Pato Show

Milan – Cagliari maçını izliyorum, dakika 37 civarı Milan 1-2 mağlup durumda. Bu Milan ne dengesiz takım; gidip Real deplasmanında maç kazanıyorlar, San Siro’da Cagliari’ye karşı sürünüyorlar, bu Pato‘nun da nesini büyütüyorlar anlamıyorum gayet düz bi’ oyuncu gibi düşünceler aklımı almışken önce Pato’nun kaleciden dönen kafasını Borriello tamamlayıp skoru eşitledi ardından da düz oyuncu dediğim Pato, bana kapak misali sol 90’a nefis bi’ gol yazdı ve skoru 3-2 yaptı. Ronaldinho da o pozisyonda tek topla iyi gördü Pato’yu. Ronaldinho demişken yine eski günlerini hatırlatan bir performans sergiledi. İnce ara paslar, slalom deparlar… Seviyorum bu dişleği izlemeyi.

Neyse 90 dakika skoru Milan 4 – Cagliari 3. 4. gol Ronaldinho’nun zımba penaltısı. Penaltı poziyonu öncesi Borriello’ya ara pas yine Pato’dan. Cagliari’nin 3. golünden sonra biraz stres ama Milan kazanmaya devam ediyor. Pato da aldığı övgüleri hak ediyor. Onu da bu akşam öğrenmiş oldum.

Fener’i sis bastı

Denizli kazandı, Daum kaybetti.

Galatasaray maçının taktiğini başa sarıp tekrar denemeye kalkan Daum’du. One-size-fits-all olmadı tabii.

Emre’nin başına Almanernst’i dikmişti Mustafa Hoca. Emre defanstan top almaya gittiğinde bile Fenerbahçe yarı sahasının ortasına kadar takip edip baskı yapması, Beşiktaş’ın maçı kazanmasının en önemli sebebidir kanımca.

Zaten son deplasmanlarda (bkz. Antep, Kayseri) yumoş olan ağır aksak semaver Fener, en sağlam deplasmanda sertliğe ve enerjiye mağlup oldu. Evet, Kaptan İbo’nun Gönül’e arkadan tıkladığı pozisyon çalınsa, Alex direğin içine nişanlasa iş başka bir hale dönebilirdi.

Dönebilirdi de Fink’in hayatının–bıraaaaaaaaaak!!!–golüne, Bobo’nun da Drogba style golüne şapşapka.

Lig resetlendi. Umarım dersler alınır, önümüze bakılır.

BJK’ya bir uyarı benden yalnız. Zafer sarhoşu Manchester’a gidersen fena çarpılırsın, aman dikkat.

Tek golle Dünya Kupası yolcuları

Dünya Kupası playoff maçları sonuçlandı ve Güney Afrika yolcuları hep tek golle belli oldu. Stade de France’da 90 dakikayı 1-0 önde kapatan İrlanda, uzatmada Thierry Henry’nin ofsayttan elle kontrol edip Gallas’a attırdığı gol ile evde kaldı. Fransa’da bir Anelka var başka da bir numara yok. Domenech hala nasıl o takımın başında ben anlayamıyorum.

Sudan’da oynanan Cezayir – Mısır savaşında maçında Antar Yahia’nın boru golü Cezayir’i kupaya taşıdı. Rusya’nın Hiddink peri masalı Slovenya’nın elinde son buldu. Orası da 1-0. Golü atan Zlatko Dedic. Hiddink bize gelir mi şimdi?

Rusya’nın komşusu Ukrayna ise güzel futbolun en önemli temsilcilerinden biri olan (!) Yunanistan karşısında–bilin bakalım kaç kaç–yenik düştü ve tısspor.

Ve hadi gözümüz aydın, maganda da Dünya Kupası’na gidiyor. Bosna evinde Meireles’in golüyle mağlup oldu. Olan da bize oldu.

GS Bonus

Galatasaray’ın, Denizbank ve Garanti Bankası işbirliği ile gerçekleştirdiği GS Bonus Taraftar Kredi Kartı faaliyete geçmiş. Tanıtımlarda futbolcuları bonus kafa yapmışlar. Nonda ve Keita oldukça sempatik ama Zan oldukça yanlış bir seçim olmuş.

Kartın detaylarını, ne işe yarar eder öğrenmek için buraya tıklayınız.

Elano’nun performansı

Brezilya – İngiltere maçının ardından spor basınında en çok yer alan haberlerden biri Elano. Sebep ise Brezilya’daki üstün performansını Galatasaray’da sergileyememesi. Maçı izlediniz mi bilmiyorum ama Elano o maçta pek de üstün bir performans sergilemedi. Evet maçın tek golüne nefis bir asist yaptı ama allah vergisi adamın ayağı topu istediği noktaya cuk diye koyuyor. İyi oynamamasına rağmen bunu Galatasaray’da da yapıyor. Şöyle bir düşündüğüm zaman ters kanattaki Kewell’a attığı adrese teslim uzun toplar gözümün önüne geliyor mesela.

Evet Elano formsuz bir dönem geçiriyor ama bu sadece Galatasaray’da değil. Milli takımda oynuyor burada oynamıyor, alışamadı, Ocak’ta gidecek, Lincoln‘u bile aratıyor gibi laflar anlamsız. Basınımız sever böyle ortalık karıştırmayı biliyorsunuz.

Bir uyum sorunu yaşadığı ve devamlılık yakalayamadığı ortada. Biraz bekleyin Elano oynamaya başladı mı tadından yenmeyecek. Biliyorum kaç hafta oldu ama sadece az biraz daha sabır…