Premier League’in 10.000 golü

Premier League tarihinde bugüne kadar toplam 9.995 gol atılmış ve bu hafta sonu oynanacak maçlarda atılacak 5. gol tarihe geçerek Premier League’in 10.000. golü olacak.

Bu şanslı tarihe geçecek isim kim olur bilemiyorum ama ligin sponsoru Nike bu özel hafta için altın renkli toplar yaptırmış ve bu haftaki 10 maç da bu toplarla oynanacak.

Ayrıca taraftarlar da düşünülmüş ve 10.000 gol olduğu anda sadece 100 adet altın renkli top Nike Online Store‘da satışa sunulacak.

Bu arada Premier League tarihinin 1., 1000. ve 5000. golcüleri şöyle;

1. gol Mark Venus (Ipswich Town v Tottenham) (2000 / 1) 1000. gol Fabrizio Ravanelli (Derby County v Blackburn Rovers) (2001 / 2) 5000. gol Dennis Bergkamp (Middlesbrough v Arsenal) (2005 / 6)

Acı itiraf…

“İlk dörte girmek en gerçekçi hedef. Şampiyonluk tabii ki bir olasılık ama zor. Eğer birinci, ikinci ya da üçüncü olursak fantastik ve harika olur. Bundan vazgeçmeyeceğiz ve sonuna kadar savaşacağız. Ancak sezon başında realistik hedefleriniz olmalı. Geçen sezonu yedinci bitirdikten sonra bu sezon ilk dörte girmek başarı olur.”

Biz zaten biliyorduk da kaptan Gerrard da kabullenmiş. Takım içinde de aynı düşünce hakim. Umarım sezon sonunda ilk 4’e girilir ve Şampiyonlar Ligi vizesi alınır yoksa Torres’i takımda tutabilmenin imkanı yok. Kaptanın da kafası atıp yeter artık deyip gidebilir. City-Chelsea ikilisi paraları kapıya dökerler. Amerikalı sahipler de hayır demez diyemez. Kulübün borçlar aldı başını gidiyor. Bankalar kredileri kesti.

Durumlar fena. Çok koyuyor Liverpool’u şu halde görmek…

Standart

Gaziantep’te 63. dakikada kafa yarılır maç tatil olur. Kadıköy’de maç başlamadan kafa yarılır ama derbidir sapına kadar oynanır. Hakemin keyfe keder soyunma odasına gidişine ve orada gelen “alo?”lara bağlı bu işler.

Standart denilen şey bu ülkede hiç bir konuda olmadı ki bu konuda olsun. Beklenti yok. İngiltere’de hakemin kafasına yabancı madde gelmiş yarılmış ama maç devam etmiş. Eder tabii o maddeyi atanı anında belirliyorlar paket yapıp ömür boyu stadyumlardan men ediyorlar. Benim güzel ülkemde canlı yayın kabloları kesiliyor bir tane güvenlik kamerası bile yapanı/yapanları yakalayamıyor(!) Binlerce kişinin arasından hakemi isabet ettireni mi bulacağız? Bırakın allah aşkına…

Bugün yine konuşuyoruz yasa çıkmalı bilmem ne… Niye bugün konuşmaya başladık? Dün o olay olmasa aklımıza gelir miydi? Gelmezdi. Standart olsun eşitlik olsun pek meraklı değiliz bu işlere. 3 gün daha konuşulur sonra aynı tas aynı hamam keyfe keder kararlara devam.

Hürmetler Tevez ağabey

Ben bu adam hakkında artık atıp tutmam. Korktum. Sebep ise kardeşi Juan Alberto Martinez ve üvey kardeşi Carlos Veron’un ülkelerinde yaptıkları.

2 kardeş silah soygun, güvenlik görevlisini tarama filan 16 yıl hapis cezası almışlar. Şakaları yok. Kandır çeker Tevez de bize bulaşmasın.

Soldaki kel kardeş Juan Alberto Martinez, sağdaki ise üvey kardeş Carlos Veron.

Gökhan Yavuz’u ve Raşit Ek’i yaşatalım

Seyrantepe’ye isimlerini verin

Gökhan Yavuz 30 yaşındaydı, Raşit Ek ise 20. Bayram günü öldüler. G.Saray’ın stadı için öldüler. G.Saray’ın boynunun borcudur bu iki işçi kardeşin adlarını yaşatmak.

Gökhan Yavuz 30 yaşındaydı. Raşit Ek 20 yaşındaydı.Bir bayram günü, akşam üzeri, Galatasaray’ın Seyrantepe’deki yeni stadı için kanalizasyon kazısı yaparken öldüler. Bayram günü öldüler. Galatasaray’ın stadı için öldüler.

