Hafta İçi Tv’de Futbol

2 Mart Salı

14.00 Türkiye U21 – Slovakya U21 (NTVSPOR) 22.05 Brezilya – İrlanda Cumhuriyeti (NTVSPOR)

3 Mart Çarşamba

00.10 Velez Sarsfield – Boca Juniors (NTVSPOR) 20.00 Türkiye – Honduras (NTVSPOR) 21.45 Almanya – Arjantin (KANAL A) 21.45 Hollanda – ABD (FUTBOL SMART) 22.00 İngiltere – Mısır (NTVSPOR) 22.00 Fransa – İspanya (TV8)

Özer Hurmacı 6 hafta yok

Bursaspor maçında kolu çıkan Özer Hurmacı tedavi için bugün Almanya’ya gitmişti. Haberler ne yazık ki pek iyi değil. Ameliyat olması gerekiyor ve minimum 6 hafta oynayamayacak. Bu arada ayağındaki platinler de alınacakmış. Tam belini doğrulttu derken yine sakatlık.

Geçmiş olsun. Hem kendisine, hem Fenerbahçe’ye, hem taraftara. Bilmem anlatabildim mi?

Vahid gitti Guus gelir mi?

Fildişi Sahili teknik direktörü Vahid Halilhodzic’in görevine beklenildiği üzere dün son verildi. Konuyla ilgili açıklamayı yapan federasyon başkanı Jacques Anoma, 10 gün içinde yeni hocalarını açıklayacaklarını söyledi.

Fildişi Sahili için ismi geçen adaylar arasında bizi en çok alakadar eden hiç kuşkusuz 1 Ağustos günü Türkiye Milli Takımda iş başı yapacak olan Guus Hiddink. Rusya ile olan sözleşmesi Haziran’da bitmesine rağmen Temmuz ayında değil de Ağustos ayında göreve başlayacak olması Dünya Kupasında yer almak istediğinin en büyük göstergesi bana göre.

Hiddink’i Dünya Kupasında Fildişi Sahili başında en çok görmek isimlerden biri ise Drogba. Chelsea’de kısa bir dönem beraber çalıştığı hocasını arayıp ricada bulunduğu bile söyleniyor. Hiddink Türkiye’ye Güney Afrika üzerinden gelmeye karar verir mi? Verirse bizler ne deriz? Rahatsız eder mi? Fikirlerinizi merak ediyorum.

Kelepçe tribünde

Geçen haftaki Sampdoria maçında yaptığı kelepçe hareketi yüzünden 3 maç ceza alan Mourinho, dünkü Udinese maçında tribündeydi. Inter deplasmandan 3-2’lik galibiyetle çıktı ve zirvede rahat bir nefes aldı. Takipçilerden Milan içerde Atalanta’yı 3-1 ile geçti. 2 gol atan Pato sakatlanıp oyunu terk etti. Sakatlığının ciddi olabileceği söyleniyor halbuki daha yeni dönmüştü yazık.

Inter ve Milan’ı sessiz ve derinden takip eden Roma ise Napoli deplasmanından tam 3 puanı aldım derken 90’da vuruldu. Maçın skoru 2-2. Juve’den hiç bahsetmiyorum bile. Lider Inter’le puan farkı olmuş 17. Dün de Torino’da Palermo’dan 2 tane yediler. Ferrara mıçtı Zacc sıvazlıyo’…

Carling Cup United’ın

İngiltere’de sezonun ilk kupası Carling Cup finalinde Aston Villa’yı Owen ve Rooney’in golleriyle 2-1 yenen Manchester United’ın oldu. Maça Milner’ın erken gelen penaltısıyla 1-0 önde başlayan Aston Villa’nın bu finale daha çok asılmasını beklerdim. Sezon ortasında Europa Kupasına gidebilmeyi garantileyip daha sonra da ligde 4.’lük yani Şampiyonlar ligi için tüm riskleri göze almak mantıklı olabilirdi.

