Etiket: sakatlik
Nazar
Dün gece Londra bize o harika dakikaları izleten takımlardan biri olan Arsenal’e sakatlanan futbolculardan gelen haberler hiç de iyi değil.
Maçta ilk olarak sakatlanan Rus bücür Arshavin 3 hafta yok. Sakatlıktan yeni dönen ve Arshavin’den sonra sakatlanan Gallas sezonu kapattı. Ve belki de en önemlisi; sakatlığına rağmen Barcelona karşısında takımını yanlız bırakmayan kaptan Fabregas büyük ihtimalle sezonu kapattı. Dünya Kupası şüpheli.
Bu 3 önemli ismin aynı maçta sakatlanmasına nazardan başka bir açıklama getiremiyorum. Tek teselli 2 hafta önce antremanlara başlayan Van Persie’nin geri dönüyor olması.
Mart ayında imzalanan 8 anlaşma
İngiltere Futbol Federasyonu – Npower; Npower adlı enerji firması 3 yıllığına 23.2 milyon euro karşılığında İngiltere alt liglerine sponsor oldu.
Uefa – Hyundai/Kia; Uefa 2012 ve 2016 21 yaşaltı Avrupa futbol şampiyonları için Güney Koreli otomobil üreticisi Hyundai ve Kia ile sponsorluk anlaşması imzaladı. Toplam bedel 13 milyon euro.
İngiltere Futbol Federasyonu – Fiat; İtalyan otomobil firması 4 yıllığına toplam 12.4 milyon euro karşılığında İngiltere futbol federasyonuna sponsor oldu.
İngiltere Futbol Federasyon – Nivea; Nivea erkek ürünleri 4 yıllığına 11.8 milyon euro karşılığında İngiltere futbol federasyonuna sponsor oldu.
Çek Cumhuriyeri – Puma; Çek Cumhuriyeti Puma ile olan forma ve spor ürünleri tedarik anlaşmasını yıllığı 2.2 milyon eurodan 4 sene daha uzattı.
Manchester United – Telekom Malaysia; Telekom Malaysia 5 yıllığına United’ın yeni sponsorlarından biri oldu oldu. Senelik bedel 1.3 milyon euro.
Manchester United – MTN; Afrikalı telekom devi MTN de 3,5 yıllığına United’a sponsor oldu. Toplam bedel 2.5 milyon euro.
Arminia Bielefeld – Schuco; Bundesliga 2 ekiplerinden Arminia Bielefeld’in forma sponsoru 1 yıllığına Alman kapı pencere sistemleri üreticisi Schuco oldu. 1 senenin bedeli 1.5 milyon euro.
3 ay için 4.6 milyon liraya rağmen…
“Çok büyük para kazandığıma inanmıyorum ama yine de mutluyum. Mesela Capello’nun aldığı maaş ile uzaktan yakından alakam yok ama benim için problem değil. Önemli olan Dünya Kupasında başarılı olmak…”
Fildişi Sahili Teknik Direktörü Sven Goran Eriksson
Birileri Eriksson’a Fildişi Sahili’nde halkın günlük gelirinin ortalama sadece 7 lira olduğunu söylemeli.
Bu arada EVET(!) fotoğraftaki Eriksson’un çakması.
Senkronize
Saha kenarında ısınan Sevilla yedeklerine dikkat.
Futbol orgazmı…
Futbol oynamak isteyen iki takım Londra’da karşılaşınca işte başlıkta görmüş olduğunuz durum ortaya çıktı. Uzun zamandır izlediğim en ama en zevkli futbol maçıydı. Tabii buna sadece futbol demek yeterliyse…
İlk yarısı mucizevi şekilde 0-0 biten Arsenal-Barcelona maçının ikinci 45 dakikasında 4 gol vardı. Barcelona’nın hükmettiği, şans yanında olsa en az 3-0 önde kapayabileceği ve Almunia’nın devleştiği ilk yarının ardından ikinci yarı İbra’nın golüyle başladı. İlk yarının yıldızı Almunia’nın golde hatası büyük. Kabak gibi terk etti çizgiyi. Ardından pas pas pas ve yine Barcelona ve yine İbrahimovic’den füze tadında 2. gol…
Bu dakikadan sonra Barcelona rölantiya bağlar diye beklerken Arsene Wenger’in çocukları “bu iş daha bitmedi izleyenler biraz daha orgazm yaşasın” dercesine önce Walcott’la farkı 1’e indirdiler ardından da Fabregas’ın penaltısıyla skoru 2-2’ye getirdiler. Penaltı pozisyonu çok tartışmalı. Penaltı diyenler de var demeyenler de. Benim oyum penaltı değilden yana. Pozisyonda kırmızıyı gören Puyol rövanşta yok. Aynı zamanda sarı kart cezalıları Pique ve Fabregas da Camp Nou’da olmayacaklar.
