Etiket: sakatlik
Ve Barcelona geri döner
Hafta sonu Hercules karşısında kaybolan Barca dün akşam Panathinaikos karşısına Messi ile beraber geri döndü. 90 dakikasını izlemediğim özetleriyle yetindiğim maçın hakkında çok da fazla bir şey yazamayacağım ama görünen o ki dün akşam sahada Play Station efekti yaratan bir Messi varmış.
5’lik muamelenin 2 dakikalık özetini izlemek bile büyük keyif. Kaçan penaltı da nazarı olsun.
Tatsız
Dün gece bileği kırılan United’lı Valencia… Muhtemelen sezonu kapattı. Daha grubun ilk maçından büyük şanssızlık.
link: http://www.dailymotion.com/video/xetpw5_man-utd-vs-rangers-antonio-valencia_sport
Reality check

Türkiye Ligi şampiyonu Bursaspor, Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçına bu akşam çıktı. Kendi evinde oynadığı maçta son yıllardaki en azından isim bazında gücünden uzak Valencia’dan 1-2-3 değil, 4 yedi. Yaz aylarında iki büyük isim Villa ve Silva’yı satan Valencia hiç ama hiç zorlanmadan Bursaspor’a Şampiyonlar Ligi’ne hoşgeldin dedi.
Hep diyoruz; Şampiyonlar Ligi’nde işler başka diye. Bu akşam bunun mükemmel bir kanıtı. Tam anlamıyla reality check işte… Taktiksel anlamda bakarsak Valencia maça ön tarafta pres yaparak başladı. Kanımca Türk takımlarına yapılacak ilk şey. Zaten temel yetenekleri kısıtlı olan Bursaspor geri dörtlüsü ve ön liberosu ne yapacaklarını şaşırdılar. Şaşırınca da şişir babam şişir. Şişirince de top %60 üzerinde Valencia’da kaldı. Top bulduğunda Volkan biraz parladı ama takım ayak uyduramayınca Hasan Şaş sendromu yaşadı. Valencia’dan Costa’nın yaklaşık 40 metreden attığı ilk gole şapka.
Görünüşe göre Bursaspor grubun averaj takımı olur. Birkaç fırın ekmek yemek lazım. Tek umut içerideki Rangers maçı ama onlarda bu akşam Manchester United ile Manchester’da 0-0 berabere kaldılar. Bu iş zor Yonca.
Parabens pelo seu aniversario capitão!

Doğum günün kutlu olsun Büyük Kaptan!
Sana doğum günü hediyesi olarak Fenerbahçe futbol takımının teknik, altyapı ve sportif direktörlüklerinin hepsini birden vermek istiyorum. Hiç gitmeyesin, hep kalasın diye.
Egonla değil aklınla çalışacağını, zerafetinle liderlik edeceğini, kin tutmayacağını, bildiklerini öğretmekten çekinmeyeceğini, ayrımcılık yapmayacağını ve bu takımı sevdiğini bildiğimden…
Ama dinleyen yok…
Yetiş Tony!
Dün akşam oynanan Stoke City-Aston Villa maçının devre arasında ilginç bir olay yaşanmış. Annesi vefat ettiği için takımı yardımcı antrenör Dave Kemp’e emanet edip ailesinin yanına giden Stoke City teknik direktörü Tony Pulis, takımının ilk yarıdaki kötü oyununu tv’de görünce arabaya atlamış ve 140 mil yolculuk ederek devre arasına yetişmiş.
İlk yarıyı 0-1 yenik kapatan oyuncular soyunma odasında hocayı görünce büyük şok yaşamışlar. İçerde neler konuşulmuş bilinmez ama hem duygusal hem de ver gazı tadında konuşmalar yapılmıştır. Sonuç da ortada son 10 dakikada gelen gollerle; Stoke City:2 Aston Villa:1
Tuncay mı? Kadroda bile yok…
Gökhan Yavuz’u ve Raşit Ek’i yaşatalım
Seyrantepe’ye isimlerini verin
Gökhan Yavuz 30 yaşındaydı, Raşit Ek ise 20. Bayram günü öldüler. G.Saray’ın stadı için öldüler. G.Saray’ın boynunun borcudur bu iki işçi kardeşin adlarını yaşatmak.
Gökhan Yavuz 30 yaşındaydı. Raşit Ek 20 yaşındaydı.Bir bayram günü, akşam üzeri, Galatasaray’ın Seyrantepe’deki yeni stadı için kanalizasyon kazısı yaparken öldüler. Bayram günü öldüler. Galatasaray’ın stadı için öldüler.
Gökhan ve Raşit, Galatasaray nice bayramlar yaşasın diye, bir bayram günü öldüler. Galatasaray’ın boynunun borcudur bu iki işçi kardeşin adlarını yaşatmak. Haber ulaştığında içim daraldı, ruhum karardı.
Zayiat olmasınlar Twitter’a not düştüm “Adları keşke yeni stadın iki kapısına verilse. Gücümüz yeter mi, deneyelim mi?”Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi, Beşiktaşlısı, Karşıyakalısı… Takım tutanı tutmayanı “Deneyelim, yanındayız” dedi… Deniz Ülke Arıboğan, Ali Atıf Bir, Bülent Timurlenk, Bener Onar gibi eli medyada kalem tutanı, spor seveni ve sevmeyeni “Yürü” dediler. Gökhan Yavuz ve Raşit Ek bir bayram günü, kanalizasyon kazısı yaparken Galatasaray’ın yeni stadı için öldüler. Büyük inşaatlar için normal kabul edilen zayiat olarak, bir küçük haber haber olarak düşmesinler tarih toprağına.