Ama sezonun en formda ismi Rooney’i ilk 11’de başlatmayarak bu finale ne kadar önem verdiğini gösteren Sir Alex Ferguson, “bu sezon da ilk kupa her şekil benim” dedi…

Fleischer

En üstteki hafta sonu Bundesliga II’de oynanan Koblenz – Ausburg maçında Koblenz kalecisi Dieter Paucken’nın Ausburg forveti Michael Thurk’a salladığı tekme. Geçen haftaki Stuttgart – Barcelona maçında Lehmann’nın da Puyol’a entresan bir girişi vardı. Bir de eskilerden asabi Oliver Kahn’nın Chapuisat’a salladığı tekme var. Sıkıntısı nedir bu Alman kalecilerin?

*Fleischer nedir?

3 gün önce 3 gün sonra

3 gün önce Galatasaray maçında üstte gördüğünüz pozisyon sonrası penaltı kırmızı karttan kurtulup turu geçen Atletico Madrid, bu akşam Valencia ile oynadığı maçta altta gördüğünüz pozisyon sonrası penaltı kazandı. Elle topa dokunan Marchena 30. dakikada ikinci sarıdan kırmızı kartla oyun dışında kaldı.

Pozisyonu görmeyen ve devam diyen orta hakem Perez Burrull‘u da 4. hakem uyardı. Anlayana! Tabii 4. hakem uyarana kadar Atleticolu futbolcuların itirazları ve feryatları tavan yapmış durumda!

Jo var tempo var; Galatasaray:4 Kasımpaşa:1

İsim olak Jo değil forvet olarak ilerde top tutabilen, yeri gelince sırtı dönük yeri gelince önüne atılan topla oynayabilen Jo’nun bugün sahada olması hem tempolu futbolu hem de bol gollü galibiyeti getirdi. Maçın başlama düdüğünden hemen önce gelen Fener’in 3 puan kaybettiği haberi de futbolcuları belli ki ekstra motive etmiş.

Maçın hemen 45. saniyesinde Kasımpaşa’nın attığı ancak ofsayt nedeniyle sayılmayan golle başlayalım. Eğer o golle maça 1-0 yenik başlasaydık bile ben bugünkü skorun bundan farklı olacağını zannetmiyorum. Zaten başlama düdüğüyle beraber sanki gerideymiş gibi ilerde basan, gol arayan ve tempo yapan bir Galatasaray vardı sahada. Ayar olduğum ancak bu sezon kendini oldukça geliştiren Sabri’nin sağdan bindirmeleri, Arda’nın stoperlerin kucağından kurtulması, Gio’nun kumaş kalitesini sahaya yansıtması, Keita’nın sadece futbol oynamak istemesi ve en başta da belirttiğim gibi gerçek forvet Jo’nun ilerde top tutması, çapraz koşular yapıp savunmanın dengesini bozması bugünkü 4 gollü galibiyeti getirdi. Çok daha fazlası da olabilirdi ama son paslarda yapılan tercih hataları buna izin vermedi.

Defansif anlamda yapılan hatalar özellikle orta sahada bırakılan büyük boşluklar gözden kaçmamalı. Ama bu kadar ilerde basarsan bunu da göze alacaksın. Bu defansif hatalar vardır tamam doğrudur ama oynanan hücum futbolu ve kolay bulunan gol poziyonları çok daha önemlidir ve şu dakikadan itibaren tek hedefimiz olan lig şampiyonluğu için yeterlidir. Çok açık söyleyeyim Kasımpaşa’nın attığı beraberlik golünden sonra bile 1 dakika tereddüt etmedim bugünkü 3 puandan. Çünkü bu futbolla, bu yetenekli ayaklarla bir şekilde gol bulacağımız çok açıktı.

Bu takıma Ayhan’nın yerine Elano’nun gireceğini, Kewell ve Baros’un 3 hafta içinde geri döneceğini de bugünkü inançlı ve tempolu futbolla üst üste koyunca daha da umutlanıyorum. Hep dedik sabır sabır, hadi biraz daha sabır…