Salvio geliyor kim gidiyor?

Atletico Madrid uzun zamandır peşinde olduğu Lanus’un 20 yaşındaki forveti Eduardo Salvio’nun işini 8 milyon euroya bitirdi. Kendisini çok fazla izlemediği belirterek Agüero tipinde, 2. forvet rolünde etkili ve gelecek vaad eden bir futbolcu olduğunu söyleyebilirim. 2 defa da Arjantin Milli takım forması giydiğini de ekleyeyim.

Bu transferle beraber Liverpool ile flört eden Maxi Rodriguez‘in veya Chelsea ile adı sık sık yan yana yazılan Agüero’nun kulüpten ayrılması muhtemel. Bizim tercihimiz tabii ki Agüero’nun Londra’ya gitmesi olur. Şubat ayında Servet-Zan ikilisinin Forlan-Agüero ikilisinin karşısında bellerinin kırılma oranını yarı yarıya indirmek adına çok kritik. Atletico’nun bu ara gidişi de çok dengesiz. Aynı hafta içinde bi’ 3 yiyiyorlar, bi’ 4 atıyorlar… Bizim maça kadar daha çok sular akar ama bakalım bize ne tarafları denk gelecek? Tabii o dönemde biz ne durumda olacağız o da ayrı bir konu.

Bu arada La Liga’dan bir transfer daha. Şili’li forvet Humberto Suazo sezon sonu satın alma opsiyonuyla Real Zaragoza’ya kiralık gitti. Bizim basın büyüklere yazacak yeni malzeme bulsunlar. Kaç defa kimle yazdılar saymaya kalksan ömür yetmez…

Tevez’in yara izleri

Dün akşam Tevez’in Blackburn’e karşı hat-trick yaptığı maçı izlerken bir arkadaşım arayıp Tevez’in boynundaki yara izlerinin hikayesini sordu. Ona olayı anlatırken bilmeyen başkaları da olabilir diye düşünüp paylaşmak istedim.

Tevez henüz 10 aylıkken üzerine kaynar su dökülüyor. Suratının bir kısmında, boynunda ve göğsünde 3. derece yanıklar oluşan Tevez, 2 ay boyunca hastanede tedavi görüyor. 2 ay sonra özellikle boynundaki yara izleriyle hastaneden ayrılan Tevez, ilerleyen yaşlarda estetik müdahale ile yaraları kapatma operasyonuna karşı çıkıyor. Boca’da oynarken takım doktorlarının önerisini bir kez daha reddeden Tevez, “yara izlerim geçmişimin bir parçası ve hep öyle kalacak” diyerek son noktayı koyuyor…

Hafta İçi Tv’de Futbol

12 Ocak Salı

17.30 Manisaspor – İstanbul Belediye (TRT 1) 18.00 Mısır – Nijerya (EUROSPORT) 20.30 Beşiktaş – Kasımpaşa (TRT 1) 20.30 Mozambik – Benin (EUROSPORT)

13 Ocak Çarşamba

17.30 Bursaspor – Tarsus İdman Yurdu (TRT 1) 18.00 Kamerun – Gabon (EUROSPORT) 20.30 Fenerbahçe – Tokatspor (TRT 1) 20.30 Zambia – Tunus (EUROSPORT) 21.45 Liverpool – Reading (NTVSPOR)

14 Ocak Perşembe

18.00 Mali – Cezayir (EUROSPORT) 20.30 Angola – Malawi (EUROSPORT) 20.30 Ankaragücü – Trabzonspor (TRT 1) 22.00 Lazio – Palermo (NTVSPOR) 22.00 Blackburn – Aston Villa (KANAL A)

Douglas Costa resmen Shakhtar’da

Geçen hafta basında ve bazı bloglarda Douglas Costa’nın Shakhtar’a transfer olduğu yönünden haberler okumuştum ancak Shakhtar resmi internet sitesinde herhangi bir açıklama yoktu. Dün akşam saatlerinde beklenen resmi açıklama geldi. Gremio’nun genç yeteneği 6 milyon euro bonservis bedeliyle 5 senelik sözleşme imzalayarak Ukrayna’nın yolunu tuttu.

