Böyle derbi mi olur?

Bugün İspanya’da Katalan derbisi var. Barcelona Espanyol deplasmanına gidiyor. Madrid’lilerin hepsi bu maçtan güzel haber bekliyor. Kendi yenemedikleri Barcelona’yı başkası yener de belki yakalarız diye hayal kuruyorlar. Son olarak Van der Vaart açıklamış; “cumartesi akşamı Espanyol taraftarıyım” diye.

83 puanlı Barcelona – 37 puanlı Espanyol maçı öncesi tek bir istatistik veriyorum ve bitiriyorum. Messi’nin bu sezon attığı gol sayısı 27. Espanyol’un takım olarak attığı gol sayısı 26. Hola Madrid!

Xavi pasları…

El Clasico’nun yıldızı Xavi’nin maç içinde attığı ikisi gol olan 4 nefis pas. Özellikle Messi’nin ilk golünde yaptığı asist olacak iş değil. Ölçsen biçsen o kadar milimetrik pas atılmaz. Gollerdeki bitiricilik de ayrı ustalık tabii.

Rüzgar çimler için iyi değildir kesmek lazımdır;)

link: http://www.dailymotion.com/video/xcxbrv_xavi-vs-real-barcelona-four-great-p_sport

El Clasico’ya saatler kala

Yarın akşam Santiago Bernabeu‘da el mi yaman bey mi yaman…

Bernabeu’daki son 6 maç;

2008/09: Real Madrid 2 – 6 Barcelona 2007/08: Real Madrid 4 – 1 Barcelona 2006/07: Real Madrid 2 – 0 Barcelona 2005/06: Real Madrid 0 – 3 Barcelona 2004/05: Real Madrid 4 – 2 Barcelona 2003/04: Real Madrid 1 – 2 Barcelona

Son 6 senede Bernabeu’da beraberlik yok. 3 Real 3 Barca galibiyeti. Bu sezon 30 maçta 2.77 gol ortalamasıyla oynayan Real Madrid ile 2.55 gol ortalamasıyla oynayan Barcelona arasında yine beraberlik olmaz. Real bu sezon Bernabeu’da oynadığı 15 maçın hepsini kazandı. Barcelona’nin ise deplasmanda sadece 1 mağlubiyeti var. O da Madrid’de Atletico Madrid’e karşı.

Real’in tutunduğu tek dal La Liga’da kazanmaktan başka çaresi yok. Özellikle maganda ve Higuain ile maça çok asılacaklar. Sakat Abidal’in yokluğunda Maxwell’in oynadığı kanadı otoban yapma ihtimalleri yüksek. Ronaldo sık sık sağ çizgiyi kullanacaktır. Bu maça da ayrı bir motive olacaktır. Messi’nin son dönem performansı yüzünden çok ezildi çocukcağız.

La Liga’nın en az gol yiyen takımı Barcelona ise üzerine çok gelinirse Messi’nin bulacağı boş alanlarla çok can yakar. Pellegrini’nin Messi’yi durdurma planı Arbeloa’ymış. Tutmaz o plan şimdiden söyleyeyim. Kovulur gider maç sonrası. Messi dışında bu maç özellikle Pedro’ya dikkat diyorum. Sonradan oyuna girip maçın kaderini çizebilir.

Özellikle ilk yarı berabere biterse ikinci 45’de maç tamamen Barca’ya döner. Real kazanmak istiyorsa ilk yarıda golü bulması şart. Ligin sıradan takımlarına karşı yaptıkları önce yiyelim sonra çeviririz muhabbeti Barcelona’ya tutmaz. Geçen sezonki gibi 6’lık muamele olmaz ama yine akılda kalıcı, Plaza Mayor meydanında Real taraftarını alkolle efkara bağlayacak skorlar çıkabilir; “Ulan sezon başı 300 milyon euro harcadık yine tutmadı…”

Muhtemel 11’ler;

Real Madrid; Casillas, Arbeloa, Sergio Ramos, Raul Albiol, Marcelo, Diarra, Xabi Alonso, Granero, Van der Vaart, Ronaldo, Higuain

Barcelona; Valdes, Dani Alves, Puyol, Marquez, Maxwell, Toure, Keita, Xavi, Iniesta, Messi, Ibrahimovic Bojan

link: http://www.dailymotion.com/video/xcvqdz_24-hours-to-el-clasico_sport

Şimdi neredeler?

