Müthiş bir kariyerin ardından son voleyi vurmak için artık o da Arap Yarımdasında ve gider gitmez kaptan…
Son vole dedik de ilk maçında topukla girmiş olaya enteresan.
link: http://www.dailymotion.com/video/xenx93_cannavaro-al-ahly-backheel_sport
Müthiş bir kariyerin ardından son voleyi vurmak için artık o da Arap Yarımdasında ve gider gitmez kaptan…
Son vole dedik de ilk maçında topukla girmiş olaya enteresan.
link: http://www.dailymotion.com/video/xenx93_cannavaro-al-ahly-backheel_sport
Galatasaray’dan beklenen resmi açıklamalar da geldi. Insua satın alma opsiyonuyla kiralık, Misimovic ise bonservisiyle Galatasaray’da. Transferlerin finansal detaylarına şuradan ulaşabilirsiniz. Misimovic’den daha önce bahsetmiştik. Hatırlamak isteyenler buraya. Çikletten çıkar misali bir anda İstanbul’a gelen Insua’dan kısaca bahsedelim.
Arjantin’li Insua henüz 21 yaşında. Geçen sezon Fabio Aurelio’nun sakatlığı sebebiyle sık sık Liverpool ilk 11’inde yer aldı. Mevkii sol bek ancak hücum yönü oldukça güçlü. Bindir babam bindir bir durum var. Yanlız defasif yönü için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Oldukça pozisyon hatası yapıyor. Hatta bir Manchester United maçı sonrası “Match of the day” programında üzerine analiz yapılıp yerden yere vurulmuştu. Gerçi buna rağmen Premier League temposu ve ileri git gelleri Spor Toto Süper Lig için yeterli olacaktır. Hem Milli sol bekimiz Hakan Balta’nın defansif yönü güçlü de ne oluyor?
Bu arada Balta demişken; Rijkaard’ın onu bu saatten sonra stoperde oynatacağını tahmin ediyorum. Neill ve Balta; oyun kurabilen ayağı düzgün iki stoper. Balta’nın bundan önceki stoper performansları da oldukça başarılı bana göre ancak şu ara biraz mental olarak toparlanmaya ihtiyacı var. Servet’e de geçmiş olsun bol bol çekirdek çitler artık kenarda…
Bir de Misimovic’in gelişiyle aklıma gelen başka bir soru var. Geldiği günden beri 4-3-3 sistemin bozmayan ve bu uğurda Ayhan-Sarp-Barış 3’lüsüne tahamül eden Rijkaard’ın ne yapacağı… Bu sistemde Misimovic’in %100 verimle oynaması zor. Baros’un arkasında yani 4-2-3-1 gibi bir sistemde oynaması lazım. Şimdi bunların hepsi aynı 4-5-1’in değişik versiyonları denmesin. Kanatlar için belki doğru olabilir ama ortadaki bölge için değil.
Transferin bu kadar gecikmesinde de kızdığım nokta bu. Bu adamların daha erken gelip mümkünse takımla sezon öncesi kampına katılması ve takıma en kısa zamanda adapte olması gerekirdi. Ona göre oynayacağın sistem cart curtta belli olur böylece son dakikaya kadar can çekişmezdik. Yoksa Karpaty’e transferler gelmediği için elendiğimizi düşünmüyorum. Yanlış anlaşılmasın. Elimizdeki şu kadroyla da iki maçı rahat kazanmamız gerekirdi.
Bitirmeden bir de yabancı kontenjanı yüzünden ne yapacağımıza kafa yoralım. Kural 6 yabancı sahada 2’si kulübe de 2’si tribünde. Kafamda değişik varyasyonlar yapıyorum devamlı 7 yabancı kullanmak istiyorum tabii haliyle olmuyor. Rotasyon durumunda 1 hafta oynayan yabancı bir daha 15 gün sonra sahada. Avrupa zaten yok. Bu da ayrı bir dert bakalım nasıl bir çözüm bulunacak? Gerçi devamlı birileri sakat olacağı için belli isimlere fit olabiliriz.
