N’apıyorsun hemşerim?

Premier League ekiplerinden West Ham’in uzun süredir el değiştirmesi gündemde. Sezon başından beri bir belirsizlik var. Ciddi borç içinde olan kulübe hiç yatırım da yapılmadı. Ee haliyle takım da Zola yönetiminde küme düşmemek için can çekişiyor.

Önümüzdeki günlerde büyük ihtimalle takımın yeni sahibi İtalyan Massimo Cellino olacak. Massimo Cellino aynı zamanda Cagliari takımının da sahibi. Bu zengin beyefendi İtalya’da ya da İngiltere’de de yaşamıyor. Kendisi Miami’den yapıyor yatırımlarını. West Ham’i tamamen devraldıktan sonra da yapacağı ilk iş Zola’yı gönderip yerine en son 2007-2008 sezonunda Bologna’yı çalıştıran Daniele Arrigoni‘yi getirmek olacakmış. Miami’den böyle buyurmuş Cellino.

Zola’nın yerine kimin geleceğinde değilim de elinde malzeme olmadan sezon başından beri hiç sesini çıkarmadan elinden gelen herşeyi yapan Zola gibi efsane bir adamı neden sezon ortasında göndermek istersin hiç anlamış değilim. İtalyan’ın İtalyan’a yaptığına bak…

Hafta Sonu Tv’de Futbol

15 Ocak Cuma

20.30 Fil Dişi Sahilleri – Gana (EUROSPORT) 21.30 Bayern Münich – Hoffenheim (TRT 3)

16 Ocak Cumartesi

14.30 Hamilton – Rangers (FUTBOL SMART) 14.45 Stoke City – Liverpool (SPORMAX) 17.00 Celtic – Falkirk (FUTBOL SMART) 17.00 Sheffield United – Middlesbrough (EURO FUTBOL) 17.00 Chelsea – Sunderland (SPORMAX) 18.00 Nijerya – Benin (EUROSPORT) 19.30 Everton – Manchester City (SPORMAX) 20.30 Mısır – Mozambik (EUROSPORT) 20.30 İstanbul Belediye – Beşiktaş (TRT 1) 21.00 Athletic Bilbao – Real Madrid (NTVSPOR) 22.00 PSG – Lille (KANAL A) 23.00 Barcelona – Sevilla (NTV)

17 Ocak Pazar

15.30 Aston Villa – West Ham (SPORMAX) 16.00 Milan – Siena (NTVSPOR) 16.30 Schalke – Nürnberg (TRT 3) 17.30 Denizlispor – Bursaspor (TRT 1) 18.00 Bolton – Arsenal (SPORMAX) 18.00 Gabon – Tunus (EUROSPORT) 20.00 Atletico Madrid – Sporting Gijon (NTV) 20.30 Galatasaray – Denizli Belediye (TRT 1) 20.30 Kamerun- Zambia (EUROSPORT) 22.00 Valencia – Villarreal (NTVSPOR) 22.00 Bordeaux – Marseille (KANAL A)

18 Ocak Pazartesi

18.00 Angola – Cezayir (EUROSPORT) 18.00 Mali – Malawi (EUROSPORT 2) 20.30 Antalyaspor – Fenerbahçe (TRT 1) 21.45 Newcastle – West Bromwich (FUTBOL SMART)

Bakalım bu yol, su, elektrik olarak bize nasıl dönecek?

Türkiye Futbol Federasyonu tarafından 2010-2011, 2011-2012, 2012-2013, 2013-2014 futbol sezonları TFF Süper Lig ve TFF 1. Lig müsabakaları yayın haklarının devri için düzenlenen “Medya Hakları İhalesi”  sona erdi.

Paket A denilen yani uzun lafın kısası Turkcell Süper Lig maçlarını farklı teknolojilerle haftada en az 4 olmak üzere şifreli canlı yayınlamayı kapsayan paket için Digitürk ve Türk Telekom arasında müthiş bir açık arttırma savaşı oldu. Kazanan 321 milyon dolarla Digitürk. Bir de bunun üzerine %30 vergi gelecek. Oh aslanım!

