Turkcell Süper Ligin Drogba’sı

Sezon başı Kayseri’ye geldiğinde kafamda soru işaretleri yok değildi. Kariyerinin yokuş aşağı gittiği bir gerçekti. Ancak Kayseri formasıyla oynadığı her maçta üzerine koyarak devam etti ve şu anda çok formda bir döneme girdi.

Geçen hafta Bursa maçında Ömer’i sırtına alıp dönerek attığı gol, bugün de İstanbul Belediye’ye sol ayağının içiyle uzak köşeye gönderdiği gol resmen Drogba style’dı. Drogba kim Makukula kim demeyin. Anlatmak istediğim gücü, yapısı ve şu son iki haftada attığı goller benim aklıma Drogba’yı getirdi. Belki biraz daha süratli olabilir ama bizim lig için bu hali bile çok iş yapıyor.

Makukula Kayseri’de kiralık oynuyor ve satın alma opsiyonu da Kayseri’de. Eğer Kayseri sezon sonu 2 milyon euroyu verirse Makukula’nın bonservisine sahip oluyor. Basınımız hemen başladı Makukula’yı 3 büyüklere transfer etmeye ama Kayserili akıllıdır işini sağlama almış bile.

Daha önce 4 defa Portekiz Milli takım forması giyen Makukula eğer bu formunu sürdürürse ve Kayseri’de Carlos Queiroz‘un ilgisini çekebilirse Dünya Kupasında Portekiz forvet hattında ilginç bir seçenek bile olabilir. Liedson ve Hugo Almeida gibi isimlerin oynadığı Portekiz forvetinde Makukula fena iş yapmayabilir.

Portekiz’in de nedir yıllardır çektiği şu ileri uç adam sıkıntısı… Orta sahada yıldızlarını koyacak yer bulamıyorlar ama forvette bir banko isim yok…

Benitez’in ipini çeken Wenger olabilir mi?

Akşam Liverpool-Arsenal maçı var. Liverpool’un bu sezonki durumundan, taraftara yaşattığı hayal kırıklığından defalarca bahsettik. Sakatlıklar, finansal problemler ve Rafa Benitez’in artık tutmayan taktikleri. Arsenal ise her zamanki gibi. Wenger’in çocukları oynadı mı tıkır tıkır oynuyor, rakibi dağıtıyor ancak tecrübesizlik yine en büyük problemleri. Özellikle iyi oynadıkları dakikalarda golü yerlerse maç o anda bitiyor Arsenal için.

Bu akşamki maça Liverpool uzun zamandır sakatlık problemi olmadan ideal bir 11 ile çıkıyor diyebiliriz. Arsenal’de ise en büyük eksik Milli takımda sakatlanan Van Persie. Dün Manchester’ın Aston Villa’ya yenilmesi ve Chelsea’nin Everton’la berabere kalması maçı daha da ilginç bir hale getirdi. Arsenal yarışa tekrar dahil olabilir miyim diyecek, Liverpool ise beyaz sayfa açıyoruz neden olmasın diyecek. Tempolu ve iyi maç olacağı kesin. Arsenal Liverpool’dan daha iyi top oynuyor ancak Liverpool Anfield‘da maçı daha çok isteyen taraf olursa bu maçı kazanabilir. Daha önce Manchester United maçında bunu görmüştük.

Eğer Arsene Wenger ve çocukları Anfield’dan galibiyetle çıkarlarsa Rafa Benitez bu akşam ya da yarın sabah İspanya’ya tek yön bilet alabilir. İngiliz basını Benitez yerine Klinsmann demeye başladı bile.

Milli Takımda sakatlanan Van Persie için 20 milyon euro

Arsene Wenger Milli takımda sakatlanan oyuncusu Van Persie için Hollanda futbol federasyonundan 20 milyon euro tazminat istiyor. Konuyla ilgili İngiliz basınına konuşan Wenger söyle demiş;

“Hem şampiyonluk mücadelemizi etkileyecek hem de oynayamayacak oyuncuya para ödeyeceğiz. Sezon içinde Milli takım hazırlık maçları oynanmamalı. Bu sistem çok saçma. Davannın sonuna kadar peşindeyiz.”

