3 puan!

1 puanın altın olacağı deplasmandan 3 puan ve özgüven kazanarak dönüyoruz. Bugün teknik taktik biraz geri planda benim için. Belli ki son yaşanan facia sonrası takımda kulaklar çekilmiş. Perşembe gününe oranla maçı daha çok isteyen ve ısıran bir takım vardı sahada.

Tüm bunlara rağmen Eskişehir’in de çok kötü bir takım olduğunun altını çizelim ki ona rağmen 3. golü bulana kadar son zamanlardaki en yakın arkadaşımız stresle beraber maçı izlediğimizi unutmayalım.

Kişisel performanslar açısından da bir kaç kişiden bahsetmek istiyorum. Ufuk’un golde hatası büyük herkes farkında ama bir de maçı izlerken dikkat ettim de sanki kale arkasında neresinde kalıyor farkında değil. Serkan, Balta’nın yerinde hiç sırıtmadı ama ters ayak sıkıntısı bindirme yapmasını engelledi. Barış denen arkadaşımız iyi güzel koşuyor ama hakkaten zekası yerlerde sürünüyor. Sarp Arda’ya o asisti yapmasa oynadığını fark etmeyebilirdim.  İlk yarıda gayet iyi olan Elano yerine Aydın değişikliğini ve Elano’nun ikinci yarıyı kale arkasında tek başına izlemesini anlayamadım. Umarım problem yoktur. Aydın demişken ikinci bir aydınlanma dönemi başlıyor tehlikenin farkında mısınız?

Tekrar etmekte fayda var. Eskişehir geçen senelerde çok daha zor bir deplasmandı. Bu sene belli ki daha hazır değiller. Daha diri bir takıma denk gelsek yine puanla tanışamayabilirdik. Bu gece şans da biraz bizimleydi, e biraz da bizimle olsun be…

Altın değerinde 1 puan

Eskişehir Süper Lige çıktığından beri Galatasaray’a yenilmemiş. Bugün de yenilmesi sürpriz olur. Es-Es’te eksik yok Galatasaray’da eksik çok. Galatasaray’ın eksikliği sadece futbolcu anlamında da değil tabii.

Peki bir Galatasaray taraftarı olarak mazoşist gibi bu izleyecek miyiz? Tabii ki izleyeceğiz. Beklenti nedir? 1 puan altın değerinde olur. Geldiğimiz hale bak bu arada koskoca Galatasaray için altın değerinde 1 puan diyoruz… Ama asıl görmek istediğimiz mücadele eden, ısıran ve formanın hakkını veren futbolcular. E zaten böyle olursak kazanırız diyeceksiniz ama şanssızlık da 2 senedir yanıbaşımızda. Atamayana atarlar olur başka bir şey olur yine kaybederiz.

Allah kimseye sakatlık vermesin ama Barış’ın dizinde Ali Turan’ın ise gözünde problem varmış. Ricam bir süre daha öyle problemli kalmaları. Eldeki malzemeyle sahada görmek isteyeceğim 11 ise şöyle;

Ufuk (Aykut’a 7 senedir şans verildi de ne oldu biraz da Ufuk oynasın)

Serkan Kurtuluş (Galatasaray için yeterli mi? Değil ama Ali Turan bile oynuyorsa onun da hakkıdır)

Neill (Açıklamaya gerek yok heralde)

Zan (Sevmem de bugüne kadar Servet oynadı da ne oldu? Zaten 15. dakikada sakatlanır çıkar)

Balta (Maalesef demek istiyorum… Kadrodaki isimlere baktım yerine birini koymaya çok çalıştım ama olmadı)

Cana (Kilolu milolu bir 90 dakika görelim be kardeş)

Mustafa Sarp (Ayhan’ı tercih ederdim belki ama dışarda taraftar yok!)

Elano (Bir yararlanalım artık)

Emre Çolak (Evet Elvan Abeylegesse‘yle bile omuz omuzaya girse düşer biliyorum ama ben Serdar Özkan’a tahamül edemiyorum)

Arda Turan (Milli maçlarda nasıl oynayacağını şimdiden tahmin edebiliyorum bari sinyallerini bu maçtan ver)

Baros (Alternatifi var mı zaten?)

Giderayak Ibramilanovic

“Filozof Guardiola’nın son isteği buydu. 6 aydır benle konuşmuyordu. Bir odaya girdiğim zaman orayı hemen terk ediyordu.”

