Portekiz’den bir garip Mourinho iddiası

Carlos Quieroz’u kapının önüne koyan ve Euro 2012 eleme gruplarına Kıbrıs beraberliği ve Norveç yenilgisiyle kötü bir giriş yapan Portekiz Milli takımında hoca arayışı devam ediyor. Son 1 haftada ortaya atılan isimler Maradona, Jose Pekerman ve Javier Aguirre‘ydi ancak bugün Portekiz’de yayın yapan Record gazetesi ilginç bir iddiayı manşete taşıdı.

8 ve 12 Ekim’de sırasıyla Danimarka ve İzlanda ile karşılaşacak olan Portekiz Milli takımının sadece bu 2 maç için Jose Mourinho’yu takımın başına geçirmek istediğini yazmışlar. Hatta Federasyon başkanı Gilberto Madail Madrid’e gitmiş bile Real Madrid başkanı Perez’i ikna etmeye çalışıyormuş.

Pek aslı astarı olan bir iddia gibi gelmedi bana. Biraz Fotomaçvari olmuş. Doğru olsa Perez de izni verse bile Jose bu işe 2 maç için olur demez. Zaten 1 aydan az bir süre kalmışken şu maçlara nasıl bir etkisi olabilir ki?

Ballack ve Almanya

Son olarak geçirdiği sakatlık sebebiyle 6 hafta sahalardan uzak kalacak olan Ballack’ın bundan sonra Almanya Milli takım forması giymesi zor gibi gözüküyor.

Milli takım hocası Löw yaptığı açıklamada; “futbolcular kariyerlerinde en üst noktaya gelince bazı şeyleri bırakmaları gerekebilir, Ballack da Euro 2014 2012 döneminde 35 yaşında olacak o zaman ne olacağını göreceğiz” demiş.

Zaten kaptanlığı da Lahm’a kaptırdı. Hoca da durup dururken böyle bir açıklamayı boşuna yapmaz. “Dünya Kupasında Ballacksız Almanya nasıl olur, olur mu?” derken gayet aslan gibi olduğunu gördük. Sayesinde Khedira parladı. Sweinsteiger poziyon değiştirip sınıf atladı. Yokluğu bile Almanya’ya yaradı…

Ve Barcelona geri döner

Hafta sonu Hercules karşısında kaybolan Barca dün akşam Panathinaikos karşısına Messi ile beraber geri döndü. 90 dakikasını izlemediğim özetleriyle yetindiğim maçın hakkında çok da fazla bir şey yazamayacağım ama görünen o ki dün akşam sahada Play Station efekti yaratan bir Messi varmış.

5’lik muamelenin 2 dakikalık özetini izlemek bile büyük keyif. Kaçan penaltı da nazarı olsun.

Valdezmania

Barcelona’yı Camp Nou’da deviren Hercules’de Valdez manyaklığı yaşanıyor. Hafta sonu 2 gol atan Paraguay’lı forvetin formalarına büyük talep var. İmza attığı günden Barcelona maçına kadar 3.500 satan Valdez forması Barcelona maçından sonra 10.000’e ulaşmış.

Dükkanda işler iyi anlayacağınız…

Reality check

Türkiye Ligi şampiyonu Bursaspor, Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçına bu akşam çıktı. Kendi evinde oynadığı maçta son yıllardaki en azından isim bazında gücünden uzak Valencia’dan 1-2-3 değil, 4 yedi. Yaz aylarında iki büyük isim Villa ve Silva’yı satan Valencia hiç ama hiç zorlanmadan Bursaspor’a Şampiyonlar Ligi’ne hoşgeldin dedi.

Hep diyoruz; Şampiyonlar Ligi’nde işler başka diye. Bu akşam bunun mükemmel bir kanıtı. Tam anlamıyla reality check işte… Taktiksel anlamda bakarsak Valencia maça ön tarafta pres yaparak başladı. Kanımca Türk takımlarına yapılacak ilk şey. Zaten temel yetenekleri kısıtlı olan Bursaspor geri dörtlüsü ve ön liberosu ne yapacaklarını şaşırdılar. Şaşırınca da şişir babam şişir. Şişirince de top %60 üzerinde Valencia’da kaldı. Top bulduğunda Volkan biraz parladı ama takım ayak uyduramayınca Hasan Şaş sendromu yaşadı. Valencia’dan Costa’nın yaklaşık 40 metreden attığı ilk gole şapka.