Barcelona özellikle ilk yarıda bambaşka bir siklette olduğunu kanıtladığı maçı farklı kazanabilirdi. 2-2’de tabii ki ciddi bir avantaj. Arsenal’in özellikle Fabregas’sız Camp Nou’dan galibiyet çıkarabilme olasılığı oldukça az. Ama futbolda herşey mümkün.
Şu maçın ilk yarısını izleyip ardından gelen 2 Barcelona golünü gören kimse der miydi bu maç berabere biter diye?
Paris’ten Londra’ya
2006’da Paris’te Şampiyonlar Ligi finalinde karşı karşıya gelen ve Rijkaard yönetimindeki Barcelona’nın zaferiyle sonuçlanan maçın ardından Arsenal ve Barcelona bugün çeyrek finalde Londra’da karşı karşıya.
4 sene önceki finalde forma giyen Valdes, Puyol, Iniesta ve Marquez bugün hala Barcelona kadrosunda. Oleguer, Gio van Bronckhorst, Edmílson, Deco, Van Bommel, Giuly, Ronaldinho ve Eto’o gibi isimlerle yollar ayrıldı. Bugün Barcelona için kilit isimler olan Xavi ve Messi ise sakatlıkları sebebiyle 2006 finalinde yer alamamışlardı.
Arsenal’de ise 2006 finalinde forma giymiş 4 oyuncu hala kadroda. Lehmann’ın kırmızı kartı sonrası oyuna giren Almunia, Eboué, Sol Campbell ve o dönemin genç yeteneği şimdinin kaptanı Fabregas. Şu anda kadroda olan Van Persie, Walcott, Djourou, Clichy ve Bendtner ise 4 sene önceki finalde forma giymemişlerdi.
Tabii bir de altı çizilmesi gereken Henry var. O gün Arsenal’in kupayı alması için mücadele etmişti. Bugün ise Londra’da Barcelona galibiyeti için ter dökecek. Karmaşık duygular mı dediniz?
Arsenal-Barcelona maçı öncesi Wenger
Telefonlarımızı terminale girene kadar açmayalım lütfen
Bayern’den son dakika ödeşmesi

Bu kura çekildiğinden beri herkes 1999’daki maçı hatırlamadan edemiyordu. Bu akşam Fußball Arena’dan çıkan sonuç bile bana seni hatırlatıyor!
Hemen maçın başında daha ne olduğunu anlamadan Rooney golü yazdı. Ferguson için cillop maç olacak; disiplin, disiplin, disiplin Manchester maçı kitleyecek diye geçirdim içimden.. Neredeyse bütün ilk yarı kilitledi de ama ilk yarının sonlarına doğru Bayern resmen disiplin öyle olmaz böyle olur, Alman takımıyız biz dercesine baskıyı koymaya başladı. Bu baskı Robben’i ve Schweinsteiger’i aramadı değil ama. Hep gelip gelip Van der Sar’a takıldılar.
Ama disiplin dedik ya, maçın son çeyreğinde işler değişti. Fare kaptan Gary Neville tecrübesinde bir adamdan hiç beklenmeyecek bir voleybol müdahelesi önce sarı kart, sonra da Rooney’nin topuğundan kontrpiye bir Ribery serbest vuruşu 1-1’i getirdi.
1-1 Manchester yolcusu Bayern’e hiç ama hiç yetmez, Van Bommel denyosuna da ne ayar oluyorum be, Giggs’i almak için geç kaldın hocaa ama yine yırttın galiba, aha Van Gaal Olic’i sağa atıp Klose’yi aldı forveti üçledi falan diye düşünürken; Olic sağdan kopup, Evra’dan topu çalıp Van der Sar’ı ters köşeye yatırdığında dakika 1999’daki gibi 92’yi gösteriyordu.
Manchester ne yapar ne eder evinde bu işi çözer ama son dakikalarda ciddi gibi görünen Rooney’nin bilek sakatlığını Capello ile Ferguson biraraya gelip ağıt yaksalar çözemezler…