1999 Şampiyonlar Ligi finalinde Camp Nou‘da Bayern’i 90+’da gelen 2 golle deviren Manchester United’lı futbolcular kulüp tarihine altın harflerle isimlerini yazdırarak efsane olmuşlardı.

Bakalım o finalde forma giyen isimler şimdi ne yaparlar ne ederler?

Peter Schmeichel; O final United formasıyla son maçıydı. Sırasıyla Sporting Lisbon, Aston Villa ve Manchester City’de forma giydikten sonra 2003 yılında futbola veda etti. Şu anda Danimarka’da bir televizyon kanalında yorumculuk yapıyor.

Ole Gunnar Solskjaer; Norveçli 2008’den beri Manchester United rezerv takımının teknik direktörlüğünü yapıyor. Ferguson’dan kopamadı yani…

Dwight Yorke; Manchester’dan sonra Blackburn, Birmingham, Sydney ve Sunderland’de forma giydikten sonra 2009’da futbolu bıraktı ardında da kitap yazdı.

Andy Cole; Final sonrası Manchester’la 2 Premier League şampiyonluğu daha yaşadı. Şimdi Huddersfield’da antrenörlük yapıyor.

Ronny Johnsen; Manchester’dan sonra Aston Villa ve Newcastle formaları giydi. Şu anda Norveç’te bir televizyon kanalında bahis yorumları yapıyor. Manchester’a Beşiktaş’tan transfer olmuştu hatırlıyoruz değil mi? Bizim medya pek beğenmemişti kendisini…

Jaap Stam; 2001’de Lazio’ya transfer oldu. Daha sonra Milan ve Ajax günleri oldu. Şu anda Hollanda 2. lig takımlarından FC Zwolle’de yardımcı antrenörlük yapıyor.

Teddy Sheringham; Sırasıyla Tottenham, Portsmouth, West Ham ve Colchester formaları giydikten sonra 40’ında futbolu bıraktı. Poker dünyasında takıldığı söyleniyor.

Ryan Giggs; 36 yaşında ve hala Manchester United’da. Onu gibi bir adamı anlatmaya gerek yok heralde!

Denis Irwin; Manchester’dan sonra 2002 yılında Wolverhampton’a transfer oldu. 2004 yılında futbolu bırakan Irwin, 6 senedir Manchester United TV’de yorumculuk yapıyor.

Gary Neville; Yaşadığı sakatlıklara rağmen hala United’ın sağ beki. Yaş oldu 35.

David Beckham; Pop Star takılmaya devam ediyor. Manchester’dan sonra Real Madrid, L.A Galaxy ve Milan formaları giydi. Şu son sakatlık hiç olmadı ama…

Nicky Butt; 2004 yılında Newcastle’a transfer oldu. Şu sıralar Newcastle’ı tekrar Premier League çıkarmak için mücadele ediyor.

Jesper Blomqvist; Sakatlıklar yüzünden futbola noktayı koydu. Şu anda Hammarby’nin yardımcı antrenörü.

Kaynak

link: http://www.youtube.com/watch?v=zIpdpYSeOi4

Yıllar sonra Alex&Eric

1992-1997 yılları arasında Manchester United’la 4 Premier League, 2 FA Cup şampiyonluğu yaşayan Cantona, geçtiğimiz pazartesi günü Manchester’da United antreman tesislerini ziyaret etmiş. 13 sene önce efsane olarak İngiltere’den onu uğurlayan hocası Alex Ferguson bugün yine orada. O zamanlar Cantona’nın golleriyle başarılara ulaşıyordu şimdi ise Rooney‘nin golleriyle. Tabii aradan kimler geldi kimler geçti. İsimler değişken başarılar daim…

Gitti güzelim Bentley GT

İtalyan La Repubblica‘nın haberine göre Eto’o’nun Bentley marka arabası Milano’daki Sheraton otelinin önünden çalınmış. Arabayı çaldıran da bu sezon Inter’de kiralık oynayan ama aslında pek de oynayamayan Marco Arnautovic. Eto’o genç çocuğa kıyak yapmış arabasını ödünç vermiş ama araba çalınmış. Polis arabanın peşindeymiş ama hikaye..

