Mainz

Bu sene Bundesliga’da Mainz fırtınası esiyor. Ligin ilk 7 haftasında 7 galibiyet alarak Bayern Munich ve Kaiserslautern’e ait olan rekoru egale ettiler.

7. galibiyet dün Hoffenheim’e karşı 4-2’lik skorla geldi. Açıkcası kadrolarını ve oynadıkları futbolla ilgili pek bir fikrim yok ama bu seri içerisinde Bayern’i bile Allianz Arena’da 2-1 ile geçmiş olmaları çok ciddi işler yapıyor olduklarının bir göstergesi.

Bundesliga’dan bahsetmişken Schalke’nin kötü gidişinin devam ettiğini ve dün Nürnberg’e 2-1 yenildiklerini atlamayalım. 7 maçta 4 puanla sondan 1. sıradalar. Hatta Stuttgart bugün evinde Frankfurt’u yenerse son sıraya inecekler.

Bundesliga’da günün maçı ise Dortmund-Bayern arasında. Dortmund da lige iyi başlayanlardan. 6 maçta 5 galibiyetleri var. Bizim Nuri’nin müthiş performansı var. Ribery ve Robben’siz 11. sırada yer alan Bayern’nin işi hiç de kolay değil.

Yazık

Dün akşam işim olduğu için maçı izleyemedim. Hakemin yarattığı penaltıyı görüp maçı kayda koyup evden çıktım. Bu sabah tekrarının izlemeyi düşünürken Galatasaray’ın kaleye ilk isabetli şutunu 75. dakikada atabildiğini öğrendim ve izleyip üzerine birşeyler yazmanının anlamı olmadığına karar verdim.

Hepimizin vaktine yazık. Eski günlerden bir Karabük deplasmanı var onu hatırlayalım daha iyi. Pardon hiç unutmadık ki!

link: http://www.dailymotion.com/video/xf1es0_hagi-karabuk-gol_sport

Ali Sami Yen’de aragazı

Orta sahaların trafikten maça yetişemediği, halı saha maçı gibi bir ilk yarı. Haplanmış gibi bir Bilica ve Santos. Bol pozisyon, bol gol. Ersen Martin’den voleybol kıyağı. İkinci yarı haplananların çıkmasıyla ve orta sahaların maça yetişmesiyle savunmada az da olsa güven veren bir Fener.

Bütün oyuncuların müthiş kuvvetsizlikleri ve kondisyonsuzlukları devam ediyor. Mehmet Topuz pek piyasada yok ama orta sahaya çok yardım etmesi gerektiği için anlayış gösteriyorum. Emre golü gibi çok iyiydi. Selçuk bildiğin gibi. Dia hele ilk yarı cheat gibiydi. İstediği zaman çizgiye indi. Niang leblebiye devam. Yobo’dan çok ama çok umutluyum. Sürgülü kapı gibi.

Gelelim canım Alex’e. Yedi sene oldu, hala tartışılıyor, hala kulp takılmaya çalışılıyor. Bu akşam bir kez daha gösterdi ki, sağlıklıysa tahtaya yazman gereken ilk isim. Hocasına da, yorumcu kankalarına da tükürdüklerini bir kez daha yalattı. Aykut artık lütfen Alex ile uğraşmayı boşversin, takımı kuvvetlendirmeye baksın. Alex’in Fenerbahçe formasına ve hocasına gösterdiği saygının onda birini ona gösterse daha fazla konuşmayacağım…

6 gol var ama bu sıkıntıların bittiği anlamına gelmiyor. Ama yıllar süren Ali Sami Yen maceramızı tam 6 gol ile kapamış olmamız sevindirici 😉

Julio Sergio’nun gözyaşları

Dün geceki Brescia-Roma maçının 61. dakikasında Roma 3 oyuncu değişiklik hakkını da kullanıyor. 64’de bir de Mexes atılıp 10 kişi kalıyorlar.

Bu da yetmezmiş gibi maçın son dakikalarında Roma kalecisi Julio Sergio bileğinden sakatlanıyor ama takımını kalecisiz 9 kişi bırakmamak için gözyaşlarıyla sahada kalmaya devam ediyor…

link: http://www.dailymotion.com/video/xexb7d_brescia-roma-il-martirio-di-julio-s_sport

Standart

Gaziantep’te 63. dakikada kafa yarılır maç tatil olur. Kadıköy’de maç başlamadan kafa yarılır ama derbidir sapına kadar oynanır. Hakemin keyfe keder soyunma odasına gidişine ve orada gelen “alo?”lara bağlı bu işler.

Standart denilen şey bu ülkede hiç bir konuda olmadı ki bu konuda olsun. Beklenti yok. İngiltere’de hakemin kafasına yabancı madde gelmiş yarılmış ama maç devam etmiş. Eder tabii o maddeyi atanı anında belirliyorlar paket yapıp ömür boyu stadyumlardan men ediyorlar. Benim güzel ülkemde canlı yayın kabloları kesiliyor bir tane güvenlik kamerası bile yapanı/yapanları yakalayamıyor(!) Binlerce kişinin arasından hakemi isabet ettireni mi bulacağız? Bırakın allah aşkına…

Bugün yine konuşuyoruz yasa çıkmalı bilmem ne… Niye bugün konuşmaya başladık? Dün o olay olmasa aklımıza gelir miydi? Gelmezdi. Standart olsun eşitlik olsun pek meraklı değiliz bu işlere. 3 gün daha konuşulur sonra aynı tas aynı hamam keyfe keder kararlara devam.