Mancini’den pizza ve şarap tavsiyesi

Arap City’nin başına geldiği günden beri başarılı sonuçlara imza atan Roberto Mancini, futbolcularının beslenmesini de daha keyifli bir hale getirmiş. Bütün takımlarda olduğu gibi diyetisyenler gözetiminde dengeli beslenen City’li futbolculara maçlardan önce karbonhidrat takviyesi olarak pizza yediren yanında da bir kadeh şarabın zararı olmayacağını söyleyen Mancini, İtalyan yaşam stilini Manchester’a taşımış.

Sporcuların maçlardan ya da antremanlardan önce makarna gibi kaliteli karbonhidratlar tükettiğini biliyordum ancak şarap hakikaten enteresan geldi.

Daha önce de bir diğer İtalyan Capello, İngiltere Milli takım oyuncularına patatesin yanına ketçap sıkmaktansa akdeniz salatasına zeytinyağı dökün tavsiyesinde bulunmuştu.

Ben Capello’dansa Mancini’nin tavsiyesine uymayı tercih ediyorum. İnce çıtır pizzanın yanında bir kadeh Chianti akar gider ama bizimki bir kadehle kalır mı? Zor…

Bu ilişki 2 aydır sürüyormuş

Bir alttaki postta Sol Campbell’ın Arsenal’e geri döndüğünden bahsetmiştim. Dün akşam rezerv takımla West Ham’e karşı 45 dakika oynayan 35’lik stoper, 2 aydır da Arsenal’le birlikte antremanlara çıkıyormuş haberimiz yok. Resmen gizli ilişki söz konusu. Wenger çoluk çocuktan sıkılmış olsa gerek daha olgun, kafalarımız denk, yaşıma yakın biri lazım bu takıma demiş.

Sol Campbell’ın Pazar günü Bolton maçı için kadroya alınması büyük ihtimal. Kaç aydır doğru düzgün top oynamıyor, bu yaştan sonra Premier League seviyesinde ne verir bilemiyorum. Tecrübesiyle gençlere ön ayak olur lafı da bi’ garip geliyor bana. Ne diyecek? “Biz de sizin gibiydik, oynardık oynardık ama ucuna kadar gelip kupayı bir türlü kaldıramazdık…” ??

Madrid’den iki haber

Atletico Madrid Juventus’un Portekiz’li orta saha oyuncusu Tiago’yu 6 aylığına kiraladı. Sabah da Salvio transferinden bahsetmiştik. Önümüzdeki günlerde Atletico’daki transfer hareketliliği devam eder. Bu sefer de gidenler belli olur.

Bir haber de şehrin diğer takımından. Real’in bu sezonki en formda ismi Higuain‘in 3 hafta sahalardan uzak kalacağı açıklandı. Bu kadar formdayken, Raul ve Benzema’yı kulübeye mahkum etmişken çok büyük şanssızlık. Benzema eğer burada kalıcı olmak istiyorsa bu fırsatı iyi değerlendirmeli.

Tevez’in yara izleri

Dün akşam Tevez’in Blackburn’e karşı hat-trick yaptığı maçı izlerken bir arkadaşım arayıp Tevez’in boynundaki yara izlerinin hikayesini sordu. Ona olayı anlatırken bilmeyen başkaları da olabilir diye düşünüp paylaşmak istedim.

Tevez henüz 10 aylıkken üzerine kaynar su dökülüyor. Suratının bir kısmında, boynunda ve göğsünde 3. derece yanıklar oluşan Tevez, 2 ay boyunca hastanede tedavi görüyor. 2 ay sonra özellikle boynundaki yara izleriyle hastaneden ayrılan Tevez, ilerleyen yaşlarda estetik müdahale ile yaraları kapatma operasyonuna karşı çıkıyor. Boca’da oynarken takım doktorlarının önerisini bir kez daha reddeden Tevez, “yara izlerim geçmişimin bir parçası ve hep öyle kalacak” diyerek son noktayı koyuyor…

Marta’nın kramponları

Futbolcu isimlerinin kramponların üzerinde yazması, bir futbolcu için özel krampon üretilmesi gayet alışıldık bir durumdur. Ancak enteresandır bugüne kadar hiç bir büyük spor markası herhangi bir bayan futbolcuya üzerinde isminin yazdığı özel krampon üretmemiş.

