8.9 Milyon TL + İlhan Parlak + Özgür Çek

Fenerbahçe dün akşam Özer Hurmacı transferini bitirmiş. Genç futbolcunun bonservisine ödenen rakamın yüksek olduğu bir gerçek. Bu konu hakkında daha önce de bir yazı yazmış ve şöyle demiştim;

“Özer yetenekli bir genç olabilir ama bugüne kadar ne yaptı ya da ne vaad etti de bu bonservis bedelini hak etti? Üstelik ayağı kırıldığı için bu sezonun yarısında oynamadı bile…”

Şimdi işin bir de öbür kısmı var. Bu kadar büyük para ödenen Özer Fenerbahçe’de kimi kesecek ve ilk 11’de forma giyecek biri bana söyleyebilir mi? İlk 11’de forma giyemeyecekse kulübede oturacak bir futbolcu için bu kadar çok para vermek ne kadar doğrudur?

Kupasız ve başarısız kapatılan bir sezonun ardından daha takımın teknik direktörü bile net olarak belli değilken yapılan bu transferler biraz gündemi değiştirme çabaları gibi geliyor bana. Ama şunu da söyleyeyim, bir inat uğruna çok daha fazla paralar verilerek transfer edilen Mehmet Topuz’un ise Fenerbahçe’de çok iş yapacağını ve ilk 11’in değişilmez ismi olacağını düşünüyorum.

Bu arada kimse de çıkıp bana kedi uzanamadığı ciğere pis dermiş, paramız var veriyoruz kardeşim demesin. Aynı durumda Galatasaray olsa yine aynı şeyleri söylerdim. Kulübede oturacak futbolcuya bu kadar para verilmez. Galatasaray’da zamanında gitti Serkan Aykutlar’a, Bülent Akınlar’a milyonlar saydı. O zaman da yanlıştı, şimdi de yanlış. Yıllar içinde bu yüzden yurtiçi transferlerindeki bonservis bedelleri bu seviyelere geldi. Nasıl olsa 3 büyükler neyse parası veriyor diye Anadolu kulüpleri saçma sapan fiyatlar çekiyor.

Tabii buna bağlı olarak konuşulması gereken bir başka konu da takımlardaki yabancı kontenjanı. Yabancı sayısının sınırsız olması gibi bir şeyin olamayacağı ortada. Zaten FIFA’da buna ciddi anlamda karşı çıkıyor. Ama en azından İngiltere’deki gibi bir sistem uygulanabilir ya da AB vatandaşı futbolcuların yerli statüsünde oynamasına izin verilebilir.

Jet Fadıl geri dönmüş

Yıllarca önce Siirt Jetpa Spor’un başkanıyken yaşanan yolsuzluk iddiaları nedeniyle yurt dışına kaçan ve 2002 yılında milletvekili seçildiği Siirt’e geri geldiğinde tutuklanan Fadıl Akgündüz Siirtspor başkanlığına yeniden seçilmiş. Hem de bu sefer yanına Alpay Özalan’ı da almış.

Zamanında Siirt’e Sergen, Alpay, Oktay ve Tanju gibi isimleri transfer ederek büyük olay yaratan Jet Fadıl’ın kulübün geleceğiyle ilgili yaptığı ilk açıklamalar yine bomba gibi;

”İlk hedefimiz Siirt’i 3. ligden 2. lige çıkartmak, ardından 1. lig ve daha sonra de süper lige çıkartacağız. Futbolcu ve teknik heyet konusunda en yetkili Alpay Özalan’dır. Önemli takımları Siirt’e getirtip maçlar yapacağız. Siirt’in spor noktasındaki eski gücünü yeniden kazandıracağız. Bizim hedefimiz öncelikle alt yapıyı oluşturduktan sonra Siirt’i 100 bin kişilik bir stada kavuşturmaktır.”

Beyler Siirt’in nüfusu kaçtır ki bu adam 100.000 kişilik stad yapıyor? Bir de canı çok stad yapmak istiyorsa bizim Seyrantepe’ye de bir el atıversin…

hikmetkaraman.com’dan açıklama

Daha önce Ankaragücü teknik direktörü Hikmet Karaman’ın internet sitesinde bazı yazılarımın kaynak gösterilmeden kullanıldığına dair bir yazı yazmıştım.

Hikmet Karaman’ın sitesine haberleri giren arkadaştan konuyla ilgili bir açıklama geldi. Açıklamayı ve bizim cevabımızı yazımın altındaki yorumlar kısmından okuyabilirsiniz.

Tüm blog yazarları olarak tek isteğimiz emeğimize saygı duyulması ve başka hiçbir şeyin peşinde olmadığımızın  bilinmesi.

Kendilerine teşekkür eder, Hikmet Karaman’a Ankaragücü’ndeki görevinde başarılar dileriz.

Bir veda, bir merhaba

Yıllardır Galatasaray teknik kadrosunda yer alan, iki sezon önce takımı son 6 haftada şampiyonluğa taşıyan sessiz sedasız, efendi adam Cevat Güler’le yollar ayrılmış. Her güzel şeyin biteceği gibi bu beraberlikte sona erdi. Yeni gelen bir teknik adamın çalışma arkadaşlarını da seçme hakkı vardır. Rijkaard’ın teknik kadrosunda yerli bir ismin yer alacağı söylenmişti ancak yabancı dil probleminden dolayı böyle bir karar alınmış olabilir, hayırlısı olsun. Bugüne kadar Galatasaray için herşeyini veren Cevat hocaya ne kadar teşekkür etsek az…

Cevat hocayla yollarımız ayrılırken Rijkaard’ın yanında görev yapacak olan kaymak tadındaki yardımcı hoca Neeskens de İstanbul’a gelmiş. Rijkaard’la ilgili yazdığım yazıda da böylesine önemli bir futbol adamının yıllardır neden ikinci adam olarak görev yaptığını çözemediğimi söylemiştim. Neeskens’in Galatasaray’a ve Türk futboluna çok şey vereceği kesin. Kendisine şimdiden başarılar…

Konfederasyon kupasından ne bekliyoruz?

Konfederasyon kupası dün start aldı. Açılış maçında gol göremedik. Zaten Güney Afrika-Irak maçından da pek beklentimiz yoktu. Turnuvanın ikinci maçında ise son Avrupa şampiyonu İspanya, Torres’in hat-trick yaptığı maçta Yeni Zelanda’yı 5’ledi.

Bu kupa yarı finallere kadar pek keyif vermez. Hele maçları TRT yayınlarken insanın içi ayrı bir daralıyor. Bari finalde Brezilya ile İspanya karşılaşsın da ne işe yaradığını bir türlü çözemediğim Konfederasyon kupası bir halta yarasın.

Bu arada Konfederasyon kupasından cacık filan olmaz ama tribünlerdeki manzaralar oldukça keyifli…

Doğuştan mı abi?

David Villa daha toyken eline tutuşturmuşlar formayı…

Kaç gündür Real’e transferi konuşuluyordu hatta Marca formayı bile giydirmişti ama Barcelona devreye girmiş ve işi bitirmek üzereymiş. Eğer transfer gerçekleşirse Laporta Perez’e acayip çalım atmış olur. Real’in sansasyonel transferlerinden sonra Barcelona’nın da birşeyler patlatması lazım artık.

Milli takımdaki David Villa’nın da kafası ne karışıktır şimdi…