“Ligde takımlar arasında bu kadar çekişme olmuyor yayınlamak için bu kadar çekişme olur mu lan!?” dedirttiler resmen. Bu arada Digitürk masasında Karamehmet’in bizzat oturması, Telekom’un sık sık mola alıp patrona telefon açmaya gitmesi de açık arttırmanın entesanlıklarındandı.

Bu ihalenin ardından futbolumuzda birçok dengenin değiştireceği kesin. Kulüpler de tabii ki gelirleri yükselecek diye çok mutlular ancak bu paralar ödenebilir mi, nasıl ödenir, nereden nasıl çıkar gibi soruları da kendi kendilerine soruyorlardır. Mutluluğun yanısıra bir tedirginlik de vardır yani.

Bu noktada da bizlere yani futbol endüstrisinin müşterilerine girenin çıkanın ne olacağını bekleyip görmek lazım. Sadece ödeyeceğimiz paraları değil, maçları izlerken ağzımıza dayayacakları reklamları da şimdiden görür gibiyim…

Alessandro Del Piero

Dün akşam Diego’yla beraber Ferrara‘yı ipten aldılar. 3-0’lık Napoli galibiyetinin baş mimarlarıydı. Del Piero 2 gol atarken, Diego 1 gol atarak bir de penaltı yaptırdı.

Sezon başında yapılan onca transfere rağmen yine Del Piero yine Del Piero… Ferrara sezon başından beri kaptana ters gidiyordu ancak bu zor günlerde sarılması gereken isim odur. Juventus’daki ağırlığı tartışılmaz. Hatta taraftar Hiddink filan değil Del Piero gelsin takımın başına diyor. Ben ise daha değil biraz daha izleyelim diyorum.

Bu galibiyet şimdilik kupada çeyrek finali getirdi ve günü kurtardı. Hafta sonu Chievo deplasmanı yine sıkıntılı olur.

Nazar boncuğu olsun

Guardiola göreve geldiğinden beri ilk defa bir kupada saf dışı kaldı. Sevilla’yı dün akşam deplasmanda Xavi’nin golüyle 1-0 yenmelerine rağmen ilk maçı Camp Nou’da 2-1 kaybettikleri için deplasmanda atılan gol muhabbetinden Copa Del Rey’den elendiler.

Geçen sezon alınan 6 kupanın ardından bu sene de herkes Barcelona’dan aynı şeyleri bekliyor ancak mümkünatı yok. Maçı izleyemediğimiz için fazla yorum şansımız yok ama İspanyol basınına göre futbol tanrıları Sevilla’nın yanındaymış. Guardiola maçtan sonra “eleneceksek böyle elenemelim ben takımımla durur duyuyorum, Sevilla’yı da tebrik ediyorum” demiş.

Barcelona kaybedince sevineni de çok oluyor tabii. Sevilla’lıların haklı sevincinin yanı sıra özellikle Alcorcon denilen 3. lig takımına bir önceki turda elenen Madrid’liler başkasının mikiyle zevk almaya bayılıyorlar…

Neden Arsenal t-shirt’ü giydim?

“Bu sabah uyandığımda dün Arsenal t-shirt’ü giydiğimi fark ettim. Angola sınırında yaşadıklarımızdan sonra bütün eşyalarımızı, bavullarımızı bırakıp kaçtık. Bu yüzden giyecek hiçbir şeyim yoktu ve sorduğum ilk kişi bana bu t-shirt’ü verdi. Ne giydiğime dikkat etmedim bile… Dün uyumak için odama giderken bile şaşırıp başkasının odasına gittim. Olay nedeniyle hepimizin kafası karışık. Ne yaptığımızı bilmiyoruz…”

Emmanuel Adebayor

Kewell’ın kankası Neill

Dün gece saatlerinde Lucas Neill’in Galatasaray’a transferi açıklandı. Everton’a ödenen bonservisle ilgili resmi bir rakam açıklanmasa da İngiliz basınında 800.000 pound civarında bir rakamdan bahsediliyor.

