Otamendi Porto’da

Dünya Kupası öncesi dahil bu adamı kimin kapacağını çok merak ediyordum. Güney Afrika’da piyasasını da yaptı Maradona’nın ilk maç hariç bankosu oldu. Kupa bitti hala alan yok dedim heralde bu sene de Velez’de ama Porto dün işini bitirdi 22 yaşındaki defans oyuncusunun.

Porto bu transfer döneminde Bruno Alves’i Zenit’e 22 milyon euroya paketlemişti. Onun yerine yine nokta transfer yaptılar. Hem stoper hem de sağ bek oynayabilen Otamendi’ye sadece 4 milyon euro bonservis bedeli ödeyecekler. Maradona’nın Dünya Kupasında sağ bekte görev vermesine rağmen stoper de çok daha etkili bana göre.

Geleceğinin çok parlak olduğunu düşündüğüm Otamendi’ye 5 yıllık sözleşmeyi de imzalatmışlar. 2 ya da 3 sene sonra 20+ bir bonservisle satarlar sonra yerine yine Güney Amerika’dan gelenin gideni aratmayacağı bir transfer yaparlar. Daha önce örneklerini çok gördük. Porto ve bitmek tükenmek bilmeyen başarılı bir döngü.

Davids Crystal Palace’da

2 sene önce Ajax’tan ayrıldığından beri topa dokunmayan 37 yaşındaki Hollanda’lı Edgar Davids, Championship takımlarından Crystal Palace’a imza attı. Aceto Bülent abinin dediğine göre Davids en son tekstil işine girmiş. İşler beklediği gibi gitmedi heralde bildiğimiz işi yapalım biz dedi…

Palace taraftarı 37’lik transferden memnun. Formalar kapış kapış. Kulüpte mali sıkıntılar vardı. Onlar da yavaş yavaş aşılıyor. Tabii aşılırken bonservis bedelsiz takviye lazım.

Yolcu yolunda gerek

Mesut Özil transferinin ardından kadrosundaki futbolcu sayısı 26 olan Real Madrid’de şimdi satış zamanı. Mourinho’nun yeni sezonda kadroda 25 futbolcu bulundurma hakkı olmasına rağmen 23 futbolcuyla yola devam edeceği İspanyol basınının iddiası.

Gidecekler içinse 4 aday ortaya çıkmış durumda. Bu isimler Van der Vaart, Diarra, Drenthe ve Lass. Diarra ve Drenthe’nin gidişleri kesin gibi Mourinho kadroda düşünmüyor. Van der Vaart ve Lass konusunda ise kararsız.

Kaka’nın sakat olduğu dönemde Van der Vaart’ı Mesut ile rotasyonda kullanabilir ancak yeni transfer genç yetenek Canales‘in önünü kesmek istemiyor. Bir de yine orada kullanabileceği Granero var. Lass ise ilk 11’de düşünmediği bir isim. O bölgedeki ilk tercihleri Khedira ve Xabi Alonso. Aynı bölge için bir de Gago var ama Lass’ı gönderip yedek olarak tek ona kalmak mantıklı değil ki Lass’ı her türlü Gago’ya tercih ederim.

Bu durumda Van der Vaart gidecek 3. isim gibi duruyor. Severiz Van der Vaart’ı. Gönül ister oynadığı takımda her maç ilk 11 olsun. Solla uzaktan yoklasın, aralara ince ince atsın…

Dedik ya umrunda değildir diye…

Fransa Futbol Federasyonu disiplin komitesi tarafından 18 maç cezaya çarptırılan Anelka dün de tahmin ettiğimiz üzere rahat. Karar umrunda değil;

“Maviler için tekrar oynamak istediğimi kim söyledi ki zaten? Güney Afrika’nın ardından Fransa Milli takımı benim için geçmişte kalmıştır. Bu kararı alan komite de başlı başına bir saçmalık. Palyaçodan farksızlar kahkahalarım ikiye katlandı. Ben her hafta maviler için oynuyorum zaten. Bu benim için yeter de artar bile…”

İsyankarların cezaları belli oldu

Fransa Futbol Federasyonu disiplin komitesi bugün yaptığı toplantı sonrası Dünya Kupası isyankarlarının cezalarını belirledi.

Cezalardan en fana çarpılan isim Anelka. 18 maç! Umrunda mıdır? Bence değildir. Kaptan Evra’nın cezası ise 5 maç. Ribery ve Toulalan ise ucuz kurtulanlardan. Ribery 3 Toulalan 1 maç. Abidal ise suçsuz bulunarak ceza almamış.

Bu arada Evra, Abidal ve Toulalan toplantıya katılırken Ribery Bayern Münich bırakmadığı için avukatını yollamış. Anelka’dan ise ses yok. Dedik ya umrunda değil…

Nesta’nın eli

Nesta’yı en son ne zaman sahada gördüm hatırlamıyorum bile. Çok severiz o ayrı ama yaş da 34 oldu artık yavaş yavaş sonuna geliyor. Bu sezon Milan kadrosunun bankosu olması da zor. Thiago Silva, Onyewu ve Genoa’dan gelen Papastathopoulos çok kaliteli isimler.

Zaten Nesta yine sakat. Geçen hafta oynanan TIM Cup maçlarında eli kırılmış ve ameliyat olmuş. Gerçi bu sefer sakatlığı kısa sürecekmiş ama arkadaşın eliyle ilgili bir problemi olduğu kesin. Yanlış hatırlamıyorsam 3 sene önce Play Station oynamaktan baş parmağında sorun çıkmış ve geçirdiği ameliyat sonrası uzun süre sahalardan uzak kalmıştı.

Şimdiki sakatlığı Play Station sevdasını da sekteye uğratacak işin kötüsü. Cannavaro-Nesta tandemi yapıp eski günlerini anmaya bi süre ara verecek maalesef…

FIFA yeni heyecan arıyor

FIFA’nın samiyetsiz başkanı Sepp Blatter bir sonraki Dünya Kupasında kural değişikliği yapabileceklerini söylemiş.

Grup maçları dahil turnuvanın bütün maçlarında 90 dakika berabere biterse direk penaltı atışları oyunu daha heyecanlı hale getirebilirmiş. Bir diğer üzerinde durdukları konu ise altın gol kuralını geri getirmekmiş. Hatırlatalım altın gol kuralı 1998 ve 2002 Dünya Kupalarında uygulanmış biz de İlhan Mansız’la ekmeğini yemiştik.

Şahsen 120 dakika süren ve penaltılara giden maçlar hep içimi cız ettirir. Hak eden değil şanslı olan kazanır. Özellikle 90 dakika sonunda böyle bir uygulama nasıl olur kararsızım. Heyecanlı olur yatış olmaz ama yine de bilemedim. Altın gol geri gelse hayır demem ama hakkaten heyecanlıydı be kardeşim…