımı için hep daha da fazlasını vermek istediği için yaptığının farkındayım.
Ancak ne yazık ki bu şartlarda oyuna giren Arda hem beklentilerin çok altında kalmış hem de kendini riske atmıştır. Zaten gerçekten sağlam olarak 18’de yer alan bir Arda ilk 11’deki yerini almaz mıydı?
Profesyonel dünyada duygusallığa yer yok ve ne yazık ki bu gibi durumlarda sevginin de fazlası zararlı olabiliyor.
Hadi toparlan artık bu hafta kaptan. Takımının sana çok ihtiyacı var…