Bir Uruguay efsanesi; Alcides Ghiggia

Uruguay’ın futbolunun gelmiş geçmiş en önemli isimlerinden 83 yaşındaki Alcides Ghiggia, bugün Maracana stadındaki müzeye konmak üzere ayak izlerini bırakmış. Alcides Ghiggia’nın futbol hayatındaki en önemli anda kuşkusuz Maracana stadında 1950 Dünya Kupası finalinde Brezilya’yı 2-1 yendikleri maçta attığı gol. Ghiggia’nın bu golle ilgili söylediği laf ise daha da efsane;

“Maracana’yı bugüne kadar sadece 3 kişi susturabildi. Papa, Frank Sinatra ve ben…

Dos Santos Real Madrid’e, Guti Beşiktaş’a

İddialar İspanyol basınından. Marca’nın iddiasına göre Real Madrid’in Ocak transfer dönemi hedeflerinden birisi Fenerbahçe’li Dos Santos. 2 hafta önce de Roberto Carlos diyorlardı. 6 ay önce Fener’e gelen öyle de ahım şahım beklenen topu oynamayan Dos Santos’a talip olmaları ilginç. Marca Real Madrid’e yakın bir gazetedir. Bir bildikleri vardır ancak ne Real’in Dos Santos’a talip olacağını ne de Fener’in Carlos’tan sonra sol bek oynayabilecek ve daha 6 ay önce aldıkları Santos’u bırakacağını hiç zannetmem.

Diğer iddia AS gazetesinden. Beşiktaş Guti’yi sezon sonuna kadar kiralamak istiyormuş. Guti’nin bu sezon Pellegrini’yle yaşadığı problemler ortada. Bir çok maçta kadro dışı kalıyor. Belki takımdan ayrılır ancak daha Delgado gelince kimi yollayacağına karar veremeyen Beşiktaş, 1 değil 2 yabancısıyla mı yollarını ayıracak? Yoksa 10 yabancıyla mı takılacak bu sezon? Olacak iş değil…

Zico&Romario&Adriano

Bu üçlü bugün Maracana stadında beraberdi. Sadece Romario, Zico ve Adriano da değil. Şu anki Flamengo kadrosuyla 80 ve 90’ların efsane isimleri hayır vakıflarına para toplamak için bir dostluk maçı yaptılar. Maçın skoru 5-5. 70.000 kişinin izlediği karşılaşmadan elde edilen gelir yaklaşık 254.000 dolar. Zico ve Romario’yu yan yana oynarken izlemenin bedeli paha biçilemez…

Buonanotte de trafik kazası geçirdi

Dünkü Benzema kaza haberinden sonra bir haber de Arjantin’den geldi. Bu seferki maalesef çok ciddi. River Plate’in 21 yaşındaki genç yeteneği Diego Buonanotte, babasının Peugeot 307 marka otomobiliyle ağaca çarpmış. Arabadaki 3 arkadaşı olay yerinde hayatını kaybetmiş. Arabayı kullanan Buonanotte’nin ise bacağında ve köprücük kemiğinde kırıklar, göğsünde ise açık yaralar varmış.

Geçtiğimiz yaz Beşiktaş ve Galatasaray’la da adı anılan Buonanotte için en son İspanya’dan teklifler vardı. Gerçekten çok yetenekli bir gençti ancak uzun süre sahalardan uzak kalacak. Kırıklar, yaralar bir şekilde düzelse bile kullandığı araçta 3 kişinin ölmüş olmasının etkilerini mental olarak atlatabilmesi çok zor…

Giggs’in kariyerinde bir ilk

20 senedir Manchester United’da forma giyen Ryan Giggs kariyerinde ilk kez Noel’de tüm gün ailesiyle beraber olma fırsatı bulmuş. 20 senedir her 24 Aralık’ta Boxing day nedeniyle takıma antreman yaptıran Sir Alex Ferguson, bu sene bu huyundan vazgeçmiş ve tüm takıma izin vermiş.

Bugüne kadar ailesini noelde sadece akşam yemeklerinde gören ya da hiç göremeyen Giggs’in sözleri de şöyle; “bu yaşımdan sonra bu özel günde çocuklarımı bütün gün kucaklamak harika bir his…”

10 İngiliz Ligi madalyası sahibi, Premier Lig tüm zamanlar asist kralı: 535 maçta 289 asist. UEFA Şampiyonlar Ligi’nin arka arkaya 12 sezonunda gol atan ilk futbolcu. Manchester United tarihinin en çok forma giyen oyuncusu ve daha nice kupalar, başarılar… Bütün bunları başarıp Manchester taraftarının efsanesi olmak için aile yaşantısında yaptığı fedakarlıklar ne kadar çoktur kim bilir…

Vay be Recoba

Inter’de Hakan Şükür’le yan yana oynadığı dönemde tanımıştım bu bencil arkadaşı. Bencildi filan ama sevmiştim de. Topu alır uzar giderdi, solla oturttu mu affetmezdi. Performansının ortası yoktu. Ya sahanın en iyisi olurdu ya da en kötüsü. Pas verse yüzde yüz gol olacak pozisyonda pas vermez golü kaçırır sonra gider olmayacak bi’ gol atardı.