Gökhan ve Raşit, Galatasaray nice bayramlar yaşasın diye, bir bayram günü öldüler. Galatasaray’ın boynunun borcudur bu iki işçi kardeşin adlarını yaşatmak. Haber ulaştığında içim daraldı, ruhum karardı.

Zayiat olmasınlar Twitter’a not düştüm “Adları keşke yeni stadın iki kapısına verilse. Gücümüz yeter mi, deneyelim mi?”Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi, Beşiktaşlısı, Karşıyakalısı… Takım tutanı tutmayanı “Deneyelim, yanındayız” dedi… Deniz Ülke Arıboğan, Ali Atıf Bir, Bülent Timurlenk, Bener Onar gibi eli medyada kalem tutanı, spor seveni ve sevmeyeni “Yürü” dediler. Gökhan Yavuz ve Raşit Ek bir bayram günü, kanalizasyon kazısı yaparken Galatasaray’ın yeni stadı için öldüler. Büyük inşaatlar için normal kabul edilen zayiat olarak, bir küçük haber haber olarak düşmesinler tarih toprağına.

İsimleri iki kapıya verilsin. Mutlulukla analım. Mutlulukta, kederde analım iki kardeşimizi. Zor mudur? Yetki mi gerekir? İkna mı gerekir? Kampanya mı gerekir? Öldü arkadaşlar bir kanalizasyon kazısında; vicdan gerekir. Haydi Galatasaray, yaşat adlarını, üzme bizi… Raşit 20 yaşındaydı, Gökhan 30… Bir bayram günü öldüler. Daha lafa gerek var mı?

KANAT ATKAYA

Tek devrelik Galatasaray:1 Gaziantepspor:0

İlk yarıyı bırakın yazmayı hatırlamak bile istemiyorum aslında. Özellikle 25 ile 45. dakikalar arası öyle bir içim geçti ki devre arasında gözümü açtım. Ne tempo ne tempo(!) İkinci yarı ise özellikle 45-65 arası bambaşka bir Galatasaray…. Daha inançlı, ayakları yere daha sağlam basan ve maçı isteyen bir takım vardı sahada. Özellikle hiç işlemeyen sağ kanadın tamamen değişmesi bunda etkiliydi.

Ali Turan’ı zaten biliyoruz. Olmuyor da olmuyor. Sabri sağlamsa her türlü oynayacak. Bu yazdığıma ben de inanamıyorum ama başka alternatif yok. Elano ise ileri 3’lünün sağında çizgide oynayamaz. Dünya Kupasında da sağa yakın oynuyordu ama çizgide değil, 4-3-1-2’de sağ içte görev yapıyordu. İkinci yarıda Rijkaard’ın Elano yerine Aydın tercihini ise ben anlamadım hiç bir zaman da anlayamayacağım. Madem Pino var kulübede koy kardeş sağ çizgiye. Aydın’a daha ne kadar şans verilecek?

Yeni transferler Insua ve Misimovic ise bedenen buradalar ama henüz adapte olamamışlar. Insua özellikle savunmaya geri dönüşlerde çok aksadı. Bunu geldiği gün de söylemiştim. Hücumcu bek ve savunmayı sevmiyor. Misi ise saklambaç oynar gibiydi. Ender gördüm kendisini. İlk maç ilk heyecan deyip sabredelim.

Metin Oktay’ın vefatının 19. senesinde parçalı forma giyemeden(!) sahaya çıkan takımımızda Kewell’a ise yine ayrı bir parantez. İsyan eden, mücadele eden, sanki sarı kırmızı doğmuşcasına sahada herşeyi veren Kewell’a… İyi ki varsın sayende Metin ruhuyla oynayan birini gördük sahada…

Galibiyet güzel ama yine stres içinde geçen son dakikalar, gol yemeden bitirebilecek miyiz diye kafayı yemeler. Bizim 2’yi bulana kadar saldırmamız gereken bir yapımız var. Savunma yapamıyoruz. Yapmaya kalkınca da büyük ihtimal yiyiyoruz. Bugün yemedik yatıp kalkıp şükredelim yoksa yarın yine bir krizle başlardık güne.