Wenger hem olamayacakları şampiyonluk için kılıf hazırlıyor hem de ocak ayında Van Persie yerine almak istediği forvet oyuncusunun parasını Hollanda’nın hesabından ödemek istiyor gibi geldi bana.

Dünya’nın en pahalı kramponları

Rio Ferdinand’ın kurucusu olduğu “live the dream” adlı hayır kurumu geçen çarşamba günü bir açık arttıma düzenlemiş. Bu açık arttırmada üzerinde toplam değeri 385.000 pound olan 7,444 mücevherle süslenmiş Terry, Rooney ve Ferdinand’a ait kramponları satılmış.

Üzerinde 2,374 adet mücevher olan Terry’nin Umbro kramponları 135.000 pounda, üzerinde 2,494 adet mücevher olan Ferdinand’ın Nike kramponları 125.000 pounda ve üzerinde 2,576 adet mücevher olan Rooney’nin Nike kramponları yine 125.000 pounda alıcı bulmuş.

Çöküş

Hafta içi Bayern’den 4 yiyerek Şampiyonlar Liginden elenen Juventus dün akşam da Bari deplasmanında 3 yedi. Maçın skoru 3-1. 67’de maç 2-1’ken Diego‘nun kaçırdığı penaltı kırılma noktasıydı.

Sezon başından beri bir öyle bir böyle derken geçen hafta Inter’e karşı alınan galibiyet resmen yalancı bahar oldu. Geçen hafta da söylemiştim; ben bu takıma güvenmiyorum, her an darmadağın olabilirler diye. Buyrun Bari’de dağıldılar. 1 maçı eksik Inter yarın galip gelirse puan farkı yine 8 olacak.

Juve geçen sezona kadar sezon ortasında kolay kolay teknik direktör değiştiren bir kulüp değildi. Geçen sezonun son haftalarında göreve gelen Ferrara’nın işi bu dakikadan sonra çok zor. Her an kendini kapının önünde bulabilir. Kredisi kalmadı. Takımın demirbaşı Del Piero ile de ters gidiyor zaten. İtalyan basını vuracak da vuracak…

Yerine kim gelir derseniz; Inter’in eskisi Mancini geçen hafta içi İtalyan basınına “doğuştan Juventus taraftarıyım” çekti bile…

Villa vs. Benzema

Akşam Valencia-Real Madrid maçı var. Kaka sakat ve Ronaldo cezalı olunca İspanyol basınında Real için öne çıkan isim Benzema olmuş ancak forvetteki partneri Higuain bence çok daha formda ve şu an için Real’in en önemli silahı. David Villa seçimi ise sapına kadar doğru. Valencia demek Villa demek.

Real’in Kaka olsa da Ronaldo’suz oynadığı maçlarda ne kadar zorlandığını hatırlıyoruz. Xabi Alonso’nun da bir sakatlığı var ve oynayıp oynamayacağı son dakikada belli olacak. Valencia’daki en büyük eksik ise David Silva.

Valencia son haftalarda aldığı galibiyetlerle 3. sıraya kadar çıktı ve bu maçı kazanırlarsa Real Madrid ile puanları eşitliyorlar. Ligde ve Avrupa’da 15 maçtır kaybetmeyen bir Valencia var. Ancak deplasmanda daha iyi oynadıkları da bir gerçek.

Mestalla‘da oynanan Valencia-Real Madrid maçları her zaman büyük keyif vermiştir. Bol gollü bir maç olması çok muhtemel. Real’deki eksikler ve Valencia’nın formunu düşününce benim inceden favorim Valencia. Saat 23.00’da Ntvspor’da naklen kaçırmayın derim.

2009’un en iyi Afrikalı futbolcusu

Afrika Futbol federasyonu 2009 yılının en iyisi için adaylarını belirlemiş;

Samuel Eto’o, Didier Drogba, Michael Essien, Seydou Keita ve Yaya Toure.

