Bırakma be abi…

picture-25

Bu adam nasıl 37 yaşında? Neden futbolu bırakıyor? Bırakma be abi… Biraz daha izleyelim seni n’olur…

Bu sezon İtalya’ya ilk geldiği yıllarını hatırlatıyor Nedved. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, pasları, şutları… Lakabı boşuna Duracell değil tabi. Keşke Juve bu sezon zoru başarıp, şampiyon olabilse de, Nedved bu başarılı son sezonunu kupayla taçlandırabilse… Dün akşamki Roma maçında sakatlığı nedeniyle oyuna sonradan girdi ve girer girmez attığı golü kelimelerle anlatmanın imkanı yok.

Nedved ve arkadaşları zor Roma deplasmanını 4 golle geçti ve İnter’in yarınki maçını bekliyorlar. Maç öncesinde söylemiştik zaten bu kadar eksik Roma’yı affetmez Juve diye. Çıkmayan candan ümit kesilmez, hadi bakalım…

Roma vs. Juve

24573703_1c7332983a_o

Bu haftasonunun en önemli maçı RomaJuventus. Juve, İnter‘in 7 puan gerisinde 2. sırada yer alıyor. Kaptan Del Piero‘nun yaptığı açıklamalara göre, takım olarak şampiyonluğa hala inanıyorlar. Roma deplasmanında kaybedilecek 1 puan bile bu hedeften tamamen uzaklaşmak demek. Roma ise, 6. sırada ve hedefleri ilk 4’e girip önümüzdeki sezon Şampiyonlar ligine katılabilmek.

Juve’de Del Piero ve veliahtı Giovinco oldukça formda. Son maçlarda oynadıkları futbolla büyük keyif veren ikiliye Roma deplasmanında Amauri sakatlığı nedeniyle eşlik edemeyecek. 2 hafta önce sezonu kapatan Sissoko Juve’nin en büyük eksiği. Roma’nın ise sakatlık ve cezalılar nedeniyle daha büyük problemleri var. De Rossi, Diamoutene, Motta ve Pizzaro cezaları nedeniyle oynayamayacak. Juan, Taddei, Cicinho ve Aquilani ise sakatlıkları nedeniyle sahada olamayacaklar. Roma’nın herşeyi kaptan Totti‘nin durumu ise maç saatinde belli olacak.

Roma çok zor bir deplasman ancak Juve Roma’yı bu kadar eksik bir daha yakalayamaz. Şampiyonluğa hala bu kadar inanırken bu sert virajı çok rahat dönmemeleri için hiç bir sebep yok bence. Akşam 21.30’da, Ntvspor’da kaçırmayın derim…

Villa & Ribery & Messi

mbv

Hızlı mı? Hızlı. Teknik mi? Acayip. Şut mu? Her yerden. Pas mı? Kralı var. Barcelona’nın önümüzdeki sezon için ileri uçta hayal ettiği 3’lü. Eto’o ile sözleşme yenilenmediğini, Valencia’nın yaşadığı kriz nedeniyle Villa’yı kesin satacak olmasını, Ribery’nin oynadığı takımı para için her an satabilecek yapıda olmasını ve Henry‘nin de ilerleyen yaşını da düşünüsek, bu hayalin olabiliritesi oldukça yüksek…

Rafa The Goadfather

splash_-_rafa_755377a

Bu sezon sonu bitecek olan sözleşmesi hakkında oldukça spekülasyon yapılan Rafa Benitez, dün Liverpool ile olan sözleşmesini 5 yıl daha uzattı. Şampiyonlar liginde önce Bernabeu‘da 1-0 yendiği ardından Anfield‘da 4-0 ile sürklase ettiği Real Madrid‘in sezon sonu başına geçeceği konuşulan İspanyol hoca dedikodulara son noktayı koydu.

