Tottenham Vuvuzela’ya karşı

Tottenham resmi internet sitesinden White Hart Lane’de vuvuzela denen meretin yasak olduğunu açıklamış. Sebep olarak taraftarların acil durum anonslarını duyamayacaklarını göstermişler. Açıklamanın son kısmında da taraftara gazı verip White Hart Lane‘in kendine has fantastik atmosferinden çok memnunuz demişler. Kendilerini tebrik ediyor başarılarının devamını diliyoruz.

Bu arada Tottenham demişken Puma tarafından üretilen yeni formalar da ortaya çıktı ve oldukça başarılılar.

Kapalı kutu

Daha önce ne izledim ne de duydum. Bildiğim tek şey hem sağ hem de sol kanatta hızlı olduğu ve Rijkaard’ın onu çok istediği. Vardır kıvırcığın bir bildiği diyelim. Lakabı da El Mago yani sihirbazmış. Sihirbazı tanımamak bizim ayıbımız olsun umarım bu lakabını neden aldığını bizlere gösterir.

Galatasaray tarafından resmen açıklanan Juan Pablo Pino’nun kariyeri hakkında daha fazla bilgi için buraya bir tık.

Joe Cole Liverpool’da

Chelsea’nin sözleşme yenilemediği Joe Cole artık Liverpool’un futbolcusu. Resmi siteden yapılan açıklamaya göre Joe Cole 48 saat içinde sağlık kontrolünden geçecek ve 4 senelik imza atacak. Resmi olarak açıklanmasa da İngiliz basınında Cole’un Liverpool’dan haftalık 90.00o pound alacağı söyleniyor. Yani senelik 4.3 milyon pound gibi bir rakam.

Chelsea’de yaşadığı sakatlık sorunlarının ardından sürekli ilk 11’e girmekte çok sıkıntı yaşamıştı. Liverpool’da istediği gibi sürekli ilk 11’de oynama şansı oldukça yüksek. Benayoun’un Chelsea’ye gidişiyle Liverpool’daki o boşluğu da fazlasıyla dolduracak ve Liverpool’un geçen sezon yaşadığı yaratıcı adam eksikliğini kapatacaktır.

Roy Hodgson’ın Liverpool’un başına gelmesinin ardından Joe Cole ikinci transfer oldu. İlk isim rotasyonda zaman zaman yer bulacak Sırp forvet Jovanovic’di. Joe’ya kırmızı kesin yakışacaktır. Gelen isimler önümüzdeki sezon için umut vaad ediyor ama sol bek Insua’nın Fiorentina’ya satılmasını anlayabilmiş değilim. Sol bekte kim oynayacak çok merak ediyorum.

Nerede kalmıştık?

Kewell’ın Galatasaray’a imza attığı gün İstanbul’a geri dönmek keyiflli oldu. Kaldı gitti, kalmalı kalmamalı derken kadro derinliği ve takım ruhu için çok iyi oldu Harry’nin kalması. Biz buralarda yokken Cana da orta sahaya geldi. Tekmeye kafa uzatan değil tekmeye kafa atan futbolcu severiz. Bize de bu lazımdı zaten. Sırada başka isimler de var bu arada. Pino bitti gibi. Orta sahaya bir ya da iki takviye daha olacak. Gidenler de var tabii. Leo Franco ve Carrusca zaten gidiciydi. Hatta Carrusca’nın hala bizim futbolcumuz olması biraz enteresan geldi. Keita’nın gitmesine ise gram üzülmedim. İç sahada iki hareket yapacak diye 8 milyon euroluk teklif geri çevrilemezdi…

Avrupa’da da enteresan transferler var. Barcelona Sevilla’dan Adriano’yu iyi kaptı. Hem sağ hem de sol bek için iyi alternatif. Fabregas hala belirsiz. Liverpool Joe Cole’u aldı alacak. Çok güzel olur severiz. Chelsea’ye giden Benayoun’un yerini fazlasıyla doldurur. O Benayoun Chelsea transferini de hiç anlamadım ya… Serie A’da dikkatimi çeken iki transfer var. Palermo’dan Napoli’ye giden Cavani ve Genoa’dan Milan’a giden Yunanlı stoper Papastathopoulos. Porto da Sporting’den Moutinho’yu kapmış. Avrupa’ya gider diyordum Portekiz’in Avrupa’ya açılan kapısına gitti.

Avrupa’dan Türkiye’ye tekrar bir dönüş yapalım. Beşiktaş’ın Vikingur ile oynadığı antreman maçıyla ilgili iki laf edelim. Bir kere Queresma transferi ile taraftar gazı almış. Sezon öncesi Beşiktaş için büyük artı. Gerçi Quaresma da taraftardan gazı almış ilk maçın heyecanıyla biraz fazla kendine oynadı ama bu normaldir. Nihat da geçen sezonun pasını atmış gibi. Stoper de Ferrari’yi görmemek hatta sağda solda satılacağını okumak bir garip geldi. Böyle bir durum varsa Galatasaray yönetimi hemen harekete geçsin.

Tabii bir de Guti transferi var. Değinmeden olmaz. Resmen açıklanmamış ama herkes bitti diyor. Eğer gelirse yaş maş hikaye büyük transfer. Guti hazreteleri bu. Özel hayat filan atıp tutarız ama o da aralara fena atar. Solla uzaktan yoklar. Rakiplerin canını çok sıkar çok…

Bu arada bitirmeden Fenerbahçe’li arkadaşların da 19.07 Dünya Fenerbahçe’liler gününü kutlayalım. 3 gün sonra dostluk derbisinde bol şanslar…

Pause(!)

Zaten önümüzdeki hafta İstanbul dışında olacağım için bloga bir süre ara vermeyi planlıyordum. Ancak dün gece yazılarımdan birine gelen yorum çok keyfimi kaçırdı ve soğudum resmen.

Arkadaş konuyla ilgili fikrini belirtmek yerine benden girmiş ailemin diğer fertlerinden çıkmış. Daha önce de ara ara küfürlü yorumlar geliyordu elbet ama bu seferki gerçekten çok ağır ve can sıkıcıydı. Ben bu satırları keyif için yazıyorum, kimseye yaranmak gibi bir düşüncem de yok. Elbet taraflıyım ama sen diğer taraflısın ya da başka bir fikre sahipsin diye benim sevdiklerime, değer verdiklerime, arkasından dua ettiklerime küfür etme hakkına sahip değilsin!

Dedim ya soğudum. Bir süre başkaları yazsın, paylaşsın biz okuyalım. En azından keyif için yaptığımız işten küfür yemeyiz.

Yaya Toure Manchester City’de

Mancini’nin City’si transferde para saçmaya devam ediyor. Boateng ve Silva’dan sonra bugün de Barcelona’dan Yaya Toure’yi kadroya kattılar. 28 milyon pound bonservis bedeli ödenen Yaya Toure 5 senelik anlaşma imzaladı. Sağlık kontrolünden geçtikten sonra tatile çıkacak olan Yaya, 3 hafta sonra kardeşi Kolo Toure ile beraber yeni takım arkadaşlarına katılacak.

Bu transfer sonrası City’nin kadrosundaki orta saha oyuncularını bir daha gözden geçirdim. Özellikle defansın önünde göbekte oynayabilecek isimler; Toure, Barry, De Jong, Vieira, Michael Johnson ve Ireland.

En zayıf halkalar Johnson ve Ireland gibi. Bu isimlere yol verilebilir ki Ireland’ı da çok beğenirim. Mancini’den torpilli Vieira kesin kalır. Bu arada City’nin transferdeki yeni hedefi Lazio’dan sol bek Kolarov.