Salvatore Schillaci

1990 İtalya Dünya Kupası deyince Roberto Baggio‘nun ardından aklıma gelen ilk isim Schillaci, kariyerine dizi oyunculuğu eklemeye karar vermiş.

Kendisine verilen rol de ismine yakışır cinsten. “Squadra Antimafia” adlı dizide bir seri katili canlandıracakmış. Yanlız serideki ömrü pek uzun değilmiş galiba. 2 ya da 3 bölümde oynayıp sonra cinayete kurban gidecekmiş. Ne biçim mafya dizisiyse seri katili bile 2 günde harcıyorlar.

Baros’un gecesinde; Galatasaray:3 İstanbul Belediye:1

Ufuk; Rijkaard’ın yeni Valdes‘i olur mu?

Serkan Kurtuluş; Sen ne güzel top kesiyormuşsun öyle! Aynen devam Ali Turan uzaktan izlemeye devam etsin.

Neill; Gönlümün kaptanı yine aynı çizgide devam.

Servet; Balta yerine monte edilecek diye toparlanmaya mı başladı ne?

Insua; Allahım bonservisini bize bahşet. Amin. (via chaogrey twitter)

Cana; Orta saha daha sağlamlaşmadı mı? Fark yaratmadı mı? Kesinlikle her maç oynamalı. Pas hataları da azaldı mı tamamdır.

Ayhan; Öyle ya da böyle elinden geleni yapıyor işte. Emekçi.

Misimovic; Bedenen burada ama hala adapte olamadı. Saklambaç oynamaya devam.

Aydın; Geleceği çok parlak bu GENCİN çok(!!!!!!!)

Pino; Birisinin sirkte değil Sami Yen’de oynadığını hatırlatması lazım. Bencillik de bir yere kadar…

Baros; Golcü mü dedin? 3. golünün videosunu ders diye okutsunlar.

Sarp; İyi ki girdin de Cana’nın değerini daha da ortaya çıkardın.

Kewell; Bu takım senle güzel…

Barış; Sarı kart görmekten başka bir işe yarar mısın?

İlk yarı özellikle ilk 20 dakika harika. Baros bambaşka. Cana farkı orta sahada. Serkan-Insua bindirmeleri ard arda. İkinci yarı farkı bulunca biraz duraksama. Geri çekilme. Böyle olmasın ama… Fizik kondisyon olarak da sinyaller pek iyi değil sanki. Pino-Aydın yerine ideal Kewell-Arda ikilisiyle çok daha iyi maçlar yolda. Elano’ya bir çözüm bulmalı. Barış yerine son dakikalarda tercih edilebilirdi. O konuda ısrarcı olunmalı ve yararlanılmalı. Ufuk’ta ısrara devam. Ben inanıyorum çocuğa.

link: http://www.dailymotion.com/video/xeyupo_galatasaray-istanbul-b-b-3-1-m-baro_sport

Byron Moreno

Eski Ekvador’lu hakem Byron Moreno, New York’da iç çamaşırına saklanmış 6 kg. eroinle polise yakalanmış. Hakemlik sonrası ilginç bir geçim kaynağı seçmiş kendisine Moreno.

2002 Dünya Kupasında Güney Kore-İtalya maçını yöneten Moreno skandal kararlara imza atıp İtalyan’ları ayar etmişti. Totti’ye kırmızı gösterip Tommasi’nin golünü saymamıştı yanlış hatırlamıyorsam.

O maçta kalede olan Buffon da konu hakkında yorum yapmadan durmamış lafı geçirmiş;

“6 kg. eroin mi? 2002’de iç çamaşırında değil bünyesinde o kadar vardı…”

Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu oranları

Yarın başlayacak olan Şampiyonlar Ligi öncesi bahis şirketleri şampiyonluk oranlarını açıkladı. İlk 4 favori her şirkette aynı. Geçen sezonun yarı finalisti Barcelona ilk sırada. Ardından son şampiyon hoca Mourinho’nun yeni takımı Real Madrid geliyor. Onları ise 2 İngiliz Chelsea ve Manchester United takip ediyor. 5. favori ise Arsenal ve Inter. Farklı seçimler var. Anlaşılan son şampiyon Inter’e Benitez yönetiminde pek de şans verilmiyor. Arsenal ise ne alaka orada yine çeyrek finalde filan nefesleri kesilecek. Wenger ve çocuklarına oynayacak olan olursa para kaybetmenin kolay yolu resmen.

Bu sezon benim favorim ise Chelsea. Sezona çok iyi girdiler ve takım çok uyumlu. Ancelotti Premier League’den çok en büyük kupanın peşinde olacaktır. Barca da tabii ki en az yarı final yapar. Klasik artık.

Peki Bursa nereye kadar? Fikirleri merak ediyorum. Yarın Valencia karşısında gruplara galibyetle başlamaları hiç de sürpriz olmaz.

Euro 2012’ye doğru…

Euro 2012 elemeleri dün akşamki maçlarla start aldı. Öncelikle maçların cumartesi-çarşamba oynanmasındansa cuma-salı oynanması isabetli bir karar olmuş. Salı günü oynanan maçların ardından kulüplerine dönecek olan futbolcular daha fazla dinlenme şansı bulacak.

Milli takımımıza gelirsek Kazakistan maçı sonrası ciddi bir değerlendirme yapmak doğru değil gibi. Rakibimiz olmayacak seviyedeler. Duran toplar tek tehlikeli yönleriydi ama zaman zaman o bile sıkıntı verdi. Üst üste gelen 2 gol bizi çok rahatlattı ve maçı erken bitirdik. Özellikle Arda’nın milli takım performansı yine bir farklıydı. Emre iyiydi. İlk kez milli olan genç(!) Ömer Erdoğan hiç sırıtmadı. Tuncay’ın sırtı dönük tek forvet gibi oynaması pek olmadı. Olamaz da zaten olayı o değil. Bir de maçı izlerken söylenip durduğum Aurelio vardı. Performansıyla alakalı değil ama hala ona şans verilmesi beni rahatsız ediyor. Aday kadroya çağrılmayan Topal, Necip ve kulübede oturan Nuri’yi görmek isterdim.

Salı günü rakip Saraçoğlu’nda Belçika. Çok daha ciddi bir sınav olacaktır. Dün akşam Almanya’ya tek golle mağlup oldular. Takım savunmasını iyi yapan bir ekip. Sabırlı olmamız ve disiplinden kopmamamız gerek. Dakikalar ilerledikçe arkada vereceğimiz açıklar bizi üzebilir.

2012 yolunda diğer gruplardan da biraz bahsedelim. İtalya Estonia deplasmanında Cassano faktörüyle gülmüş. 1-0’dan 1-2’ye çevirmişler maçı. Fransa yine hüsran olmaya devam ediyor. Blanc yönetimindeki ilk resmi maçlarında kendi sahalarında Belarus’a 0-1 yenildiler. Anelka gülmeye devam ediyordur heralde. Hollanda San Marino’yu 5’lemiş ama burada önemli olan Van Nİstelrooy’un 2 sene aradan sonra golle dönmesi. Huntelaar’dan da hat trick var. Bir diğer hat trick hero da Defoe. İngiltere’nin Bulgaristan’ı 4-0 geçmesinde payı büyük. Son şampiyon İspanya ise bildiğimiz gibi. Liechtenstein deplasmanında Torres, Villa, Torres, Silva yapmışlar; 4-0.