Geçtiğimiz haftasonu da Old Trafford‘da Manchester United‘a 4 attıktan sonra, kulübün ABD’li patronları Tom Hicks ve George Gillet, Rafa’yı kaybetmenin ne kadar büyük bir hata olacağını çark edip, hiç vakit kaybetmeden bütün isteklerine ok vererek, haftalık 85.00o pound karşılığında sözleşmesini uzattılar.

Şampiyonlar Ligi final topu: Finale Rome

adidasfinalerome

Daha önce yazdığım Tarihte Dünya Kupası topları başlıklı posttan sonra Dünya top piyasasını takip etmek farz oldu.

Yukarıda resmini gördüğünüz Adidas Finale Rome, 27 Mayıs akşamı Roma Olimpiyat Stadı‘nda sahada olması kesinleşen ilk taraf oldu.  Muhtemel rakipleri ise Manchester United, Barcelona, Liverpool, Chelsea, Arsenal, Bayer Münih, Villareal ve Porto.

rome_finale_ball_1800
büyük resim için tıklayınız

Finale Rome’nin yüzeyi PSC-Texture™ adı verilen ve her türlü hava şartında ve yüzeyde futbolculara maksimum kontrol sunan pütürlü bir malzemeden yapılmış. İlk olarak Almanya 2006’nın topu Teamgeist‘ta uygulanan ve herhangi bir dikiş veya yapıştırma kullanılmadan, ısı ile birleştirilen 14 parçadan oluşuyor. Tasarımının en önemli parçası ise 2000 yılından beri kullanılan Şampiyonlar Ligi yıldızları. Tarih boyunca Roma ile özdeşleşmiş olan şarap kırmızısı ve altın renkli detayların yanı sıra yıldızların her birinin içinde hız, takım oyunu, güç ve adaleti simgeleyen mozaikler yer alıyor.

Biraz fazla bling bling olmuş bence ama zamane gençliği işte… 😉

Kayıp çocuk

picture-13

Giovanni Dos Santos

Daha sadece 19 yaşında olmasına rağmen Dünya’nın en büyük kulüplerinden biri olan Barcelona‘da oynama şansı yakaladı. Bundan daha çok kısa bir süre önce geleceğin Ronaldinhosu olarak görülüyordu. Barcelona forması ile oynadığı son maçta yaptığı hat-trick sonrası 10 milyon euro civarında bir bonservis bedeliyle Tottenham‘a transfer oldu.

Geleceğin yıldızının Tottenham’ı Premier ligde zirveye taşıması bekleniyordu. Ancak ne Tottenham ilk 4’e girebildi ne de genç Meksikalı kadroda yer bulabildi. Şimdi ise sezon sonuna kadar Championship ekiplerinden İpswich‘e kiralık olarak verilmiş.

Güneşli Barcelona günlerini bırakıp, yağmurlu ve sisli Londra’ya gitmek hiç yaramamış anlaşılan…

Zidane: Dünyanın en iyisi Gerrard

zidane_gerrard

Zinedine Zidane dünyanın en iyisi olarak Kaptan‘ı gördüğünü açıkladı. Messi ve Ronaldo‘nun ondan daha fazla ilgi gördüğünü ama her takımın Gerrard gibi bir makina dairesine sahip olmasının ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Zizou için en önemlisi ise Kaptan’ın kalbi:

“He has great passing ability, can tackle and scores goals, but most importantly he gives the players around him confidence and belief. You can’t learn that – players like him are just born with that presence.”

