Vincenzo Montella da bırakmış

Futbolu bırakan bırakana… Romalı forvet Montella 35 yaşında futbolu bırakma kararı almış.

En başarılı dönemini 2001 yılında Roma Serie A şampiyonu olurken yaşayan Montella, o sezon Batistuta‘nın arkasında beklemesine rağmen takımı adına çok kritik goller atmıştı. Bir sonraki sezon Roma derbisinde Lazio’yu 5-1 yendikleri maçta 4 gol atan Montella, taraftarın sevgilisi haline gelmişti.

2003 yılından sonra kariyerinde büyük düşüş yaşamaya başlayan Montella, önce eşinden boşandı ardından da omuzundan yaşadığı sakatlık nedeniyle istenilen performansı gösteremedi. 2007 ve 2008 sezonlarında Spalletti‘nin ilk 11 planlarında yer almayan golcü futbolcu, sırasıyla Fulham ve Sampdoria’ya kiralandı.

8 sene içinde 215 kere formasını giydiği Roma’da 94 gol atan Montella, kulüp tarihinin en golcü 5. futbolcusu oldu.

Biraz bencil olsa da severdim Montella’yı, güzel sol ayak vardı. Kısa mesafede uzayıp iyi bitirirdi pozisyonları. Golleri attıktan sonra kollarını açarak hep aynı gol sevincini yapardı…

10 numara işler Delgado

Bundan yaklaşık 6-7 ay önce Beşiktaş’ın Ülker’den Delgado’nun bonservisini aldığı hakkında birkaç cümle yazmıştım. Beşiktaş o gün Delgado için tam 7.750.000 dolar ödemişti. Sezon ortasında yapılan bu işleme oldukça şaşırmıştım. Hatta o dönemde Medyaspor bu işlem için ortaya ilginç bir iddia atmıştı.

Bugüne geldiğimizde yıllık 2 milyon euro garanti para alan Beşiktaş kaptanı Delgado’nun geçen seneden beri süregelen sakatlığı nedeniyle 7 temmuz salı günü ameliyat olacağı ve yaklaşık 4 ay sahalardan uzak kalacağı açıklandı.

Ülker firmasının 2006 yılında bonservisini 4.875.000 euroya (o dönemin kuruyla 6 milyon 125 bin dolar) alarak Beşiktaş’ta oynattığı Delgado’nun bonservisini, siyah-beyazlı takım 19 Ocak 2009’da  7.750.000 dolara almıştı. Delgado ile de yıllığı 2.1 milyon Euro’dan iki yıllık 4 milyon 200 bin Euro’ya (yaklaşık 6 milyon dolar) anlaşma sağlamıştı. Böylece Arjantinli futbolcunun Beşiktaş’a toplam maliyeti 13 milyon 750 bin doları yani yaklaşık 21 milyon TL’yi bulmuştu.

Ben bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyorum. Delgado’nun sakatlığı yüzünden geçen sene bir maç oynayıp bir maç oynamadığını, oynadığı maçlarda da beklenen performansı sağlayamadığını herkes biliyor. Önümüzdeki hafta olacağı ameliyat sonrası 3-4 ay sahalardan uzak kalacağı söyleniyor, bu da demek oluyor ki ligin 2. yarısına kadar Beşiktaş kadrosunda Delgado’yu düşünmeyin. Neden sakatlığı zaten bilinen bir futbolcu mayıs ayında sezon biter bitmez ameliyat edilmez ve yeni sezona en erken şekilde yetiştirilmeye çalışılmaz ya da zaten sezon başından beri sakat olduğu bilinen bu futbolcu için neden ocak ayında 7.750.000 dolar ödenir?

Bu yapılan “10” numara işler sonrası 6 ay takıma katkısı olmayacak bir adama garanti alacağını öde, yabancı kontenjanında yer olmaması nedeniyle anlaştığın Ferrari‘ye imza attırama ve performansı her ne kadar beklenin üzerinde olsa da tek alternatif 34’lük Yusuf‘a kal…

Barcelona’nın yeni transferi Bono!

Muzo B daha önce U2’nun Avrupa turnesine çıkacağından ve konserlerin birbirinden muhteşem stadlarda yapılacağından bahsetmişti.

Turnenin ilk konseri 30 Haziran gecesi Camp Nou‘da yapıldı. 90.000 kişinin karşısında sahneye çıkan grup konsere Barcelona marşının rock’n roll versiyonuyla başlamış. Barcelonalı futbolcuların ve teknik ekibinde yer aldığı konser resimlerden de görüldüğü üzere oldukça çılgın geçmiş.

Bu arada konser sonrası Barcelona başkanı Laporta, U2’nun vokalisti Bono‘yu takıma kazandırmak için elimizden geleni yapacağız demiş. İşin şakası bir yana Barcelona ve U2 ortaklık kurarak Unicef yararına ihtiyaç duyulan yerlere okullar yaptıracaklarını açıklamışlar.

Abdul Kader Keita Galatasaray’da!

Galatasaray’ın kaç gündür Lyon’dan Govou’yla ilgilendiği söyleniyordu. Footballove’da yorumlarda fikir alış verişi yaptığımız arkadaşlara Galatasaray’ın Govou’yla değil Keita’yla ilgilendiğini duyduğumu söylemiştim. Bu sabah itibariyle de resmi siteden açıklanmış.

