Gurur

Basketbol’dan teknik taktik olarak pek anlamam ama bu ara Milli takımımız için hep ekranda başındayız. Dün akşam da Fransa’yı farklı geçtik. Fransa iyidir kötüdür onu da bilmem ama gruplar sonrası bu kadar rahat maç kazanmak büyük iş olsa gerek. Hidayet tecrübesiyle ön plana çıkarken maçın adamı Sinan Güler desem hata yapmış olmam heralde.

Çarşamba günü sırada Slovenya var. Yolumuz açık olsun. Bu mücadele bu inançla kupaya kadar gideriz umarım.

Bu arada söylemeden edemeyeceğim. Dünkü maçta saha kenarında olan futbol milli takımımızdan Selçuk Şahin’i sık sık görmek; priceless…

Bu isme dikkat

Romelo Lukaku henüz 17 yaşında. Anderlecht’de forma giyiyor ve Belçika Milli takımının yeni silahı. Cuma günü Almanya karşısında ilk defa Milli oldu.

Geçen sezon henüz 16 yaşındayken Anderlecht formasıyla gol kralı olarak dikkatleri üzerine çekti. Oyun stili ve fiziksel yapısı olarak Drogba’yı andırıyor. Sezon başında Mourinho’nun Real Madrid kadrosuna katmak istediği isimlerden biriydi ancak ailesi transfer için henüz erken olduğunu düşünerek en az 1 sezon daha Belçika’da kalmasını istedi. Mourinho da karara saygı duyduğunu belirterek bu transferi fazla zorlamadı.

Yarın Milli takımımız karşısında Belçika’nın en önemli silahlarından biri olacak. 17 yaşında olmasına rağmen gücüyle Servet ve Ömer Erdoğan’ı çok zorlayacak. Hem onlar bu isme dikkat etsin hem de daha önce izlemeyenler varsa Lukaku’ya özellikle dikkat etsin. Uzun seneler çok üst düzey yerlerde bu çocuğu görecekler.

Euro 2012’ye doğru…

Euro 2012 elemeleri dün akşamki maçlarla start aldı. Öncelikle maçların cumartesi-çarşamba oynanmasındansa cuma-salı oynanması isabetli bir karar olmuş. Salı günü oynanan maçların ardından kulüplerine dönecek olan futbolcular daha fazla dinlenme şansı bulacak.

Milli takımımıza gelirsek Kazakistan maçı sonrası ciddi bir değerlendirme yapmak doğru değil gibi. Rakibimiz olmayacak seviyedeler. Duran toplar tek tehlikeli yönleriydi ama zaman zaman o bile sıkıntı verdi. Üst üste gelen 2 gol bizi çok rahatlattı ve maçı erken bitirdik. Özellikle Arda’nın milli takım performansı yine bir farklıydı. Emre iyiydi. İlk kez milli olan genç(!) Ömer Erdoğan hiç sırıtmadı. Tuncay’ın sırtı dönük tek forvet gibi oynaması pek olmadı. Olamaz da zaten olayı o değil. Bir de maçı izlerken söylenip durduğum Aurelio vardı. Performansıyla alakalı değil ama hala ona şans verilmesi beni rahatsız ediyor. Aday kadroya çağrılmayan Topal, Necip ve kulübede oturan Nuri’yi görmek isterdim.

Salı günü rakip Saraçoğlu’nda Belçika. Çok daha ciddi bir sınav olacaktır. Dün akşam Almanya’ya tek golle mağlup oldular. Takım savunmasını iyi yapan bir ekip. Sabırlı olmamız ve disiplinden kopmamamız gerek. Dakikalar ilerledikçe arkada vereceğimiz açıklar bizi üzebilir.

2012 yolunda diğer gruplardan da biraz bahsedelim. İtalya Estonia deplasmanında Cassano faktörüyle gülmüş. 1-0’dan 1-2’ye çevirmişler maçı. Fransa yine hüsran olmaya devam ediyor. Blanc yönetimindeki ilk resmi maçlarında kendi sahalarında Belarus’a 0-1 yenildiler. Anelka gülmeye devam ediyordur heralde. Hollanda San Marino’yu 5’lemiş ama burada önemli olan Van Nİstelrooy’un 2 sene aradan sonra golle dönmesi. Huntelaar’dan da hat trick var. Bir diğer hat trick hero da Defoe. İngiltere’nin Bulgaristan’ı 4-0 geçmesinde payı büyük. Son şampiyon İspanya ise bildiğimiz gibi. Liechtenstein deplasmanında Torres, Villa, Torres, Silva yapmışlar; 4-0.

Dün akşam Quaresma

Dünkü Milli maç fotolarına bakarken karşıma çıktı. Nike billboard yapmak için özel çekim yapsa bu kadar olur. Beşiktaş’lı arkadaşların da hoşuna gidecektir…

Bu arada Ronaldo yerine kadroya çağrılan Quaresma dün akşam döktürmüş ancak kendi sahalarında Güney Kıbrıs’la 4-4 berabere kalmışlar.

Fiziksel Carlos

Roberto Carlos’un 1997 yılında Fransa’ya attığı ünlü frikik golü bilim insanlarını uğraştırmış. New Journal of Physics adlı dergide yayınlanan makaleye göre olayın formülünü bulmuşlar; işin içinde uzaylı da yok, mucize de değil.

Kurşunların izlediği yol üzerine araştırmalar yaparken akıllarına gelen bu frikik, Dr. Christophe Clanet’e göre tekrarlanabilir. Ancak topa yeterince sert vurulması ve kaleye uzak olunması şart. Topun izlediği yolu salyangoz kabuğu yörüngesi olarak adlandırıyor ve topun hareket ettiği mesafe uzadıkça falsonun arttığını belirtiyor. Roberto Carlos topa taaaaaa 35 metreden mancınıkla vurduğu için de topun falsosu coşmuş, olan Barthez’e olmuş.

Ben konu hakkında daha çok okumak istiyorum, fizik benim hayatım diyorsanız, New Journal of Physics dergisindeki makaleye şuradan, konu hakkında daha önce yapılan futbol topunun aerodinamisi ile ilgili başka bir araştırmaya ise şuradan ulaşabilirsiniz.

Bir Marca klasiği

Real Madrid yarı resmi yayın organlarından Marca, ortalığı karıştırmayı sever. Bugünkü manşetten girdikleri haber de yine çok bomba.

İsviçre’nin Nyon kentinde düzenlenen elit teknik adamlar forumunda Guardiola’nın Mourinho’nun elini sıkma konusunda tereddüt ettiğini ve yavaş davrandığını söylüyorlar. Hatta Michel Platini’yi de buna tanık olarak gösteriyorlar.

Böyle bir şey olabilmesi mümkün mü? Ben zannetmiyorum. İki taraf saha içinde ne kadar rakip olsalar da bir çok zaman farklı ortamlarda bir araya gelip yüz yüze bakıyorlar. Guardiola’nın da nasıl bir adam olduğunu az çok biliyoruz.

Marca gazı vermiş sezon başı heyecanı arttırmaya çalışıyor. Tabii heyecan şart Mourinho Real’i oturtacak da Barcelona’ya yetişecek… Yatacak yerin yok Marca!

Edit: Katalanlar da cevabı tek fotoyla vermiş:) Guardiola hakkaten baya tereddüt etmiş!