Fransa’nın oteli dert oldu

Fransa Milli takımının Güney Afrika’da konakladığı otel Fransız hükümeti ile Fransa Futbol Federasyonu arasında dert oldu.

Fransa’nın spordan sorumlu bakanı Jean-Louis Valentin, Milli takımın kaldığı otelin şehrin çok içinde olduğunu, gereksiz ilgi çektiklerini ve Fransız halkı seneyi ekonomik krizle geçirirken oda başına günlük 525 euro ödemenin anlamsız olduğunu söylemiş. Bir de sonuna eklemede bulunmuş; “Son Avrupa şampiyonu ve kupanın favorisi İspanya bile üniversite kampüsünde kalıyor.”

Jean-Louis haddini bilen bir Fransız anlaşılan. Fransa’nın başında Domenech varken Güney Afrika’ya gitmelerine bile gerek yoktu aslında. Otel de lüksmüş anlaşılan iyi bir turistik gezi yapacaklar.

Hırsız Roma

Başlık bana ait değil Juventus’lu Marchisio’ya ait. İtalya Milli takımı ile Dünya Kupasında mücadele edecek olan Marchisio, İsviçre ile yapılan hazırlık maçı öncesi İtalya Milli marşı okunurken sözlerin arasına kendi kendine eklemede bulunmuş ve “Hırsız Roma” demiş. Bu anda da kameraya yakalanmış ve görüntüler internette dolaşmaya başlamış. Hatta takım arkadaşları Cannavaro ve Iaquinta da Marchisio’nun bu sözlerini duymuş ve gülmüşler.

Olay sonrası İtalya’da tepkiler artınca Milli takım teknik direktörü Lippi devreye girmiş ve “Marchisio her zaman ciddi ve örnek alınacak bir futbolcu böyle birşey yapacağını düşünmüyorum” demiş.

Olayın videosu aşağıda. İtalyancam yok ama Marchisio araya bir laf sokuşturmuş sanki…

link: http://www.dailymotion.com/video/xdlf4l_marchisio-italia-svizzera_sport

Kılıfına uydurmak

Beşiktaş sağlık sorunları nedeniyle görevinden ayrılan Mustafa Denizli’nin yerine teknik direktör adaylarıyla görüşmelere başladığını dün borsaya bildirmiş. Açıkladıkları listede Bernhard Schuster, Manuel Pellegrini, Felix Magath, Mircea Lucescu, Ronald Koeman ve Juande Ramos var.

Mustafa Hoca daha gitmeden saklayamadılar Schuster’i şimdi işi kılıfına uydurmaya çalışıyorlar resmen. Hocamız takımın başındayken kimseyle görüşmedik havasına girmeye gerek yok. Bir an önce getirin Schuster’i de sezon öncesi planını programını yapsın adam. Gerçi gelmeden talimatı verdi Hilbert’ı sağ kanada koydu bile de neyse…

Jabulani’yi beğenen yok

Hugo Lloris: “Bu top bir felaket.” Fabio Capello: “Tamamen farklı.” Júlio César: “Bakkalda satılan toplardan farksız.” Giampaolo Pazzini: “Felaket.” Claudio Bravo: “Kalecileri rezil etmek için yapılmış” Buffon: “Bu kadar önemli bir turnuvanın bu topla oynanacak olması çok üzücü.” Júlio Baptista: “Forvetler ve kalecilerin aleyhine çalışan bir top.” Joe Hart: “Top eldivenlerimde durmak hariç herşeyi yapıyor.” Morten Olsen: “İmkansız bir topla oynayacağız, alışmamız lazım.” Robinho: “Bu topu yapanlar belli ki hiç futbol oynamamış.” David James: “Korkunç bir top.”

Gönül ister

Bir alttaki postta sezon sonunda yollarımızın kesin olarak ayrılacağı ve ayrılması çok muhtemel 11 kişiyi listeledik. Ciddi bir transfer dönemi Galatasaray’ı bekliyor. Orta sahaya Ocak ayından beri istenilen ancak yapılamayan kaliteli bir isim ilk hedef.

Yönetimin listesindedir değildir benim çok beğendiğim ve savaşçı kimliğiyle çok iş yapabilecek olan Sissoko gönlümden geçen isim. Juventus’ta sezona çok çok iyi başlayarak ve bana Vieira’nın gençlik dönemlerini hatırlatan performans sergilemişti. Daha sonra bir sakatlık şanssızlığı yaşadı. Sakatlığı olmasa belki de Juve şu an Şampiyon Ligi için ilk 4’teki yerini garantilemiş olacaktı.

Topal’ın gitmesi, Elano’nun belirsizliği, Ayhan’ın ilerleyen yaşı, Barış ve Sarp’ın teknik yetersizliklerini düşünürsek banko oynayacak çok kaliteli bir isim olur Sissoko. Böyle bir adamı kadroya katabilmek için ödenmesi gereken bonservis bedelinin ise Mehmet Topal’dan alınan 5 milyon eurodan çok da yüksek olacağını zannetmiyorum.