Bu Şili can yakar

Bugün harika maçlarla gruplara son noktayı koyuyoruz. H grubunda İspanya’nın rakibi Şili. Son Avrupa şampiyonunun kazanmaktan başka çaresi yok ama karşılarındaki grup lideri 6 puanlı Şili de boş değil. Alexis Sanchez’yle, Isla’sıyla ve Vidal’iyle harika bir takım. Turnuvada göze en hoş gelen futbolu oynayan takımlardan biri. İspanya’ya kolay geçit vermeyecekleri kesin. Grubun diğer maçında ise Hitzfeld’in İsviçre’si Honduras karşısında. Onlarda galip gelip İspanya – Şili maçından haber bekleyecekler. Bekleyecekleri haber İspanya’nın puan kaybı ve olması son derece muhtemel bir sonuç. Fransa ve İtalya’dan sonra Avrupa’nın bir diğer büyüğü İspanya da bugün havlu atarsa hiç şaşırmam.

G grubunda ise Brezilya – Portekiz karşı karşıya. Brezilya gruptan çıkmayı garantiledi. Portekiz ise gruptan çıkmaya garantilemese de Kuzey Kore’ye karşı aldıkları 7-0’lık galibiyet sayesinde 2.’lik için avantajlı durumdalar. Dünya Kupalarında son olarak 1966 yılında karşılaşan 2 ekibin mücadelesinden Portekiz 3-1 ile galip ayrılmış. Aralarında oynadıkları son hazırlık maçını ise 2008 yılında Brezilya 6-2 kazanmış. Dunga gruptan çıkmış olmanın rahatlığıyla yedek isimlere yer verebilir. Zaten Kaka cezalı, Elano sakat. Portekiz ise ideal 11’i ile sahaya çıkıp risk almak istemeyecektir. Gruptaki diğer maç ise hayal kırıklığımız Fildişi Sahili ile kendine münhasır Kuzey Kore arasında. Drogba ve arkadaşları Kuzey Kore’ye fark atıp Brezilya galibiyeti bekleyecekler. Ancak Brezilya Portekiz’i yense dair işleri çok zor. Dediğim gibi o 7-0 Portekiz’i çok avantajlı konuma soktu.

Bi’ bira be… Ama beni bozuyo’…

Dün Slovenya karşısına kazanmaktan başka opsiyonu olmadan çıkan İngiltere’de teknik direktör Capello yıllardır her gittiği takımda uyguladığı kuralını kendi çiğnemiş. Maçtan bir gece önce futbolcularının gergin olduğunu farkeden İtalyan hoca, sinirleri yumuşatmak için oyuncularına bira içebilirsiniz demiş.

Bira sinirleri ne kadar yumuşatmış bilemem ama İngiliz futbolcular dün Slovenya’yı 1-0 yenmelerine rağmen sahada oldukça tutuk ve gergin gözüktüler. Turnuva öncesi beklentiler büyüktü ancak şu anki futbol pek ümit vaadetmiyor.

İkinci turda rakip Almanya. İngiltere’den daha iyi top oynadıkları ortada ancak bu Dünya Kupası. Tecrübe de çok önemli ve İngiliz Milli takımındaki oyunculara tek tek baktığımızda bu tecrübenin yeterince mevcut olduğunu görüyoruz.

Uğur Uçar

O Konya maçını hiç unutamam. Askerdeydim. Eğitimden kaçıp kaçıp gazinoda maça bakıyordum. Buzla kaplı o zeminde futbol oynamaya nasıl izin verirler diye kendi kendime söyleniyordum. Tam eğitime geri dönecekken Uğur’un o şanssız pozisyonu yaşandı. Dakikalarca ayrılamadım ekranın başından. Tam beklenen çıkışı yapmışken, her maç üzerine koyarken, Galatasaray’ın sağ beki yıllarca garanti altında demeye başlamışken hiç ama hiç olmadı.

Daha sonraki günlerde sakatlığının detaylarını öğrenince içimiz daha da çok acıdı. Kırılan diz kapağının yeniden kendine gelmesi, gelse bile eskisi kadar üst düzey mücadele etmesi çok zordu. Uzun süre sonra sahalara dönünce de fikrim aynıydı. Eskisi gibi olamayacağını düşünüyordum ama umarım yanılan ben olurum diyordum.

Ancak ne yazık ki yanılmadım. Çok istedim Uğur eskisi gibi olsun, sağ beki hiç bırakmasın, 3 numaralı forma üzerinde eskisin, kaptanlık pazubandını yıllarca taksın. O diz onu hep tedirgin etti. Zaten çok hızlı değildi daha da ağırlaştı. Müdahalelerde zamanla hatası yapınca daha da sert oynar gibi gözükmeye başladı. Kısacası eskisi gibi olamadı işte…

Ve küçük kaptan Uğur Uçar dün 1.3 milyon lira bonservis bedeliyle Ankaragücü’ne transfer olarak Galatasaray’dan ayrıldı. Profesyonel dünyada duygusallığa yer yok işte. Artık Galatasaray düzeyinde oynaması zordu. Keşke oynayabilseydi. Umarım yine eskisi gibi olur da ben yanılırım. Galatasaray da olmasa bile Milli takımda sağ beke iyi bir alternatif olur. Yolun açık olsun Uğur Uçar.

Mata Barcelona’ya yakın

Ekonomik kriz yaşayan Valencia elindeki yıldızları birer birer elinden çıkaracak gibi gözüküyor. David Villa’dan sonra Mata da Barcelona yolunda. İspanyol basınında geçen haberlere göre Mata bu hafta sonuna kadar Barcelona’ya imzayı atacak. Bahsedilen bonservis miktarı ise 20 milyon euro.

Mata’nın gelmesi demek Henry’nin kesin olarak gitmesi demek. Rotasyon için çok daha kaliteli kadro demek. Ibra’nın durumu ise henüz belirsiz. Kulüpten yapılan her açıklama kalacağı yönünde ancak ayrılacağı yönünde dedikodular devam ediyor.

Bu arada Valencia’nın bir diğer yıldızı David Silva’nın ise 35 milyon bonservis bedeli ve yıllık 10 milyon euro maaşla Manchester City’e gideceği söyleniyor. Bu da İngiliz basınının iddiası. Futbolcular Güney Afrika’dan dönünce hareketli bir transfer piyasası bizleri bekliyor anlaşılan.

Dejavu

9 ay önce de göbek üstü yerlerde kayıyordu bugün de değişen birşey yok. Maradona’dır ne yapsa yeridir.

Bu arada 11 Ekim 2009’da benzer bir fotoğrafa yer verdiğimiz yazıda aynen şöyle demişiz;

İyi güzel Arjantin Dünya Kupasına gidecek gibi gözüküyor ama Maradona’nın çok çalışması lazım. Bir şekilde bu kadar yetenekli adamdan takım yaratmalı yoksa Arjantin’in Güney Afrika’dan dönüş bileti çok erken olur.

Ee Maradona o takımı yarattı sanki?