The Guardian

Tek yol Barça

2600219441_31689e32e3_o

Valencia‘nın içinde bulunduğu mali kriz malumunuz. Haziran ayında ödenmesi gereken borç miktarı 75 milyon euro. Bu parayı ödemenin tek yolu da oyuncu satmak. Takımın en gözde ismi hiç kuşkusuz David Villa. Bu haftaiçinde Arapların sahip olduğu Manchester City ile Valencia görüşmüşler, ancak anlaşma sağlanamamış. David Villa ise yaptığı açıklamada, İspanya dışında bir ülkede oynamayacağını söylemiş. Valencia’dan sonra İspanya’da oynayacağı iki kulüp var. Ya Barça ya da Real Madrid. Eto’o ile hala sözleşme yenilemeyen ve sezon sonu sağlam bir forvet alacağına kesin gözüyle bakılan Barcelona’nın sezon sonu bu transferi bitireceğini düşünüyorum. Barça forması da David Villa’ya yakışır be…

Rövanş zamanı #2

picture-21

Şampiyonlar liginin diğer çeyrek finalistleri bu akşam belli oluyor.

Gecenin en önemli maçında Manchester United, Milano’da elinden kaçırdığı İnter’i Old Trafford‘da ağırlıyor. Haftaiçinde Ferguson’un yerine geçme hayalleri kurduğunu açıklayan Mourinho ve takımının işi oldukça zor. Milano’daki maçta kaleci Julio Cesar’a duacı olmuşlardı yoksa bugün oynayacakları maç bir formalite maçı olabilirdi. Bana kalırsa Ferguson bu maça ileri uçta Rooney, Tevez, Berbatov üçlüsüyle çıkıp, maçın başlama düdüğü ile birlikte İnter kalesine saldırabilir ve istediği skoru ilk yarıda elde edebilir. İnter üzerine çok adamla gelindiğinde şaşıran bir ekip. Bunun en güzel örneğini Atalanta deplasmanında madara olurken görmüştük zaten.

Bir diğer İngiliz ekibi Arsenal ise, ilk maçta Van Persie’nin penaltı golüyle yendiği Roma ile İtalya’da karşılaşıyor. Bu sezon gol yollarında büyük sıkıntı çeken Arsene Wenger ve gençlerinin işleri oldukça zor. Sakatlıktan kurtulan ve gollerle geri dönen Eduardo kadroda ancak yanındaki Bendtner gerçekten saç baş yoldurtan cinsten. Roma’nın ise en büyük motivasyonu, bu sezon final maçının Roma Olimpiyat stadında oynanacak olması. Bu tip eleme maçlarını iyi oynayan Roma’nın Totti, Baptista ve Vucinic üçlüsü ile maça ağırlığını koyacağını düşünüyorum.

Bu sezonun en formda ekibi Barcelona ise, Camp Nou’da Lyon ile karşılaşıyor. İlk maç 1-1 sona ermişti. Daha önce de defalarca karşılaşan iki ekibin maçları hep çok zevkli geçiyor. Her ne kadar son haftalarda biraz sıkıntı yaşasa da Barcelona kendi sahasında her zaman favori ancak Lyon takımı da boru değil. Benzema, Juninho, Toulalan, Govou gibi isimler var. Sıkıntı demişken, son 2 haftadır Lyon içinde Fransa liginde işler pek iyi gitmiyor. Haftasonunda Lille karşısında alınan 2-0’lık yenilginin ardından PSG ile aralarındaki puan farkı 1’e indi. Bu maçın çok zevkli geçeceği ve muhteşem 1-2 gol göreceğimiz kesin ama Barcelona kesin alır demek çok zor.

Bana göre gecenin en zevkli maçında Porto ile Atletico Madrid 2-2’in rövanşında Estadio do Dragao stadında karşı karşıya geliyor. Son 2 haftada önce Barca’yı 4-3 yenen ardından Real Madrid ile Bernabeu’da 1-1 berabere kalıp elinden kaçıran Atletico, bu son 2 maçta oynadığı futbolu oynarsa yenemeyeceği takım yok. Porto’nun ise sağı solu hiç belli olmuyor. Hulk, Lisandro Lopez, Lucho Gonzalez gibi müthiş etkili isimler var kadroda. Her zaman golü düşünüyorlar ve her maçlarında müthiş bir seyir keyfi veriyorlar. Kim kimi eler bilmem ama devamlı gol olur bu maçta. Zaten tur için Atletico’nun gol atması şart, Porto’nun hızlı adamları da arkadaki boşlukları affetmez.

