Darısı başına ezeli rakibim

2898078889_22df155070_b

Dün Galatasaray Skibbe ile yollarını ayırıp Bülent Korkmaz ile anlaşınca Turkcell Süper ligdeki tek yabancı çalıştırıcı olarak Luis Aragones kaldı.

Son yılların en kötü performansını sergileyen iki ezeli rakipten biri sorumluyu buldu, tazminatı ödedi ve yeni bir başlangıç için kulübün içinden gelen bir isme takımı emanet etti. Bu kararın ne kadar doğru olduğu, geç mi kalındı yoksa sezonu tamamlamak mi gerekirdi? Tek suçlu teknik direktör mü? Bunların hepsi ayrı bir tartışma konusu ancak kendi sahanda lig sonuncusundan 5 yersen bunun sonunda birilerinin bedel ödemesi gerekir.

Aslına bakarsanız diğer ezeli rakip de sorumluyu biliyor. Ancak aradaki tek fark bir tane sıfırın fazladan olması. Ne mi o fazladan sıfır? Skibbe’nin tazminatı 1 milyon euro, Aragones’in tazminatı ise 10 milyon euro… Bu yüzden yolları ayırmak o kadar kolay değil. Ama bu işleri imzayı atmadan önce düşünmek gerekmez mi? Bu İspanyollar da eşşeklerini sağlam kazığa bağlıyorlar. Zamanında Del Bosque‘nin Beşiktaş’ın ümüğünü nasıl sıktığını hala unutmadık…

Basından takip ettiğimize göre sezon sonuna kadar Aragones’e tahamül edilecekmiş ve sezon sonu yollar ayrılacakmış. Benim anlamadığım sezon sonunda yollamak için de tazminat ödenmeyecek mi sonuçta? Şimdi yollayın, aynı Galatasaray’ın yaptığı gibi kulübün içinden gelen bir isimle anlaşın ve yeni bir hava yakalayın. Sonuçta bugünkü performanstan daha kötüsü olamaz. Avrupa yok, lig cok zor, tek hedef Fortissss…

21. haftaya kadar aynı kaderi paylaştığımız Fenerli arkadaşlarıma özellikle de Muzo B’ye, bu saatten sonra darısı başınıza diyorum. Umarım en kısa zamanda siz de sinir krizi gecirten ruhsuz futboldan kurtulursunuz…

Yine Abu Dhabi

kakadontbelongthumbnail

Bütün Ocak ayı boyunca Kaka‘nın astronomik bir ücretle Manchester City’e transfer olup olmayacağı konuşulmuştu. Sonunda Kaka paranın herşey olmadığını söyleyerek Milan’da kalmıştı. Milan yönetiminin ve taraftarlarının canını bir hayli sıkan Araplar, şimdi yine Milan’a bulaşmaya başlamışlar.

Bugün İtalya’da yayın yapan Corriera della Sera gazetesinin haberine göre Manchester City’in sahibi Sheikh Mansour Bin Zayed , Milan’ın %40’ını almak için 500 milyon euro önermiş. Ancak haberin yayınlanmasından hemen sonra Milan kulübü bu haberi yalanlamış.

Abu Dhabi ailesinden olan Sheikh Mansour Bin Zayed İtalyan medya şirketi Mediaset‘in ve dünyaca ünlü otomobil markası Ferrari‘nin %5’lerine sahip.

Oturun lan yerinize!

borolatter

Premier ligin dibine demir atan Middlesbrough‘un staddan sorumlu güvenlik şefi, kale arkasındaki taraftarlara maç sırasında bağırmamaları ve ayaga kalkmamaları yönünde bir mektup yazmış. Güvenlikten sorumlu arkadaşlar zor anlar yaşiyormuş. Sadece gol atınca bağırın ve ayağa kalkın diye de izin vermis mektubunun sonunda!

Futbol Zirvesi; Hakan Ünsal

464530e9aa43c04d8ba9c2b9r

Ntvspor’da yayınlanan Futbol Zirvesi programında şu anda Galatasaray’ın başına gelen Bülent Korkmaz değerlendiriliyor. Sergen Yalçın da, Hakan Ünsal da Bulent’in doğru seçim olduğu konusunda aynı fikirdeler. İkisi de Bülent’in işine kimsenin karışamayacağını ve Feldkamp‘ın işinin bittiğini söylediler. Hatta Hakan Ünsal bir inside information verdi. Bugün Bülent yöneticiler ile görüşürken Feldkamp da futbolcularla bir toplantı yapıyormuş ve bu toplantıda Skibbe’nin gitmesinin sorumlusunun kendilerinin olduğunu ve bu sezon ancak 2. olabileceklerini söylemiş. Bu arada Bülent toplantının yapıldığı odaya girmiş ve bir daha Feldkamp’ın futbolcular ile toplantı yapmayacağını söylemiş. Ardından futbolcularına;  ”biz Galatasarayız ve şampiyon olacağız” diye seslenmiş…

Hikaye ne kadar doğru, Hakan Ünsal bu bilgiyi kimden, nasıl almış bilmiyorum ama bir taraftar olarak cok hoşuma gitti.

Büyük kaptan geri döndü

2048613788_9d18da566f

Skibbe’nin yerine efsane kaptan Bülent Korkmaz getirildi. Bana göre ligin bitmesine 13 hafta kala verilebilecek en doğru karardı. Zamanında takımdan ayrılırken bazı tatsızlıklar yaşanmıştı umarım bunlar geride bırakılır. Kaptan’ın takıma yeni bir heyecan getireceğine ve futbolcularla iyi iletişim kuracağına inaniyorum. Perşembe günü Bordeaux maçı olması her ne kadar zor olsa da, taraftar ile bütünleşmek ve olumlu bir başlangıç yapmak için çok büyük bir fırsat.

