7 sene sonra İngilizler yok

Dün geceki çeyrek final maçlarının ardından yarı finalistler belli oldu ve 2003 senesinden beri ilk defa Şampiyonlar Liginde İngiliz takımlarının olmadığı yarı finaller izleyeceğiz. 20-21 ve 27-28 Nisan tarihlerinde oynanacak yarı final eşleşmeleri şöyle;

Inter – Barcelona Bayern Münich – Lyon

Bu 4 takımdan 3’ünü çalıştıran hocaların da kariyerlerinde ortak bir nokta var. Hepsi bir dönem Barcelona’da görev yapmış. Guardiola şu an Barca’nın teknik direktörü. Van Gaal 1997-2000 yılları arasında Barcelona’yı çalıştırmış ve Mourinho zamanında Barcelona’da tercümanlık yapmıştı.

Bu sefer yabancı maddeyi atan futbolcu

Evinde Hannover ile 0-0 berabere kalan Hamburg’da sinirler gerilmiş. Perulu Guerrero kendisine laf atan taraftarın kafasına su şişesini geçirmiş.

Bu Guerrero uçak korkusu yüzünden Almanya’ya geri dönemiyordu. Attığı golle değil de böyle bir haberle dönebildiğini öğrenmek de enteresan oldu. Hamburg kulübü buna ceza olarak sabahtan akşama kadar uçakla tur attırsın aklı başına gelsin.

Gösterişli, iri, kara bir balon

Vatan gazetesi yazarlarından Kadir Çetinçalı bugünkü köşesinde Rijkaard’ı hedef alan bir yazı yazmış. Eleştiri doğru yapıldığı zaman yararlıdır. Katılıyorum. Herkes bir konu hakkında eleştirel fikrini söyleyebilir. Buna da tamam. Ancak işin içine kişisellik katıp ırkçılık gibi çirkin konulara bulaşırsanız adama “hop(!)” derler.

Chao Grey Kadir Çetinçalı’nın ırkçılık içeren bu yazısı hakkında aklımdan ne geçiyorsa bloguna dökmüş. Zaten onun sayesinde bu yazıdan haberim oldu. Eline sağlık Chao.

Lütfen okuyun okutun! Böyle geri kafalılara karşı bilinçlenelim…

Dank etti

Rahatsız Balotelli sonunda özür dilemeyi aklına getirebilmiş. Inter resmi internet sitesinden yayınlanan açıklaması şöyle;

“Son dönemde yaratılan durum nedeniyle çok üzgünüm. Buradaki ilk mağdur benim çünkü futbolu seviyorum ve oynamak istiyorum. Şimdi sessiz bir şekilde bekleyeceğim ve takımıma yararlı olmaya çalışacağım. Geçmişi geride bırakıp konstantre olarak önüme bakmak istiyorum.”

Açıklama iyi güzel de dün akşam Inter’in CSKA’ya attığı gol sonrası bakın ne yapmamış… Dedik ya rahatsız işte.

link: http://www.youtube.com/watch?v=mUnlv_Abq70

Nazar

Dün gece Londra bize o harika dakikaları izleten takımlardan biri olan Arsenal’e sakatlanan futbolculardan gelen haberler hiç de iyi değil.

Maçta ilk olarak sakatlanan Rus bücür Arshavin 3 hafta yok. Sakatlıktan yeni dönen ve Arshavin’den sonra sakatlanan Gallas sezonu kapattı. Ve belki de en önemlisi; sakatlığına rağmen Barcelona karşısında takımını yanlız bırakmayan kaptan Fabregas büyük ihtimalle sezonu kapattı. Dünya Kupası şüpheli.

Bu 3 önemli ismin aynı maçta sakatlanmasına nazardan başka bir açıklama getiremiyorum. Tek teselli 2 hafta önce antremanlara başlayan Van Persie’nin geri dönüyor olması.

