Muhteşem bir sanatsal çalışma.
Etiket: premier lig
Doğuştan mı abi?
David Villa daha toyken eline tutuşturmuşlar formayı…
Kaç gündür Real’e transferi konuşuluyordu hatta Marca formayı bile giydirmişti ama Barcelona devreye girmiş ve işi bitirmek üzereymiş. Eğer transfer gerçekleşirse Laporta Perez’e acayip çalım atmış olur. Real’in sansasyonel transferlerinden sonra Barcelona’nın da birşeyler patlatması lazım artık.
Milli takımdaki David Villa’nın da kafası ne karışıktır şimdi…
Barça’nın yeni transferi
Perez transfer bombalarını patlatadursun, Barcelona başkanı Laporta bizzat kendi yeşil sahalara inmiş.
Bak bu enteresan olabilir işte
Real Madrid’in Xabi Alonso’ya yaptığı 18 milyon poundluk teklifi Liverpool reddetmiş. Real’in yeni teklifi ise 18 milyon pound+Robben’miş. Bence 1 dakika düşünmesinler kabul etsinler. Geçtiğimiz sezon sıkışan maçları tek başına alıp koparabilecek bir adamın eksiklikliğini çok hissettiler.
Çekersin Kaptan Gerrard’ı Mascherano’nun yanına göbeğe, atarsın Robben’in sağa sola, Xabi Alonso’nun yokluğunu filan da hissetmezsin. O gelen 18 milyonla da kulübeye sağlam bir ön libero bulursun illa ki…
Fener’in yeni yabancıları
Fener topuzu gediğine oturttu. Özer işinde de sona oldukça yaklaştı. Resimde gördüğünüz Christian Poulsen ve Royston Drenthe ile anlaşmak içinse yabancı kontenjanında sifon çekmeyi bekliyor.
Açıkçası Poulsen’i pek sevmem, saha içinde yaptığı çirkeflikler ve sertlikler beni hep kendinden soğutmuştur. FCK‘de başladığı kariyeri Schalke‘ye transfer olmasıyla kısa sürede lejyonerlik boyutu almıştır. Schalke’den sonra Sevilla oradan da Juventus. CV nefis. Şimdi Daum’un iki ön liberosundan biri olmaya geliyor.
Sol koridor içinse rapçi aldık bir tane. Feyenoord‘da parlayıp Real Madrid‘e Marcelo‘nun arkasında beklemeye giden Drenthe, Uğur Boral‘ı oturtmaya geliyor. Açıkçası ben çok sevinçliyim çünkü Uğur Boral’a tahammülüm artık kalmamıştı. Bakarsınız Ümit Davala ile bir düet de yaparlar, remixini de ben yaparım 😉
Fulham 2009-2010
Belki Tuncay’ı da önümüzdeki sezon bu formayla izleriz.
9+9=18
Bunlar da doğuştan Liverpoollu.
Manchester United’ın hedefleri
The Guardian Ronaldo’yu 80 milyon pounda Real Madrid’e satan Manchester United’ın gelen parayla yapabileceği olası transferleri kaleme almış.
Ribery; Ronaldo’nun yerini almak için en mantıklı seçim gibi gözükse de Real’in 50 milyon pounddan daha fazlasını teklif ederek alamadığı Fransız’ı Manchester’ın alması oldukça zor.
David Villa; Ronaldo’yu kaybetmek iki futbolcuyu birden kaybetmek gibi oldu Manchester için; hem kanat hem de golcü. Villa transferin gözde isimlerinden ama onu da Real kapacak sanki.
Aguero; Ferguson’un oyun sistemine uyabilecek bir oyuncu olsa da Atletico Madrid satmaya pek niyetli değil. Eğer satmaya karar verirlerse Chelsea ve Manchester City’yle kapışmak zorunda kalacaklar.
Douglas Costa; Ferguson’un yeni yıldızı olabilir. Kanatta, göbekte nereye koyarsan oynar, frikikleri de çok etkilidir. Gremiolu oyuncunun bonservisi 21 milyon pound.
Antonio Valencia; Wigan’da forma giyen ve uzun zamandır Ferguson’un takibinde olan Valencia, kanatta oynamasına rağmen bu sezon çok gol attı. Valencia’nın bonservisi 16 milyon pound civarında.
Benzema; Ferguson’un zaman zaman övdüğü Fransız’ın Manchester’a gelmesi oldukça zor. Lyon’un genç forveti satmaya pek niyeti yok.
Javier Pastore; Maradona’nın Huracan’da forma giyen yetenekli Arjantinli’yi Milli takıma çağırmaması oldukça eleştiriliyor. Manchester’a gelirse Milli takım yolu da açılır belki.
Nilmar; Bu sezonun en çok konuşulan genç Brezilyalısı Nilmaradona.
Bütün bu transfer hedefleri iyi, güzel, hoş ama Ronaldo’nun da ayrılmasından sonra Tevez’in takımda kalması için daha çok çaba harcamalılar bence.
Cristiano Ronaldo ve Paris Hilton mu!?
Real Madrid’e transferini Los Angeles’ta kutlayan Cristiano Ronaldo, bir gece kulübünde Paris Hilton’la eğlendikten sonra saat 3 civarında Paris Hilton’un kardeşinin evine gitmiş. Paris’le gittiği evden sabaha karşı 5 civarında ayrılan Ronaldo paparazilere yakalanmış.
İki çirkin bulmuşlar birbirlerini.
Emeğe saygı…
Bugün blogumda yer verdiğim “Poltrona 36” başlıklı yazımda kaynak olarak cezasahası.net adlı blogu göstermiştim. Araştırmayı yapan arkadaşın yıllarca ülkemizde oynayan Capone ve bu sezonun en çok konuşulan futbolcularından biri olan Bilica hakkında bugüne kadar hiç duyulmamış bir konuyu araştırıp bizlere sunmasından ötürü emeğine saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum.
Bu haber bloglardaki yerini aldıktan sonra bugün öğlenden itibaren şerefli Türk basınında da yer almaya başladı. Hürriyet gazetesi dahil olmak üzere bir çok internet sitesinde araştırmayı yapan cezasahası.net’ten izinsiz olarak yayınlanan haberde bloglarda geçen bir iddia olarak yer verildi. Hatta Hürriyet konuyla ilgili blogda yapılan bir yorumu da haberin içeriğinde kullandı.
Kendi haberleri başka yerlerde kullanılsa telif hakkı diye ortalığı inletecek olan emek hırsızlarını saygısızlıklarından ötürü kınıyorum. Böylesine bir araştırmayla bizleri bilgilendirdiği için cezasahası.net‘e tekrar çok teşekkür ediyorum.