Kewell ve Neill’ın yeni hocası Holger Osieck

Dünya Kupası sonrası görevi bırakan Avustralya teknik direktörü Pim Verbeek’in yerine Fenerbahçe ve Kocaelispor’dan tanıdığımız Alman Holger Osieck getirildi.

Ülkemiz dışında Bochum, Urawa Red Diamonds ve Kanada Milli takımını da çalıştıran Osieck, son olarak FIFA teknik komitesinde görev aldı. Osieck’in en büyük başarısı 2000 yılında Kanada Milli takımıyla Gold Cup’u kazanması.

Türkiye’de bir iz bıraktı mı diye düşünüyorum. Fener’in başındayken pek bir cacık olmadı ama Kocaeli’ye Türkiye Kupası kazandırmıştı. Hea bir de bi Adidas montu vardı kış aylarında üzerinden çıkarmadığı bordo renkli…

Martin O’Neill’in yerine adaylar

Premier League’in başlamasına 4 gün kala istifa eden Aston Villa teknik direktörü Martin O’neill’ın yerine geçecek isimler ortaya çıkmaya başladı. Adaylara geçmeden önce O’neill’ın istifasının herkes için sürpriz olduğunu söyleyelim. Yönetimle arasında sıkıntılar varmış ama yinede istifa beklenmiyormuş. İstediği isimler kadroya katılmamış. Transfer yapmamanın yanı sıra bir de takımın yetenekli isimleri Milner ve Young’ın satışı için görüşmelerde bulunulmasına O’Neill ayar olmuş.

Yerine geçecek isimlerin başında ise tabii ki başı boş her takıma yakıştırılan Sven-Goran Eriksson var. Eriksson da Aston Villa’nın başına geçmek isterim diye konuşmuş. İstemese şaşardım! Diğer adaylar ise Alan Curbishley, Gareth Southgate, Jürgen Klinsmann, Martin Jol, Bob Bradley ve Slaven Bilic.

Benim oyum Bilic’e. Hırvatistan’a oynattığı futbol ve saha kenarındaki delilikleri hep ilgimi çekmiştir. Bir de zamanında İngiltere’yi evinde yıkmışlığı vardır ki İngilizler unutamaz.

Aston Villa’da kadro güzel ama derinlik yok. Bu yüzden iyi futbola rağmen ligin sonlarında düşüşe geçiyorlar. Bu sezon da transfer olmazsa aynı sorun devam eder. Bari Bilic gelsin de saha kenarı biraz daha renklensin. Villa’yı izlemek için bir sebep daha olsun.

Özil

Dünya Kupası en çok Mesut Özil’e yaradı. Werder Bremen ile çok da harika geçmeyen bir sezonun ardından Almanya formasıyla büyük sükse yaptı.

Güney Afrika dönüşü Barca-Real onun için çekişiyor denildi. Sonra Barca Fabregas’a yöneldi, Real sözleşmesi seneye bitiyor bedavaya alırız dedi. Günler geçti Real’in Kaka’sı sakatlandı, Arsenal Fabregas’ı Barca’ya satmadı ve tekrar Mesut’a dönüldü. İspanyol gazeteleri de her gün Mesut’u manşetlere taşıyor. Katalanlar 12 milyon euroya iş bitti Guadiola kararı verecek diyor.

İşin bir de İngiltere ayağı var. Orta sahasındaki önemli isimler Ballack ve Deco’yu serbest bırakan Chelsea’nin Mesut için devrede olduğu söyleniyor. Alex Ferguson’un da Mesut’un oynadığı hazırlık maçlarını izlettirdiği dedikodusu dönüyor.

Hem Premier League’in hem de La Liga’nın zirvesindeki takımlar tarafından isteniyor olmak güzel olmalıdır. Werder Bremen sıkıntılıdır ama… Dünya Kupası başlamadan sözleşmeyi uzatmadıkları için kafalarını yerden yere vuruyorlardır.

Biraz Galatasaray…

Belgrad maçından bahsetmeyeceğim bile… Bırakın rakibimiz olmayı Turkcell Super Lig’de oynayabilecek olgunlukta bir takım bile değildi karşımızdaki. Sami Yen’deki şok skora rağmen deplasmanda atılan 5 golle turu geçtik ama skor yazarlığı yapacak değiliz. Bu takımın durumu hiç iyi değil…

Geçen seneden beri en büyük problemimiz orta sahada pas yapamıyoruz. Eldeki malzeme sınırlı olunca da bunun çözümü transfer. Sağda solda bir Ledesma’dır, Rosicky’dir, Altidore’dur gidiyor. Biz de bildiklerimizi dökelim.

