Neyi savunuyorsunuz hala?

– Canlı yayın görüntülerinde izlediğimiz kadarıyla atılan taş yan hakemin sırtına gelmesine rağmen, hakem kafasını tutarak, sanki kafasına gelmiş gibi göstererek kendini yere bırakıyor.

– Bursaspor kalecisi İvankov ve kaptanları Hüseyin Cimşir, taraftarımızı tahrik etmiştir. Sahaya atılan taş ve su şişelerinden de biz değil, emniyet sorumludur.

– Bursasporlu futbolcular zaten organize olmuşlardı. Maçı oynamamak için seyirciyi tahrik edip maçın tatil olmasını istiyorlardı.

VE SON NOKTA!

– İstiklal marşının ıslıklanmasını Bursaspor’a olan bir tepki olarak görüyoruz….

Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer

Bu ülkede futbol konuşmadan önce halletmemiz gereken o kadar çok problem var ki… Ligin ilk yarısında Bursa’da yaşanan olaylar ve Diyarbakır’ın dışlanması tabii ki kabul edilemez ancak dün yaşananlar taraftarın taraftara verdiği karşılık değildi. Provakasyonun kralı vardı. Kimse bunun aksini iddia edemez. O taşları atmaya başlayan, attıran ve İstiklal marşımı ıslıklayanların ne taraftar olduğuna ne de kendini gerçekten Türk hissettiğine ben inanmıyorum.

Ben o bölgeye gidip gururla vatani görevimi yaptım. İzin günümde sokakta yürürken asker traşımdan ötürü ara ara bana nefretle bakan o gözleri çok iyi biliyorum…

Dani Alves asistleri galibiyeti getiriyor

Az önce Barcelona resmi internet sitesinde ilginç bir istatistik dikkatimi çekti. Bu sezon 3 gol 9 asistle oynayan sağ bek Dani Alves’in asist yaptığı her maçta Barcelona sahadan galibiyetle ayrılmış. Asistlerin yarısından fazlası da sağ kanattaki partneri Messi’ye;

1. Barça – Sporting Goal 2-0 Keita. 2. Barça – Atletico de Madrid Goal 5-2 Messi 3. Barça – Inter Goal 2-0 Pedro 4. Barça – Real Madrid Goal 1-0 Ibrahimovic 5. Deportivo – Barça Goal 0-1 Messi 6. Estudiantes – Barça Goal 1-2 Messi 7. Barça – Sevilla Goal 3-0 Messi 8. Valladolid – Barça Goal 0-1 Xavi 9. Barça – Malaga Goal 2-1 Messi

Sezon öncesi kepçe kulaklarına estetik yaptırması baya yaramış anlaşılan.

İngiliz yıldızların arabaları

David Beckham; Aralarında Cadillac Escalade, Porsche 911 Cabriolet, Rolls-Royce Drophead Coupe, Range Rover Sport ve Jeep Wrangle’ın olduğu toplam 40 arabası var.

Jermain Defoe; Kendisinin şu an ehliyetine el konulmuş durumda ama garajında Range Rover Sport, Aston Martin V8 Vantage ve Aston Martin DB9 gibi aslanlar yatıyor.

Theo Walcott; 2 Audi’si ve 1 tane Aston Martin’i var. Arsenal kariyerine ilk başladığı günlerde Golf kullanıyormuş.

Wayne Rooney; Son 6 yıl içinde 19 araba değiştirmiş domuz Rooney. Aston Martin Vanquish, BMW M3, Mini GP, Ford Ka, Mercedes CLK, Lamborghini Gallardo Spyder, Cadillac Escalade ve Porsche 911…

Rio Ferdinand; 2 Aston Martin Vanquish, 1 Bentley Continental GT, 1 Bentley Arnage, 1 Ford F150 pick-up ve 1 Porsche Cayenne’i var. İşi biliyor da neden 2 tane Vanquish? Renkte mi kararsız kalmış?

Ashley Cole; En son paparazzilerden kaçarken hız sınırına yakalanıp ehliyeti kaptırmıştı. Siyah Aston Martin DBS V12’si garajda yatıyor. James Bond Ashley…

Frank Lampard; Audi Q7, Ferrari 612 Scaglietti, Mercedes G ve Aston Martin DB. İki jip, 2 spor. Mantıklı adam Lampard.

Joe Cole; Ferrari 612 Scaglietti, Range Rover Vogue ve Mercedes S320 CD. Mercedes’i sakat olduğu dönemde şöföre kullandırmak için aldı heralde…

Steven Gerrard; Kaptanın üzerinde 30.000 poundluk modifiyesi olan bir Range Rover Sport’u ve bir Bentley GT’si var.

John Terry; Aston Martin DBS V12, Range Rover Sport, BMW X5 ve Porsche 911 Turbo. Bridge’in hanımı hangisinde hamile bıraktı acaba?

Peter Crouch; 1 Range Rover Sport, 1 Bentley Continental. Abartmayalım 2 tane yeter demiş.

Madrid yorgunu

Başlık hem benim için hem de Galatasaray için aynı anlamı ifade ediyor. Madrid’den geldikten 1 saat sonra derbiyi izlemek için televizyonun karşısına oturdum. Galatasaraylı futbolcular da 3 gün önceki zorlu Atletico Madrid mücadelesinden sonra sahadalardı. Takımdaki yorgunluk özellikle ilk yarıdaki şaşkın futboldan belliydi.

