Juve’nin yeni sezonda giyeceği klasik çubuklu iç saha forması. Çubuklardaki keskin detaylar güzel. Şortun yan kısımlarındaki ve formanın kollarındaki İtalyan bayrağı renkleri de hoş olmuş. Juve’nin geçen sezonki formaları da özellikle deplasman forması çok başarılıydı ama takımda iş yoktu. Bu sezon formayla beraber başarı da gelir umarım.
Etiket: sakatlik
Psychopello
Capello’nun Slovenya maçındaki performansı.
link: http://www.dailymotion.com/video/xdtigr_el-show-de-capello_sport
Milan’ın yeni hocası Massimiliano Allegri
Milan’daki teknik adam belirsizliği sonunda çözüldü. Resmi siteden yapılan açıklamaya göre Leonardo’nun boşluğu Cagliari’den Massimiliano Allegri ile dolduruldu.
Teknik direktörlük kariyerine 2004-2005 sezonunda Serie C2 takımlarından Aglianese ile başlayan Allegri, son olarak Cagliari’yi çalıştırdı. 2008 sezonunda başına geçtiği Cagliari ile ilk sezonuna kötü başlayan ve 5 maç üst üste kaybeden Allegri, daha sonra takımı orta sıralara taşımayı başardı. 2009-2010 sezonunda ise elindeki kısıtlı kadroya rağmen Cagliari’ye oynattığı pozitif ve hücum futboluyla İtalya’da en çok konuşulan isimlerden biri oldu Allegri.
Peki Allegri Berlusconi ve Galliani gibi iki kafa koparıcıyla Milan’da ne yapar? Bir kere bu ikiliyi transfer konusunda ikna etmeli. Yaşlı kadroyu gençleştirmeli ve derinleştirmeli. Geçen sezon gördük yaşlı isimler 60’dan sonra şişince yerine girecek adam yok. Pato sakatlanır yerine adam yok. Ronaldinho’nun oynayası gelmez yerine adam yok.
İşi zor Allegri’nin ama istediği bir kaç adamı takıma kazadırabilirse en azından keyif veren bir Milan izleriz bu sezon. Keyifle beraber başarının da gelmesi çok muhtemel. Ezeli rakipte artık Mourinho yok. Serie A tekelinin sona ermesi çok muhtemel.
Bu Şili can yakar
Bugün harika maçlarla gruplara son noktayı koyuyoruz. H grubunda İspanya’nın rakibi Şili. Son Avrupa şampiyonunun kazanmaktan başka çaresi yok ama karşılarındaki grup lideri 6 puanlı Şili de boş değil. Alexis Sanchez’yle, Isla’sıyla ve Vidal’iyle harika bir takım. Turnuvada göze en hoş gelen futbolu oynayan takımlardan biri. İspanya’ya kolay geçit vermeyecekleri kesin. Grubun diğer maçında ise Hitzfeld’in İsviçre’si Honduras karşısında. Onlarda galip gelip İspanya – Şili maçından haber bekleyecekler. Bekleyecekleri haber İspanya’nın puan kaybı ve olması son derece muhtemel bir sonuç. Fransa ve İtalya’dan sonra Avrupa’nın bir diğer büyüğü İspanya da bugün havlu atarsa hiç şaşırmam.
G grubunda ise Brezilya – Portekiz karşı karşıya. Brezilya gruptan çıkmayı garantiledi. Portekiz ise gruptan çıkmaya garantilemese de Kuzey Kore’ye karşı aldıkları 7-0’lık galibiyet sayesinde 2.’lik için avantajlı durumdalar. Dünya Kupalarında son olarak 1966 yılında karşılaşan 2 ekibin mücadelesinden Portekiz 3-1 ile galip ayrılmış. Aralarında oynadıkları son hazırlık maçını ise 2008 yılında Brezilya 6-2 kazanmış. Dunga gruptan çıkmış olmanın rahatlığıyla yedek isimlere yer verebilir. Zaten Kaka cezalı, Elano sakat. Portekiz ise ideal 11’i ile sahaya çıkıp risk almak istemeyecektir. Gruptaki diğer maç ise hayal kırıklığımız Fildişi Sahili ile kendine münhasır Kuzey Kore arasında. Drogba ve arkadaşları Kuzey Kore’ye fark atıp Brezilya galibiyeti bekleyecekler. Ancak Brezilya Portekiz’i yense dair işleri çok zor. Dediğim gibi o 7-0 Portekiz’i çok avantajlı konuma soktu.
Jabulani’de yaşayan Avustralya’lı
Adidas Dünya Kupasında kullanılan Jabulani futbol topunun reklamını Avustralya’nın Melbourne şehrinde yaratıcı bir şekilde yapıyor.
Şehir merkezinde içi dayalı döşeli 6 metre çapında bir Jabulani var. İçinde de Adam Santarossa adlı bir genç var. Bu genç bütün gün Dünya Kupası maçlarını izliyor, Play Station oynuyor ve blog yazıyor. Haftanın belli günleri de temizlikçi geliyor ve çamaşırları yıkamaya gidiyor.