Zlatan Ibrahimovic

Bu arada kariyerindeki 6. takımı Milan olacak olan Ibra’ya bugüne kadar toplam 168.6 milyon euro bonservis bedeli ödenmiş. Bu sezonu Milano’da kiralık olarak geçirecek olan Ibra’nın satın alma opsiyonu 24 milyon euro ile Milan’da ki bu opsiyonu kesin olarak kullanacaklar. Geçen sezon ise Eto’o(42)+45 milyon euro bonservisle Barca’ya gelmişti. Zamanında Malmö’den Ajax’a 7.8, Ajax’dan Juve’ye 25 ve Juve’den Inter’e 24.8 milyon euroya transfer olmuştu.

Ne olur artık transfer dönemi kapansın!

Tabiri caizse Galatasaray’da transfer işi boka sarmış durumda. Yaşanan kara perşembenin ardından hiç bir Galatasaray’lının keyfi zaten yok. Hatta değil Misimovic, Messi gelse bu saatten sonra ne fark eder gibi bir hava hakim. Yapılacak 1-2 transferle de herşeyin güllük gülistanlık olmayacağının ve takım içindeki sıkıntıların çok daha büyük olduğunun herkes farkında.

Dünden beri konuşulan ve benim de şahsen bildiğim Misimovic transferi sözleşme hazırlama aşamasındayken şimdi bu transferden vazgeçildiği ve Hajduk Split’ten Ibricic’in ve Rosenborg’dan Annan’ın yeni hedefler olduğu konuşuluyor.

Artık bu saatten sonra kim gelir, ne zaman gelir, niye gelir bilmiyorum ama artık bu işten tüm Galatasaray’lılar gibi ben de sıkıldım. Geçen sezondan beri bas bas tranfer diye bağıran orta sahaya transferin kapanmasına 4 gün kala hala takviye yapılamamış olması hakkaten skandal. Hergün resmi siteden transfer haberi bekleyen taraftarın sabrı filan kalmadı. Avrupa’da kısa kollularla mücadele edip havlu atmak da cabası.

Ben şimdiden ismi geçen 4 aday Misimovic, Ibricic, Emana ve Annan hakkında bildiklerimi söyleyeyim sonra resmi siteden transfer açıklaması yapılınca benden oyuncu analizi filan beklemeyin.

En çok yolu gözlenen isim Misimovic’le başlayalım. Wolfsburg Diego’yu alınca Misi’nin Schalke transferi de gerçekleşmeyince tüm oklar Galatasaray’ı gösteriyordu ama bildiğiniz gibi Galatasaray’ın son dakikada bu transferden vazgeçtiği söyleniyor. Misi’nin futbolculuğuna gelirsek kendisi hakkında en hoşuma giden özellik ne sağlak ne de solak olması. Yani her iki ayağını da kullanabiliyor. Bir korner oluyor sağ ile kullanıyor, bir frikik oluyor solla vurayım diyor. Çok fazla koşmayı ve defans yapmayı sevmeyen Misimovic’in tekniği ve zekası üst düzeyde. Bir önceki sezon Wolfsburg’un şampiyonluğunda takımın şefiydi. Sezon boyunca yaptığı 18 asist ve attığı 7 golle şampiyonlukta büyük pay sahibi olmuştu. Galatasaray’a gelirse de Baros’un arkasında takımın oyun kurucusu olarak görev alır. Çok da güzel şeyler yaratır. Atar, attırır…

Bir diğer görüşülen isim benim için kapalı kutu olan Ibricic ise Misimovic’in Boşnak Milli takımından arkadaşı. Duydum ama hiç izlemedim o yüzden bol keseden sallamanın anlamı yok. Sadece yaptığım kısa araştımanın ardından Hırvat liginin en iyi oyuncusu ve Hajduk taraftarının sevgilisi olduğunu söyleyebilirim. Orta saha ve forvet arkası oynayabilen 24 yaşındaki Boşnak Ibricic 2008 yılından beri formasını giydiği Hajduk’da 64 maçta 33 gol atmış. Taraftarın sevgilisi olma sebebi ise takım geçen sezon kriz içerisindeyken ve bütün futbolcular eleştirilirken Ibricic kendine gelen bütün transfer tekliflerini reddetmiş olması. Eğer Ibricic Galatasaray taraftarının beklentilerin daha yüksek olduğu şu dönemde gelirse tek temennim orada kazandığı sevgiyi burada da devam ettirmesi ve saha içi verimliliği açısından Sasa İlic’e benzemesi.

Dün gece piyasaya çıkan Annan transferi ise benim için büyük sürpriz oldu ve açıkcası yüzümü güldürdü. Yazın Gana’yı izlerken bizimkiler şöyle adamları niye düşünmez diye az iç geçirmedim. Rosenborg’da forma giyen Annan tam bir defansif orta saha. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve yerinde hamleleriyle gelecek vaad ediyor. Henüz 23 yaşında. Hatta Dünya Kupası sonrası İngiliz basınında Alex Ferguson’un Annan’ı istediği haberleri dolaşmış ama sonuç çıkmamıştı. Gelirse çok iş yapar!

