Vicente Calderón&San Mamés

Geçen sezon Atletico Madrid ve Athletic Bilbao deplasmanlarından toplam 1 puan çıkarabilen Barca, bu sezon 6 gün içinde bu 2 deplasmandan 6 puan birden alarak yüzleri güldürdü.

Geçen sezon Vicente Calderon’da Atletico’ya 2-1 yenilen Barca, bu sezon aynı skorla galip geldi. 6 gün sonra arada Sporting Gijon mesaisi yapıp 1-0 kazanan Barca, geçen sezon berabere kaldığı San Mames’te Bilbao’yu 3-1 ile geçti.

Daha önce bu kadar kısa aralıklarla aynı deplasmanları 2003-2004 sezonunda Rijkaard yönetiminde yapan Barcelona, Bilbao’yu 1-0 yenip Atletico ile golsüz berabere kalmıştı.

Şimdi sırada çarşamba akşamı Rubin Kazan deplasmanı var. Geçen sezon Gökdeniz’in golüyle Camp Nou’da 2-1 kazanan Kazan’la hesaplaşma vakti. Sakatlığı geçmeye başlayan Messi’nin kulübede olması bekleniyor ama soğuk ve sert geçecek olan deplasmanda Guardiola’nın riske edeceğini zannetmiyorum.

Rubin maçıyla ilgili bir detay daha; maçı Cüneyt Çakır yönetecek yardımcılıklarını Bahattin Duran ve Tarık Ongun yapacak. Kale çizgisi hakemleri ise Fırat Aydınus ve Tolga Özkalfa.

Premier League’den 3 kare

88’de Villa’yı 2-1 öne geçiren Heskey babadan Wolves taraftarlarına gider. Tabii orta parmak karşılığını da alıyor.

Bolton deplasmanında Rooney’nin yerine Macheda’yı oyuna alan Sir Alex’in bakışlara dikkat. Sıkıntı var!

Vururken bari bi’ bırak be kardeşim. Anladık yırtıcı forvetsin filan da…

Baros’un gecesinde; Galatasaray:3 İstanbul Belediye:1

Ufuk; Rijkaard’ın yeni Valdes‘i olur mu?

Serkan Kurtuluş; Sen ne güzel top kesiyormuşsun öyle! Aynen devam Ali Turan uzaktan izlemeye devam etsin.

Neill; Gönlümün kaptanı yine aynı çizgide devam.

Servet; Balta yerine monte edilecek diye toparlanmaya mı başladı ne?

Insua; Allahım bonservisini bize bahşet. Amin. (via chaogrey twitter)

Cana; Orta saha daha sağlamlaşmadı mı? Fark yaratmadı mı? Kesinlikle her maç oynamalı. Pas hataları da azaldı mı tamamdır.

Ayhan; Öyle ya da böyle elinden geleni yapıyor işte. Emekçi.

Misimovic; Bedenen burada ama hala adapte olamadı. Saklambaç oynamaya devam.

Aydın; Geleceği çok parlak bu GENCİN çok(!!!!!!!)

Pino; Birisinin sirkte değil Sami Yen’de oynadığını hatırlatması lazım. Bencillik de bir yere kadar…

Baros; Golcü mü dedin? 3. golünün videosunu ders diye okutsunlar.

Sarp; İyi ki girdin de Cana’nın değerini daha da ortaya çıkardın.

Kewell; Bu takım senle güzel…

Barış; Sarı kart görmekten başka bir işe yarar mısın?

İlk yarı özellikle ilk 20 dakika harika. Baros bambaşka. Cana farkı orta sahada. Serkan-Insua bindirmeleri ard arda. İkinci yarı farkı bulunca biraz duraksama. Geri çekilme. Böyle olmasın ama… Fizik kondisyon olarak da sinyaller pek iyi değil sanki. Pino-Aydın yerine ideal Kewell-Arda ikilisiyle çok daha iyi maçlar yolda. Elano’ya bir çözüm bulmalı. Barış yerine son dakikalarda tercih edilebilirdi. O konuda ısrarcı olunmalı ve yararlanılmalı. Ufuk’ta ısrara devam. Ben inanıyorum çocuğa.

link: http://www.dailymotion.com/video/xeyupo_galatasaray-istanbul-b-b-3-1-m-baro_sport

10,000. gol Frederic Piquionne’den

Dün Nike’ın Premier League’in bu haftaki maçları için yaptırdığı altın renkli toplardan bahsetmiştim. Bu haftaki maçlarda Premier League tarihinin 10,000. golü gelecekti.

Maçlar öncesi 9,995 olan gol sayısı Tevez’in Chelsea’ya yazmasıyla 9,996 oldu. Ardından Kuyt 9,997 yaptı. Kendi kalesine çalışan Blackpool’lu Charlie Adam 9,998 ve Liverpool’u penaltıdan vuran Bent 9,999 yaptı.

10.000 golün atan isim ise West Ham United’lı Frederic Piquionne oldu. Tottenham’ı 1-0 yendikleri maçın 29. dakikasında tarihe geçti. Gol sonrası sevinci de muhteşem sanki o an tarihe geçtiği bilircesine…

Liverpool’u izledim gözlerim yaşlı

Dün 90 dakika izleyebildiğim tek maç Liverpool-Sunderland karşılaşmasıydı. Hafta içi Anfield’da yaşanan Northampton faciasına rağmen dün stad yine full ve pozitif olmaya çalışan taraftarlarla doluydu ama olmadı, olamadı. Zar zor 2-2 berabere kalınabildi.

Torres’in fırsatçılığı sayesinde Kuyt’un golüyle ilk dakikalarda 1-0 öne geçildi ama Bent’in penaltısı ilk yarının skorunu belirledi. Takımlar soyunma odasına giderken Anfield’da uğultular vardı. Hiçbir şey oynamıyordu takım. İkinci yarı yine bir umut başladı ama sahneye yine Bent çıktı ve bu sefer de kafayla Liverpool’u sarstı. Bu maç bu futbolla dönmez derken kaptan Gerrard beraberliği getirdi ve maçın skorunu belirledi.

Takıma bu sezon katılan transferler hala uyum sağlayamadı. Poulsen oldukça kötü durumda. Meireles hala tutuk. Geçen sezon’u sakatlıklarla geçiren Torres’e ise ayrı bir parantez. Suratında müthiş bir mutsuzluk ifadesi var. Sanki orada olmak istemiyor. Ben buraya fazlayım der gibi…

Liverpool’u Anfield’da bu kadar ruhsuz, isteksiz ve eli kolu bağlı görmek çok üzücü. İngiliz basınında tarihin en kötü Liverpool’u bu mu diye şimdiden konuşulmaya başlandı. Hodgson doğru seçim mi bilemiyorum ama zamana ihtiyacı olduğu kesin. İlk 4’e girebilmenin tek hedef olduğu bu sezonda üzerine daha çok koyması lazım.

Bu arada stad pozitif olmaya çalışan taraftarlarla doluydu dedim ama fotoğrafta da görüldüğü üzere Amerika’lı sahipleri protestoya devam…