Ummadık taş baş yardı

30 Nisan’dan beri ilk mağlubiyet Madrid’de geldi. Getafe beklenmeyeni gerçekleştirdi. San Siro moraliyle kolay geçmesi beklenen deplasmanda Barcelona uyudu, uyuttu… Getafe de bunu fırsat bilip kabus oldu. Hem de tek sefer kaleye gelerek. Yenilen gol sonrası çabalar ise yetersiz. Bazen girmeyince de girmiyor işte. Top da uyuyuveriyor.

Aylardan Kasım, lider Real Madrid ile aradaki puan farkı 6. Biri iki hafta sonra olmakla birlikte önümüzde iki El Clasico var. Tabii daha çok sular akar ama Real Madrid gibi tabanca takıma bu avantajı verirsen kolay kolay bırakmazlar. Hele bir de 10 Aralık’ta puan farkı 9 olursa geçmiş olsun. Gideceksin oraya kazanacaksın. Başka çare yok. Daha önce yaptın yine yapacaksın.

Tabanca demişken, Real dün de Atletico’ya 4 tane sıktı. Golle iyi başlayan Atletico, kalecisi Courtois atılınca bitti. En son 1999 yılında Madrid derbisi kazanan Atletico’ya en güzel sözü de Real Madrid tribünleri söyledi;

“Daha iddiali bir derbi için daha değerli bir rakibe ihtiyacımız var.”

Sevimsiz

Çok geriye gitmiyorum. Geçen hafta Melo’nun Beşiktaş tribünlerine yaptığı hareket, bu hafta Engin’nin attığı kafa… Benim desteklediğim, gönül verdiğim takımın formasını giyen futbolcusu bunları yapmayacak. Yapınca da hocası “sorunlu değil sorumlu” diye demeç vermeyecek.

Şimdi birileri tek hareketle oyuncuyu bitirmek ya da kaybetmek kolay, kazanmak lazım diyecek. Haklı olabilirler belki ama bu arkadaşlar da giydikleri formanın Galatasaray forması olduğunu ve bazı değerlerin oynadıkları futboldan çok daha önemli olduğunu unutmayacak.

Sorumlu-sorumsuz, sorunlu-sorunsuz bilmem ben. Bu hareketler tek kelimeyle “sevimsiz.” Hal böyleyken kazanmışın, kaybetmişin çok da umrumda değil açıkcası.

Gün La Liga günü

Bugün Madrid futbola doyacak. Real Madrid-Atletico Madrid derbisinin yanı sıra Barcelona da Madrid’in küçük kardeşi Getafe’ye konuk oluyor. İki maç peş peşe; önce derbi sonra Barca.

Derbi öncesi Atletico sıkıntılı. Takımın en büyük gol silahi Falcao sakatlığı sebebiyle yok. Büyük ihtimal son bir kaç maç olduğu gibi Adrian’nın ayağına bakıp arkadan Reyes, Diego ve Arda ile destekleyecekler. Bu arada Arda demişken kendisinin Real Madrid ve Barcelona futbolcuları hariç La Liga’nın en çok asist yapan oyuncusu olduğunu belirtelim. Sezon başından beri 5 asisti var. Real Madrid ise evinde tabii ki favori ve muhtemelen ritmi yakalayıp farka koşabilirler. Hatta şöyleki Benzema ve Ronaldo ikilisi 2011 yılında Atletico Madrid takımının tamamından daha çok gol atmışlar. Tanrı Atletico kalecisi Courtois’un yardımcısı olsun.

Barcelona ise hafta içi alınan San Siro zaferinin moraliyle sahaya çıkıyor. Iniesta hala sakat. Adriano kadroda. San Siro’nun aksine yine 4’lü defansa geri dönüş olabilir tabii bu sefer de ileri uçta rotasyon olabilir. Artık Guardiola’nın maç öncesi ne yapacağını kestirmek çok güç. Kafasına esip Pique gibi bir ismi bile sağlıklıyken San Siro’da yedek bırakabiliyor ve 3 defans ile Milano gibi bir deplasmandan galibiyetle dönebiliyor.

Bu iki maçın gölgesinde ise saat 19.00’da La Liga’da haftanın açılış maçı Rayo-Valencia var. Geçen hafta Real’e zor anlar yaşatan ve oynadığı güzel futbolla takdir toplayan Valencia deplasmanda 3 puan arayıp takibe devam diyecek. Soldado ve Mehmet Topal maçı izleme nedenlerim!