Drogba & Anelka

liam_ferry_done-2678

Scolari‘nin görevine son verilip yerine Hiddink‘in gelmesiyle yan yana oynama fırsatı bulan Drogba ve Anelka’nın keyifleri yerinde gözüküyor. Ancak bu sezon Premier ligde gol krallığına ilerleyen Anelka’nın son maçta ayak parmağı kırılmış ve Şampiyonlar liginde Juventus ile oynayacakları maçta takımını yanlız bırakmak zorundaymış. Nazara geldi heralde…

Darma duman

44614

Dün akşam İtalya kupasında İnter Sampdoria deplasmanında ilk yarıda 3 tane yiyerek knock out oldu. Bu maçın rövanşı var ancak Sampdoria Giuseppe Meazza‘da 3 gol yiyecek bir takım değil. Açıkcası İnter’in yenilmesine hep çok seviniyorum. Çünkü Mourinho denilen megolaman adamdan hiç haz almıyorum. Bu hafta yine çıkmış sağa sola atıp tutmuş ve disiplin kuruluna sevk edilmiş. İtalya kupasının bir diğer maçında Juve, Lazio deplasmanında 0-1 öne geçmesine rağmen 2-1 yenilmekten kurtulamadı. Ama Delle Alpi’deki maçta finale yükselecek takımın Juventus olacağını düşünüyorum. Sezon sonu futbolu bırakacağını açıklayan Duracell Nedved‘i izlerken bu adam nasıl 37 yaşında diye sorup durdum kendime. Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji, sağdan soldan devamlı depar helal olsun vallaha…

Salı ve Çarşamba akşamları Almanya ve Fransa’da da kupa maçları vardı. Ligde kötü giden Werder Bremen Wolfsburg’u 5’ledi. Schalke Mainz deplasmanında 1-0 yenildi. Galatasaray’ın Uefa’daki rakibi Hamburg kendi sahasında zayıf rakibi Wehen’i 2-1 ile geçti. Almanya kupasının en zevkli maçında ise Leverkusen Bayern Münich’i 4-2 yendi. İlk yarısı golsüz biten karşılaşmanın 2. yarısında karşılıklı goller vardı. Leverkusen 3-0 öne geçti, Münich 2 dakikada 3-2 yaptı. Son 15 dakika Münich Leverkusen kalesine yüklendi ancak golü bulamadı ve 90. dakikada  kontradan 4. golü yedi. Ligde de 5. sırada olan Bayern’in kupadan da elenmesi taraftarı memnun etmediği kesin. Elindeki kaliteli kadroya ve rakiplerine oranla sahip olduğu dev bütçeye rağmen bu sezonu kupasız kaparlarsa, sezon sonu Klinsmann’ın görevde kalması bir hayli zor.

Fransa liginin zirvesindeki 2 takım Lyon ve PSG’de dün kupaya veda ettiler. PSG deplasmanda zayıf rakibi Rodez’e uzatmada 3-1 yenildi. Ligin lideri Lyon ise Lille karşısında 90. dakikada yediği golle kupaya veda etti. İspanya’da ise Bilbao ilk maçta 1-0 yenildiği Sevilla’yı kendi sahasında 3-0 gibi net bir skor ile geçerek Mallorca’yı eleyen Barça’nın finaldeki rakibi oldu. Barça’da da işler hala pek iyi gitmiyor. Ligde kaybedilen puanlar sonrası dün gece de Mallorca’yı zor geçtiler. 1-0 yenik ve 10 kişi kalmışken rakibin penaltı kaçırmasına yatıp kalkıp dua etsinler.

Bu arada Salı akşamı ve dün akşam İngiltere Premier ligi maçları da vardı. Çok büyük sürprizler yaşanmadı. Arsenal 5 maç sonra golle tanıştı, Liverpool Sunderland’i rahat geçti. Bence en önemli olay Manchester United’ın Newcastle’ı 2-1 yendiği maçta Van Der Sar’ın 1311 dakika sonra gol yemesiydi. Yediği golde olacak iş değildi. Bu kadar dakika gol yemeyip öyle bir hata yaptığı için baya üzülmüstür heralde…

Wenger ve evlatları

lee_van_baaren-3859

Arsene Wenger‘in genç Arsenal’i Premier ligde 5 haftadır berabere kalıyor. Hatta son 4 maçtır gol bile atamıyor. Wenger’i gençlere şans veriyor diye hep çok övdük. Hep bu sene de bir pişsinler, seneye acayip olacaklar dedik ama hiç olmadı. Bu sezon artık iyice darma duman olmuş durumdalar. Ligde 5. sıradalar, 4. Aston Villa ile aralarında 6 puan var ve hemen altlarındaki Everton ile aralarında sadece 2 puan var. Şampiyonlar liginde Roma’yı Emirates‘de 1-0 yendiler ancak deplasmanda işleri zor. Hele forvetlerinde Bendtner gibi overrated bir adam varken. Kendisi heralde Wenger’in Danimarkalı metresinden filan olan çocuğu yoksa bu çocuğun Emirates’in çimlerine basması söz konusu bile olamaz. İngiliz medyası da bu konuda Wenger’le dalga geçiyor. Guardian’ın internet sitesinde gördüğüm bu fotoğraf en güzel örnek.

Bu gidişle Arsenal önümüzdeki sezon ilk defa düzenlenecek olan Europa League‘e katılır. Ancak başlarında Arsene Wenger olur mu onu bilemem. Belki Madrid’e gider bir 10 sene de orayı çocuk parkına çevirir.