Ledesma konusu aylardır gündemde. Vidal, Makoun ve Ledesma 3’lüsünden biriyle anlaşma zemini aranıyordu. Vidal’i Leverkusen bırakmıyor. Makoun’un bonservisi biraz tuzlu. Bu durumda önümüzdeki sezon sözleşmesi biten ve bu sayede bonservisi diğerlerine oranla daha düşük olan Ledesma Galatasaray’a çok yakın.

Bir de Elano’nun gitme durumu var. Juventus’un teklifi basına da sızdı zaten. Görüşmeler sürüyor. Ancak Elano’ya Rusya’dan da bir teklif var ve anlaşılması durumda ilginç bir takas durumu da ortaya çıkabilir. Rosicky ile görüşmeler olduğu doğru ancak Elano’ya bağlı bir durum bu. Yani Elano giderse ki daha henüz anlaşma filan yok ortada. Galatasaray’ın Rosick’ye olan ilgisi yeni değil. Zamanında Lincoln’ün ardından da Rosicky için bir çalışma yapılmış ancak olmamıştı.

Forvet eksikliği için adı geçen Altidore konusunda ise pek bir bilgim yok. Ancak Altidorre ne kadar olası bir transferse Baptista da o kadar olası. Şaşırmayın derim. Gerçi ben genç, aç ve Baros’un arkasında beklemeyi sorun etmeyecek bir Altidore’u Baptista’ya tercih ederim.

Lig haftaya başlıyor ve transfer konusu lig başlayana kadar bitecek. Bitmeli. Geç bile kalındı…

Nerden başlasam, nasıl anlatsam…

Fenerbahçe hakkında yazmak zor iş şu an. Neresinden tutsan elinde kalıyor çünkü. O yüzden bodozlama gireceğim, kusura bakmayın.

Öncelikle transfer. Bu takımın 9 numaraya ihtiyacı olduğu en az 8 aydır Güiza’nın beceriksizliği kadar ortada. İki aydır isimler havalarda uçuşuyor; hala da Niang’dı, Gyan’dı bir belirsizliktir gidiyor. Sezonun bittiği gün, hadi olmadı Dünya Kupası’nın bittiği gün yeni 9 numaranı kampa teslim edeceksin. Gelgelelim Lugano olmadığı zaman defansın saatli bomba olduğu da belli. 4 numara takviyesi 27 yaşındaki büyük keşif İlhan Eker mi?

Gelelim Hoca’ya. Eyvallah Aykut Kocaman Fenerbahçe için efsane isimdir. Dünyanın golünü atmıştır. Severiz, sayarız. Ama sen bu takımın başına geçen sene sportif direktör olarak gelmedin mi? Bir senedir zaten burdasın, neyin ne olduğunu analizinden kadrosuna, tesisinden yönetimine biliyorsun. Hala neye zaman lazım? Hele hele bu ülkedeki taraftar Hiddink’e, Löw’e, Del Bosque’ye zaman vermemişken, sana vermesini beklemen abes.

Ya bu akşam yediğin hurmayı ne yapacağız? Alex out – Selçuk in. You are the weakest link, goodbye.

Kankan Altan‘ın etkisi altında kaldığın o kadar belli ki. Bu satırları zamanında Aragones‘e de yazmıştım: Gole ihtiyacın varsa, hele hele evinde CL ön elemesi oynuyorsan Alex ÇI-KAR-TIL-MAZ! Alex’siz oyun oynamak istiyorsan, sistemi değiştirmek istiyorsan evindeki kolay lig maçlarında denersin. Yeri bu maç değil, çünkü Alex dediğim adam test edilip, onaylanmıştır. Defalarca. Bunu da acı mı acı öğrendin işte bu akşam. Ben ise Kocaman bir eksi yazdım hanene.