Avrupa’daki Klinsmann, Van Basten, Zola, Blanc ve Guardiola örneklerinde olduğu gibi Bülent’e de güvenilmesi ve destek verilmesi gerektiğini inanıyorum. Bol şans Büyük Kaptan!

5’le geldi, 5’le gitti

31549

Saat 12.13 itibari ile Galatasaray Skibbe ile yollarını ayırdığını açıkladı. Şu anda da Skibbe’nin basın toplantısı sona erdi. Basın toplantısında Galatasaray’ın başında iyi bir deneyim kazandığını ve kulübün maddi açıdan yetersiz olduğu için sakatlıkları telafi edemediklerini söylemesi en takıldığım noktalardı. Galatasaray’ın yıllar sonra kurduğu en pahalı ve en kaliteli kadro yetmemiş Almanıma…

Hayat ne kadar enteresan değil mi? Geçen sezon Leverkusen’nin başında Galatasaray’a 5 atıp buraya geldin şimdi Galatasaray’ın başında 5 yedin ve geri dönüyorsun.

Yönetim dün geceden beri Hagi ile görüşüyormuş. Büyük olasılıkla da anlaşma sağlanacakmış. Ancak Hagi ve Feldkamp’ı ben aynı çatı altında düsünemiyorum. Bakalım önümüzdeki saatler neler gösterecek?

Allah sabır versin usta…

taxi

Dün akşam canım kardeşim İbo ile Ali Sami Yen‘e gitmek için taksiye bindik. Tam evden çıkmadan da Tv’de bizim kadroyu öğrenmişiz onun hakkında yorum yapıyoruz. Yok yine 3-5-2 oynuyoruz, olmaz böyle şey diye atıp tutuyoruz. O arada İbo ile taksici abi arasında sanki sabah günaydın der gibi şöyle ilginç bir diyalog gecti;

İ: Usta sen hangi takımlısın? T: Beşiktaş… İ: Allah sana da sabır versin usta T: Eyvallah kardeş…

Dünkü maç sonrası Galatasaray ligin dibindeki Kocaelispor’dan 5 yedi ve haftayı Beşiktaş’ın 2 puan gerisinde 5. sırada kapadı. Allah bize sabırdan da ötesini versin İbocum…

Türk futbolunda yorumcu krizi

trashtalk

Footballove’in ilk konuk yazısı, güzel insan Elit Milli‘den… Genelde siyasetten teknolojiye, spordan müziğe beraber ağız ishali oluruz karşılıklı. Maç sonrası telefonda bu konuyu tartışırken ‘E, buyur yaz’ dedim. Üşenmedi yazdı:

Bu geceki GS maçının ardından eğer Maraton’dan yorumları izleme gafletinde bulunduysanız, Bülent Tulun sinirlerinizi epey yıpratmıştır diye düşünüyorum. Lig TV’nin futbolcudan ve yöneticiden yorumcu çıkarmaya çalışmasının nedeni ne bilemiyorum, ama tam bir istatistik yorumcusu olan ve maçı izlemiş insanlara sıfır fayda sunan Tulun’un eline böyle bir anda mikrofon geçince eleştirinin dozu da tabi ki kaçtı. Bir yorumcudan ziyade “hitman”i andıran üslubuyla Skibbe’yi kaale almayan, aşağılayan, “apranti” gibi yakıştırmalar yapan, “bence” diye bir kelimeyi hiç duymamış bu zatın, bir dönem Galatasaray’da yönetici olduğunu düşününce tüylerim ürperdi.

Bu takımın asıl sahibi “taraftar”dır, taraftar hancı, Skibbe “yolcu” gibi popülist tribün ağzıyla konuşmaları tam da spor medyasında görmek istemediğimizi söylediğimiz fevri tavır değil mi?. Futbolda kalitenin yükselmesi için her sene başında temiz futbol, fair play hikayeleri anlatıp, düşeni yerde tekmelemek için sıraya giren bu fırsatçı yorumcu tayfasının medya içindeki hükümdarlığının artık bitmesi gerekiyor. Senelerdir uyduruk köşe yazılarıyla bedava maç bileti alıp, malumu ilam eden yüzlerce “köşe yazarı” acaba bir gün Guardian vs. alıp maç analizi nasıl yazılıyor bakmışlar mıdır?

Bugün internetteki bloglar ve belli başlı birkaç TV yorumcusu sayesinde takke düştü ve kel göründü. Bu yorumcuların, spikerlerin, röportajcıların, tam da eleştirdikleri futbol, futbolcu ve yönetici kalitesi gibi yüzeysel ve kof olduğu artık ortada. Skibbe’yi, futbolcuları ve hatası olan herkesi ağır şekilde eleştirmek doğal, ancak bunu yaparken belirli bir saygı çerçevesi muhakkak varolmalı.

Medyada işini iyi yapan birçok yeni nesil, araştırmacı ve yorumcu söz hakkı bulamazken sırf isim sahibi diye ekranlarda cirit atan Tulun gibi yorumcular, hiçbir sorumluluk ve hesap verme işlemine tabi olmadıklarından rahat rahat taraftarı kışkırtıcı yorumlar yapabiliyorlar. Bu yorumcuları ekrandan uzaklaştırmadan, aklıselim bir futbol ortamının yaratılması için kimse boşu boşuna heveslenmesin.