Son derece kötü bir ilk yarı. Bekir’in şaşkınlığı… Santos’un gününde olmaması… Zırt bir defans. Yine yıldıran sertlik. Paslı Alex. Genel olarak pek kötü olduğumuz, Gökhan’ın ateşleyiciliğini özlediğimiz bir maç.
Neredeyse aynı kötülükte bir ikinci yarı. Üstüne bir de kırmızı kart. Tamam, iki üç kere çok canını yaktılar ama Emre’ye psikolog lazım artık. Bazı şeyler ne yazık ki hiç değişmiyor.
Daum’un 65’ten önce oyuncu değiştirdiğini hatırlayan var mı?
Ama Alex’in gol pası, üstüne o ceza sahasına koşusu ve kafası yine maçı alan hareketler. Sahaya tabureyle çıkıp otursa oynatacaksın işte bu adamı.
Asıl önemli olan böyle bir maçı alabilmektir. Geçen seneki takımın bu gibi maçlarda düştüğü aciz durumları hatırlayınca, bu takımın kısa sürede çok yol kat ettiği aşikar. Milli maç arası iyi gelecektir, bir reset atmak lazım.
Nefesini tutan GS’li dostların da kursaklarında kaldı ama olacak o kadar 😉