Adam’ı ziyatet etmek filan da yasak değil. Maçları izlemek için arkadaşları ve yoldan geçen meraklı vatandaşları içeri davet ediyor. Onlarla futbol muhabbeti yapıyor.
Peki kupa bitince n’oluyor? Adam girdiği tüm bu zahmet(!) için 2600 doları cebine koyuyor.
Reklam gerçek oldu
28 Nisan’da yer verdiğimiz MTN reklamı gerçek oldu. 27 Haziran’da İngiltere vs. Almanya.
link: http://www.dailymotion.com/video/xd3r2g_mtn-south-africa-commercial-for-wor_sport
Şuta kafa
Bi’ bira be… Ama beni bozuyo’…
Dün Slovenya karşısına kazanmaktan başka opsiyonu olmadan çıkan İngiltere’de teknik direktör Capello yıllardır her gittiği takımda uyguladığı kuralını kendi çiğnemiş. Maçtan bir gece önce futbolcularının gergin olduğunu farkeden İtalyan hoca, sinirleri yumuşatmak için oyuncularına bira içebilirsiniz demiş.
Bira sinirleri ne kadar yumuşatmış bilemem ama İngiliz futbolcular dün Slovenya’yı 1-0 yenmelerine rağmen sahada oldukça tutuk ve gergin gözüktüler. Turnuva öncesi beklentiler büyüktü ancak şu anki futbol pek ümit vaadetmiyor.
İkinci turda rakip Almanya. İngiltere’den daha iyi top oynadıkları ortada ancak bu Dünya Kupası. Tecrübe de çok önemli ve İngiliz Milli takımındaki oyunculara tek tek baktığımızda bu tecrübenin yeterince mevcut olduğunu görüyoruz.
Uğur Uçar
O Konya maçını hiç unutamam. Askerdeydim. Eğitimden kaçıp kaçıp gazinoda maça bakıyordum. Buzla kaplı o zeminde futbol oynamaya nasıl izin verirler diye kendi kendime söyleniyordum. Tam eğitime geri dönecekken Uğur’un o şanssız pozisyonu yaşandı. Dakikalarca ayrılamadım ekranın başından. Tam beklenen çıkışı yapmışken, her maç üzerine koyarken, Galatasaray’ın sağ beki yıllarca garanti altında demeye başlamışken hiç ama hiç olmadı.
Daha sonraki günlerde sakatlığının detaylarını öğrenince içimiz daha da çok acıdı. Kırılan diz kapağının yeniden kendine gelmesi, gelse bile eskisi kadar üst düzey mücadele etmesi çok zordu. Uzun süre sonra sahalara dönünce de fikrim aynıydı. Eskisi gibi olamayacağını düşünüyordum ama umarım yanılan ben olurum diyordum.
Ancak ne yazık ki yanılmadım. Çok istedim Uğur eskisi gibi olsun, sağ beki hiç bırakmasın, 3 numaralı forma üzerinde eskisin, kaptanlık pazubandını yıllarca taksın. O diz onu hep tedirgin etti. Zaten çok hızlı değildi daha da ağırlaştı. Müdahalelerde zamanla hatası yapınca daha da sert oynar gibi gözükmeye başladı. Kısacası eskisi gibi olamadı işte…
Ve küçük kaptan Uğur Uçar dün 1.3 milyon lira bonservis bedeliyle Ankaragücü’ne transfer olarak Galatasaray’dan ayrıldı. Profesyonel dünyada duygusallığa yer yok işte. Artık Galatasaray düzeyinde oynaması zordu. Keşke oynayabilseydi. Umarım yine eskisi gibi olur da ben yanılırım. Galatasaray da olmasa bile Milli takımda sağ beke iyi bir alternatif olur. Yolun açık olsun Uğur Uçar.
İngilizlerin kırmızı uğuru
Dünya Kupasına 2 beraberlikle başlayan İngiltere gruptan çıkmak için yarın Slovenya’yı yenmek zorunda. Maç öncesi teknik taktik bir yana bir de uğur peşinde koşuyorlar. Yarın sahaya kırmızı forma ve kırmızı şort ile çıkacaklar. Normalde deplasman formaları kırmızı ancak onun altına beyaz şort giyiyorlar. Yarınki maçta kırmızı şort tercih etmelerinin sebebi ise İngiltere Milli takımının sahaya kıpkırmızı çıktığı hiçbir maçı kaybetmemiş olması.
Daha önce 4 kere kırmızı forma-şort kombinasyonu yapan İngilizler; 1962 yılında Peru’yu yenip Bulgaristan ile berabere kalmışlar. Daha sonra 1963’te Çekoslavakya’yı yenmişler ve son olarak Bulgaristan’ı 3-1 yenmişler.