Her inişin bir çıkışı..?

henry

Hayatta kapanmaz denilen 12 puan fark göz açıp kapayana kadar 4 puana indi. Takım olarak hırsını sahaya yansıtan Atletico Madrid maç başında attığı goller verilmemesine rağmen dönüp maçı kazanmayı bildi. Özellikle Aguero’nun birşeyler kanıtlamak üzere sahaya çıktığı her halinden belliydi.

Barcelona ise iki kez öne geçip skoru koruyamadı. Rijkaard zamanındaki kendine güvenini kaybetmiş bir takım görüntüsü çiziyorlar. Çarşamba akşamı kupada Mallorca deplasmanında ne olacağını açıkçası çok merak ediyorum.

Maçın ilk üç golü de jeneriklik. Valdes‘in yediği goller zaten evlere şenlik. Kendisi de en zayıf halka olduğunu çok iyi farkında artık. Sıra Pinto‘ya gelir mi göreceğiz..

Özür yemeği

martino_neill_863787

Geçen hafta UEFA kupasında CSKA Moskova’ya elenen Aston Villa takımının teknik direktörü Martin O’neill Moskova’ya takımı desteklemeye gelen 295 taraftara yemek ısmarlayacakmış. Yemeğin sebebi ise Moskova’da sahaya sürdüğü zayıf 11 ile elendikleri için özür dilemek istiyormuş kendileri. Aston Villa başkanı Randy Lerner de bu yemek organizasyonu için 15000 pound vermeyi kabul etmiş. Bence bu kadar dert etmesinler kendilerine taraftarlar Moskova’ya sadece takımı desteklemek için gitmemişlerdir. Her ne kadar takım elense de İngiltere’ye çokta keyifsiz döndüklerini zannetmiyorum.

10 puanlık uzman sorusu

5_k

Bu akşam Konya’da oynanan oyunun adı nedir? Zemin en kötü, futbolcular ayakta duramıyor, top saçma sapan sekiyor. Tribünler desen sahaya neredeyse 1 km. uzakta. Zaten Pazar akşamlarını ezelden beri hiç sevmem içim daralır. Bu maç daha da daralttı beni. İlk yarı Carling finaline, ikinci yarıda da Atletico – Barcelona maçına geçip durdum.

Neyse yorucu Bordeaux maçından sonra öyle ya da böyle bu galibiyet ilaç gibi geldi. Bu maçta Arda’nın sahadaki liderliği gözüme çarptı, Büyük Kaptan’ın gelişi en çok ona yaramış. Ama benim yine de lig şampiyonluğu için pek inancım yok. Gerçi bu sezon öyle bir lig yaşıyoruz ki rakipler zorla şampiyon yapabilir. Bu arada son olarak söylemek istediğim 2 şey;

1. Bülent Hoca kontra atak çalıştır bu takıma! 2. Maç içinde uzak çizgideki yan hakemin hatrını sormayan bir ben kaldım heralde!

Birasına kupayı Man U kaptı

805843_biglandscape

Az önce biten maçta kırmızı şeytanlar sezonun ilk kupasını Tottenham’ı penaltılarla 4-1 yenerek müzesine götürdü. İlk 11’de Foster, Evans, Gibson, Welbeck gibi genç isimlere şans veren Sir Alex Ferguson, takımdaki genç futbolcularına ne kadar güvendiğini gösterdi. Bu maçı izleyen Süper lig teknik direktörlerimiz varsa umarım gereken dersi çıkarmışlardır. Özellikle Ben Foster maç içinde yaptığı kurtarışlar ve kurtardığı penaltı ile takımın 3. kalecisi olmasına rağmen ne kadar hazır olduğunu gösterdi. Bu arada geçen sezonun Carling şampiyonu Tottenham, maçı kazanmak için yakaladığı fırsatları değerlendiremedi ve bu sezonu, bu kaliteli kadroya rağmen kupasız kapamayı garantilediler.

Diyelim ki Sivas’ı geçtin…Sonra?

alex_vs_sivas

Sivas’ın ligin zirvesinde olmasına rağmen sınırlı yetenekleri olan futbolculardan kurulu olduğuna fazla karşı çıkan olacağını sanmam. Topa sahip olup bol miktarda pas yapamadıkları için de oynadıkları takımı baskı altına alamıyorlar. Süratli kontralarla ve bitip tükenmeden deneyerek gol buluyorlar.

Karşılarında ise futbolcularının yetenekleri maşallah mesir macunu gibi olan ama hocası anten ayarını bir türlü tutturamayan Fenerbahçe olacak. Fener evinde bu tip maçları sever. Bu tip derken, evinde kazanmasına betting şirketlerinin 2.00 civarı ve üstü verdikleri maçlardan bahsediyorum.

Kadıköy’de bu maçı ve büyük ihtimalle ikilinin haftaiçi oynayacakları kupa ilk maçını Fener alır. Alamasa bile yenilmez.

AMA; dönüp kulübeye baktıkları zaman ağlamak veya uyumak üzere olan hocalarını gördükçe baskı kurmakta zorlanan ve kendilerine zerre kadar güvenmeyen Fenerbahçe alsa noolur, almasa noolur?

Benim taraftar olarak motivasyonum sıfır. Futbolcuların nasıl motivasyonu olsun ki..?