Afrika kıtasından 53 ülkenin oylarıyla belirlenecek ilk 3’e ödülleri 25 Şubat’ta verilecek. Çok sevmem ama benim oyum bu ödülü daha önce 2003, 2004 ve 2005 yıllarında kazanan Eto’o’ya. Geçen sezon Barcelona formasıyla büyük esti…

Kabustan uyanış: Antalyaspor 2 – 3 Galatasaray

Kabus gibi başlayan 90 dakika güzel bitti. 2-0’dan maçı çevirmenin yanı sıra Elano’yu ve Keita’yı kazanmak takım için ciddi bir bonustur. Elano üst üste gelen kötü sonuçlarla beraber sertçe eleştirilmesine rağmen her hafta performansının üstüne koyuyordu ve takıma adapte olma yolunda ilerliyordu. Bunu daha önce de belirtmiştim. Keita’nın ise Fenerbahçe maçından sonra kendini tekrar ispatlaması gerektiğini Rijkaard da söylemişti. Bugünkü Keita gösterdi ki sakat ya da cezalı değilse bu adam bu takımın banko oyuncusudur.

Maçın başında gelen 2 Antalya golüne dönelim. Goller gerçekten amatör küme takımının bile yemeyeceği tarzdan. Duran topta öyle ofsayt taktiğimi olurmuş. Hadi bi’ tane yedin, hiç mi akıllanmadın ikinciyi de yiyiyorsun. İlk yarı 2-1’i bulmamıza rağmen büyük hayal kırıklığıydı. Servet’in attığı anlamsız uzun toplar ve Barış’ın tekte vermesi gereken toplarla fazla oynama sevdası beni en çok delirten şeylerdi.

Galatasaray’a hiç yakışmayan bu başlangıç ve ilk yarının ardından ikinci yarıda oynanan pozitif futbol ise göz ardı edilmemeli. Uzun haftalardır bunu göremiyorduk. Daha önce Baros yoksa ne olursa olsun Nonda bu takımda oynamalı lafımı da geri almak istiyorum izninizle. İleri uçta oynayan Kewell hem geriye çıkıp yaptığı toplarla çok faydalı oldu hem de Nonda oyuna girdikten sonra takım adına artı yönde hiçbir şey yapamadı. Baros sakatlanınca Nonda formayı garanti görüp çalışmayı bıraktı galiba. Bir diğer hoşuma giden isim sol bekte görev yapan Caner’di. Belki defansif anlamda hatalar yaptı ancak ileri baskı adına iyi işler yaptı. Bir kaç tane attığı ters topla da beni şaşırttı açıkcası.

Rijkaard’ın da geçen hafta yenilen son dakika golünden ders aldığı çok belli olmuyor muydu? 2-0’dan 2-3 yapmış takım bir ara Topal, Arda, Elano, Keita, Kewell ve Nonda ile sahadaydı. Psikolojik olarak takıma geri çekilmeyeceğiz mesajı verildikten sonra Arda-Ayhan ve Keita-Aydın değişiklikleri geldi. Keita büyük ihtimal sakatlık nedeniyle çıktı ancak neden Aydın? Ben anlamıyorum ve anlayamayacağım bu Aydın işini.

Başta da söylediğim gibi Antalya gibi ligin kalburüstü takımlarından bile olmayan bir takımdan yenilen goller ciddi uyarıdır. Ofansif anlamda iyiyiz, güzeliz. Keita sağdan, Arda soldan esiyor, Kewell bulduğu zaman köşeye koyuyor ancak oyunu hala tek yönlü oynuyoruz. Defansif anlamda çok çalışmamız lazım çok…

Bitirmeden içimden geçen son bir şeyi daha ekleyeyim. Yenilen gollerde belki Neo Leo Franco’nun bir hatası yoktu ancak bir tane gol olacak topu da çıkar be arkadaş… Sezon başından beri kaleye gelen gol olması gereken bütün toplar gol oldu…