Gaziantep’e gelince ise şanssızlardı. Golü penaltıdan yediler. Kaleci penaltıyı neredeyse çıkarıyordu. 75-90 arası beraberliği yakalamaya çok yaklaştılar ama beceriksiz davrandılar. Bulgar Popov’u da atlamayalım. Çok iş yapar bu ligde…

19 Eylül’de yeni protesto

Glazer ailesinden rahatsız olan Manchester United taraftarları 19 Eylül’de Old Trafford’da oynanacak olan Liverpool maçında yeni bir protestoya hazırlanıyorlar.

Geçen sezonu sarı-yeşil atkılarla geçiren United taraftarı, bu sezonu da eski Manchester United formalarıyla geçirecek ve bunun için ilk adımı Liverpool maçında atacaklar. 2005 yılında Glazer ailesi yönetime gelmeden takımın giydiği formaları giyerek yeni forma satışının önüne geçmek istiyorlar.

Yönetimi protesto edeceğim derken kulübü daha da zor duruma sokacak bir karar. Ne kadar etkili olur bilemiyorum. Sezon başı kombine almayın protesto edelim duyuruları da yapılmıştı ancak yönetim tarafından 54.000 olarak hedeflenen kombine satışı 51.000’e kadar ulaşmıştı.

Misimovic&Insua; peki şimdi ne olacak?

Galatasaray’dan beklenen resmi açıklamalar da geldi. Insua satın alma opsiyonuyla kiralık, Misimovic ise bonservisiyle Galatasaray’da. Transferlerin finansal detaylarına şuradan ulaşabilirsiniz. Misimovic’den daha önce bahsetmiştik. Hatırlamak isteyenler buraya. Çikletten çıkar misali bir anda İstanbul’a gelen Insua’dan kısaca bahsedelim.

Arjantin’li Insua henüz 21 yaşında. Geçen sezon Fabio Aurelio’nun sakatlığı sebebiyle sık sık Liverpool ilk 11’inde yer aldı. Mevkii sol bek ancak hücum yönü oldukça güçlü. Bindir babam bindir bir durum var. Yanlız defasif yönü için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Oldukça pozisyon hatası yapıyor. Hatta bir Manchester United maçı sonrası “Match of the day” programında üzerine analiz yapılıp yerden yere vurulmuştu. Gerçi buna rağmen Premier League temposu ve ileri git gelleri Spor Toto Süper Lig için yeterli olacaktır. Hem Milli sol bekimiz Hakan Balta’nın defansif yönü güçlü de ne oluyor?

Bu arada Balta demişken; Rijkaard’ın onu bu saatten sonra stoperde oynatacağını tahmin ediyorum. Neill ve Balta; oyun kurabilen ayağı düzgün iki stoper. Balta’nın bundan önceki stoper performansları da oldukça başarılı bana göre ancak şu ara biraz mental olarak toparlanmaya ihtiyacı var. Servet’e de geçmiş olsun bol bol çekirdek çitler artık kenarda…

Bir de Misimovic’in gelişiyle aklıma gelen başka bir soru var. Geldiği günden beri 4-3-3 sistemin bozmayan ve bu uğurda Ayhan-Sarp-Barış 3’lüsüne tahamül eden Rijkaard’ın ne yapacağı… Bu sistemde Misimovic’in %100 verimle oynaması zor. Baros’un arkasında yani 4-2-3-1 gibi bir sistemde oynaması lazım. Şimdi bunların hepsi aynı 4-5-1’in değişik versiyonları denmesin. Kanatlar için belki doğru olabilir ama ortadaki bölge için değil.

Transferin bu kadar gecikmesinde de kızdığım nokta bu. Bu adamların daha erken gelip mümkünse takımla sezon öncesi kampına katılması ve takıma en kısa zamanda adapte olması gerekirdi. Ona göre oynayacağın sistem cart curtta belli olur böylece son dakikaya kadar can çekişmezdik. Yoksa Karpaty’e transferler gelmediği için elendiğimizi düşünmüyorum. Yanlış anlaşılmasın. Elimizdeki şu kadroyla da iki maçı rahat kazanmamız gerekirdi.

Bitirmeden bir de yabancı kontenjanı yüzünden ne yapacağımıza kafa yoralım. Kural 6 yabancı sahada 2’si kulübe de 2’si tribünde. Kafamda değişik varyasyonlar yapıyorum devamlı 7 yabancı kullanmak istiyorum tabii haliyle olmuyor. Rotasyon durumunda 1 hafta oynayan yabancı bir daha 15 gün sonra sahada. Avrupa zaten yok. Bu da ayrı bir dert bakalım nasıl bir çözüm bulunacak? Gerçi devamlı birileri sakat olacağı için belli isimlere fit olabiliriz.