Sezon başında bonservisi elindeyken çok yüksek maaş istediği için ayrıca 4 milli stoperimiz var diyerekten gerçekleşmemişti bu transfer. Neill de tekrar Premier League’in yolunu tutmuş ve Everton’la anlaşmıştı.

Bugüne geldiğimizde 4 milli stoper denilen Emre Aşık, Emre Güngör, Gökhan Zan ve Servet’ten beklediğini alamayan Rijkaard tekrar Neill’ın ismini verdi. Neill ise Everton’da sürekli forma giyememe sıkınıtısıyla 6 sonraki Dünya Kupasını düşünerek Galatasaray’a tamam dedi. Milli takımdan kankası Kewell’ın da Neill’a Galatasaray hakkında referans verdiği kesin.

Neill şöyle oyuncudur, böyle özellikleri vardır demektense şu anki mevcut stoperlerin hiçbirinden kötü olmadığını ve yıllarca Premier League tecrübesi kazandığını düşünerek takıma olan artılarının eksilerinden daha fazla olacağını söyleyelim. Savunmanın hem ortasında hem de sağında görev alabilmesine rağmen Rijkaard’ın kafasında Servet’in partneri olacaktır. Sezon başından beri en büyük dert olan savunmadan topu oyuna iyi sokan stoper konusunda da hem Servet’ten hem Zan’dan hem de Emre’lerden daha iyi olduğu kesin.

Belki Galatasaray’lı taraftarların sezon başında alıştığı flaş transferler gibi değil ancak Ocak ayında alınmasına rağmen avrupa kupasında oynayabilecek, Premier League tecrübeli, çok da yaşlı olmayan(31) milli bir stoperi kadroya katmak hiç de fena değil. Bir de kankası Kewell’ın sezon sonunda takımda kalmasına olumlu katkı yapacağını düşünenler var. Öncelikle işallah diyeyim ama Kewell’ın sorunu ailesinin burada olmaması ve onları özlemesi onlarında Kewell’ı özlemesi. Neill Kewell ailesinin özlemine nasıl çare olur pek bilemedim…

Rezil kepaze

Anfield’da Championship takımı Reading’e 2. golü atamıyorsan 90+4’de de penaltı yapıp beraberlik golünü yiyorsan elen zaten!

1-0 öndeyken de adam gibi top mop oynamayan Liverpool, Gerrard ve Torres oyundan çıkınca tamamen çöktü. Sahadakilerin amatörlerden hiç bir farkı yoktu. 90+4’de gelen beraberlik golü, uzatmalarda göstere göstere gelen galibiyet golü Reading’e turu getirdi. Daha imzası kurumadan Anfield’a maçı izlemeye gelen Maxi Rodriguez de “buranın hali Atletico’dan da beter, ne ettim ben?” demiştir…

Topunuzu eşekler kovalasın! Özellikle seni Benitez efendi. Bi’ FA Cup vardı o da yalan oldu.

Mancini’den pizza ve şarap tavsiyesi

Arap City’nin başına geldiği günden beri başarılı sonuçlara imza atan Roberto Mancini, futbolcularının beslenmesini de daha keyifli bir hale getirmiş. Bütün takımlarda olduğu gibi diyetisyenler gözetiminde dengeli beslenen City’li futbolculara maçlardan önce karbonhidrat takviyesi olarak pizza yediren yanında da bir kadeh şarabın zararı olmayacağını söyleyen Mancini, İtalyan yaşam stilini Manchester’a taşımış.

Sporcuların maçlardan ya da antremanlardan önce makarna gibi kaliteli karbonhidratlar tükettiğini biliyordum ancak şarap hakikaten enteresan geldi.

Daha önce de bir diğer İtalyan Capello, İngiltere Milli takım oyuncularına patatesin yanına ketçap sıkmaktansa akdeniz salatasına zeytinyağı dökün tavsiyesinde bulunmuştu.

Ben Capello’dansa Mancini’nin tavsiyesine uymayı tercih ediyorum. İnce çıtır pizzanın yanında bir kadeh Chianti akar gider ama bizimki bir kadehle kalır mı? Zor…