Misimovic zaten tamamdı, sol beke Liverpool’dan Insua da piyango oldu. Gecenin bir vakti ikisi birden İstanbul’a geldi. Yerinde transferler ama çok kızıyorum. Bu işler bu dakikaya mı kalmalıydı? Twitter’dan dostum Mert’in söylediği olayı çok güzel özetliyor;
“Galatasaray; öğrencilik günlerimi hatırlattı, bütün dönem çalışma son gün sabahla ve sınava gir…”
Neyse resmi açıklamalar da bir gelsin üzerine daha konuşuruz. Sevinemiyorum geçen Perşembe hala aklımda.
Barcelona kaldığı yerden yola devam ediyor. Sezonun ilk maçı deplasmanda Racing’e karşı 3-0’lık galibiyet. Goller Messi, Iniesta ve Villa’dan. Özellikle Iniesta’nın gol çok temiz.
Ibra’nın gidişinin ardından Villa-Messi iş birliği de harika. İzlemesi büyük keyif. Galibiyetle başlanan yeni sezon sonrası can sıkan tek konu sakatlık. Kaptan Puyol sakatlığı sebebiyle ilk 11’de değildi. İkinci kaptan Xavi de maç içinde sakatlandı.
Bu arada Galatasaray maçına denk geldiği için Real’i kaçırdım. Mourinho ilk maçtan sarı kart görmüş 2 puan bırakmış diyorlar 😉
link: http://www.dailymotion.com/video/xem9gz_goal-iniesta-racing-santander-vs-ba_sport
“Filozof Guardiola’nın son isteği buydu. 6 aydır benle konuşmuyordu. Bir odaya girdiğim zaman orayı hemen terk ediyordu.”
Zlatan Ibrahimovic
Bu arada kariyerindeki 6. takımı Milan olacak olan Ibra’ya bugüne kadar toplam 168.6 milyon euro bonservis bedeli ödenmiş. Bu sezonu Milano’da kiralık olarak geçirecek olan Ibra’nın satın alma opsiyonu 24 milyon euro ile Milan’da ki bu opsiyonu kesin olarak kullanacaklar. Geçen sezon ise Eto’o(42)+45 milyon euro bonservisle Barca’ya gelmişti. Zamanında Malmö’den Ajax’a 7.8, Ajax’dan Juve’ye 25 ve Juve’den Inter’e 24.8 milyon euroya transfer olmuştu.
Tabiri caizse Galatasaray’da transfer işi boka sarmış durumda. Yaşanan kara perşembenin ardından hiç bir Galatasaray’lının keyfi zaten yok. Hatta değil Misimovic, Messi gelse bu saatten sonra ne fark eder gibi bir hava hakim. Yapılacak 1-2 transferle de herşeyin güllük gülistanlık olmayacağının ve takım içindeki sıkıntıların çok daha büyük olduğunun herkes farkında.
Dünden beri konuşulan ve benim de şahsen bildiğim Misimovic transferi sözleşme hazırlama aşamasındayken şimdi bu transferden vazgeçildiği ve Hajduk Split’ten Ibricic’in ve Rosenborg’dan Annan’ın yeni hedefler olduğu konuşuluyor.
Artık bu saatten sonra kim gelir, ne zaman gelir, niye gelir bilmiyorum ama artık bu işten tüm Galatasaray’lılar gibi ben de sıkıldım. Geçen sezondan beri bas bas tranfer diye bağıran orta sahaya transferin kapanmasına 4 gün kala hala takviye yapılamamış olması hakkaten skandal. Hergün resmi siteden transfer haberi bekleyen taraftarın sabrı filan kalmadı. Avrupa’da kısa kollularla mücadele edip havlu atmak da cabası.