İsimleri iki kapıya verilsin. Mutlulukla analım. Mutlulukta, kederde analım iki kardeşimizi. Zor mudur? Yetki mi gerekir? İkna mı gerekir? Kampanya mı gerekir? Öldü arkadaşlar bir kanalizasyon kazısında; vicdan gerekir. Haydi Galatasaray, yaşat adlarını, üzme bizi… Raşit 20 yaşındaydı, Gökhan 30… Bir bayram günü öldüler. Daha lafa gerek var mı?
KANAT ATKAYA
Tek devrelik Galatasaray:1 Gaziantepspor:0
İlk yarıyı bırakın yazmayı hatırlamak bile istemiyorum aslında. Özellikle 25 ile 45. dakikalar arası öyle bir içim geçti ki devre arasında gözümü açtım. Ne tempo ne tempo(!) İkinci yarı ise özellikle 45-65 arası bambaşka bir Galatasaray…. Daha inançlı, ayakları yere daha sağlam basan ve maçı isteyen bir takım vardı sahada. Özellikle hiç işlemeyen sağ kanadın tamamen değişmesi bunda etkiliydi.
Ali Turan’ı zaten biliyoruz. Olmuyor da olmuyor. Sabri sağlamsa her türlü oynayacak. Bu yazdığıma ben de inanamıyorum ama başka alternatif yok. Elano ise ileri 3’lünün sağında çizgide oynayamaz. Dünya Kupasında da sağa yakın oynuyordu ama çizgide değil, 4-3-1-2’de sağ içte görev yapıyordu. İkinci yarıda Rijkaard’ın Elano yerine Aydın tercihini ise ben anlamadım hiç bir zaman da anlayamayacağım. Madem Pino var kulübede koy kardeş sağ çizgiye. Aydın’a daha ne kadar şans verilecek?
Yeni transferler Insua ve Misimovic ise bedenen buradalar ama henüz adapte olamamışlar. Insua özellikle savunmaya geri dönüşlerde çok aksadı. Bunu geldiği gün de söylemiştim. Hücumcu bek ve savunmayı sevmiyor. Misi ise saklambaç oynar gibiydi. Ender gördüm kendisini. İlk maç ilk heyecan deyip sabredelim.
Metin Oktay’ın vefatının 19. senesinde parçalı forma giyemeden(!) sahaya çıkan takımımızda Kewell’a ise yine ayrı bir parantez. İsyan eden, mücadele eden, sanki sarı kırmızı doğmuşcasına sahada herşeyi veren Kewell’a… İyi ki varsın sayende Metin ruhuyla oynayan birini gördük sahada…
Galibiyet güzel ama yine stres içinde geçen son dakikalar, gol yemeden bitirebilecek miyiz diye kafayı yemeler. Bizim 2’yi bulana kadar saldırmamız gereken bir yapımız var. Savunma yapamıyoruz. Yapmaya kalkınca da büyük ihtimal yiyiyoruz. Bugün yemedik yatıp kalkıp şükredelim yoksa yarın yine bir krizle başlardık güne.
Gaziantep’e gelince ise şanssızlardı. Golü penaltıdan yediler. Kaleci penaltıyı neredeyse çıkarıyordu. 75-90 arası beraberliği yakalamaya çok yaklaştılar ama beceriksiz davrandılar. Bulgar Popov’u da atlamayalım. Çok iş yapar bu ligde…
Şampiyonlar Ligine de ekstra hakem
Geçen sezon UEFA Avrupa Liginde uygulanan ve bize pek yaramayan 6 hakem sistemini bu sene Şampiyonlar Ligi maçlarında da göreceğiz.
İlk olarak 2008 Avrupa gençler şampiyonasında uygulanan 6 hakem sisteminin uzun vadede liglerde de uygulanması düşünülüyor. Geçen seneki UEFA Avrupa Ligi testti. Bu sezon işin içine Avrupa’nın en önemli kupasını da aldılar. Seneye ülke federasyonlarına siz de dilerseniz yapın denilebilir.
Bana göre ise anlamsız bir uygulama. Kale çizgisindeki hakemlerin bir kere olsun sorumluluk alıp karar verdiklerini görmedim. Etkisiz eleman gibi takılıyorlar. Korner mi aut mu diye arada devreye giriyorlar o kadar. Yoksa penaltı olmuş bilmem ne karıştıklarını gördüm ne de başka birşey.
6 hakem demişken hala unutmadık; “EL”ediler
Pes!
Mersin İdmanyurdu Teknik Direktörü Yüksel Yeşilova, Samsunspor ile oynanan karşılaşma sırasında kardeşi Murat Yeşilova tarafından bıçaklandı.
İlk gelen haberlere göre Yüksek Yeşilova acilen hastaneye kaldırılmış. İki kardeş arasında belli ki bir husumet var. Kardeşin çözümü ve uygulama yaptığı yer için allah akıl versin. Cahil bi’ milletiz… Güvenlik önlemlerimiz de görüldüğü üzere her zamanki gibi üst düzey(!)
Dün bir spor dalında Dünya ikincisi olduk, bugün bir başka spor dalında sahada adam bıçaklanıyor. Vay halimize.






