Liverpool’u izledim gözlerim yaşlı

Dün 90 dakika izleyebildiğim tek maç Liverpool-Sunderland karşılaşmasıydı. Hafta içi Anfield’da yaşanan Northampton faciasına rağmen dün stad yine full ve pozitif olmaya çalışan taraftarlarla doluydu ama olmadı, olamadı. Zar zor 2-2 berabere kalınabildi.

Torres’in fırsatçılığı sayesinde Kuyt’un golüyle ilk dakikalarda 1-0 öne geçildi ama Bent’in penaltısı ilk yarının skorunu belirledi. Takımlar soyunma odasına giderken Anfield’da uğultular vardı. Hiçbir şey oynamıyordu takım. İkinci yarı yine bir umut başladı ama sahneye yine Bent çıktı ve bu sefer de kafayla Liverpool’u sarstı. Bu maç bu futbolla dönmez derken kaptan Gerrard beraberliği getirdi ve maçın skorunu belirledi.

Takıma bu sezon katılan transferler hala uyum sağlayamadı. Poulsen oldukça kötü durumda. Meireles hala tutuk. Geçen sezon’u sakatlıklarla geçiren Torres’e ise ayrı bir parantez. Suratında müthiş bir mutsuzluk ifadesi var. Sanki orada olmak istemiyor. Ben buraya fazlayım der gibi…

Liverpool’u Anfield’da bu kadar ruhsuz, isteksiz ve eli kolu bağlı görmek çok üzücü. İngiliz basınında tarihin en kötü Liverpool’u bu mu diye şimdiden konuşulmaya başlandı. Hodgson doğru seçim mi bilemiyorum ama zamana ihtiyacı olduğu kesin. İlk 4’e girebilmenin tek hedef olduğu bu sezonda üzerine daha çok koyması lazım.

Bu arada stad pozitif olmaya çalışan taraftarlarla doluydu dedim ama fotoğrafta da görüldüğü üzere Amerika’lı sahipleri protestoya devam…