Ben şimdiden ismi geçen 4 aday Misimovic, Ibricic, Emana ve Annan hakkında bildiklerimi söyleyeyim sonra resmi siteden transfer açıklaması yapılınca benden oyuncu analizi filan beklemeyin.
En çok yolu gözlenen isim Misimovic’le başlayalım. Wolfsburg Diego’yu alınca Misi’nin Schalke transferi de gerçekleşmeyince tüm oklar Galatasaray’ı gösteriyordu ama bildiğiniz gibi Galatasaray’ın son dakikada bu transferden vazgeçtiği söyleniyor. Misi’nin futbolculuğuna gelirsek kendisi hakkında en hoşuma giden özellik ne sağlak ne de solak olması. Yani her iki ayağını da kullanabiliyor. Bir korner oluyor sağ ile kullanıyor, bir frikik oluyor solla vurayım diyor. Çok fazla koşmayı ve defans yapmayı sevmeyen Misimovic’in tekniği ve zekası üst düzeyde. Bir önceki sezon Wolfsburg’un şampiyonluğunda takımın şefiydi. Sezon boyunca yaptığı 18 asist ve attığı 7 golle şampiyonlukta büyük pay sahibi olmuştu. Galatasaray’a gelirse de Baros’un arkasında takımın oyun kurucusu olarak görev alır. Çok da güzel şeyler yaratır. Atar, attırır…
Bir diğer görüşülen isim benim için kapalı kutu olan Ibricic ise Misimovic’in Boşnak Milli takımından arkadaşı. Duydum ama hiç izlemedim o yüzden bol keseden sallamanın anlamı yok. Sadece yaptığım kısa araştımanın ardından Hırvat liginin en iyi oyuncusu ve Hajduk taraftarının sevgilisi olduğunu söyleyebilirim. Orta saha ve forvet arkası oynayabilen 24 yaşındaki Boşnak Ibricic 2008 yılından beri formasını giydiği Hajduk’da 64 maçta 33 gol atmış. Taraftarın sevgilisi olma sebebi ise takım geçen sezon kriz içerisindeyken ve bütün futbolcular eleştirilirken Ibricic kendine gelen bütün transfer tekliflerini reddetmiş olması. Eğer Ibricic Galatasaray taraftarının beklentilerin daha yüksek olduğu şu dönemde gelirse tek temennim orada kazandığı sevgiyi burada da devam ettirmesi ve saha içi verimliliği açısından Sasa İlic’e benzemesi.
Dün gece piyasaya çıkan Annan transferi ise benim için büyük sürpriz oldu ve açıkcası yüzümü güldürdü. Yazın Gana’yı izlerken bizimkiler şöyle adamları niye düşünmez diye az iç geçirmedim. Rosenborg’da forma giyen Annan tam bir defansif orta saha. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve yerinde hamleleriyle gelecek vaad ediyor. Henüz 23 yaşında. Hatta Dünya Kupası sonrası İngiliz basınında Alex Ferguson’un Annan’ı istediği haberleri dolaşmış ama sonuç çıkmamıştı. Gelirse çok iş yapar!
Bir de Emana var tabii ki. O oyunu yıllardır çift yönlü oynayabilen ve her transfer döneminde 3 büyüklerden biriyle adı geçen. Betis’le ipleri koparmış durumda. Hatta Galatasaray’la da arasında artık bir pürüz yok ama buradaki tek engel Rijkaard. Emana’nın disiplinsiz olduğunu düşünüyor ve son dakikaya kadar diğer alternatifler üzerinde duruyor ki şu anda bu pozisyondaki diğer tek alternatif Annan. Benim de oyum ona.
Tekrar söylüyorum artık kim ne biliyor ne kadar doğru muamma. Adnan Sezgin kolundan kimi tutup getirirse pasaport kontrolünde göreceğiz. Gelen takviyeler bu takımı ne kadar toparlar o da soru işareti.