Çeyrek finalistler #1

juventus-v-chelsea-essien-009

Şampiyonlar liginin ilk 4 çeyrek finalisti dün gece oynanan maçlarla belli oldu.

Liverpool, Anfield’ı Real Madrid’e dar etti. Maçın 1. dakikasından itibaren beklenenin aksine oyunu Real kalesine yıktı. Bu tip maçlarda genelde temkinli oynamayı tercih eden Rafa Benitez beni de şaşırttı açıkcası. İlk maçta aldıkları 1-0’lık galibiyetten sonra bu maçta da Real’e 4 atarak, daha önce Anfied’a gelmemiş olan Juande Ramos‘a güzel bir tanıtım yaptılar. Real’de ayakta kalan iki isim Ocak ayında kadroya kattıkları Lassana Diarra ve cok daha büyük bir farkı önleyen kaleci Casillas’dı. Liverpool takım olarak çok iyiydi ancak kaptan Gerrard oynayınca bir başka oluyor bu takım. Her ne kadar erken gelen gol ve üstüne hakemin verdiği hatalı penaltı kararı olsa da, Madrid’in dün gece kazanma şansı hiç yoktu.

Bir diğer İngiliz takımı Chelsea ise Delle Alpi’de girdiği pozisyonları affetmeyerek 2-2’lik skorla Londra’ya turla döndü. Maçın büyük kısmı Juve’nin kontrolü altında geçti. İtalyanlar ilk yarıyı tam önde kapadık derken 45. dakikada gelen golle soyunma odasına tatsız gittiler. İkinci yarıda 10 kişi kalmalarına rağmen 2. golü de bulan ve ümitlenen Juve’nin hayallerini 82. dakikada Drogba yıktı. Yazık oldu Juve’ye, beğeniyorum oynadıkları futbolu ama Hiddink Chelsea’ye yaramış ne yalan söyleyeyim. Bu maçtan aklımda kalanlar; müthiş Juve taraftarı, Del Piero’nun klas ötesi penaltısı, Essien’in golle geri dönüşü ve en etkileyici olanı, sezon sonu futbolu bırakacağını açıklayan Nedved’in 10. dakikada sakatlık nedeniyle oyundan çıkarken gözlerinin dolu dolu dolması…

Hani madara olmak diye bir laf vardır. Bayern Münich karşısında 2 maçta toplam 12 gol yiyen Sporting Lisbon için söylenebilecek tek laf bu olsa gerek. Zamanında Avrupa’ya gidip dağılan Türk takımlarına benzediler. Gerçi rekor 8-0’la hala Beşiktaş’ta ama olsun. Bayern, Ribery ve Toni gibi en etkili isimlerini riske etmeden Allianz Arena‘da Sporting’e güle oynaya 7 gol attı. Önümüzdeki sezon Köln’e geri dönecek olan Podolski’nin erken gelen 2 golü, farklı galibiyetin habercisi oldu. 2 maçta 12 gol yiyen bir takım için söylenecek çok fazla şey var ama nereden başlasam bilemedim. Merak ettiğim bir şey var. Eğer Sporting bu deplasmana gelmeseydi hükmen hangi skorla mağlup sayılacaklardı?

Şampiyonlar liginin sürpriz ekiplerinin mücadelesinde ise Villarreal Atina’dan galibiyetle çıkarak beni oldukça şaşırttı. Panathinaikos yenilmeyecek bir takım değil ama daha önce de söylediğim gibi kendi sahasında taraftarları ile çok etkili olabiliyorlar. Skor 1-1 olduğunda ”bu maçın penaltılara kadar yolu var” diye düşünürken Nihat’ın yerine oyuna giren Llorente İspanyollara turu getirdi. Bu turdan sonra Villarreal’in işi çok zor, çeyrek finaldeki rakipler ile aralarında siklet farkı olduğu çok açık…