Sol beklerin en güzeli

3327312286_51b58c05c2

John Arne Riise benim için dünyanın en iyi 2-3 sol bekinden biridir. Liverpool zamanında bu adamın Roma’ya gitmesine neden izin verdi hiç anlamadım. Biliyorum kariyerinde yenilik istediği için kendi gitmek istedi ama yine de ne yapıp ne edip tutmaları gerekirdi.

O gittikten sonra yerini Fabio Aurelio ve Dossena‘yla doldurmaya çalıştılar ama ikisi de bir Riise olamadı. Defansif özelliklerinin yanı sıra sol ayakla vurduğu füze gibi toplar da bonusuydu Norveçli’nin.

Şimdilerde konuşunlar ise Riise’nin sözleşmesi yenilenmeyen Sylvinho‘nun yerine Barcelona’ya transfer olacağı. Barcelona’nın sol bek için kadrosunda sadece Abidal‘in olduğunu düşünürsek o bölgeye bir takviye yapacakları kesin. Riise’de bence Barcelona sol bekine “cuk!” oturur, hatta Abidal’i bile keser.

Takımdaki dengeler

3529622257_3a789689fb

Dün Nobre’nin yenilenen sözleşmesiyle ilgili bir yazı yazmıştım. Nobre’ye 3 sene için ödenecek olan yaklaşık 15 milyon liranın fazla olduğunu düşündüğümü söylemiş daha sonra konuyu Juan Figer‘e bağlayıp, adamın Türkiye’deki Brezilyalılar sayesinde köşeyi nasıl döndüğünü söylemiştim.

Bugün Sabah gazetesinde okuduğum haberse Delgado‘dan sonra Nobre‘nin de yenilenen sözleşmesi yüzünden Beşiktaş’ın başının çok ağrıyacağını gösteriyor. Sabah’ın haberine göre Tello tatile çıkmadan şöyle demiş;

Bu sezon ortaya koyduğum performans belli. Takımdaki dengelerin bu kadar çok değişmesi hoş değil. Devre arasında söz vermiştiniz. Ama sonra sezon sonuna tarih verildi. Döndüğümde zam almak ve şartlarımın daha iyileştirilmesini bekliyorum”

Tello Beşiktaş’tan yıllık 900bin dolar alıyor ve bence Beşiktaş’ın en iyi ilk 3 futbolcusundan biri. Hatta sorsalar Beşiktaş’tan Galatasaray’a kimi almak istersin diye ilk söyleyeceğim isim hiç düşünmeden Tello olur. Kaptan Delgado benim için Beşiktaş’taki ilk 3’e girmez. Sezon ortasında onun da sözleşmesi yenilendi ve yıllık 2.1 milyon euro alıyor. Delgado’nun geldiğinden beri yapmadıkları ortadayken sezon ortası bonservisini Ülker grubundan alınıp sözleşmesinin iyileştirilmesi gerçekten enteresan bir karardı.

Dengelerin değişmesine ilk baş kaldıran Tello olmuş ama son olmaz. Arkası gelir bu sıkıntının.

Hargreaves’in dizleri

3235109306_23a95c3237

İki dizinden birden geçirdiği operasyonlar nedeniyle bütün sezon formasından uzak kalan Manchester Unitedlı Owen Hargreaves’in sahalara geri dönüşü yine ertelenmiş. Temmuz’da takımla birlikte antremanlara başlaması beklenen Hargreaves’in ancak Ocak ayından itibaren formasına kavuşabileceği açıklanmış.

Manchester United bu yıl harika bir sezon geçirdi, Hargreaves’in yokluğunu pek hissetmedi ama Hargreaves sahada olsaydı takıma kesin artı bir katkısı olurdu. Bence Hargreaves muhteşem bir futbolcu. Bitmek bilmeyen bir enerji, nereye koysan oynar, ayağı düzgündür, mücadeleyi hiç bırakmaz. Hani derler ya “komple futbolcu”.