Puma bayan futboluna yapılan bu ayıba son vererek 4 senedir FIFA yılın bayan futbolcusu seçilen Brezilya’lı Marta Vieira da Silva‘ya özel kramponlar ürettiğini açıkladı. Los Angeles’ın futbolcusu olup Santos’da oynayan yani Amerika kıtasında yaşayan Marta’ya Alman Puma’dan önce Nike’ın çoktan krampon üretmiş olmasını beklerdim.

Douglas Costa resmen Shakhtar’da

Geçen hafta basında ve bazı bloglarda Douglas Costa’nın Shakhtar’a transfer olduğu yönünden haberler okumuştum ancak Shakhtar resmi internet sitesinde herhangi bir açıklama yoktu. Dün akşam saatlerinde beklenen resmi açıklama geldi. Gremio’nun genç yeteneği 6 milyon euro bonservis bedeliyle 5 senelik sözleşme imzalayarak Ukrayna’nın yolunu tuttu.

Daha önce Douglas Costa hakkında 2 yazı yazmıştım. Buradan ve buradan ulaşabilirsiniz. Avrupa’nın devlerine gider diye beklerken Lucescu kaptı genci. Daha önce konuşulan bonservis bedellerinin yanında 6 milyon euro şaka gibi. Buradan Avrupa’ya büyük pazarlayacaklar Douglas Costa’yı.

Yaklaşık 20 gün önce de Alex Teixeira‘yı transfer etmişti Shakhtar. Takımda zaten Jadson,  Fernandinho,  Ilsinho,  Willian ve  Luiz Adriano gibi Brezilya’lılar da var. Ukrayna’da resmen Brezilya Milli takımı kuruyorlar, doğru adımlar atıyorlar…

Barcelona’yı yakaladın mı çakacaksın

Bi’ kere şunu söyleyeyim; bütün gün aklımda Juve-Milan İtalya derbisini izlemek vardı ama 30 saniyede bir çalan hakem düdüğü, uzun uzun yerde yatan futbolcular ve klasik kilit Serie A maçı beni o kadar daralttı ki ancak 15 dakika dayanabildim ve Tenerife-Barcelona maçının santrasıyla İspanya’ya geçiş yaptım.

Tenerife maça müthiş istekli başladı. Önde yapılan baskı, Puyol-Marquez ikilisinin arasına atılan toplar derken 30 dakikada 4-0 olabilirdi maç. Direklerden döndü, bir türlü Barcelona kalesine yakıştıramadığım Valdes büyük toplar çıkardı. Çok uzun zamandır Barca’yı bu kadar aciz duruma düşüren bir takım görmemiştim.

Ama işte Barcelona olmak, büyük takım olmak, yıldızlara sahip olmak farklı birşey. Tenerife’nin harcadığı pozisyonların ardından silkelenen Barcelona, ilk yarıyı 10 dakika içinde bulduğu gollerle 0-3 önde kapadı. Messi’nin golü ardından Puyol’un kafası ve Iniesta’nın muhteşem ara pasıyla başlayan yine Messi’nin golü…

İkinci yarı ise al gülüm ver gülüm, “insan mısın Messi?” dedirten 4. gol ve Pedro’nun antreman tadındaki 5. golü. Tenerife bu akşam bu farklı yenilgiyi haketmedi. Barcelona savunması ciddi s.o.s verdi. 2010 yılında alınan ilk galibiyet 5-0 olmasına rağmen yapılacak ilk antremanda Guardiola’nın ciddi uyarıları olacaktır.

Bu arada izlemeyi bıraktığım İtalya derbisinde de Milan Juve’yi 3’lemiş. Bir tek ilk golü yakaladım. Felipe Melo hakikaten büyük bidonmuş! Ronaldinho ise 2 golle yıldızlaşmış. Muhtemelen Torino şu an yıkılıyordur, taraftar çakma Guardiola Ferrara’nın kellesini istiyordur…