FIFA Puskás “Yılın golü” adayları

FIFA’nın geçen yıl ilk defa efsane Macar forvet Ferenc Puskas adına verdiği yılın en güzel golü ödülünün bu seneki adayları belli oldu. Hamit Altintop, Arjen Robben, Giovanni van Bronckhorst, Kumi Yokoyama, Linus Hallenius, Samir Nasri, Lionel Messi, Neymar, Siphiwe Tshabalala ve Matthew Burrows’un golleriyle aday olduğu ödülün kriterleri ise şöyle;

– Estetik açıdan güzel olmalı.

– Golün atıldığı maçın önemi ve şartları.

– Golde rakip takımın hiç bir bariz hatası olmamalı.

– Golü atan futbolcunun maç içinde Fair Play ruhuna uygun davranması.

Ödül 10 Ocak’ta sahibini bulucak. Oylar için buyrun buraya.

link: http://www.youtube.com/watch?v=ccGvsGOQ2to

Kiralık oyuncu istemiyorum

Başlık Hagi’ye ait. Dün akşam basın toplantısında söylediği sözlerden birisi. Peki Galatasaray’da kiralık futbolcu kim var diye bakıyoruz. Tek isim Insua. Fatura ona mı yoksa Hagi’nin bahsettikleri arasında yüreği kiralık olanlar da var mı? Umarım vardır. Olmalı.

Haftalarca futbolcuların bazıları yüreğiyle oynamıyor, kaçak dövüşüyor dediğimizde; Rijkaard’ın suçu yanlış yerde oynatıyor taktı bir sisteme deniliyordu. Bazıları bana güvenilmiyor diyordu. Şimdi ne oldu? Taraftar 2 hafta önce golüne sevindiği adamı dün niye yuhaladı? Bilmem kaç tane teknik adamı harcayan yönetimi dün ilk defa neden istifaya davet etti? Ne değişti? Birileri bana anlatsın. Yoksa oralarda da son dönem kiraları ödenmeyen kiralık isimler mi var?

Kağıt üzerinde kiralık olarak gözüken tek isim var ama maalesef camianın için öyle ya da böyle kiralık adam kaynıyor. Yazık.

Gaz basa Drenthe

Sezon başında Real’den Hercules’e kiralık giden Drenthe, geçen hafta Malaga ile oynanan kupa maçından sonra sabaha karşı 04.00 sularında arabasıyla asfaltı ağlatmış.

Audi Q7′si ile 180 km hızla 6 tane kırmızı ışıkta durmadan yoluna devam eden Drenthe, polisler tarafından yakalanmış. Savunma olarak hastanede ölüm döşeğinde olan bir arkadaşına yetiştiğini söyleyen Drenthe’nin alkollü olduğu anlaşılmış. Polisler tarafından merkeze götürülen Drenthe orada da çirkinleşmeye devam etmiş. Alacağı cezanın önemi olmadığını parasının herşeye yeteceğini filan söylemiş. Real’den ne götürdüyse artık(!)

Daha sonra menajerinin gelmesiyle yumuşayan Drenthe polislerden özür dilemiş. Dikkatsiz araba kullanmaktan cezayı yemiş, ehliyeti alınmış, arabası da çekilmiş.

Yine iyi kurtamış sevimsiz şey.

La Liga&Serie A&La Liga

Dün akşam maç izlemekten hakikaten yoruldum. Saat 21.00’de başlayan Hercules-Real Madrid maçı, onun devresi olurken Milano’da başlayan Milan-Juve derbisi ve o devam edip Hercules-Real Madrid maçı biterken başlayan Barcelona-Sevilla maçı… Kanal değiştirmekten bir oraya bir buraya gitmekten başım döndü resmen. Bir de üstüne üstelik 3 maç da birbirinden muhteşemdi.

Real, Hercules deplasmanında Trezeguet’nin golüyle 1-0 yenik duruma düşmesine rağmen 2. yarıda maçı çevirdi. Mourinho soyunma odasında ne fırça attıysa Real 2. yarı Play Station gibiydi. Büyük top oynadılar. Hercules’in nefesi yetmedi. Dayanamadılar kesilip gittiler. Gollerin biri Di Maria‘dan ikisi Ronaldo’dan geldi. Ronaldo’nun ilk golünde Marcelo’nun soldan nefis girişi var. Marcelo’daki gelişim acayip. Çok güçlendi. Her pozisyonda ayakta kalıyor. Ronaldo’nun ikinci golünde ise çok eleştirilen Benzema al da dedi resmen. Bu maçtan sonra biraz olsun rahatlama gelir Fransız’a.

Milano’da ise topu oynayan, golleri kaçıran, oyuna hükmeden Milan’dı ama kazanan 1-2’lik skorla Juventus oldu. Juve resmen 2 kere geldi 2 tane attı. İlk gol 24’de Quagliarella’nın kafasıyla geldi. Golün ardından Milan yüklendi de yüklendi, dünyaları kaçırdı ama Juve 65’de yine bir geldi ve bu sefer de kaptan Del Piero ile skoru 0-2 yaptı. Milan 2 farka rağmen de durmadı. 81’de Ibra ile golü buldu ama eşitliği bir türlü yakalayamadı. Derbi tam Serie A derbisiydi. Neredeyse yapılan bütün oyuncu değişiklikleri sakatlıklardan dolayıydı. Kütür kütür maç oldu. Hakemin de buna katkısı büyüktü. Gerçi Milan tribünleri hakemden pek memnun kalmadı. Haksız da değillerdi hani. Bu arada Milan’da Robinho filan hikaye Ronaldinho’yu çok aradılar. Inzaghi ve Seedorf’la maçı çevirme çabaları da artık bayatladı. Bu yaştan sonra gitmiyor ayaklar.

Barcelona ise bildiğimiz gibiydi aslında. Milan-Juve maçını izlerken Barca maçı başlamış mı diye kanalı değiştirdim karşıma Messi’nin sevinci çıktı. 2 dakika kaçırmaya gelmiyor adamlar hemen çakıyorlar. Artık Guardiola’nın bu futbolcuları hafta içi topsuz bıraktığına inanmaya başladım. Bu nasıl zevkle, iştahla top oynama aşkıdır? Herneyse maça dönecek olursak ilk golün ardından yine devam eden tiki taka Barcelona atakları ve Villa’nın solla attığı muhteşem gol. İlk yarı tam bitmek üzereyken 10 kişi kalan Sevilla. İkinci yarının başında Dani Alves fırsatçılığıyla gelen 3. gol. Ardından Xavi, Puyol ve Pedro gibi yıldızları kenara alan Guardiola. Messi’nin klasik orta sahadan akışı ve 4. gol. Sonrasında ise kapanışa yakışır şekilde Busquets ile başlayıp Messi ile devam eden ardından yine Busquets ile buluşan Villa’nın bitirdiği 5. gol.

Roy Hodgson’dan Rijkaard’a gider

“Rijkaard Galatasaray’dan daha yeni kovuldu. Kovulduğuna göre mükemmel bir hoca olmalı! Rijkaard’ın ismini menajerler çıkarıyor. Spekülasyondan başka birşey değil.”

Yerine Rijkaard’ın geleceği konuşulan Hodgson daha fazla dayanamamış patlamış da ağzını topla derler adama. Bugün Blackburn’ü yen spekülasyonları biraz olsun bitir.