Mata Barcelona’ya yakın

Ekonomik kriz yaşayan Valencia elindeki yıldızları birer birer elinden çıkaracak gibi gözüküyor. David Villa’dan sonra Mata da Barcelona yolunda. İspanyol basınında geçen haberlere göre Mata bu hafta sonuna kadar Barcelona’ya imzayı atacak. Bahsedilen bonservis miktarı ise 20 milyon euro.

Mata’nın gelmesi demek Henry’nin kesin olarak gitmesi demek. Rotasyon için çok daha kaliteli kadro demek. Ibra’nın durumu ise henüz belirsiz. Kulüpten yapılan her açıklama kalacağı yönünde ancak ayrılacağı yönünde dedikodular devam ediyor.

Bu arada Valencia’nın bir diğer yıldızı David Silva’nın ise 35 milyon bonservis bedeli ve yıllık 10 milyon euro maaşla Manchester City’e gideceği söyleniyor. Bu da İngiliz basınının iddiası. Futbolcular Güney Afrika’dan dönünce hareketli bir transfer piyasası bizleri bekliyor anlaşılan.

İlk canlı yayın ve 7-0

Kuzey Kore’nin dün Portekiz’den 7 yediği maç ülkede ilk kez canlı yayınlanan Dünya Kupası maçı oldu. Brezilya maçını maç bittikten 17 saat sonra izleyecilere sunan yayıncı kuruluş, takımın mücadelesinden heyecanlanmış olsa gerek gerekli izinleri alıp dünkü maçı canlı ekrana getirdi. Ancak yaşanan hayal kırıllığının boyutu çok büyük olsa gerek. 4-5 değil 7-0. Portekiz’in de yaptığı ayıp.

Aslına bakarsanız Kuzey Kore’de en popüler sporun futbol olmasına rağmen maçların canlı yayınlanmaması garip birşey değil. Yurtiçi maçları da genelde bir kaç saat rötarla yayınlanıyor.

Vurun Keita’ya

Keita’nın nasıl olduğunu bilmek için dünkü hareketi yapmasına gerek yoktu. Sezon içinde de bunun örneklerini defalarca gördük. Ayağının 1 metre yanına düşen su yüzünden yerde kıvrandığı bile hatırlıyoruz. Sahaya çıktığının 3. dakikasında o gün top oynayacak mı oynamayacak yaptığı hareketlerden anlaşılıyordu.

Keita dün oscarlık bir hareketle Kaka’yı attırdı. Şimdi herkes Keita’ya sallıyor. Sallayacak da tabii yaptığı hareketin savunulacak yanı yok. Ama benim takıldığım nokta Keita üzerinden Galatasaray’a sallayanlar. Galatasaray’a yakışmıyormuş, hemen kapının önüne konmalıymış hatta mümkünse Güney Afrika’dan Türkiye’ye bile gelmeseymiş.

Keita sahterkarlığı seviyor mu? Evet. Peki Keita aklında sadece futbol oldu mu takımı taşıyor mu? E evet. Bu durumda neden gelmesin geri? Belki adamı alıp karşımıza konuşacağız. Bak kardeş bu hareketlerden vazgeç aklını futbola ver. Belki o da laf dinleyecek.

Bu ülkede forma giyen her futbolcu ahlaklı mı? Boğazını keserim hareketi yapanlar kral olsun, ana avrat her pozisyonda sağa sola küfredenler formalarına yakışsın ama Keita geri gelmesin… Güzel iş valla…

Elano

“Gol attı, asist yaptı, fiyatı arttı” diyenlerin ahı tuttu heralde. Umarım sakatlığı ciddi değildir.

Bazılarına göre Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük transferi dün İstanbul’da imza atarken Milli takımı Güney Afrika’daydı. İroniye gel…

Elano imzayı geçen sene attı açıkcası top mop da oynamadı ama yine de Dünya Kupasında hem de Brezilya ile… Yanlış anlaşılmasın iddiamız yok gelmiş geçmiş en iyi diye ama en azından değeri bilinsin!

Rezillik

Dünya Kupası grupları ilk belli olduğunda İngiliz basınının attığı başlıkları hatırlıyoruz. Rakiplerin baş harflerini kullanarak “Easy”(Kolay) demişlerdi. Hatta Beatles‘dan sonraki en güzel grup diyerek işi iyice makaraya vurmuşlardı. Ancak işler kimsenin beklediği gibi gitmedi. Önce Amerika’ya ardından da Cezayir’e karşı beraberlik alındı. Son maç öncesi oynanan futbol da hiç ümit vermedi.

Cezayir maçı sonrası ise bir taraftar soyunma odasının önüne kadar gelerek Beckham’a isyan etmişti. Pavlos isimli Yunan asıllı bu İngiliz taraftar Sunday Mirror‘a konuşmuş.

Tuvalet aramak için stadın içinde dolaşırken bir anda kendini İngiltere soyunma odasının önünde bulduğunu söyleyen Manchester United’lı Pavlos, elleri cebinde sağa sola bakınan Beckham’a “Buraya gelmek için bu kadar para harcadık. Bu yaptığınız rezillik. Bu saatten sonra ne yapacaksınız?” demiş. Beckham ise şaşkın gözlerle sesini çıkarmadan bakakalmış.

Tabii bu lafların hemen ardından güvenlik görevlileri tarafından dışarı çıkarılmış Pavlos.

Dünya Kupalarındaki son 10 hat trick

Gary Lineker – İngiltere vs. Polonya 1986 Igor Belanov – Sovyetler Birliği vs. Belçika 1986 Emilio Butragueño – İspanya vs. Danimarka 1986 Michel – İspanya vs. Güney Kore 1990 Tomáš Skuhravý – Çekoslavakya vs. Kosta Rika 1990 Gabriel Batistuta – Arjantin vs. Yunanistan 1994 Oleg Salenko (5) – Rusya vs. Kamerun 1994 Gabriel Batistuta – Arjantin vs. Jamaika 1998 Miroslav Klose – Almanya vs. Suudi Arabistan 2002 Pauleta – Portekiz vs. Polonya 2002

Ve son olarak Higuain – Arjantin vs. Güney Kore 2010