Daha önce Douglas Costa hakkında 2 yazı yazmıştım. Buradan ve buradan ulaşabilirsiniz. Avrupa’nın devlerine gider diye beklerken Lucescu kaptı genci. Daha önce konuşulan bonservis bedellerinin yanında 6 milyon euro şaka gibi. Buradan Avrupa’ya büyük pazarlayacaklar Douglas Costa’yı.

Yaklaşık 20 gün önce de Alex Teixeira‘yı transfer etmişti Shakhtar. Takımda zaten Jadson,  Fernandinho,  Ilsinho,  Willian ve  Luiz Adriano gibi Brezilya’lılar da var. Ukrayna’da resmen Brezilya Milli takımı kuruyorlar, doğru adımlar atıyorlar…

Rahatladın mı?

2 hafta önce Liverpool karlı Aston Villa deplasmanındayken Voronin hanımıyla beraber Miami’de aynen böyle takılıyordu. O zamandan belliydi Voronin’in Ocak ayında takımdan ayrılacağı. Yoksa takımın maçı varken nasıl Miami’de olabilirsin?

Herneyse Voronin’in Dinamo Moskova’ya resmen transferi açıklanmış. “Liverpool’daki kötü günlerim bittiği için çok rahatladım” demiş. Bak sen halbuki kötü günlerinde de baya rahat gözüküyorsun be Andriy…

Barcelona’yı yakaladın mı çakacaksın

Bi’ kere şunu söyleyeyim; bütün gün aklımda Juve-Milan İtalya derbisini izlemek vardı ama 30 saniyede bir çalan hakem düdüğü, uzun uzun yerde yatan futbolcular ve klasik kilit Serie A maçı beni o kadar daralttı ki ancak 15 dakika dayanabildim ve Tenerife-Barcelona maçının santrasıyla İspanya’ya geçiş yaptım.

Tenerife maça müthiş istekli başladı. Önde yapılan baskı, Puyol-Marquez ikilisinin arasına atılan toplar derken 30 dakikada 4-0 olabilirdi maç. Direklerden döndü, bir türlü Barcelona kalesine yakıştıramadığım Valdes büyük toplar çıkardı. Çok uzun zamandır Barca’yı bu kadar aciz duruma düşüren bir takım görmemiştim.

Ama işte Barcelona olmak, büyük takım olmak, yıldızlara sahip olmak farklı birşey. Tenerife’nin harcadığı pozisyonların ardından silkelenen Barcelona, ilk yarıyı 10 dakika içinde bulduğu gollerle 0-3 önde kapadı. Messi’nin golü ardından Puyol’un kafası ve Iniesta’nın muhteşem ara pasıyla başlayan yine Messi’nin golü…

İkinci yarı ise al gülüm ver gülüm, “insan mısın Messi?” dedirten 4. gol ve Pedro’nun antreman tadındaki 5. golü. Tenerife bu akşam bu farklı yenilgiyi haketmedi. Barcelona savunması ciddi s.o.s verdi. 2010 yılında alınan ilk galibiyet 5-0 olmasına rağmen yapılacak ilk antremanda Guardiola’nın ciddi uyarıları olacaktır.

Bu arada izlemeyi bıraktığım İtalya derbisinde de Milan Juve’yi 3’lemiş. Bir tek ilk golü yakaladım. Felipe Melo hakikaten büyük bidonmuş! Ronaldinho ise 2 golle yıldızlaşmış. Muhtemelen Torino şu an yıkılıyordur, taraftar çakma Guardiola Ferrara’nın kellesini istiyordur…

Togo Angola’dan ayrıldı…

Devam edecekler, etmeyecekler derken Togo Milli Takımı başbakan Gilbert Houngbo‘nun talimatıyla Angola’dan ayrıldı. O şoktan sonra top oynamaları mümkün değildi zaten. Kafileden 3 kişi ölmüş, takım arkadaşın yoğun bakımda ister istemez “ulan tribünden kafamıza sıkarlar mı?” diye düşünür insan…

Fotoğrafta görmüş olduğunuz Togo Milli Takımını havaalanına taşıyan otobüs. Yanında tüfekli polisler filan… Futbol oynamaya gelmişlerdi bu adamlar be…