The Guardian fotoğraf galerisinin bu haftaki kurbanı Fransa Mili takımı. Tabii ki en çok madara durumuna düşürülen isim teknik direktör Raymond Domenech. Galerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Kategori: brexit
Angel di Maria Real Madrid’de
Mourinho’nun Real’i ilk resmi transferini açıkladı. Benfica’nın Arjantin’li sol kanat oyuncusu 22 yaşındaki Angel di Maria ile 6 yıllık anlaşma imzalandı.
Kariyerine Rosario Central’da başlayan Di Maria, 2007 yılında 20 yaşaltı Dünya şampiyonasında parlayınca Benfica’ya transfer oldu. Benfica’da 1 lig 2 kupa şampiyonluğu yaşayan Di Maria’nın asıl pozisyonu sol kanat olmasına rağmen ters ayakla sağ kanatta da çok etkili. Güney Afrika’da Maradona’nın da gözdelerinden.
Muhtemelen Mourinho’nun kafasında Ronaldo ile oyun içinde yer değiştirerek oynatmak var. Güzel transfer. Real’e kesin katkısı olacaktır. Di Maria’ya ödenecek olan bonservis bedeli hakkında herhangi bir açıklama yapılmamış. 2-3 güne çıkar kokusu ama 20 milyondan aşağı değildir tahminimce.
Robinho vs. Kaka
Robinho direğe de çarptırıyor. Beşiktaş kesin almalı.
link: http://www.dailymotion.com/video/xdu59u_2010-fifa-world-cup-robinho-and-kak_sport
Almanlar kafeste
Bugünkü The Sun gazetesinin kapağı… Almanları kafes koymuşlar önlerinde de İngiliz Milli takımının sembolü 3 aslan. Biraz sert olmuş ama bugünkü maç öncesi iddialılar. Gerçi grupta oynadıkları maçlar iddialı olmaları için pek ümit vaadetmiyor. Rooney’nin artık devreye girmesinin gerektiğini düşünüyorlar. Manchester’da alıştığı tek forvet sonrası yanında Heskey ya da Defoe oynayınca bi’ garipleşiyor.
Almanya ise grup maçlarında Mesut önderliğinde daha derli toplu gözüktü. Ancak Mesut’un da 2 gün önce babaannesi vefat etti ve haliyle morali biraz bozuk olacaktır.
2 takımında maça gol yememek üzere başlayacağını ve fazla risk almayacağını düşünüyorum. Güney Afrika’da penaltılara giden ilk maç olabilir. Penaltılar da her ne kadar şansa dayalı olsa da İngilizlerin penaltıları alması daha muhtemel gibi geliyor. Bu sefer o penaltı şanssızlığını kırabilirler. Capello’nun penaltıcıları da belli. Rooney, Barry, Gerrard, Lampard ve Milner.
Boya Bendtner boya
Ayakkabımı bile boyatmam sana be Bendtner…
link: http://www.dailymotion.com/video/xdtbam_bendtner-fest_sport
Ve Ballack yuvaya döner
Chelsea’nin sözleşme yenilemeyip serbest bıraktığı Ballack, 1999-2002 yılları arasında formasını giydiği Ballack’ı Ballack yapan Bayer Leverkusen’e geri dönüyor.
33’lük Ballack’a ilerlemiş yaşına rağmen Manchester United ve Sevilla gibi kulüpler de talipti ancak Alman oyuncu tercihini eski kulübünden yana kullandı. Ballack Leverkusen formasıyla 79 maça çıkmış, Şampiyonlar Liginde final oynamış ve ligde 2 kere 2.’lik yaşamıştı.
Bu arada her ne kadar inandırıcı gelmese de Ballack’ın Leverkusen’den senelik 6 milyon euro alacağı söyleniyor. Leverkusen böyle maaşlar ödeyebilecek gelirlere sahip bir takım değil. Takım içi denge menge kalmaz eğer doğruysa.
Yeni sezon öncesi 25,329 kilometre
Yeni sezon için 19 Temmuz’da toplanacak olan Barcelona’nın sezon öncesi kamp ve hazırlık maçı programları belli oldu. Yeni sezona Dünya Kupasında mücadele eden futbolcularından yoksun olarak başlayacak olan Barcelona, ilk olarak Oslo’ya giderek Valerenga ile bir hazırlık maçı yapacak. Bu yolculuk için gidiş-geliş 4.290 km. yol yapılacak.
Oslo sonrası hazırlıklarını evinde sürdürecek olan Barcelona, 4 Ağustos’ta Asya turuna çıkarak Seoul’a gidecek. 9,612 km. yol yapılarak gidilen Seoul’da K-League karmasıyla bir hazırlık maçı yapılacak. Seoul sonrası 957 km. yol yapılarak Beijing’e geçilecek ve 8 Ağustos’da Guoan ile son bir hazırlık maçı yapılacak.