Hargreaves sağlıklıyken kendisinden hiç vazgeçmeyen Sir, önümüzdeki sezonun ilk 11’inde de Hargreaves’e yer vermeyi kesin planlamıştır. Ancak gelen bu tatsız haberle Sir Alex Ferguson’un planlarını yeniden gözden geçirmesi gerekecek. Scholes‘un da takımdan ayrılacağını düşünürsek ortanın ortasına yeni bir transfer gelebilir bu yaz ama Hargreaves gibi nereye koysan oynar mı onu bilemem.

Bu arada Hargreaves sakat olduğu dönemde bakın nasıl vakit geçiriyormuş…

Favori Bernd Schuster

3266570356_a63cae00631

Sabah Galatasaray’ın Juande Ramos’a teklif yaptığı ve beklemeye geçtiği hakkında konuşmuştuk. İleryen saatlerde de Bülent Korkmaz’ın istifasının kabul edildiği haberleri geldi. Yiğit Şardan’ın dünkü basın toplantısında Bülent’i ciddi şekilde düşünüyoruz demesinin üstünden daha 24 saat geçmeden Galatasaray’dan gönderilmesinin altında yurtdışında bulunan Adnan Polat’ın yeni hoca konusunda sona yaklaşmış olabileceği bağlantısını da alttaki postta belirtmiştim.

Galatasaray’ın bugüne kadar görüştüğü hocaların hepsinin aşağı yukarı istediği rakam 3-3.5 milyon euro. Yardımcılarla beraber bu rakam 4 milyonu buluyor. Şu an karar aşamasında olan Adnan Polat’ın kafasındaki favori isim Bernd Schuster. Adnan Polat’ın disiplinli hocaları sevdiğini biliyoruz. Alman Schuster’in de Getafe’de ve Real Madrid’de disiplini nasıl sağladığını hatırlıyoruz.

Adnan Polat yarın sabah saatlerinde Madrid’de Schuster’le son bir görüşme yapacak. Görüşmenin ardından Galatasaray’ın yeni teknik direktörü açıklanabilir. Yarın enteresan gelişmeler bizi bekliyor.

Her zaman büyüksün Bülent Korkmaz

bk

4 Mayıs tarihinde bir yazı yazmış ve Büyük Kaptan’ın Galatasaray teknik direktörlüğüne getirildiğinde her Galatasaraylı gibi beni de nasıl heyecanlandırdığından ve daha sonra nasıl hayal kırıklığına uğrattığından bahsetmiştim. Galatasaray teknik direktörü olmadan önce takımla ilgili yaptığı açıklamalar teknik direktörlük döneminde yaşanabilecek problemlerin habercisiydi ancak sevincimiz ve inancımız yüzünden hiç birimiz bunları görmek istemedik.

“4 Mayıs” başlıklı yazımda Bülent’in gerçek bir Galatasaraylı olarak ne yapması gerektiği hakkında fikirlerimi de söylemiştim. Yazının Bülent’le ilgili kısmı şöyleydi.

Büyük kaptan ben de dahil olmak üzere bir çok Galatasaraylı’yı hayal kırıklığına uğratmıştır. Kendisini hala Kayseri Erciyes teknik direktörü sanarcasına 1-0 olsun benim olsun mantığıyla oynattığı negatif futbolla sadece bir kaç hafta içerisinde Galatasaray için daha yetersiz olduğunu gözler önüne sermiştir. Benim düşüncem Bülent Korkmaz bugün çıkmalı ve gerçek bir Galatasaraylı olduğunu kanıtlayarak aynen şunları söylemelidir. “Ligin bitimine kadar 4 maç daha takımın başındayım ancak sezon sonunda ayrılıyorum. Çok sevdiğim Galatasaray için daha yetersizim, umarım önümüzdeki dönemlerde daha fazla tecrübe edinip bu göreve tekrar gelme şansı yakalarım…”