Hiç bi’ zaman takım oyuncusu olamadı Uruguaylı. Hep kendine oynadı. Inter’den sonra İtalya’da bir süre daha kaldı. Kiralık olarak Venezia ve Torino formalarını giydi. Daha sonra bizim komşunun yolunu tuttu. Panionios’a transfer oldu. Geçen sezon oynadığı 19 maçta 4 gol attı. Son olarak orada da sözleşmesini fesh eden Recoba; ‘artık eve dönme zamanı geldi’ dedi ve Uruguay temsilcisi Danubio’ya transfer oldu.

Yokuş aşağı giden bir kariyer hikayesi. Hakan Şükür’ün ahı tuttu heralde. Hakan paso kafayla Recoba’ya top indirirdi ama Recoba suratına bile bakmazdı çok Şükür’ün…

Ferenc Puskas 2009 en iyi 10 gol

FIFA’nın bu sene ilk defa verdiği Ferenc Puskas en iyi gol ödülünü Ronaldo‘nun Porto’ya attığı golle kazandığını daha önce söylemiştik. Hakikaten Ronaldo’nun golü zımba gibiydi ama İniesta‘nın Chelsea’ye attığı gol önem açısından, Grafite‘nin ise Bayern’e attığı gol estetik açıdan benim için ilk iki sıradaydı.

link: http://www.dailymotion.com/video/xbmte9_puskas-2009-goals_sport

Caner Erkin

Dün bütün gün kendi kendime bu soğukta, o saatte maça gitsem mi gitmesem mi diye papatya falı açtım. Son karar gitmekti. Bu kararda maçı TRT’nin yayınlıyor olmasının, çamur gibi görüntünün ve ruhsuz anlatımın da payı büyüktü.

Bir lig maçı heyecanından çok uzak bir Galatasaray-Trabzonspor maçıydı. Trabzon ideal kadrosuyla sahada olsa da Galatasaray yabancısız ve forma şansı bulamayan isimler ağırlıklı bir kadroyla sahadaydı. Maç Galatasaray’ın 2-1’lik hakedilmiş üstünlüğüyle sona erdi. Forma şansını iyi değerlendirenler de oldu değerlendiremeyenler de… En değerlendiremeyen yine Aydın diye hiç başlamayacağım, geçen hafta söyleyeceğimi söyledim ama bu çocuğu hala savunanlar var onu da hiç anlamış değilim.

Benim için maçın en güzel olayı Caner Erkin’in performansıydı. Transfer edildiği zaman da söylemiştik; “bu adam bek değil açık” diye. Dün akşam sol açıkta oynadığı futbolla kendisi de bas bas bağırdı “ben bek değilim açığım” diye… Topu sürmesi, ilk dokunuşları, terse attığı uzun toplar ve zekası gerçekten büyük keyif verdi bana. “İyi ki gelmişim de Caner’i alkışlıyorum” dedim kendi kendime. Hataları yok muydu? Elbette vardı ama daha çok genç ve kendini geliştirebilmesi için hem önünde uzun bir zaman hem de başında doğru adamlar var. Attığı gole de ayrı bir sevindim. Performansının yanında başka bir artı daha oldu.

Arda Kaptan’a da ayrı bir parantez açmamak ayıp olur. Dün akşam tam bir liderdi. Sahada basmadık yer bırakmadı. Caner’e attırdığı goldeki ortası pası adrese teslimdi. Kendi attığı goldeki tıklaması da çok klastı. Aynen devam, ikinci devre formda bir Arda’ya çok ihtiyacımız var.

Trabzon içinse en güzelini dün akşam twitter’dan dostum Tanjue söyledi; “Trabzonspor’un büyüklüğü kağıt üstündedir artık.(nokta)”

Alan Kardec Benfica’da

Mali kriz Vasco Da Gama’yı fena vurmuşa benziyor. Dün Alex Teixeira’yı 6 milyon euroya Shaktar’a sattılar, bugün de ellerindeki bir diğer genç yetenek 20 yaşındaki Alan Kardec’i 4.5 milyon euroya Benfica’ya sattılar.

Daha önce 15 defa Brezilya genç Milli takımlarında forma giyen Kardec, geçen sezonun bir kısmını Internacional’da kiralık olarak geçirdi. Forvet mevkiinde görev yapan Kardec, fiziki yapısı ve bitiriciliğiyle bana geleceğin Adriano’su olabileceği sinyallerini veriyor. Umarım huyu benzemez.

Kardec’le Inter ve Juventus da ilgileniyordu ancak tercihi Benfica olmuş. Güney Amerikalı futbolcuların Avrupa’ya uyum sağlayabilmesi için Portekiz en ideal ülke. Bunun bir çok örneği var. Bu arada Kardec’in Benfica’ya transferiyle sezon başında Barcelona’dan kiralık olarak kadroya katılan Keirrison geri gönderilebilir. Bekleneni hiç veremedi genç forvet. Yanlışım yoksa sezon başından beri sadece 4-5 maç oynadı ve golü yok. Tabii Cardozo ve Saviola gibi isimler varken şans bulmak o kadar da kolay değil. Bakalım Alan Kardec neler yapacak…