Sezon başından beri toplu idman yapıyorsunuz. Senin takdirindir, iyi güzel ama takımdaki herkesin diller pabuç gibi dışarıda, onu ne yapacağız? Daha da kötüsü, o kadar topla idmana rağmen kim nereye gidecek, kim kiminle verkaç yapacak, kim nerede duracak, nasıl hücum yapılacak kimsenin dünyadan haberi yok. Sadece bu maç değil, dön bak bütün hazırlık maçlarına. Gelişme de yok? E, zaman lazım ama di mi? Kocaman bir eksi daha yazdım.

Gelelim futbolculara. Hazırlık maçı, hakeme çelme, şak 10 kişi. Deplasmanda CL ön eleme, topu havaya at, ikinci sarı, şak 10 kişi. Evinde CL ön eleme, denize balıklama atlar gibi penaltıya atla, ikinci sarı, şak 10 kişi. Çekirge 1,2,3 oldunuz işte sonunda… Tatilden geldiniz, göt göbek 10 numara. Oysa kendinize bakmanız, 10 numara futbolcu olmanız lazım.

Belki bir ay sonra çok daha iyi olacaksınız. Hanenize Kocaman Kocaman artılar yazdıracaksınız. Oysa şimdi bu halinizden daha iyi olmanız gerekliydi. Hem bizi, hem kendinizi CL heyecanından mahrum bıraktınız, hem de Bursaspor’a şampiyonluk üstüne şimdi bir de 15 milyon Euro hediye ettiniz.

En acısı ise iki yıl içinde CL çeyrek finalinden, buralara indiniz.

İyi b☹k yediniz.

Ankaraspor yine iptal

TFF Yönetim Kurulu bugün İstanbul’da yaptığı toplantıda Bank Asya 1.Lig takımlarından Ankaraspor A.Ş.’nin tescilinin iptal edilmesine karar verdi.

TFF Yönetim Kurulu bu kararı; Ankaraspor A.Ş.’nin Türkiye Futbol Federasyonu nezdindeki taahhütlerine uymamak ve Süper Lig’den Bank Asya 1. Ligi’ne düşürülmesine ilişkin PFDK kararını onaylayan Tahkim Kurulu kararı kesin olmasına rağmen bu karar aleyhine dava açmak suretiyle, TFF düzenlemelerini ciddi ve sürekli bir şekilde ihlal etmesi nedeniyle aldı.

Ayrıca TFF üyeliği de askıya alınan Ankaraspor A.Ş., Bank Asya 1.Lig de dahil olmak üzere hiçbir kategoride müsabakalara iştirak edemeyecek. Fikstür uyarınca Ankaraspor A.Ş. ile maçı olan takımlar, o haftayı maç yapmadan geçirecek. Bu uygulama 2010-2011 sezonunda Ankaraspor A.Ş.’nin faaliyet göstermeyi planladığı A2 Ligi ve diğer tüm alt yaş liglerinde de geçerli olacak.

Böylece tüm profesyonel ve amatör liglerden ihraç edilen ve tescili iptal edilen Ankaraspor A.Ş.’nin dışında 2010-2011 sezonu sonunda Bank Asya 1.Lig’den TFF 2.Lig’e sadece 2 takım düşecek.

Kaynak

Olan yine Ankaraspor’a oldu Ankaragücü’nün dokunulmazlığı sürüyor…

Anderson ucuz kurtulmuş

Manchester United’ın genç Brezilya’lısı Anderson dün Portekiz’de geçirdiği trafik kazasında ölümden dönmüş.

Sardinha Biba adlı gece kulübünde saat sabah 7’ye kadar eğlenen ardından Audi R8 model arabasına binen Anderson, yüksek hızla bir çiftliğin duvarına çarpmış. Araba 2 kişilik olmasına rağmen arabadan biri bayan iki kişi daha çıkmış. Söylenti Anderson’un kaza sonrası baygın şekilde hastaneye kaldırıldığı ve arabanın tamamen yandığı. Polis muhtemelen arabadaki herkesin alkollü olduğu üzerinde duruyor.

Son yapılan açıklamaya göre ise Anderson ve arkadaşlarının durumları ciddi değilmiş. Bu sabah hastaneden ayrılıp ifade vermek üzere polis merkezine alınmışlar.

Anderson’nun Manchester United ile beraber sezon öncesi kampında olmamasının sebebi ise Şubat ayından beri devam eden dizindeki sakatlık. Portekiz’de tedavisini sürdürüyordu. Nasıl tedaviyse artık… Sir Alex aklını alır bunun; sen Portekiz’de kal der.