Bir de Emana var tabii ki. O oyunu yıllardır çift yönlü oynayabilen ve her transfer döneminde 3 büyüklerden biriyle adı geçen. Betis’le ipleri koparmış durumda. Hatta Galatasaray’la da arasında artık bir pürüz yok ama buradaki tek engel Rijkaard. Emana’nın disiplinsiz olduğunu düşünüyor ve son dakikaya kadar diğer alternatifler üzerinde duruyor ki şu anda bu pozisyondaki diğer tek alternatif Annan. Benim de oyum ona.

Tekrar söylüyorum artık kim ne biliyor ne kadar doğru muamma. Adnan Sezgin kolundan kimi tutup getirirse pasaport kontrolünde göreceğiz. Gelen takviyeler bu takımı ne kadar toparlar o da soru işareti.

Zaten bu sezon şampiyonluğu filan geçtim, yeni stadda ruhuyla mücadele eden, yenilse bile alkışlayacağım bir takım görmek tek dileğim. Varsın olsun bütün kupalar rakiplerin olsun.

Ibrahimovic tekrar Milano’da!

3 gündür süren pazarlıklar sonuç verdi ve Ibrahimovic Milan’nın oldu. Anlaşmanın bugün resmen açıklanması bekleniyor. Basına yansıyan transfer detaylarına göre ilk sezonu Milan’da kiralık olarak geçirecek olan Ibra’nın satın alma opsiyonu 40 milyon euro bonservis bedeliyle İtalyan ekibinde olacak. Ibra’nın alacağı maaş ise senelik 8 milyon euro.

Ibra büyük ümitlerle geldiği Barcelona’dan 1 sene sonra ayrılıyor. Barcelona’ya uymadığı şeklindeki eleştirilere de çok katılmıyorum açıkcası. 29 maçta 16 gol hiç de fena bir performans değil ama 69 milyon euro bonservis bedeliyle geliyorsanız beklentiler haliyle çok daha fazla oluyor.

Barcelona defteri artık kapandı ve Milano defteri yeniden açılıyor. Bu sefer lacivert-siyah değil kırmızı-siyah formayla gollerini atacak. Inter’i tek başına şampiyon yaptığını hala unutmadık. Milan’da Roni ve Pato’yla çok keyifli maçlar izletecekler bize. Bir de aralarına Robinho katılırsa iyice sirke döner.

EDIT: RESMİ AÇIKLAMA DA GELDİ IBRAHIMOVIC ARTIK MILAN’IN!

Bursaspor ve Şampiyonlar Ligi

Dün gecenin ardından futbol f’sinden bile bahsetmek gelmiyor içimden ama Avrupa’da mücadele eden ender takımlarımızdan Bursaspor’a ve Şampiyonlar Ligi gruplarına bir göz atalım;

Group A: Inter, Werder Bremen, Tottenham Hotspur, FC Twente Group B: Lyon, Benfica, Schalke, Hapoel Tel Aviv Group C: Manchester United, Valencia, Rangers, Bursaspor Group D: Barcelona, Panathinaikos, Copenhagen, FC Rubin Kazan Group E: Bayern Munich, Roma, FC Basel, CFR Cluj Group F: Chelsea, Marseille, Spartak Moscow, MSK Zilina Group G: AC Milan, Real Madrid, Ajax, Auxerre Group H: Arsenal, Shakhtar Donetsk, SC Braga, FK Partizan

Bursaspor aslında hiç de fena bir grupta değil. Grubun tartışmasız lideri şimdiden Manchester United. Diğer rakiplerden Valencia eski gücünden çok uzak ve yeni bir yapılanma içerisinde. Rangers ise Bursa’nın yenemeyeceği bir takım değil. Valencia ve Rangers’dan içerde alınacak 2 galibiyetle herşeyin olabileceğini düşünüyorum.

Diğer gruplara baktığımda gözüme çarpanlar ise; B grubunda dişe diş 3 rakip Lyon, Benfica ve Schalke güzel kapışır. Barcelona 18 puanla firesiz çıkar. Real-Milan maçları keyifli olur. Tottenham yıllar sonra katıldığı Şampiyonlar Liginde gruplardan çıkar. Ve son sözüm de Arsene Wenger’e; “balını yesinler!”

Bu arada kuralarla beraber geçen sezonun en iyileri de belli oldu ve son şampiyon Inter geceye damgasını vurdu. Julio Cesar, Maicon, Sneijder ve Diego Milito…