Görünüşe göre Bursaspor grubun averaj takımı olur. Birkaç fırın ekmek yemek lazım. Tek umut içerideki Rangers maçı ama onlarda bu akşam Manchester United ile Manchester’da 0-0 berabere kaldılar. Bu iş zor Yonca.

Pes!

Mersin İdmanyurdu Teknik Direktörü Yüksel Yeşilova, Samsunspor ile oynanan karşılaşma sırasında kardeşi Murat Yeşilova tarafından bıçaklandı.

İlk gelen haberlere göre Yüksek Yeşilova acilen hastaneye kaldırılmış. İki kardeş arasında belli ki bir husumet var. Kardeşin çözümü ve uygulama yaptığı yer için allah akıl versin. Cahil bi’ milletiz… Güvenlik önlemlerimiz de görüldüğü üzere her zamanki gibi üst düzey(!)

Dün bir spor dalında Dünya ikincisi olduk, bugün bir başka spor dalında sahada adam bıçaklanıyor. Vay halimize.

Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu oranları

Yarın başlayacak olan Şampiyonlar Ligi öncesi bahis şirketleri şampiyonluk oranlarını açıkladı. İlk 4 favori her şirkette aynı. Geçen sezonun yarı finalisti Barcelona ilk sırada. Ardından son şampiyon hoca Mourinho’nun yeni takımı Real Madrid geliyor. Onları ise 2 İngiliz Chelsea ve Manchester United takip ediyor. 5. favori ise Arsenal ve Inter. Farklı seçimler var. Anlaşılan son şampiyon Inter’e Benitez yönetiminde pek de şans verilmiyor. Arsenal ise ne alaka orada yine çeyrek finalde filan nefesleri kesilecek. Wenger ve çocuklarına oynayacak olan olursa para kaybetmenin kolay yolu resmen.

Bu sezon benim favorim ise Chelsea. Sezona çok iyi girdiler ve takım çok uyumlu. Ancelotti Premier League’den çok en büyük kupanın peşinde olacaktır. Barca da tabii ki en az yarı final yapar. Klasik artık.

Peki Bursa nereye kadar? Fikirleri merak ediyorum. Yarın Valencia karşısında gruplara galibyetle başlamaları hiç de sürpriz olmaz.

Barca da kaybeder

Kendimizi basketbola kaptırınca futbolu ikinci plana attık son günlerde. Cumartesi günü evinde Hercules’e 0-2 yenilen Barcelona’yı atlamayalım sonra yenince yazıyorsun yenilince susuyorsun olmasın.

Cumartesi Camp Nou’da çok farklı bir Barcelona vardı. Özellikle ilk yarıda Xavi’nin de yokluğuyla istediklerini hiç yapamadılar. Son senelerde izlediğim en kötü Barcelona’ydı. Sahada inanç, ritim ve organizasyon adında hiç bir şey yoktu. Yeni transferler Adriano ve Mascherano vasattan da öte kötüydü.

Hercules ise lige yeni çıkmasına ve yeni bir kadro kurmasına rağmen sanki senelerdir beraber oynayan bir takım gibiydi. Dortmund’dan aldıkları Paraguay’lı Valdes muhteşemdi. Zaten 2 golün sahibi de o. Barca’ya karşı çok da kapanmadılar. Kendi oyunlarını oynayıp çatır çatır yendiler.

Erken mağlubiyet iyidir. Takıma bir şok etkisi yaratır. Umutsuzluğa kapılacak birşey yok. Guardiola ve ekibi en kısa zamanda keyif veren futbolunu sahaya yansıtacaktır. Çok fazla sevinme Madridista.