Zaten bu sezon şampiyonluğu filan geçtim, yeni stadda ruhuyla mücadele eden, yenilse bile alkışlayacağım bir takım görmek tek dileğim. Varsın olsun bütün kupalar rakiplerin olsun.
Maçın tamamını izlemedim o yüzden ahkam kesmeye gerek yok ama Mourinho sonrası Benitez ile beraber Inter’de işler eskisi gibi değil mi ne?
link: http://www.dailymotion.com/video/xelolg_inter-milan-vs-atletico-madrid-high_sport
3 gündür süren pazarlıklar sonuç verdi ve Ibrahimovic Milan’nın oldu. Anlaşmanın bugün resmen açıklanması bekleniyor. Basına yansıyan transfer detaylarına göre ilk sezonu Milan’da kiralık olarak geçirecek olan Ibra’nın satın alma opsiyonu 40 milyon euro bonservis bedeliyle İtalyan ekibinde olacak. Ibra’nın alacağı maaş ise senelik 8 milyon euro.
Ibra büyük ümitlerle geldiği Barcelona’dan 1 sene sonra ayrılıyor. Barcelona’ya uymadığı şeklindeki eleştirilere de çok katılmıyorum açıkcası. 29 maçta 16 gol hiç de fena bir performans değil ama 69 milyon euro bonservis bedeliyle geliyorsanız beklentiler haliyle çok daha fazla oluyor.
Barcelona defteri artık kapandı ve Milano defteri yeniden açılıyor. Bu sefer lacivert-siyah değil kırmızı-siyah formayla gollerini atacak. Inter’i tek başına şampiyon yaptığını hala unutmadık. Milan’da Roni ve Pato’yla çok keyifli maçlar izletecekler bize. Bir de aralarına Robinho katılırsa iyice sirke döner.
EDIT: RESMİ AÇIKLAMA DA GELDİ IBRAHIMOVIC ARTIK MILAN’IN!
Dün gecenin ardından futbol f’sinden bile bahsetmek gelmiyor içimden ama Avrupa’da mücadele eden ender takımlarımızdan Bursaspor’a ve Şampiyonlar Ligi gruplarına bir göz atalım;
Group A: Inter, Werder Bremen, Tottenham Hotspur, FC Twente Group B: Lyon, Benfica, Schalke, Hapoel Tel Aviv Group C: Manchester United, Valencia, Rangers, Bursaspor Group D: Barcelona, Panathinaikos, Copenhagen, FC Rubin Kazan Group E: Bayern Munich, Roma, FC Basel, CFR Cluj Group F: Chelsea, Marseille, Spartak Moscow, MSK Zilina Group G: AC Milan, Real Madrid, Ajax, Auxerre Group H: Arsenal, Shakhtar Donetsk, SC Braga, FK Partizan
Bursaspor aslında hiç de fena bir grupta değil. Grubun tartışmasız lideri şimdiden Manchester United. Diğer rakiplerden Valencia eski gücünden çok uzak ve yeni bir yapılanma içerisinde. Rangers ise Bursa’nın yenemeyeceği bir takım değil. Valencia ve Rangers’dan içerde alınacak 2 galibiyetle herşeyin olabileceğini düşünüyorum.
Diğer gruplara baktığımda gözüme çarpanlar ise; B grubunda dişe diş 3 rakip Lyon, Benfica ve Schalke güzel kapışır. Barcelona 18 puanla firesiz çıkar. Real-Milan maçları keyifli olur. Tottenham yıllar sonra katıldığı Şampiyonlar Liginde gruplardan çıkar. Ve son sözüm de Arsene Wenger’e; “balını yesinler!”
Bu arada kuralarla beraber geçen sezonun en iyileri de belli oldu ve son şampiyon Inter geceye damgasını vurdu. Julio Cesar, Maicon, Sneijder ve Diego Milito…