Madrid’den özellikle ikinci yarıda oynaması gerektiği gibi oynayarak avantajlı skoru alan Galatasaray için derbide yenilmemek çok önemliydi. Bu kısıtlı kadroyla 2 maçta da nasıl oynaması gerekiyorsa öyle oynayarak yenilgisiz çıktık. Özellikle derbinin ilk yarısını beraberlikle atlatınca 3 puan bile gelebilir dedim ama son 10 dakika dayanamadık. Neo Leo Franco’nun topu yere doğru yumruklayası geldi. Gerçi Beşiktaş’ın ilk yarıda oynadığı futbolun da hakkını vermek lazım. Eğer bu maçta bir taraf 3 puanı hakettiyse o Beşiktaş’tı denebilir ancak Galatasaray da üst üste oynadığı zorlu maçlarda ortaya koyduğu mücadeleyle alkışı hakediyor.

Beşiktaş derbisinin ardından Atletico ile oynayacağımız rövanş maçında eğer turu geçersek ki bence kesinlikle geçeceğiz, önümüz açık. Jo’nun sakatlıktan kurtulmuş olması, Kewell ve Baros’un mart ayının 2. yarısında takıma katılacak olmalarıyla beraber uzun zamandır beklediğimiz ivmeyi yakalayacağız.

Madrid ile ilgili izlenimleri, videoları ve fotoğrafları zaman içinde paylaşacağım. Ancak maç öncesi ve maç sırasında yaşadığımız çirkinliklerden kısaca bahsetmek istiyorum. İspanyol polisinin bizlere yaptığı terörist muamelesi, tribünlerde açılan pkk bayrakları ve yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz “Türkiye Avrupa değildir” pankartı sinirlerimizi çok gerdi. Tüm yaşananlara rağmen olayların büyümemesi Galatasaray taraftarının sağduyusu sayesindedir. Şahsen sakin bir adam olan ben bile maç öncesi yapılan üst aramasında polise saldırmamak için kendimi zor tuttum. Afedersiniz ama kıyafetimin içine el sokularak dokunulmayan yerim kalmadı(!)

Eğer bunları yapanlar kendilerini Avrupalı zannediyorlarsa aynen devam etsinler. Zamanı gelince biz yine gider oraların kralı oluruz. O zaman kim Avrupalı kim değil daha iyi anlarlar.

*Bu arada fotoğrafı Madrid günlerini beraber geçirdiğimiz Emir Ko’nun yakaladığını belirteyim.

Barcelona’daki kas sakatlıkları

Barcelona’da geçen hafta Dani Alves, Yaya Toure, Abidal ve Chygrynskiy ile başlayan kas sakatlıkları dün akşamki Atletico Madrid maçında da Keita ile devam etti. Maçın daha 1. dakikasında sağ arka adalesi çeken Keita yerini Pedro’ya bıraktı.

2 sezondur süren yoğun maç trafiğinin ve ağır antremanların bu sakatlıklarda payı büyük. Geçen ay Afrika Uluslar kupasına giden Toure ve Keita’nın neredeyse hiç dinlenme fırsatı bulmadan Barcelona’ya geri dönmelerini de es geçmemek lazım.

Tüm bu isimler yetmezmiş gibi dün maçın sonuna doğru sıradan bir değişiklik gibi oyundan çıkan Xavi’nin de kas problemi varmış. Bu haftaki kontroller sonrası kesin durumu ve Racing maçında oynayıp oynamayacağı belli olacakmış.

Yeni Brezilya forması Rio karnavalında ortaya çıktı

Brezilya’nın Dünya Kupasında giyeceği ikinci forması ilk olarak Rio karnavalında şarkıcı Carlinhos Brown tarafından giyilmiş. Geçen hafta da Kasabian Paris konserinde İngiltere formasını tanıtmıştı… Futbolcuyla forma tanıtma devri bitiyor mu ne?

Bu arada yeni Brezilya forması da oldukça başarılı gözüküyor.

4. isim kim olacak?

Sakatlıklar yüzünden defans hattını kurmakta zorlanan Guardiola’nın bugün Atletico Madrid karşısında kime görev vereceği merak konusu. Stoperde Puyol ve Milito’nun yeri garanti ancak bekler hala meçhul. Katalan basını Maxwell’in geçen haftaki gibi sağ bek oynayacağını sol bekte ise Keita’nın görev yapacağını iddaa ediyor. Genç isimlerden Bartra ve Muniesa da 18 kişilik kadroda. İlk 11’ler açıklandığında bu iki gençten biri kadroda yer bulursa sürpriz olmayacak.

Saat 22.00’de NTV’den naklen yayınlacak olan Atletico Madrid – Barcelona maçı öncesi muhtemel ilk 11’ler şöyle;

Atletico Madrid; De Gea, Ujfalusi, Perea, Domínguez, López, Assunçao, Tiago, Reyes, Simao, Agüero, Forlan

Barcelona; Valdes, Maxwell, Puyol, Milito, Keita, Busquets, Xavi, Iniesta, Henry, Messi, Ibrahimovic

Barcelona defans hattı bu kadar yamalıyken “en iyi savunma hücumdur” diyerek saldıracak, Atletico ise Forlan ve Agüero ile boşlukları kovalayacak. Tabii Real Madrid’lilerin de gözü kulağı bu maçta olacak.