Böylesine hızlı, hem kanatta hem de forvette oynayabilen bir adama çok ihtiyacımız vardı. 4-3-3’ün her iki kanadında da hem Arda hem de Kewell’la rotasyona girecek olması kadro zenginliği açısından da nefis oldu.  Güzel bir tranfer, Galatasaray’a hayırlı olsun.

Bu arada Lyon’un 2 sene önce Lille’den 16 milyon euroya aldığı Keita’ya ne kadar ödedik büyük merak içindeyim.

Daha geniş bir değerlendirme akşamüstü geliyor… Şimdilik buyrun videosunu.

Vassell resmen Ankaragücü’nde

Bu sezon 100. yılını kutlayacak olan Ankaragücü, bir süredir görüştüğü ve Türkiye’ye getirdiği İngiliz golcü Darius Vassell ile her konuda anlaştı ve 1 yılı opsiyonlu 3 yıllık sözleşme imzaladı.

3 büyüklerden birine gelse mırın kırın ederiz ama Ankaragücü için hiç de fena bir transfer değil bence. Ne dersiniz iş yapar mı Ankaragücü’nde?

1998-2005 Aston Villa 162 maç 35 gol 2005-2009 Manchester City 103 maç 17 gol

Bir koltukta 3 karpuz

“Hacettepe de Gençlerbirliği’nin bünyesinden yetişmiş, bir nevi bizim torunumuz gibi olan bir kulüp. Bu itibarla biz transferde her ne kadar Gençlerbirliği ile uğraşmış olsak da bizim transferden sorumlu Cem Onuk bey, aynı zamanda Hacettepe’nin de transferinde etkili oldu. Hani derler ya bir koltuğun altına 2 karpuz sığmaz diye. Biz de maalesef bu 2-3 yıl içerisinde gerek Gençlerbirliği’nin durumu, gerekse kardeş takım olan, bir nevi sorumluluğunu hissettiğim bir kulübün yükünün de arkadaşımızın üzerine binmesiyle, hatta birde Kastamonuspor’a el attık. Kastamonuspor’u da nazari itibara alırsak, bir koltuğun altına 3 tane karpuzu sığdırmaya kalktık. Bu yükün altından da nitekim kalkamadık”

İlhan Cavcav

Ulan Kastamonu’ya ne ara el attınız!?

Leo Franco bu akşam kampa katılıyor

Galatasaray ile 2 ay önce anlaşan ancak Atletico Madrid’le olan sözleşmesi 30 Haziran’a kadar devam ettiği için resmen bugün Galatasaraylı olan Leo Franco, akşam saatlerinde Hollanda kampına katılıyor.

Leo Franco’nun ismini ilk duyduğumda aklıma her Galatasaraylı gibi 2000 yılındaki Mallorca deplasmanı geldi. Galatasaray’dan 3’ü aşırtma olmak üzere toplam 4 gol yiyen kaleciyle baya dalga geçilmişti. O dönemde adının ne olduğu bizim pek umrumuzda değildi ancak 9 sene sonra bugüne geldiğimizde o kaleci yani Leo Franco Galatasaray’ın kalesine geçiyor. Aslına bakarsanız bir futbolcunun iyi veya kötü olduğu tek maçla değerlendirmek oldukça yanlış, ben de kötü kaleci demiyorum ama o gün dalga geçtiğimiz adam bugün kalemize geçiyor, komik işte…

Futbola İndependiente kulübünde başlayan Leo Franco, 1997 yılında İspanya’nın yolunu tuttu. Sırasıyla Merida, Real Mallorca ve Atletico Madrid formalarını giyen Arjantinli kaleci, 301 maçta forma giyerek La Liga’da en çok maça çıkan yabancı kaleci ünvanını kazandı.

2006 yılında Arjantin Milli takımıyla Dünya kupası kadrosunda yer alan Leo Franco, Abbondanzieri‘nin sakatlanmasıyla çeyrek finalde Almanya’ya karşı kaleyi korudu. Penaltılara giden maçta Leo Franco bir tane bile penaltı kurtaramadı ve Arjantin elendi. Ancak bu penaltı kurtarma konusunda zayıf olduğu anlamına gelmesin çünkü aynı sezon içinde hem Sevilla hem de Valencia maçlarında 2’şer penaltı kurtardı Leo Franco.

32 yaşındaki Leo Franco’nun Galatasaray kalesinde olması Orkun veya Aykut‘un olmasından çok daha güvenli geliyor bana. Zaten Leo Franco’nun gelişinden sonra Aykut’un kesin olarak ayrılmak isteyeceğini düşünüyorum. Umarım Leo Franco geçen sezonki De Santchis gibi kritik hatalar yapmaz. İtalya Milli takım kalecisi geliyor ne güzel dedik ama adam çok önemli performanslarının yanında hiç beklenmedik anlarda saç baş yoldurttu.

Bir soru da yönetime, neden daha 25 yaşında olan, geleceği çok parlak olan ve üstüne üstelik bonservisi elinde olan Kameni‘yi almak için çaba gösterilmez?