Orgasmou

Inter taraftarı fena hasret yapmış. Real’in başında Milan’la karşılaşmak için Milano’ya geri dönen Mourinho’yu pankartlarla karşılamışlar. Adamlar haklı. Mourinho önderliğinde yaşanan başarıların ardından şimdi Rafa Benitez’le can çekişiyorlar. Hasret iki katına çıkmıştır.

Bugünkü maça gelecek olursak; Real yine favori. Bernabeu’da da 2-0 kazanmışlardı ki skor çok daha farklı olabilirdi. Hafta sonu Hercules deplasmanında özellikle ikinci yarıda oynanan muhteşem oyun ve 3 golle alınan 3 puan var. Milan tarafı ise hafta sonu San Siro’da Juve’den darbe yedi. Aslında oyun olarak iyilerdi ama dünyayı kaçırıp 1-2 mağlup oldular. O maçta eksikliği çok hissedilen Ronaldinho bugün geri dönüyor. Gerçi düzelir düzelmez ne kadar etkili olur bilemem. Real’i şu aralar golleriyle taşıyan Ronaldo ise Real adına yine en büyük silah.

Milan’ın Juve’den sonra Real’den de darbe yemesi ve Mourinho’nun Milano’da yine gülmesi muhtemel sonuç. Tabii ekstra durumlar; Ronaldinho sihiri ya da Zlatan rahatsız bir gününde olmazsa.

Bu arada bir detay; Eğer Real Madrid bu maçta gol bulursa ki muhtemelen bulacak, bu gol kulübün Avrupa’daki 700. golü olacak.

Muhtemel 11’ler;

Milan: Abbiati, Zambrotta, Nesta, T.Silva, Antonini, Pirlo, Gattuso, Seedorf, Pato, Ronaldinho, Ibrahimovic

Real Madrid: Casillas, Sergio Ramos, Carvalho, Pepe, Marcelo, Khedira, Xabi Alonso, Mesut, Di Maria, Ronaldo, Higuain

Arkadaşın akıbetini merak ettim

Kopenhag’lı N’Doye hala yaşıyor.

Bu arada 1-1 berabere biten Copehagen-Barcelona maçından sonra iki takımın teknik adamları, Solbakken ve Guardiola neredeyse birbirine giriyormuş. Araya Busquets girmiş ikiliyi son anda ayırmış.

İkili arasındaki gerginlik Solbakken’nin maç öncesi yedek kaleci Pinto‘yu eleştirmesiyle başlamıştı zaten. Maç sonrası ne oldu? Kim kime laf attı? Bilmiyoruz ama illa ki vardır bir durum.

link: http://www.dailymotion.com/video/xfi0fv_guardiola-vs-solbakken_sport

Ben de “o dişler ne işe yarar?” diyordum

Bundan sonra maç izlerken biramı başka açacakla açmam arkadaş!

Edit:

Lafımı geri alıyorum. Biraz araştırmanın ardından bu açacaktan sadece bir adet yapıldığını ve zamanında ebay üzerinden 12bin küsür dolara alıcı bulduğunu öğrenmiş bulunmaktayım.

Nerede lan benim klasik yılların eskitemediği Tuborg açacağım?

Abdülkader

Galatasaray taraftarının çoğunluğu Al Sadd’a satılmasına çok bozulup yönetime tepki göstermişti. Bana göre o paraya, gitmek isteyen bir adamı satmak hele ki sadece içerki maçlarda canı isteyince oynayan istemeyince futbol dışında her türlü işi yapan adamı satmak doğru karardı. Herneyse geçti gitti artık bir önemi kalmadı ama Keita hala aynı Keita.

Keita’nın geçen hafta bir maçta kırmızı kartla oyun dışı kaldığını ve 3 maç ceza aldığını değişik haber ajanslarında okumuştum ama neden kırmızı kart gördüğünü bugün öğrendim. Keita Qatar SC takımına 3-1 yenildikleri maçta rakip takımın hocasıyla tartıştığı için kırmızı kart görmüş. Rakip takımın hocası da yolu Türkiye’den geçmiş olan Ali Şen’in bize kazandırdığı değerlerden(!) bir ara ne alakaysa Trabzon’a da gelmiş olan Brezilya’lı Lazaroni.

Nasıl bir tartışmaysa artık hakemin kırmızı kartına başvurması ilginç. Yanlız Keita’nın hakkını verelim. Takımının tek golünü penaltıdan atmış ve aldığı ceza için kulübün resmi internet sitesi vasıtasıyla özür dilemiş. Klasik.

Ivankov’un Millwall aşkı

The Daily Mail’ın dünkü baskısında Bursaspor’un Bulgar kalecisi Ivankov mercek altına alınmış. Sebebi ise bizim zaten bildiğimiz golcü kaleci olması. Attığı goller, özel anıları ve Berbatov ile olan dostluğunun kaleme alındığı yazıda benim en çok ilgimi çeken şey ise Ivankov’un Millwall hakkında yaptığı açıklama oldu;

“12 yıl önce Millwall’un Cardiff ile oynadığı bir maçı Bulgar televizyonundan izlemiştim. Stadın atmosferine ve taraftarlara vuruldum. Milwall taraftarları deli ve ben buna bayıldım. O günden beri her hafta skorlarını takip ederim. Çoğu futbolcunun hayali Old Trafford’da ya da Anfield’da oynamaktır ama ben The Den‘de oynamak için herşeyimi verebilirim.”

Fena vurulmuş Dimitar. Yanlız Milwall taraftarı da harbi delidir. Holigan kelimesi yetmez. Kulübün tarihi de ayrı bir derindir.

Forma sponsor gelirleri

Sport+Markt’ın yaptığı araştırmaya göre, Avrupa’da forma göğüs reklamı gelirlerinde iki İngiliz Manchester United ve Liverpool zirvede. Araya Real ve Bayern girmiş ama ardından yine bir İngiliz Chelsea gelmiş.

Premier League’deki 20 takımın toplam forma sponsor geliri 128 milyon euro. Bundesliga’da ise 18 takımın toplam geliri 118 milyon euro. Bu 2 ligin ardından ise gelirler direk iki basamaklı milyon eurolara düşüyor;

Serie A; 65.9 milyon euro Ligue 1; 58.8 milyon euro La Liga; 57.5 milyon euro

Barcelona nerede diyenlere; Formalarında bulunan Unicef reklamı için para almıyorlar hatta üzerine her sene 1.5 milyon euro yardımda bulunuyorlar.