Sevginin de fazlası bazen zarar…

Arda Turan…

Genç yaşta Galatasaray’ın büyük kaptanı, taraftarın sevgilisi ve herşeyden öte sarı kırmızı parçalının aşığı…

Sezon başından beri oynadığı maçlarda farkı yaratan, takıma itici güç sağlayan ve Galatasaraylılık ruhunu sahaya en net biçimde yansıtan Arda’nın dünkü Fenerbahçe derbisinde sakatlığı sebebiyle acı çekmesine rağmen oynamak istemesi her yerde konuşuluyor. Rijkaard bile maç sonrası “Arda’yı çok istediği için oyuna aldık ama yanlış oldu” itirafında bulundu. Peki bu yanlışta en büyük pay kimde?

Oynayabilir diyen doktorlarda mı? Doktorlardan oynayabilir yanıtını alıp bütün hafta sadece bir antremanda yer alan Arda’yı sahaya süren Rijkaard’da mı? Yoksa “acılarıma rağmen oynamak istiyorum çünkü bu Fenerbahçe maçı” diyen Arda’da mı?

Benim cevabım ne yazik ki son yazdığımdan yana. Arda tam hazır olmamasına ve acılarına rağmen sahaya çıkmak isteyerek yerine oynayabilecek ve belki de takıma daha yararlı olabilecek sağlam ve antremanlı bir arkadaşının kenarda kalmasına sebep olmuştur. Tabii ki Arda’nın bunu tamamen Galatasaray aşkından ve takımı için hep daha da fazlasını vermek istediği için yaptığının farkındayım.

Ancak ne yazık ki bu şartlarda oyuna giren Arda hem beklentilerin çok altında kalmış hem de kendini riske atmıştır. Zaten gerçekten sağlam olarak 18’de yer alan bir Arda ilk 11’deki yerini almaz mıydı?

Profesyonel dünyada duygusallığa yer yok ve ne yazık ki bu gibi durumlarda sevginin de fazlası zararlı olabiliyor.

Hadi toparlan artık bu hafta kaptan. Takımının sana çok ihtiyacı var…

Servet’in Galatasaray kariyeri bitmiştir

”Takım halinde iyi mücadele ettiğimizi söyleyemem ama pozisyon da vermedik.”

Servet Çetin

“Sahada farklı şekillerde mücadele edebilirsiniz. Yüreğinizle oynayıp, çok çalışıp, çok koşabilirsiniz. İkincisi ise biraz beyninizi kullanıp, kalitenizi gösterebilirsiniz. Sakinliğini korumanız, oyunu açmanız gerekir.”

Frank Rijkaard

Marsilya filan hikaye sezon sonu Gökdeniz-Tekke-Kabze üçlüsüyle Rusya’da vodka tonik.

Neo Franco(!)

Yok top sekmişmiş yok Elano toptan kaçmışmış… Hadi ordan be! Selçuk bile 2-3 saniye oradan gol attığına inanamadı. İlk maçta asist yapmıştın bu sefer de içeri buyur ettin. Pes ve yeter Leo Franco!

Herkes diyor Rijkaard maça yanlış taktik dizilişle başladı diye. Evet belki doğru ama daha maçın 20. saniyesinde kalenin önünden geçen topa biri dokunsa kim bundan bahsedecekti? Kadıköy’de tam tersi olsa o topu Fener gol yapar sonra da 4’e 5’e bağlardı maçı ama bize gelince olmuyor işte…

Daha çok gol pozisyonuna giriyorsun ama adam 35 metreden serseri kurşunu bi’ yolluyor ve game over… Çok istedi diye hazır olmayan Arda’yı sahaya sürmek ve Jo gayet iyi oynayıp pozisyon yaratırken yerine hazır olmayan Baros’u Lugano-Bilica ikilisinin kucağına atmaksa ayrı birer anlaşılmaz.

Alex’in ensesine o su şişesini atan cahil adam da bir daha Galatasaray’ın ismini cümle içinde dahi kullanmasın. Takımın hızını kesip maçı soğutup Sami Yen’deki bir sonraki maçı yani Diyarbakırspor maçını seyircisize bağladı. Tebrikler!

*Daha yazacak söyleyecek çok şeyim var aslında ama sinir stres had safhada önce sakinleşmek lazım.