Eee müstahak sana bilmem kaç yüzbin euroluk araba 20 yaşındaki çocuğa ödünç verilir mi!?

Yolumuz açık olsun!

Europa Kupasında ilk olarak saat 20.00’de Galatasaray sahne alıyor. Rakip Atletico Madrid. Deplasmanda alınan 1-1’lik skor her ne kadar avantaj gibi gözükse de Atletico’nun hızlı hücumları ve forvet hattındaki Agüero-Forlan ikilisi büyük tehlike. Galatasaray’ın forvetsiz kalmasından sonra yaşadığı gol sıkıntısı her ne kadar doğruysa defansif anlamda oyunu tutabilmeyi öğrendiği de bir gerçek. Bu maç öncesi bu bizim için en önemli artı.

Eğer oyuna sakin ve topa sahip olarak başlarsak, taraftarın ve atmosferin etkisiyle Atletico’nun üzerine gereksiz saldırıp arkada boş alan bırakmazsak özellikle ikinci yarının başlarında gol bulma şansımızı çok daha yüksek görüyorum. Atletico gol bulmak için üzerimize geldikçe ilk maçta olduğu gibi yine Keita ön plana çıkabilir. Forvetsiz oynamayı geçtim takım bir şekilde Arda’nın ileri uçta oynamasına alıştı ancak bu maçta sağ bek benim biraz canımı sıkıyor. Sağ bekin son dönemdeki tek alternatifi Uğur ve zaman zaman o bölgede şans verilen Emre Güngör sakat. Sakatlığı geçen Sabri’nin takımla antremanlara çıktığı ve bu maçta forma giyebileceği söyleniyor ancak zaten varolan defansif eksikliğine bir de maç eksiği eklenirse o kanatta görev yapan Simao, Sabri’nin içinden geçebilir. Çok dikkatli olmak ve özellikle o bölgede yardımlaşmak lazım!

Bu akşam için içimden geçen skor 0-0 ya da 1-0 Galatasaray galibiyeti. Müthiş bir Ali Sami Yen atmosferinde turu geçeceğimize inanıyorum. Konuşmak için belki daha erken ama bir sonraki turda da rakibimiz Everton değil Sporting Lisbon olur. Çok da güzel olur, 8.’lik ile 4.’lük arasına oynayan bir Premier League takımındansa kafaya oynayan bir Portekiz takımını her türlü tercih ederim.

Bu arada İtalyan hakem Gianluca Rocchi de dikkat! İtiraza filan hiç tahammülü yok. Daha geçen ay Milano derbisinde Sneijder kendisini alkışladı diye direk kırmızıyı çekti. Bizimkiler de sever hakemle dalaşmayı biliyoruz. Aman diyim siz topunuzu oynayın, golü bulamazsa vakit geçtikçe sinir katsayısı artacak taraf Atletico Madrid’liler olur.

Ali Sami Yen Atletico’yu bekliyor

Haber İspanyol AS gazetesinden. Yarın akşam Ali Sami Yen’de oynanacak Galatasaray – Atletico Madrid maçı için bütün biletlerin satıldığını ve Atletico’yu çok zor bir atmosferin beklediğini yazmışlar. Madrid’deki maçta açılan “Turkey is not Europe” pankartına karşılık olarak açılacak olan “Atletico is not Real Madrid” pankartından da haberdarlar.

24.000 biletin satıldığı maç için 3.000 polisin görev yapacağının yani her 8 taraftara 1 polisin düştüğünün de altını çizmişler. Madrid’deki maçta ise 35.000 taraftar ve sadece 700 polis varmış. Hadi ordan demek istiyorum o stadda maksimum 15.000 taraftar vardı ve polis sayısı da 700’den kesin fazlaydı.

Bu arada maçı izlemek için Madrid’den sadece 100 Atletico taraftarı geliyormuş. Halbuki biz misafirperver bir insanlarızdır keşke bizim oraya gittiğimiz gibi onlarda buraya 2000-3000 kişi gelselerdi…