Basından Scolari’ye palyaço tepkisi

Geçen hafta Atletico Minerio beraberliği sonrası basın mensuplarının sorularına sinirlenip onlara palyaço diyen Palmeiras teknik direktörü Luiz Felipe Scolari’ye bu hafta fena misilleme gelmiş.

Goias maçı öncesi sahaya çıkan Scolari’yi gören basın mensuplarının hepsi burunlarının üstüne kırmızı palyaço burnu takmışlar. Olayı gülümseyerek karşılayan Scolari, 3-2 kazandıkları maçın ardından basın toplantısı yapmamış.

Basın Scolari’den özür bekliyor. Scolari de inatçı ters adamdır. Bakalım nasıl sonuçlanacak.

Kaptanlık

“Arda sakat Ayhan cezalı bu akşamki Antalya maçında kaptan Sabri.” – Bugün birkaç yerde okuduğum haber.

Bir takımın kaptanı olmak için illa altyapıdan yetişip kadrodaki en uzun süre o formayı giyen kişi olmak mıdır kriter? Yoksa sahadaki duruş, mücadele ve “lider” özellik mi?

Neill gibi adam varken şu kadroda Sabri o bandı taşıyacak yazık. Gerçi bana kalsa Neill’i 1. kaptan bile yaparım. Türkçe bilmiyo’ filan hikaye. Hakemin çaldığı düdük sonrası gidip itirazla kararı değiştiren mi olmuş?

En değerli 30 genç

Futebol Finance 21 yaş ve altındaki en değerli 30 oyuncuyu minimum ve maksimum değerleriyle kaleme almış.

Listenin zirvesinde Pato, Balotelli ve Muller 3’lüsü var. Pek itiraz edilecek gibi değil ama Balotelli’nin futboldan çok yaptıklarıyla konuşulması ve City’nin ekstra saçma bir bonservisle onu transfer etmesi listenin zirvesinde olması sağlıyor.

Listedeki herkes yetenekli ama ilerki sezonlarda daha da patlayacağını düşündüğüm isimler söyle; Dzagoev, Lukaku, Sakho, Paul Goose ve Pastore. Bir de 8. sıradaki Neymar ve 9. sıradaki Bale’e dikkat. Maksimum bedellerinin en 2 katına sezon sonu transferleri gerçekleşir.

Bizim gençlerimizden ilk 30’da kimse yok. 40 olsa belki Sercan girerdi listeydi. Gerçi bana hala biraz “overrated” geliyor ama neyse.

Genoa’nın Milito isyanı

Bu Genoa ve Diego Milito aşkı bir başka. Adamı 2 sene önce Inter’e sattılar ama hala hakkını arıyorlar.

FIFA Ballon d’Or ödülü için aday listede gösterilmeyen Milito için resmi siteden bir açıklama yaparak adaletsizlik yapıldığını söylemişler. Hem Serie A hem de Şampiyonlar Liginde önemli işler yapan Milito’nun listede olmamasını büyük bir hata olarak değerlendirmişler.

Hakkaten güzel bir bağ var arada. Yaptıkları açıklama da doğru. Milito o listede olmalıydı.

Inter’den bir açıklama var mı? Evet var ama Milito’nun ismi geçmiyor. Listede bulunan futbolcuları Eto’o, Julio Cesar, Maicon ve Wesley Sneijder’i tebrik ediyorlar.

Büyük başkan n’aptın sen ya?

İspanyol magazin dergisi İnterviu, Barcelona eski başkanı Laporta‘nın 2008 yılında bir dedektiflik bürosuyla anlaşarak Ronaldinho, Deco, Eto’o, Pique ve Rijkaard’ı takip ettirdiğini iddia ediyor.

İddiaya göre takip her türlü. Özel e-maillere kadar herşey Laporta’ya ulaştırılmış, futbolcular tek tek takip ettirilmiş ve bunun için Barcelona’ya 600.000 euroluk fatura kesilmiş.

Yeni başkan Sandro Rosell de Laporta’ya ayar zaten. Kulübün önceki dönemlerdeki harcamalarını mercek altına aldılar. Laporta’ya dava açmanın hesabını yapıyorlar hatta genel kuruldan yetkiyi aldılar. Laporta ise herşey Barcelona içindi diyerek iddiaları reddediyor.