Beijing sonrası ise Sevilla ile oynanacak olan iki ayaklı İspanya Süper Kupası hazırlıkları başlayacak ve 8,808 km. yol yapılarak Barcelona’ya geri dönülecek. 14 ve 21 Ağustos’ta Sevilla ile yapılacak maçlardan biri de deplasmanda olacak ve bu durumda 1.162 km. yol daha yapılacak.
Bu arada Barcelona’nın geçtiğimiz senelerde sezon öncesi yaptığı yolculuklar da şöyle;
2006/07: 25,000 km. (9 maç) 2007/08: 28,059 km. (7 maç) 2008/09: 19,000 km. (5 maç) 2009/10: 24,167 km. (5 maç)
Ve İtalya evine döner…
“Eğer Yeni Zelanda ve Slovakya’dan birini yenemiyorsanız, evinize dönüp olanları anlamaya çalışmak en doğrusu.” – Buffon
“Lider çıkılması gereken grupta maç kazanamadık. İtalyan halkından özür dileriz.” – Pirlo
“İtalyan futbolu vicdanıyla hesaplaşmak zorunda. Bugün dibe vurduk. Tüm sorumluluk bizim.” – Gattuso
“Tek bir açıklaması var; 3 maçta 2 puan alıyorsanız eve gitmeyi hakediyorsunuz.” – Zambrotta
“Bu sonuçtan hepimiz sorumuluyuz. Suçlu aramaya gerek yok.” – De Rossi
Bu Şili can yakar
Bugün harika maçlarla gruplara son noktayı koyuyoruz. H grubunda İspanya’nın rakibi Şili. Son Avrupa şampiyonunun kazanmaktan başka çaresi yok ama karşılarındaki grup lideri 6 puanlı Şili de boş değil. Alexis Sanchez’yle, Isla’sıyla ve Vidal’iyle harika bir takım. Turnuvada göze en hoş gelen futbolu oynayan takımlardan biri. İspanya’ya kolay geçit vermeyecekleri kesin. Grubun diğer maçında ise Hitzfeld’in İsviçre’si Honduras karşısında. Onlarda galip gelip İspanya – Şili maçından haber bekleyecekler. Bekleyecekleri haber İspanya’nın puan kaybı ve olması son derece muhtemel bir sonuç. Fransa ve İtalya’dan sonra Avrupa’nın bir diğer büyüğü İspanya da bugün havlu atarsa hiç şaşırmam.
G grubunda ise Brezilya – Portekiz karşı karşıya. Brezilya gruptan çıkmayı garantiledi. Portekiz ise gruptan çıkmaya garantilemese de Kuzey Kore’ye karşı aldıkları 7-0’lık galibiyet sayesinde 2.’lik için avantajlı durumdalar. Dünya Kupalarında son olarak 1966 yılında karşılaşan 2 ekibin mücadelesinden Portekiz 3-1 ile galip ayrılmış. Aralarında oynadıkları son hazırlık maçını ise 2008 yılında Brezilya 6-2 kazanmış. Dunga gruptan çıkmış olmanın rahatlığıyla yedek isimlere yer verebilir. Zaten Kaka cezalı, Elano sakat. Portekiz ise ideal 11’i ile sahaya çıkıp risk almak istemeyecektir. Gruptaki diğer maç ise hayal kırıklığımız Fildişi Sahili ile kendine münhasır Kuzey Kore arasında. Drogba ve arkadaşları Kuzey Kore’ye fark atıp Brezilya galibiyeti bekleyecekler. Ancak Brezilya Portekiz’i yense dair işleri çok zor. Dediğim gibi o 7-0 Portekiz’i çok avantajlı konuma soktu.
Bi’ bira be… Ama beni bozuyo’…
Dün Slovenya karşısına kazanmaktan başka opsiyonu olmadan çıkan İngiltere’de teknik direktör Capello yıllardır her gittiği takımda uyguladığı kuralını kendi çiğnemiş. Maçtan bir gece önce futbolcularının gergin olduğunu farkeden İtalyan hoca, sinirleri yumuşatmak için oyuncularına bira içebilirsiniz demiş.
Bira sinirleri ne kadar yumuşatmış bilemem ama İngiliz futbolcular dün Slovenya’yı 1-0 yenmelerine rağmen sahada oldukça tutuk ve gergin gözüktüler. Turnuva öncesi beklentiler büyüktü ancak şu anki futbol pek ümit vaadetmiyor.
İkinci turda rakip Almanya. İngiltere’den daha iyi top oynadıkları ortada ancak bu Dünya Kupası. Tecrübe de çok önemli ve İngiliz Milli takımındaki oyunculara tek tek baktığımızda bu tecrübenin yeterince mevcut olduğunu görüyoruz.