Kaptan Sivas maçından sonra yaptığı açıklamada; “Ben zaten istifa mektubumu haftalar öncesinde verdim, karar yönetimindir” diyerek gerçek bir Galatasaraylı olduğunu bir kez daha göstermiştir. Yönetim de bugün yapılan toplantı sonrasında Bülent’in istifasının kabul edildiğini açıkladı. Bu karar kimse için sürpriz olmadı tabii ki. Ancak işin enteresan kısmı böylesine önemli bir karar alınan toplantıda yurtdışında bizzat görüşmelerde bulunan başkan Adnan Polat’ın olmayışıydı. Heralde yurtdışında hoca konusunda sonuçlanan gelişmeler var yoksa Adnan Polat Bülent konusunda kendisinin olmadığı bir toplantı sonrası açıklama yaptırmazdı. Bülent’e önümüzdeki sezon şans verme konusunu ciddi anlamda düşünüyordu başkan.

Büyük Kaptan 3 ay içinde Galatasaray’ın başında 15 maça çıktı. 7 galibiyet, 4 mağlubiyet ve 4 beraberlik aldı. Bu maçlarda toplam 19 gol atıldı, 17 gol yendi. Bu saatten Bülent başarılıdır, başarısızdırı tartışmanın anlamı yok ama takımı kendi kurmadı ve sezon öncesi kendi çalıştırmadı düşüncelerine de katılmıyorum. Sezon ortasında göreve gelen bir teknik adam takıma ayrı bir motivasyon katar ve sahaya kazanma arzusu yansıtır. Kaptan geldikten sonra sahada kazanma arzusu olan bir Galatasaray’ı kaç kere gördük?

Sonuç olarak Bülent Korkmaz “her iyi futbolcudan iyi teknik direktör olmaz” fikrinin ne kadar doğru olduğunun en iyi örneklerindendir bana göre. Bugüne kadar çalıştırdığı bütün takımlarda oynattığı futbolla tat vermemiş ve başarısız olmuştur. Ancak teknik direktörlük kariyeri yerlerde olsa da hiç bir zaman değişmeyecek bir gerçek vardır; Bülent Korkmaz her zaman Galatasaray’ın Büyük Kaptan’ı olarak kalacaktır.

3 ay 10 gün önce zor günler geçiren Galatasaray için elini taşın altına koyan Kaptan’a binlerce teşekkür ve bundan sonraki kariyerinde başarılar…

Nobre bu kadar eder mi ya?

3176933896_d90a9409e2

Beşiktaş Nobre’yle olan sözleşmesini 3 yıl daha uzatmış ve İMKB’ye bildirmiş. Nobre, ilk yılında 5 milyon 160 bin TL, ikinci ve üçüncü sezonunda da yıllık 4 milyon 622 bin TL olmak üzere toplam 14 milyon 404 bin TL alacakmış.

İMKB’ye gönderilen yazıda, “Nobre’ye 2009-10 sezonu için bir defaya mahsus olarak 1 milyon Euro ve 10 eşit taksitte ödenmek üzere 1.4 milyon Euro; 2010-11 sezonu için bir defaya mahsus olarak 750 bin ve 10 eşit taksitte ödenmek üzere 1.4 milyon Euro; 2011-12 sezonunda bir defaya mahsus olarak 750 bin ve 10 eşit taksitte ödenmek üzere 1.4 milyon Euro ödenecektir” denilmiş.

Nobre’yi beğenirim hatta Türk Milli takımında oynamasına bile varım ama 3 sene için yaklaşık 15 milyon TL(9 milyon 500 bin dolar) eder mi bilemedim. Bana biraz fazla geldi açıkçası. Figer yine iyi sömürmüş sanki. Adam Türkiye’deki Brezilyalılar sayesinde servetini kaça katladı kim bilir…