Ancak şöyle bir durum da var. Laporta’nın Rosell’in eşini de takip ettirdiği iddia ediliyor. Rosell’in Laporta’nın üzerine bu kadar gitmesinin sebebi bu da olabilir.

Laporta döneminde gelen kupalar, büyük başarılar ama meğerse ne işler dönüyormuş… E futbol asla sadece futbol değildir demişlerdi zamanında.

Şili’li madencilerin kaderi bizimkilerden çok farklı

69 gün mahsur kaldıkları madenden yaklaşık 10 gün önce kurtarılan 33 madenci dün hükümet görevlileriyle futbol maçı yapmışlar. Maçı devlet başkanı Sebastian Pinera’nın da oynadığı hükümet görevlileri 3-2 kazanmış. 16’şarlıktan oynanan maçta hakemle birlikte sahada 33 kişi varmış.

10 gün önce madenden kurtul ve sahaya çık. Herkes sağlığına kavuşmuş kader işte. Hatta üzerine kendi aralarında espri bile yapmışlar. “Kaybedenler madene geri dönüyor kazananlar başkanlık sarayında ağırlanacak” diye.

Bu arada Madencilerin bulunduğu takımının ismi de “Umut”muş… Anlayana.

Beklentisiz bir derbi

10 sene oldu Kadıköy’de galibiyet yok. Her sene bir gaz olur bu sefer kıracağız şanssızlığı derim ama bu sene o da yok…

Hafta içinde yaşananlar Rijkaard’ın gönderilmesi, yerine Hagi’nin gelmesi, bu krizi oldukça kötü idare bir yönetim, 2-3 gün hocasız çalışan bir takım ve son olarak Kewell ve Baros’un da kesin oynamayacağı…

Çok formda ve oturmaya başlayan bir Fenerbahçe yarın Kadıköy’de Galatasaray’ı bekliyor olacak. Bu durumun tam tersi olsa Fener yine Galatasaray’ı yenebilir (misal Johnson’un frikik golü ve 1-0) ama şu anda Galatasaray’ın kazanma hatta berabere kalma şansı bile çok az. Muhtemelen sakatlığı düzelen Alex de ilk 11’deki yerini alacak. Önünde Niang,kanatlarda Stoch-Dia ikilisi ve arkalarında Emre-Topuz. Savunma da zaten oturdu. Gönül-Lugano-Yobo-Caner.

Fener kadrosunu bu kadar rahat, kimin ne yapacağını bilerek tahmin edebiliyoruz ama Galatasaray için aynı şeyleri söylemek zor. Takımın bankosu kalede Aykut, Ufuk cezalı. Tahminen savunmada Sabri-Servet-Neill-Balta 4’lüsü olur. Servet denilen adamın o formayı giyeceğini bilmek çok dokunuyor bu arada… Orta saha ise Cana, Sarp, Ayhan, Elano ve Misimovic 5’lisi. Forvette ise Pino. Evet Pino garip bir seçim ama Kewell ve Baros’un olmadığı bir ortamda sakatlıktan yeni çıkmış Battal’ı Kadıköy’de Lugano ve Yobo’nun arasına koyarsanız yerler onu. Pino en azından hızıyla birşeyler yapabilir. Gerçi bal yapmayan arı gibi ona da pek inancım yok ya…

Gerçekten Galatasaray’a inancım yok zaten Kadıköy’de bir futbol şanssızlığı da var ne kadar iyi oynasak da kaybederiz ama öyle etrafta konuşulanlar gibi tarihi fark filan olacağını zannetmiyorum. Hatta ilk yarı geçen senelerin aksine golsüz biter, 2. yarı klasik bir savunma hatası ya da Aykut’un yan top hastalığıyla Galatasaray golü hediye eder. 2-0 filan biter.

Başlıkta beklentisizim dedim ama ilk 11’de Servet ismini görmezsem en azından biraz olsun içim rahat eder. Adalet tabii yerini bulmaz giden gitti bile… Bazıları ise Florya’da türkü söylemeye devam ediyor.